08-21-2006
|
#2
|
dearforst
|
Biz bir zaman dizisi içerisinde yaşıyoruz her hareketimizde bir an geçiyor ve zamanı olmadan süregelen uzayla çevriliyiz Uzay-Zaman içinde bir yerde, bir an için var olduğumuzda, oluşan zaman karesi yani o anın resmi, lokal uzay / mekan koşulları gereğince yakalanır ve dünyadan çıkarak güneş sistemine yayılır ama uzaya gitmez ve Güneş sisteminin çevresinde yörüngeye girer Bu "Işınlanma" gibidir Yani her hareketimizin bir resmi çekilip, uzaydaki albümde yerini almıştır Bu sonsuz zaman resimleri veya dilimleri Yaradılıştan beri vardır Yani dünya zamanı içinde değilde,uzay zamanı içinde geri dönüp tüm resimleri görebiliriz Bu oluşumun diğer koşulu bugünün emilme özelliğidir,içinde bulunduğumuz an bir balon gibi şişerek holografik bir görüntü oluşturur; bu tekbir anlık resimlerin biriktiği bir alandır ve özel bir uzay alanındadır Yani o alanda bu an geçmişdeki tüm anlar vardır; işte USS Eldridge'nin Norfolk'ta ortaya çıkmasının nedeni geçmişinde orada bulunmasıdır; çarpılan uzay-zaman alanında geminin geçmişte orada bulunduğu anı resmi ortaya çıkmış ve gemi görünmüştür Yani o anda hem Philadelphia'da hemde Norfolk'tadır Eğer zaman alanını yeterince bozabilirsek,bir yerde görünebilir,dünya-zamanda değil, uzay-zamanda yer değiştirmiştir Sebebi daha önce oradaydı Eğer olay sırasında ve transfer tamamlanmadan önce birisi enerjiyi durdursaydı, madde parçacıkları ışınlanarak emilecek kaynağına doğru yani geriye vakumlanarak bu andaki orjinal yerine dönecekti İki tane balon düşünün;birisinin içinde Philadelphia'da USS Eldridge bulunsun; Diğer balon ise Norfolk'ta ama içi boş;Bu boş balonda madde olmayan holodrafik görüntü beliriyor ve bu görüntü geçmişte bir yerde olan uzaysal bir imaj Geçmişteki her zaman resmi bir holografik bir imaj balonu olarak vardır,Bunu bir çizgi filmin kareleri olarakta düşünebilirsiniz Bu resim dizisi her varolan her şey için oluşmaktadır Eğer biz Philadelphiya'da bulunan USS Eldridge'nin kendisinin bulunduğu dolu balonu sıkıştırırsak,Norfolk'daki boş balona giden maddi bir bağlantı koridoru yada madde tüpü oluştururuz Yani imaj gemiye doğru  
Philadelphia Experiment (Philadelphia Deneyi) filminden bazı ilgi çekici sahneler: Resimlerde geminin yoğun manyetik alanlar içinde bir HYPER uzaya ( hyperspace) doğru geçişi görülmektedir
Bu noktada, kaynağın dörtte biri boş, hedefin dörtte üçü doludur, işte tam bu anda birisi balonu sıkıştırmayı durdurursa ne olur? Işınlanmış madde dalgalar halinde geri dönerek orjinal uzaysal alanına geri döner yine vakum yaparak balonunu doldurur Basınç yani sıkıştırma enerjisi "Yüksek şiddette titreşen manyetik alanlar" transferden önce serbest kalmıştır Sonuç dalgaları dev bozucu veya distortional etkiler yaratarak kütleyi alanında hacimsiz bırakırlar Canlı organizmaların kayıt alanındaki etkileri kağıt gibi incedir, dalga yerini alırken tüm dalgaların kaydı sırasında kurbanlar hayalet kayıtlara dönüşürler Bu bio-plazmik alanın bozulması ciddi fiziksel sorunlara yol açabilir; Bu olasılık öldürücü ve şaşırtıcıdır ama yapacak bir şey olamaz,Eğer amaç görünmezlikse, çeşitli tanım ve yorumlar getirebilir Ama niçin gemi suya batmamış ve ya karada bir kentin ortasında belirmemiştir sorusunun cevabı yukardadır, zira geçmişin resimlerinde bunlar yoktur Ve negatif sonuçlara göründüğü kadar bakılırsa, deneyde yanlış giden birşeyler vardır Ama bunlar nelerdir?
Philadelphia Deneyi bu bilimsel anlatımlardan sonra bugün 1943'te olduğundan daha güncel Yeni kaynaklardan yeni ayrıntılar öğrenilmekte ,başka bir iddiaya göre projede görev alanların beyni yıkanarak, gördüklerini unutmaları sağlanmıştı Fakat yıllar sonra anılar geri gelmeye başladığı için yaşayan tanıklar konuşmaya başladılar Bielek bu yeni iddialardan kitabında söz ediyor
Philadelphia deneyi ile ilğili bazı sorular:
Philadelphia Deneyi, 1943 yılında gerçekten USS Eldridge adlı bir destroyerde
veya başka gemide mi yapıldı? Bu gemiye ne oldu?
