Şengül Şirin
|
Cevap : İsrail, Medinat Yisrael
Kippur savaşı'ndan sonra 31 aralık 1973 seçimlerinde hiçbir parti kesin bir çoğunluk sağlayamadı ve Li-kud'la önderi Menahem Begin'in çevresinde toplanan milliyetçi partiler, oylarını artırdılar Yeni bir hükümet kurulmasına ilişkin görüşmelerin ana konusu, Kipur sa-vaşı'ndaki "ihmallerin" sorumlusu olarak görülen işçi partili general Dayan'ın kabine üyeliğiydi Golda Meir hükümeti, 11 mart 1974'te kuruldu: Abba Eban Dışişleri, Şimon Peres Enformasyon, Moşe Dayan da Savunma bakanı oldular Çoğunluktaki işçi partisi'nden başka Mapam ve Ulusal dinci parti (UDN) de birkaç bakanlıkla hükümette yer aldılar
Ama yeni hükümet, Kipur savaşı'ndan sonra kamuoyunda oluşan hoşnutsuzluğun ve güvensizliğin gelişmesine karşı koyamadı G Meir'in istifası üzerine (10 nisan) ciddi bir siyasal bunalım baş gösterdi Sonunda, işçi partisi'nce belirlenen yeni Başbakan general izak Rabin, 28 ma-yıs'ta, işçi parti siyle bağımsız liberaller ve Medeni haklar partisi ittifakına dayanan (daha sonra ulusal dinci parti de buna katıldı) ve ancak bir sandalyelik bir çoğunluğa dayanan ılımlı bir hükümet kurdu Golda Meir, Moşe Dayan ve Abba Eban' ın artık yer almadığı hükümette, Şimon Peres Savunma, Yigal Allon da Dışişleri bakanıydı Filistinliler'in Kiryat Şemona'ya (nisan) ve Maalot'a (mayıs) karşı yeni saldırılar düzenlemeleri ve İsrail'in Lübnan' daki Filistin mülteci kamplarına karşı baskınlarını sürdürmesi, bunalımı canlı tuttu 31 mayısta Cenevre'de, Suriye ile israil arasında, silahlı kuvvetlerin Golan'da birbirinden ayrılması konusunda bir anlaşma imzalandı, ama kesin bir barış için gerekli koşullar ülkede derin bölünmeler yarattı Yaser Arafat'ın New York ziyareti ve Bethşean yönetimindeki Filistin Demokratik halk kurtuluş cephesi'ne bağlı fedayin-ler'in saldırısı (kasım 1974), israilliler'in endişelerini alevlendirdi
Bununla birlikte, 1 eylül 1975 tarihli Misir-İsrail geçici anlaşmasıyla, Kahire ve Tel-Aviv ilişkilerinin "normalleştirilmesi" sürecinde yeni ve temel bir aşamaya girildi Nitekim Mısır, tarihinde ilk kez, yahudi devletiyle olan ihtilafını barışçı yollardan çözümlemeyi taahhüt ediyordu Aralık 1976'da, Knesset'te bir güvenoylaması sırasında UDP üyelerinin çekimser kalması, bir siyasal bunalımın patlak vermesine neden oldu Rabin, koalisyon içinde UDP'yi temsil eden iki bakanı hükümetten atınca Parlamento'daki çoğunluğunu yitirdi; böylece yeniden milletvekili seçimlerine gitmek gereği doğdu Oylamadan iki ay önce Başbakanın karısı Lea Rabin, yasadışı yollardan ülke dışında döviz bulundurmakla suçlandı Bu skandal, kocasının, işçi partisi yönetiminden istifasına neden oldu Onun yerini Şimon Peres aldı ve nisan 1977'de Maarah'ın (işçi partisi ve Mapam cephesi) seçim kampanyasını yönetti
Menahem Begin hükümeti
