Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Tıp Sözlüğü

Eski 03-03-2011   #59
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Tıp Sözlüğü



Pacemaker: Kalpte atımların başlamasını uyaran otonom merkez


Pachyderma (pakiderma): Derinin kalın oluşu


Pakimenenjit: Beynin en dış zarının (dura mater) iltihabıdır


Pandemi: Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılmasına verilen isimdir


Palilali: Psikolojik bir bozukluk olup, aynı cümle veya kelimenin bir çok defa tekrarlanmasıdır


Palyatif: Hafifletici geçici


Palpasyon: Elle dokunularak yapılan muayene


Palpitasyon: Kalp çarpıntısı


Palsy: Felç, inme


Pan: Bütün


Panaris: Tırnak yatağı iltihabı, dolama


Panarterit: Bütün arterleri kapsayan iltihabi durum


Pankardit: Kalbin bütün zarlarının iltihabı


Pankreas: Karın boşluğunun üst tarafında ve bel omurlarının ön kısmında yerleşik bir organdır Salgılarıyla sindirm fonksiyonuna yardımcı olur ve kan şekerini düzenler


Pankreatit: Pankreas iltihabıdır


Panoftalmi: Gözün bütün tabakalarının iltihabı


Pansinüzit: Bütün yüz sinüslerinin iltihabı


Papillom: Meme başı gibi çıkıntılar yapan iyi huylu tümörler


Papillokarsinom: Kötü huylu papillom


Papaverin: Opiumdan elde edilen, düz kasların spazmını çözücü etkiye sahip bir alkaloid

Papillit: Görme sinirinin retinaya girdiği yerin (optik papilla) ödemli iltihabı

Papül: Ciltteki, sınırları belirgin, kabarık, 1 cm’den küçük çaplı lezyonlardır


Para: Yanında, yan Örn (Para-aortik aortun yanında)

Parakardiak: Kalbin yanında, kalbe komşu


Paralitik: Felç olan, felçli kişi


Paralizi: Felç


Paramedian: Orta hattın yanında, orta hatta yakın


Paramedikal: Bir dereceye kadar tıpla ilgili, hekimliği kısmen ilgilendiren


Paranazal: Burun boşluğunun yanında, buruna komşu


Parankim: Bir organ yada bezin görev gören dokusudur Örneğin, karaciğer parankimi denildiği zaman, karaciğerin bütünü anlaşılır


Paraozefageal: Özefagusun (yemek borusu) yanında yer alan


Parapleji: Belden aşağı her, iki bacağın tutmaması, felç hali


Paraparezi: Belden aşağı her iki bacağın kısmi felci, örn hareket olup, yardımsız yürüyecek kadar güç olmaması


Paratiroid: Tiroid bezi arkasında bulunan dört adet küçük beze verilen isim


Paratiroidektomi: Paratiroidlerin ameliyatla çıkartılması


Paratrakeal: Nefes borusunun yanında yer alan


Paravertebral: Omurganın (Vertebral Kolon) yanında yer alan


Parazitemi: Kanda parazit bulunması


Parazit: Asalak


Parasentez: İçinde su veya cerahat toplanmış bir vücut boşluğundaki sıvıyı çıkarmak için yapılan delme ameliyatı


Parankim: Organın kendine özel doku yapısı


Parenteral: İlaç veya serumların ağız yolu ile değil damar yolu, kas içi gibi yollarla verilmesi


Parestezi: Uyuşma, karıncalanma veya yanma hissi gibi duyusal bozukluklar


Parietal Kemik: Kafatasının her iki yan tarafındaki kemiklere verilen isim


Paroksismal: Ani ve geçici krizler halinde gelen


Parsiyel: Bütününü kapsamayan, tam olmayan, kısmi


Partikül: Parçacık, zerre


Partus: Doğum


Parotis Bezi: Kulak altı tükrük bezi


Parotitis: Kabakulak


Patella: Diz kapağı kemiği


Patojen: Hastalık yapan madde veya mikroorganizmalar


Patogenez: Hastalığın esas ve gelişimi


Patognomonik: Bir hastalık için çok özel belirti, bu varsa mutlaka o hastalık akla gelmelidir gibi


Patolojik: Normal olmayan, hastalıklı


Patolog: Hastalık nedeni ile dokularda meydana gelen değişimleri inceleyen bilimle uğraşan kişi


Pediatri: Çocuk hastalıkları ile uğraşan tıp dalı


Pediatrist: Çocuk hastalıkları uzmanı


Pelvis: Leğen kemiği


Penis: Erkek cinsel organı


Periton: Karın içi organları çepeçevre saran, karın boşluğunun iç yüzünü örten zardır


Peritonit: Peritonun iltihabıdır


Peroral: Ağız yolu ile


Peteşi: Ciltte nokta biçiminde kanamalar (Damar dışına kan çıkması)


Phenotype: Kişinin kalıtsal yapısının dışa akseden görünümü, aynı tür fertlerini belirleyen, gözle görülebilen özelliklerin tümü


Pitriasis: Daha çok gövdede ve uzuvların gövdeye yakın yerlerinde yerleşen, bazan kepeklenme gösteren bir cilt hastalığıdır Çeşitli türleri vardır, bunlardan PITRIASIS VERSICOLOR’da deniz mevsimlerinde hasta olan bölge güneş ışını almadığı için daha belirgin hale gelir


Plak: Plak, dermatologlar için açık bir anlamı olan ancak başkaları tarafından genellikle anlaşılmayan bir terimdir Yüksekliğine oranla kapladığı alan geniştir ve keskin bir kenarı vardır Plaklar en sık sedef hastalığında (psöriasis) görülür Bkz Resim – Plak


Plevra: Akciğerleri ve göğüs kafesinin iç yüzünü örten zar


Plevral: Plevraya ait


Plörezi: Plevra iltihabı Akciğerin üzerini örten plevra ile göğüs duvarını örten iki plevra yaprağı arasında sıvı birikmesi


Plörit: Plevranın, sıvı birikmeksizin kuru iltihabı


Polikistik: Bazı organlarda çok sayıda içi sıvı ile dolu oluşumlara verilen addır Polikistik böbrek, polikistik meme gibi


Polip: Organların ve vücut boşluklarının iç yüzünü kapsayan mukoza adı verilen tabakadan menşeini almış, saplı iyi huylu küçük ur


Prostat: Erkeklerde mesanenin altında ve idar yolunun başlangıcında bulunan genital sisteme ait bir bez


Prostatit: Prostat iltihabı


Psoriasis: Halk arasında sedef hastalığı olarak bilinir Sık rastlanan, özellikle diz ve dirseklerde ve vücudun diğer bölgelerinde rastlanan simetrik, kırmızı, kabuklanma ve pullanma gösteren bir cilt hastalığıdır Sebebi bilinmemektedir


Pulmoner: Akciğer veya akciğerlerle ilgili


Pulmoner Arter: Akciğerin büyük besleyici arteri


Purpura: Deri ve mukozalardaki küçük kanamalar


Püstül: Ciltte, içerisinde cerahat bulunan kabarık lezyonlardır




__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla