Şengül Şirin
|
Ü Harfi İle Başlayan Deyimler Ve Anlamları
Ü HARFİYLE BAŞLAYAN DEYİMLER
Üç aşağı beş yukarı: Az bir farkla, az fazla ya da az eksik olmak üzere, yaklaşık olarak ”Üç aşağı beş yukarı anlaşırız, merak etme ”
Üç buçuk atmak: Çok korkmak, korku içinde olmak, istenmeyen bir durum olacak diye korkup durmak
Üçe beşe bakmamak: Alışverişte fiyat konusunda küçük farkları önemsememek, almak ya da satmak konusunda cimri davranmamak ”İstediğini üçe beşe bakma, mutlaka al ”
Üç otuzluk: Yaşı hayli ilerlemiş (kimse)
Ümidini kesmek: Artık ummaz olmak, olacağını beklememek, kavuşamayacağını anlamak ”Ümidimi kestim iyice, kocam artık geri dönmeyecek ”
Ümitsizliğe düşmek: Gerçekleşmeyeceğine, olmayacağına inanmak ”Ümitsizliğe düşme bu kadar, belki geri gelir ”
Ün kazanmak: Adı her yerde duyulmak, şöhreti herkesçe bilinir olmak ”O cihana ün salmış bir güreşçidir ”
Üst baş: Kılık kıyafet, giyim kuşam ”Üstüne başına hiç bakmaz ki o ”
Üste çıkmak: Suçlu olduğu hâlde suçsuz durumda olduğunu söyleyip karşısındakini suçlamak ”Bir an önce bu işten kurtulmak için üste çıkmayı başarmalıyım diye geçirdi içinden ”
Üstesinden gelmek: Becermek, üzerine aldığı işi başarmak, yapmak ”Hiç endişelenme sen, üstesinden gelecektir o işin ”
Üste vermek: Fazladan ödeme yapmak ”Üste bir milyon verdiler ama bu arabayı değişmedim ”
Üst perdeden konuşmak: 1 Üstünlük taslayarak konuşmak 2 Çok yüksek sesle konuşmak ”Üst perdeden konuşmaya bayılır ”
Üstü başı dökülmek: Kılık ve kıyafeti çok eski olmak, perişan durumda bulunmak
Üstü kapalı konuşmak: Açık, kesin ifadeler kullanmadan konuşup dinleyenin kavrayışına bırakmak ”Niçin üstü kapalı konuştuğunu bir türlü anlayamıyordu ”
Üstünde durmak: Bir işe önem vermek, o işle yakından ilgilenmek, uğraşmak ”Şu işin üstünde dur biraz, yoksa sonun kötü olacak ”
Üstünde kalmak: Artırma ya da eksiltme sırasında onda kalmak 2 Suçlanmak ”Onlar kaçıp gittiler, kabahat bizim üstümüzde kaldı ”
Üstünden atmak: Başından savmak, bir şeyi ödev olarak kabul etmemek, başkasını ilgilendirdiğini belirtmek ”Bu iş senin, sakın üstünden atayım deme ”
Üstünden dökülmek: Bir giysi bol ve biçimsiz olmak, yakışmamak
Üstünden (şu kadar zaman) geçmek: Aradan (şu kadar) zaman geçmek ”Üstünden şu kadar zaman geçmesine rağmen hâlâ borcunu ödemedi ”
Üstüne almak: 1 Alınmak, bir hareketin kendisine karşı yapıldığını sanarak kaygılanmak 2 Bir görevi üstlendiğini kabul etmek ”Her sözü üstüne alma lütfen!”
Üstüne atmak: Kendi kaptığı bir suçu birine yüklemek ”Camı kendi kırdı ama suçu arkadaşının üstüne attı ”
Üstüne basmak: 1 Yerinde bir fikir beyan etmek 2 İyice belirtmek ”Üstüne basa basa anlat, baban çok mağdurmuş de!”
Üstüne bir bardak (soğuk) su içmek: O işten umudunu kesmek, o işin olacağına inanmamak, parasını ya da malını almaktan vazgeçmek ”Verecek mi? Sen o paranın üstüne bir bardak soğuk su iç!”
Üstüne (üzerine) düşmek: 1 Bir şeyi elde etmek için çok uğraşmak 2 (Çocuğu) sevme ya da korumada çok ileri gitmek ”Şu çocuğun üstüne bu kadar düşmeyelim, şımardıkça şımarıyor, neredeyse başımıza çıkacak ”
Üstüne fenalık gelmek: Aşırı ölçüde sıkılmak, çok bunalmak
Üstüne geçirmek: 1 Bir malın tapusunu kendi üzerine yazdırmak ya da çıkartmak 2 Bir çocuğu evlât edinmek, kendi nüfusunu kaydettirmek ”Evi üstüne geçirmiş dedem, doğru mu?”
Üstüne gelmek: Bir şey konuşulurken ya da yapılırken çıkagelmek
Üstüne gül koklamamak: Sevdiği birinden başkasını sevmemek, başkası ile ilişki kurmamak
Üstüne (yatmak) oturmak: Hiç hakkı değilken başkasının malını kendine mal etmek ”Vakıf mallarının üstüne oturdu adam, nasıl yaptı, vicdanı nasıl el verdi bilmiyorum ”
Üstüne titremek: Pek fazla sevgi, özen göstermek; zarar gelmesin diye itinalı davranmak ”Öğrencilerinin üstüne böyle titreyen bir öğretmen daha görmedim ”
Üstüne toz kondurmamak: Bir şeyin kusur, eksiği olduğunu kabul etmemek ”Çocuğunun üstüne hiç toz kondurmuyor ”
Üstüne tuz biber ekmek: Bir üzüntüyü, derdi, kusuru artıracak durum oluşturmak
Üstüne üstüne gitmek: 1 Bir konuda bir kimseye sürekli baskı yapmak 2 Güç bir şeyden yılmayıp, sonucu tehlikeli de olsa, çekinmeden o şeyle uğraşmak ”Biliyorum zor ama üstüne üstüne gitmelisin, ancak o zaman başarabilirsin ”
Üstüne varmak: 1 Bir şeyi yapmasını zorlayarak istemek 2 Bir kadın, evli bir erkekle evlenmek ”Demek tükürdü sana; üstüne varma, zorlama demedim mi sana?”
Üstüne yıkmak: 1 Kendi işlediği bir suçu başkasına yüklemek 2 Kendisinin de sorumlu olduğu bir işin ağırlığını başkasına yüklemek ”Evin geçim yükünü annenin üstüne yıkmışlar, sorumsuzca yaşıyorlar ”
Üstüne yürümek: Yıldırmak, korkutmak amacıyla saldıracakmış gibi yapmak; ya da saldırmak ”Öfkeyle delikanlının üstüne yürüdü ”
Üvey evlât gibi tutmak (saymak) : Horlamak, haksızlık etmek, iyi davranmamak, küçümsemek ”Dokunma bana, beni hep üvey evlât gibi tuttun, ne zaman yaklaştıysam sana köşe bucak kaçtın benden ”
Üzüm üzüm üzülmek: Haddinden fazla, çok üzülmek ”Anneciği üzüm üzüm üzülüyor ama bir çare bulamıyordu ”
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|