17 mayıs 1977 seçimleri, işçi hareketinin egemenliğine son verdi 43 milletvekilliği kazanan Likud, Maarah (32 sandalye), Demokratik değişim hareketi (DDH) [15 sandalye] ve UDP'yi (12 sandalye) açık bir farkla geride bırarak, israil'in en büyük partisi oldu Menahem Begin, haziran 1977'de Başbakanlığa getirildi Kurduğu hükümet dinci partilerin (17 milletvekili) ve DDH'nın desteğini aldı; Ariel Şa-ron, Ezer Weizmann ve Moşe Dayan (Dışişleri) hükümete girdiler Başlangıçta büyük bir çoğunluğa sahip olmasına rağmen, Menahem Begin, başta DDH'lı milletvekilleri ve bakanlar olmak üzere (DDH şubat 1981'de dağıldı) çeşitli ayrılmalar nedeniyle Knesset'te gitgide daha fazla güçlükle karşılaştı M Begin'e yakın birkaç kişi, özellikle Moşe Dayan (ekim 1979), Ezer Weizmann (mayıs 1980), Şmu-el Tamir (temmuz 1980) ve Yigal Oroviç (ocak 1981), çeşitli nedenlerle hükümetten istifa ettiler Kasım 1980'de, hükümete karşı verilen bir gensoru önergesinin ancak kıl payı bir farkla (54'e karşı 57 oy) reddedilmesi üzerine Başbakan yeni milletvekili seçimleri yapılacağını açıkladı (ocak 1981); seçimler 30 haziran 1981'de yapıldı Likud koalisyonu (Herut, Liberal parti) Maarah'ı 10 000 oy farkla yenerek 48 sandalye kazandı (Maarah 47 sandalye) Bu iki kuruluşu dinci partiler izledi: UPD (6 sandalye), Agudat israil (4 sandalye) ve israil Gelenekçi partisi (IGP) [3 sandalye]; Rakah cephesi (komünist eğilimli) 4 üyelik ve "Büyük israil" görüşünü savunan aşırı sağdaki Thiya (Rönesans) 3 üyelik kazandılar 4 ağustosta, M Begin, Knesset'te dört partiden oluşan bir koalisyonun (Likud ve dinci üç parti; 61 üyelik bir çoğunluk) desteğini alan bir hükümetin kurulduğunu açıkladı Yeni kabinenin başlıca üyeleri A Şaron (Savunma) ve Y Şamir'di (Dışişleri)
iktisadi alanda, Begin hükümeti, çok kötü olan durumu denetim altına almayı başaramadı Askeri harcamalar bütçenin ortalama üçte birini yutuyordu, mali bakımdan ABD'ye bağımlılık ekim 1973 savaşı'ndan beri tehlikeli bir düzeye erişmiş, ödemeler dengesi açığı GSMH'nın dörtte birini bulmuştu (1978); dış borç ödemeleri bütçenin yaklaşık üçte birini götürüyordu Ekim 1977'de Maliye bakanı Ehr-lich'in başlattığı ve kasım 1979'da çok sert bir kemer sıkma planı hazırlayan ardılı Y Oroviç'in sürdürdüğü "yeni liberal ekonomi politikası" başarısızlıkla sonuçlandı 1978'de yüzde 42,5 olan enflasyon 1980'de yüzde 133'e ulaştı; kurulduğundan beri tam istihdama alışmış bir ülkede İşsizlik oranı yüzde 5'e çıktı Maliye bakanı Y Aridor'un, selefinin aşırı liberal ekonomi politikasına getirdiği müdahaleci düzeltmeler, enflasyon sarmalının biraz düzelmesini sağladı (1981'de yaklaşık % 100)
Uluslararası alanda Begin hükümeti, Sedat'ın Kudüs ziyaretinden (kasım 1977) sonra yeniden başlayan ve Mısır ile israil arasında Camp David anlaşmaları (eylül 1978) ile Washington anlaşması'nın (26 mart 1979) İmzalanmasıyla somutlaşan barış sürecini tamamladı Haziran 1967'de, işgal edilen Mısır topraklarından bütünüyle geri çekilme karşılığında, Kahire ve Tel-Aviv ilişkilerini "normalleştirdi-ler" Ne var ki, israil'in Mısır'a karşı güttüğü bu "barış stratejisi", arap dünyasına, özellikle Lübnan, Suudi Arabistan ve Irak'a (haziran 1981'de Tamuz nükleer santralının tahribi) karşı giderek artan bir müdahaleci siyasetle ve tek yanlı önlemlerle (temmuz 1980'de Kudüs'ün "israil' in yeniden kavuştuğu ebedi başkenti" ilan edilmesi ve aralık 1981'de Golan'ın ilhakı) atbaşı gidiyordu BM'ce eleştirilen bu önlemler, batılı devletler ve özellikle ABD tarafından gönülsüzce kınandı Nitekim, ABD'de Başkan Reagan iktidara gelir gelmez, ülkesinin yahudi devletine verdiği geleneksel desteği güçlendirdi (ekim 1981'de ABD-israil "stratejik işbirliği" anlaşması'nın imzalanması) İsrail, Fransa'yla haziran 1967 savaşından beri gergin olan İlişkilerini de iyileştirdi (mart 1982'de F Mitterand'ın ziyareti)