Gerçekten göz açıp kapanıncaya kadar koca bir destroyer 640 km uzağa gidip geldimi?
Her iki deneyde yer alan mürettebata ne oldu? Şimdi neredeler ve 54 yıl sonra hala yaşayanlar varmı?
İçlerinden hiçbirisi ortaya çıkıp, olayı neden anlatmadı?
Nasıl olduda ABD Deniz Kuvvetleri, böylesine önemli bilimsel adımı 50 yıl saklayabildi?
Böylesine korkunç bir sonuca ulaşan bu teknoloji nasıl bir şeydi?
Einstein'in "Birleşik Alan Kuramı" gerçekmiydi?
Peki bu kuram geliştirilip, tamamlanmışmıydı?
Bu gün Philadelphia Deneyi ile ilgili dosyalar hangi kapalı kapının ardında saklanıyor?
Dr Valentine, Charles Berlitz'le yaptığı röpörtajda şöyle diyordu;Bence Philadelphia Deneyi bilinen ve alışılmış yollarla açıklanamaz Bazı bilim adamları atomun temel yapısının, madde parçacıklarından değil, elektromanyetik alanlarda oluştuğu görüşündeler Bu çok karmaşık enerji alanlarının birbirlerini etkilemesi olayıdır Eğer böyle bir evrenin içinde maddenin katlı fazları bulunmasaydı, şaşılırdı Bu fazların birisinden birisine geçilmesi bir yaşamdan ötekine geçmeye benzer Boyutlar arası değişmedir yani dünyalar içinde dünyalar olabilir Manyetik alanların karıştırıcı olarak değişimler yaratabileceğinden kuşkulanılıyordu Maksatlı olarak, olağan dışı manyetik koşullar yaratılması hem fiziksel, hemde yaşamsal olarak maddenin fazını değiştirebilir Bu durumdada, bağımsız bir varlık olmayan ama içinde bulunduğumuz yaşama benzer belirli bir madde / zaman / enerji boyutunun bir parçası olan zaman faktörünü'de çarpıklaştırır Kısacası deney olasıdır
Philadelphi Deneyi isimli filimden bazı sahneler:
Berlitz'e göre Philadelphia deneyi'nin yapılıp yapılmadığı belli değildir ve şu an için kanıtlanamaz ama kavram olarak geçerlidir Çünkü Einstein'ın ''Birleşik Alan Kuramı'' tarafından desteklenmektedir Eğer deney yapıldıysa, söylentilerin ardındaki gerçek tanıklar susmaktadırlar ve belkide Türkiye'de de yayınlanan ''Yok Oldu''( Thin Air) kitabında anlatıldığı gibi çıldıran ve inanılmaz değişimler gösteren mürettebatın çoğu ölmüş veya gizli bir yerde ölümü beklemektedir Ve belkide bir gün üzerinde ''çok gizli'' yazılı bir dosyanın açılma zamanı gelecek karanlıklar aydınlanacaktır
Gökkuşağı Projesi/ project Rainbow
Amerikan donanmasına ait, USS Eldridge adlı 1240 tonluk bu gemi, 1951'de Yunan donanmasına katılana kadarki hizmet yaşamında ilginç bir deneyim yaşadı
1943 kışında, USS Eldridge, dünya savaşında başarı kazanmak için çeşitli yöntemler geliştirmeye çalışan donanma tarafından Gökkuşağı Projesi adı verilen teknik bir deneye maruz bıraklıldı
<Yan tarafta U S S ELDRİDGE gemisi görülüyor
Philadelphia Deneyi olarak ta bilinen bu deneyde gemi, elektromanyetik alan üreten bir düzenekle çevriliyor ve güçlü jeneratörlerden verilen akımla bu manyetik alan içinde etki altına alınıyor
Resmi açıklamaya göre amaç, geminin olağan manyetik alanını yok ederek elektromanyetik tetikleme ile çalışan mayınlardan etkilenmesini önlemek
Resmi olmayan iddialara göre asıl amaç, radarda görünmezlik hatta optik görünmezlik sağlayacak şekilde bir manyetik alan yaratmak ve geminin yansıttığı ışığı eğmek
Fakat akım verildiğinde beklenmedik gelişmeler yaşanıyor ve gemi tamamen yok oluyor Akım kesildiğinde gemi yeniden beliriyor Deney esnasında geminin başka bölgelerde aniden belirip yok olduğuna dair ihbarlar ortaya çıkıyor Deney sonucunda gemi personelinin çoğunun kaybolduğu, aklını yitirdiği ya da bedenlerinin kısmen geminin dokusu ile birleşmiş olduğu görülüyor Bu bilgiler tahmin edileceği gibi resmi olarak yalanlanıyor Gemi 1951'de yunan donanmasına devrediliyor 1990'lara kadar orada hizmet veriyor
|
|
|