israil'in Mısır toprağından çekilme sürecine (25 nisan 1982'de tamamlandı) paralel olarak Begin hükümeti, işgal altındaki öbür arap topraklarını kolonileştlrme siyasetine hız verdi, israil, Camp David anlaşmaları ve Washington anlaşması uyarınca Batı Şeria ve Gazze'de yaşayan Fi-listinliler'e "özerklik" verilmesi konusunda Mısır'la görüşmelere başladıysa da, Begin hükümeti, özerklik döneminden (süresi beş yıl olarak saptanmıştı) sonra bu toprakları ilhak etme niyetini saklamıyordu Begin hükümetinin aralık 1977 ve mayıs 1979'da kabul ettiği programlarda yer alan ve ağustos 1981'de koalisyon hükümetinin onaylanan programında bir kez daha açıklanan bu siyaset, Mısır ile yapılan görüşmelerin çıkmaza girmesine yol açtı H Mübarek, selefi E Sedat gibi, özerklik statüsünü, israil'in Batı Şeria ve Gazze'den çekilmesi ve bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacak bir sürecin ilk aşaması olarak görüyordu Öte yandan, israil, işgal altındaki topraklarda Filistin direnişinin gelişmesi karşısındaki tavrını sertleştirdi
Haziran 1982'de israil ordusu, FKÖ kuvvetlerinin Lübnan'daki varlığına son vermek İçin bu ülkeye girdi Filistinli savaşçılar ülkeden ayrılıncaya kadar (21 ağus-tos'tan itibaren) Beyrut'u kuşatma altında tuttu ve bombaladı ve ancak eylül sonunda kenti kesin olarak boşalttı (- LÜBNAN SAVAŞI) Bu askeri müdahale, İsrail kamuoyunda ciddi bir huzursuzluk doğurdu; Sabra ve Şatilla'daki Filistin kamplarında girişilen katliamlar hakkında bir soruşturma komisyonu oluşturuldu; israil ordusu ve hükümet içinde bazı kişilerin sorumlulukları ortaya çıkarıldı, ama bu olaylar Begin hükümetinin varlığını tehdit etmedi Mayıs 1983'te israil Lübnan'la, bu ülkeyi işgal eden bütün yabancı güçlerin çekilmesine ilişkin bir anlaşma imzaladı; Suriye bu anlaşmaya derhal şiddetle karşı çıktı
Begin'in Başbakanlıktan istifası üzerine, Herut partisi başkanı seçilen izak Şamir, 10 ekim 1983'te hükümeti kurdu Temmuz 1984'teki seçimlerden sonra da Şimon Peres, işçi ve Likud partileri koalisyonunun başkanı oldu (13 eylül 1984) işçi ve Likud partileri arasında yapılan bir ulusal birlik anlaşmasıyla, ilk 25 ay Peres Başbakan, Şamir yardımcısı olacak, ikinci 25 aylık dönemde Şamir Başbakanlığa gelecekti 1984'te Sudan'daki kamplara sığınmış olan Etyopyalı Yahudiler'den (Fa-laşalar) 7 000'i uçaklarla israil'e taşındı Gizli yürütülen bu operasyonun ortaya çıkması üzerine taşıma durduruldu Nisan 1985'te ABD ile 10 yıl içinde, tüm gümrük vergilerinin karşılıklı olarak kaldırılmasını öngören bir anlaşma imzalandı Ekim 1986'da izak Şamir Başbakanlığı devraldı Nisan 1987'de iki önder arasında Ortadoğu sorununun çözülmesi için bir konferans toplanması konusunda anlaşmazlık doğdu Peres, Dışişleri bakanı olarak konferansı savunurken, Şamir toplantıya karşı çıktı
Aralık 1987'de israil işgalindeki topraklarda yaşayan Filistinliler İsrail'e karşı gösterilere başladılar Taş atan göstericilere karşı zaman zaman silah kullanan israil askerleri uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılaşınca Filistinliler'e karşı dayak, yurtdışına sürme gibi önlemler uygulanmaya başlandı (şubat 1988)
ASKERİ TARİH
Yeni devletin kurulmasıyla birlikte oluşan israil ordusu, ya da Tsaal, 1948 -49'daki başarılı çarpışmalar içinde olgunlaştı Bu çarpışmalarda israil, derhal Ha-gana'nın düzenli askeri birlikleriyle (60 bin kişi) ve onun bağımsız gruplarından (irgun, Stern grubu, vb ) yararlanmak imkânını buldu Bu gruplar aslında, iki dünya savaşı sırasında kurulan siyonist askeri birliklerin geleneğini sürdürüyorlardı: Çanakkale'de siyon katır müfrezesi (1915), Filistin'de Allenby'nin seferi için Trumpel-dor ve Ben Zvi tarafından toplanan Royal British Fusilier yahudi lejyonu (1917-18), 1942-1945 arasında Afrika, Suriye ve İtalya'da savaşan VIII ingiliz ordusu Yahudi tugayı
İsrail'de otuz aylık zorunlu askerlik hizmeti, ancak 1949 mütarekesinden sonra konuldu, isviçre sistemini temel alan askeri eğitim, 14-18 yaşlar arasında zorunlu bir askeri hazırlıkla başlar ve silah sınıflarına göre değişen süreler İçinde verilir Her biri belli bir bölgeden toplanmış erlerden oluşan birlikler, dördüncü aydan sonra dönüşümlü olarak bayındırlık işlerinde ya da, tercihen sınır kibutzlarında, kendi silahlarına sahip sürekli bir ileri karakollar zinciri oluşturacak biçimde kullanılırlar israil ordusunun kadın askerlerden meydana gelen bölümü (Hen), barış zamanında, 18 yaşına giren kadınları yirmi dört aylık bir zorunlu askerlik hizmetine alır ve 36 yaşına kadar da yılda otuz günlük bir yedek askerlik hizmetine tabii tutar (çocuklu evli kadınlar hariç) Kadınlar, savaşmak İçin gönüllü olmaları koşuluyla, yeteneklerine uygun görevlere (ulaştırma, muhabere, levazım, sıhhiye, kurmay dairesi, vb ) atanabilirler Nihayet, bir hava gücüyle, bir deniz gücü, değerini İsrail-Arap savaşlarında kanıtlamış olan israil askeri kuvvetlerini tamamlar, israil ordusu yalnız muvazzaf kuvvetleri değil, aynı zamanda yedek kuvvetleri de içine alan bir ordudur Böylece, ülke her an, hemen, tümüyle savaş durumuna geçebilir Özellikle otuz günlük dönemlerde verilen çok sıkı bir talime ve düzenli bir radyo ve telefon kullanımına dayanan bir seferberlik sistemi sayesinde, yaklaşık 280 000 eğitilmiş erkek ve kadının büyük bir hızla seferber edilmesi sağlanır
1967 savaşı'ndan sonra İsrail'in geliştirmeye çalıştığı silah sanayisinin, 1973'te, menzili 500 km'yi aşan ve nükleer yük taşıyabilen roketler yapabilecek düzeye ulaştığı sanılmaktadır Ama, israil hükümeti, henüz dış ülkelere ve özellikle ABD'ye bağımlıdır
israil'e 2 000 ölü ve 500 kayba mal olan ekim 1973 savaşı'ndan sonra, Savunma bakanı Moşe Dayan'la birlikte, arap saldırısı karşısında gafil avlanmaktan sorumlu tutulan komuta kademesinde bir kriz patlak verdi Bu kriz, 1974'te kurmay başkanı general Elazar'ın, sonra da Golda Meir hükümetinin istifasına yol açtı 1974 sonunda, amerikan askeri yardımı sayesinde, israil silahlı kuvvetleri daha da güçlendi israil, giderek silah sanayisini geliştirmeye yöneldi Ayrıca muvazzaf kuvvetlerinin hacmini korudu Yalnızca Yahudi-ler'i ve Dürzller'i kapsayan askerlik hizmeti, erkekler için 3 yıl, kadınlar için 2 yıl olarak bırakıldı Lübnan savaşı (1982), ordunun etkinliğini kanıtladıysa da, Beyrut olaylarından sonra ordu içinde ciddi bir manevi bunalım başgösterdi
1983'te silahlı kuvvetlerin mevcudu, 120 bini askerlik hizmetlerini yapanlar olmak üzere 174 000 kişiydi Savunma bütçesi, 1981'de 7,34 milyar dolara ulaşmıştı (GSMH'nın °/o 23,2'si)
Kara kuvvetleri, 11 zırhlı tümen, 33 zırhlı tugay, 10 mekanize piyade tugayı (5'i aynı zamanda paraşüt tugayı), 12 sınır bölgeleri tugayı (Nahal milisleriyle birlikte) ve 15 topçu tugayına dağılmış 135 000 kişiden (erkek ve kadın; 110 000'i askerlik hizmetlerini yapanlar olmak üzere) oluşur, israil ordusunun elinde 3 600 tank (400'ü savaşta ele geçirilmiş sovyet tankı, 1 000 İngiliz yapımı Centurion tankı, M 48 ve M 60 tipi 1 460 amerikan tankı) bulunmaktadır 1980'den beri hizmete sokulan israil yapımı araç-gereçler de şunlardır: 200 Merkava tankı, zırhlı birlikler için Ramta nakliye araçları ve yerden-yere Zeev roketleri
Hava kuvvetleri (30 000 kişi) çok yüksek bir eğitim düzeyine sahiptir 1982'de 602 savaş uçağı (Mirage III, Skyhawk ve İsrail avcı bombardıman uçağı Kfir), yaklaşık 30 nakliye uçağı ve 150 helikopterle donatılmıştı
Deniz kuvvetleri, az gelişmiştir (9 000 kişi) Hareket alanı kıyıların gözetimiyle sınırlıdır 3 denizaltı, Gabriel ya da Har-poon roketleriyle donatılmış hızlı 22 hücumbot, kırk kadar kıyı gözetim hücumbotu ve 9 çıkarma gemisinden oluşur
Bu üç kuvvete bağlı yedeklerin mevcudu 450 000 savaşçı olarak tahmin edilmektedir 54 yaşına kadar her yıl eğitimden geçirilen yedekler, üç günde seferber edilebilir
KURUMLAR
israil, parlamenter rejimle yönetilen demokratik ve dini bir devlettir Devlet başkanı, Meclis (Knesset) tarafından beş yıl için seçilir; Knesset seçimleri ise, dört yılda bir nispi temsil usulüne göre yapılır; adayların, seçilebilmek için oyların en az % 1 'ini alması gerekir Mecliste çoğunluğu elinde bulunduran partiden seçilen Başbakanın yönettiği hükümet, meclise karşı sorumludur ve yasa tasarısı sunmak hakkını parlamenterlerle paylaşır
EDEBİYAT
israil edebiyatı, israil devletinin doğu-şuyla (1948) başlamaz ve yapıtları bu edebiyatın ayrılmaz parçası olan birçok yazarın yaratıcı etkinlikleri, tarihsel olarak israil'in kuruluşundan çok önceye rastlar Bir kısmı eski Filistin kökenli, ama büyük bir çoğunluğu beş büyük göç dalgası sırasında (1882-1939) çeşitli diaspora ülkelerinden (özellikle Orta Avrupa ve Rusya' dan) gelen yazarlar, ibraniceyi modern yaşamın gereklerine uygulayarak, israil edebiyatının gelişmesine katkıda bulundular
Palmah kuşağı Gerçek anlamıyla israil edebiyatının ilk evresine damgasını basan 1941'de Hitler ordularının İşgaline, 1945'ten başlayarak da İngilizler e karşı mücadele etmek için kurulan ve 1949'da dağıtılan vurucu birliklerin oluşturduğu Palmah kuşağının yapıtlarıdır
S Yizhar (doğm 1916), A Meged (doğm 1920), Moşe Şamir (doğm 1921), N Şaham (doğm 1925) gibi yazarlar, ki-butzlarda ya da savaşta bir toplu yaşam deneyimi edinmişlerdi Hepsi de Ortadoğu'da bir yahudi devleti kurmak için mücadele ettiklerinden, ortak bir ideolojiyi yani siyonist-sosyalist bir ideoloji benimsediler Bu kuşağın savunduğu ana fikir manifesto niteliğindeki bir denemede açıklanmıştır (Yoldaşların almanağı, 1946) Bu yazarlar, halkın çıkarlarını, kibbutz sorunlarını, mücadele yaşamını, siyonist-sosya-llst hareket üzerine temellenen bağımlı ve militan bir edebiyatı savunuyorlardı Örneğin, M Şamir'in romanı Huhalah basadot, bir Palmah askeri şefinin gerçekçi bir tablosunu çizer Bir öykü kitabının adı olan TamidAnah nu (1902), Première Personne pluriel (fr çev ) adlı bir romanda da olduğu gibi, ideolojik bir programı andırır
Palmah kuşağının hiç kuşkusuz en önemli romanı Yeme Tsiglag'da, S Yizhar, bağımsızlık savaşı sırasında savaşçıların yaşamlarından yedi günü anlatır Yizhar, göçmenler ve arap esirleri sorununun haksız çözümlerine ahlaki bir bakış getiren ilk yazardır (Haşavuy, 1948) Bu dönemin öteki yapıtları da aynı temaları işler: Moşe Şamir'in Jusqu'à l'aube (fr çev ); Yigal Mossinsohn'un (doğm 1917) Dans le désert (fr çevr ); A Meged'in Esprit des jours (fr çev ); H Bartov'un Prise de conscience (fr çev ); Benjamin Tammuz'un (doğm 1919) Holot Hazahav; S Nitzan' ın işçilerin yaşamını anlatan Fêtes sur le sable (fr çev )
Abba Kovner'in (doğm 1918) kimi eleştirmenlerce kibutz yaşamını ve savaşçıların dayanışmasını en sadık biçimde anlatan bir yapıt olarak kabul edilen Face à face (fr çev ) adlı romanıyla israil düzyazısının önemli bir dönemi kapanmış olur
Devlet kuşağı Savaş sonrasının gerçeklerini birden bütün açıklığıyla gören Palmah kuşağı yazarları, bu gerçeği düşlerinin ve sosyal isteklerinin bir mezarlığı olarak yorumlamışlardı Bu yüzden bu yazarlar değişim halindeki toplumu bu değişimden kaynaklanan sorunlar ve haksızlıkları saptamaya ve anlatmaya yönelttiler Onlara "devlet kuşağı" ("dor ba1 aretz") denmesinin nedeni de budur
M Şamir, A Ukhmani ve S Tenai'nin 1958'de yayımladıkları Devlet kuşağı adlı edebiyat almanağı, yaratıcı olgunlukları devletinkine koşut olarak gelişen yazarları bir araya getirdi N Aloni, H Guri, A Kovner ve Aaron Meged gibi kendini kabul ettirmiş yazarların yanı sıra, örneğin Yehuda Amikai, D Ben-Amotz, T Karmi, Mordekay Tabib (1919-1979), R Trainin, Tammuz gibi ilk kez olarak, aynı dili konuşan ve yazan okurlar için yazma ayrıcalığını elde eden yazarlara da rastlanır Bu akım, daha sonra iki edebiyat dergisi etrafında güçlenir: siyaset alanındaki basmakalıp törelere aldırmayan Keşet (Gökkuşağı, 1956-1976) ve sanatsal bağımsızlığı savunan Ahşav (Şimdi) Bu arada, geleneklere daha bağlı edebiyatın temsilcileri de yapıtlarını sürdürürler: N Alterman, A K Bertini (doğm 1903), Leah Goldberg (1911-1970), U Z Grunberg, N Şaham, S Şalom, A Zetlin
"Yeni dalga" Yehuda Amikai, Maintenant et Autrefois (fr çev ) adlı şiiriyle, eleştirmenlerin "yeni dalga" olarak adlandırdıkları yeni bir akım başlattı Amikai'nin yanı sıra, yeni bir şiirsel üslup geliştiren David Avidan, T Karmi, N Zah ve Dan Pagis gibi bu akımın en önemli temsilcileri, dili, engin ve büyülü bir keşif, deneyim ve yenilikler alanı haline getirdiler Şiirlerinde duygusallığı reddediyor ama insanın yalnızlığına (Amikai'nin Jardin public [fr çev ]) ve gündelik yaşamın tekdüzeliğine eğiliyorlardı
Savaşlardan bıkmış olan bu kuşak, barışa, mutlu ve normal bir yaşama özlem duyuyordu: Amikai "yatağımda ölmek istiyorum" diye haykırır
Toplumun ve dünyanın akıntıya kapılıp sürüklendiğine inanan bu yazarlar tek çıkar yol olarak kendi içlerine kapanmayı görüyor (Matti Meged'in Une lumière dans la grille'i [fr çev ]), ama bir yandan da güncel yaşamı (savaş, göçmenlerin topluma uyumu, çeşitli yahudi grupları arasındaki ilişki ve özellikle Soykırım trajedisi) ele alarak bu yaşamı, ezilmiş, bağımlı, yitik bir kahramanın (ya da bir karşıt kahramanın) açısından anlatıyorlardı
Kibutz'un "kaybolmuş cennet"ine özlem ve karşı çıkış, evrensel bir köken arayışı, şiirsel geleneklerdeki süreklilik ve kopukluk, bu edebiyatın çelişkili görüntüsü işte budur
Bu anlamda, 1960-1970 yılları israil edebiyatı, çağdaş batı edebiyatının evrimini izler, J R Sartre, A Camus, F Kafka gibi yazarların, ama özellikle ingillz-amerikan kültürünün etkisindedir 1950 yıllarının başında şiir hâlâ, fransız ve alman şairlerinden, özellikle R Valéry ve R M Rilke'den esinlenmekteyse de, yavaş yavaş W H Auden, E E Cummings, T S Eliot, Mac-Leish, Ezra Pound, Dylan Thomas ve W
B Yeats'in etkileri daha ağır basar Yalnız bir adamın itiraflarında "ben"in tam anlamıyla yüceltildiği la Vie comme parabole (fr çev ) adlı kitabıyla Pinhas Sadeh (doğm 1929) bu dönemin en önemli yazarları arasında yer alır Aynı esinle yazan ve konularında Filistin'in eski sakinlerinin (Kenanlılar, Ugaritler vb ) mitolojisinden esinlenen, "Kenanlılar"ın eski şefi Y Ra-toş (doğm 1909), yalnızlığın egemen olduğu kötümser şiirler yayımlar (Poème de l'individu [fr çev ] 1975); Amour de femmes [fr çev ] 1975; Daliah Ravikovitz (doğm 1936) içtenci şiirler dışında, bağımsızlık mücadelesini de yüceltir (Aha-vat tappuah ha-zahau, 1959; Horef Kas-heh, 1964; Labîme fait retentir sa voix [fr çev ], 1976)
Yaakov Şabtay Hadod Peretz Mamri (1972) ve Zihron Devarim (1977) adlı romanlarında, toplumsal gerçeğin ve yaşlılığın yol açtığı umutsuzluğun bir tablosunu çizer David Şahar (doğm 1926) La Lune de miel et d'or'da (fr çev ) [1959], Amnon Şamuş'un Requiem pour Naaman Chronique du discours d'une famille, 1895-1974 (fr çev ) [1977] 'adlı yapıtında yaptığı gibi, israil toplumunu hicveder
Steinman Şaham'ın (doğm 1925) "imanı The Royal Witness (1975) ise 70'li yılların başındaki israil yaşamını anlatır
A B Yehoşua (doğm 1936), Kafka ve Agnon'un etkisinin görüldüğü Mot haza-ken romanında, bilinçdışı alanına el atar Ayrıca Mul hayerarot (1968) ve geri plan olarak Kippur savaşı'nı kullandığı Trois jours et un enfant et l'Amant (fr çev ) romanlarının da yazarıdır
Y Amikai'nin Lo Me-Ahşav, Lo Mikan (1964) romanında düşle gerçek birbirine karışır: romanın kahramanı bir israilli, Almanya'ya, doğduğu kente, nazi cinayetlerinin kurbanlarının öcünü almaya gider, ancak amacını gerçekleştiremez çünkü bu isteği körelmiştir
Başka yazarlar da yeni dalgaya katılırlar: les Blessures de maturité (fr çev )
[1965], le Petit Marché (fr çev ) [1957], Sel mi'ata yeled (1970) Ile Hanokh Bar-tov; Amalia Kaana Karmon; Panim u-Massehah (1963) ile Y Aezrahl; les Avatars du sot (fr çev) [1960], la Fuite (fr çev ) [1962], les Vivants et les Morts (fr çev ) [1970] ile Aaron Meged; Toucher l'eau, toucher le vent (fr çev ) [1973] Ile Amos Oz
1972'de kurulan edebiyat dergisi Siman Kria (Ünlem işareti), içlerinde en önemlisi hiç kuşkusuz Meir Wieseltier olan oyun yazarları, romancılar ve şairlerin kürsüsü haline gelir Bu kürsüde Dan Tsalka, Yair Horowitz, Menahem Perry gibi genç yazarlar dışında, asıl uğraşları şiirin yapay görünümünü silip şiiri gittikçe ulusallaştırmak olan A B Yehoşua, David Avidan gibi tanınmış yazarlar da bulunur Son yıllarda, "yurdundan edilmiş kişi"yi (ibrani-cede "yored"), bazı yazarlar kitaplarına kahraman olarak seçmişlerdir, bunu ilk uygulayan Hotel in the jungle (1971) romanıyla, New York'ta oturan bir israillinin yaşamını anlatan Y Amikai'dir Onu, le Cheval à bascule (fr çev ) [1973] ve Doda Şlomtsion hagedola (1976) ile Yoram Ka-niuk izler A B Yehoşua ise aynı temayı Hame' ahev'de ele alır
Soykırım edebiyatı, israil edebiyatında, özellikle şiir alanında Yahudilerin naziler tarafından topluca imhasının simgesi olarak ishak'ın kurban edilişini anlatan A Gil-bao (Yitshak), Uri Tsvi Grunberg (Reho-vot hanahar) ve H Guri (The Heritage) gibi şairlerle soykırımın dehşeti ve trajedisi çok derin yansır Aharon Appelfeld'in yapıtlarının aşağı yukarı tamamı soykırım üzerinedir ve 1974'te l'Holocauste dans la poésie hébraïque (fr çev ) adıyla, 63 şairin yapıtlarını bir araya getiren bir seçki yayımlandı
Başka yazarlar da bu trajik konuda şiirler, öyküler ve romanlar yazdılar: İr ha -yonah (1957) ile N Alterman; savaş sonrasında Almanya'da bir yolculuğu anlatan Au pays de l'horreur (fr çev ) ile Rut Al-mog; Se souvenir et oublier (fr çev ) [1968] ile Ben-Amotz; Homme, fils de chien (fr çev ) [1969] ile Yoram Kaniuk: la Metamorphose (fr çev ) Ile Dan Pagis; La Révolte des fils de Yonah (fr çev ) ile David Şimoni; soykırımdan kurtulan çocukları ve onların yaşama uyum sağlamalarının güçlüklerini anlatan Yalde haşel ile Ben Tsion Tomer; Paysage en fumée (fr çev ) ile i Yaoz-Kest, S Golan, A Şlonski ve Vil-no gettosunun komutanlarından biri ve Litvanya ormanlarındaki partizanların şefi olan Abba Kovner de soykırım olayıyla ilgilenmişlerdir
Tiyatro İsrail devletinin kurulmasından önce, piyesler, genellikle Yahudiler'i Filistin'e yerleştirmeye çalışan öncülerin çabalarını konu almaktaydı (A Aşman'ın Cette terre [fr çev], Y Barzilay'ın le Dédaigneux [fr çev ], L A Orloff-Arieli'nln/V-lah Kerim, David Şimoni'nin Une nuit dans le verger [fr çev ] ve S Smilansky' nin Tirs sur le kibboutz'u)
1950-1960 yıllarında tiyatro, israil'in yeni yaşamını yansıtır Çoğu kez E Albee, H Pinter, L Pirandello'dan etkilenen yazarlar, burjuvalaşmakta olan toplumu eleştirirler N Aloni ve N Alterman bu dönemin en önemli oyun yazarlarıdır Batı tiyatrosunun düşünce biçimini özümlemiş olan N Aloni les Nouveaux Habits du roi (fr çev ) [1961], la Princesse américaine (fr çev ) [1963], la Fiancée et le chasseur de papillons (fr çev ) [1966], la Tante Li-sa'yi (fr çev ) [1969] yazar H ibsen'in Peer Gynt oyununu anımsatan Pundak Ha -ruhot'unda N Alterman, çağdaş dünyada sanatçının yerini sorgular Kinneret, Kinneret'te ve öncülerin yaşamını konu alan la Reine Esther (fr çev ) ve le Jugement de Pythagore'da (fr çev ) tarihsel dramı işler Bu konu, aynı şekilde N Aloni (le Plus Cruel de tous les rois [fr çev ]), Y Amikai (Voyage à Ninive [fr çev ], B Ga-lai (ir Sedom), A Meged (Genèse [fr çev ]), Y Mossinsohn (Tamar, la femme de Er [fr çev ]), Y Şabtay (Une tête couronnée [fr çev ]), M Şamir (Milhemet Benei or) tarafından işlenir Nanoh Levin'in hicivli oyunları gibi, Efraim Kişon'un komedileri büyük başarı elde eder Tiyatro topluluklarının (Abima, Oel, Kameri) varlığı bu alandaki üretimin gelişmesini geniş ölçüde destekler
israil devletinde arap edebiyatı - FİLİSTİN
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|