GöKKuŞaĞı
|
Emiliano Zapata Tarladan Saraya
DEVRİMDEN ÖNCE
Diktatör Porfirio Diaz döneminde köylülerin evleri toprakları ellerinden alınır Hakkını arayanlar mahkemeye yollanır, oyalanırlar
DEVRİMDEN SONRA
Morales ve Zapata devrinde de köylülerin evleri toprakları ellerinden alınır Halk kendi hukukunu korumaya kalkar, asayişin çivisi çıkar
Meksika  1910 
Yaklaşık 33 yıldır ülkenin başında bulunan Porfirio Diaz “sallandıracaksın ki  ” şeklinde bir idare tarzını benimsiyor  Kurdurduğu darağaçları sayesinde ülkede “huzur ve güven ortamını” tesis ediyor
O günlerde yabancı sermaye “düşman askeri” gibi görünüyor, ecnebiye göz yuman hain sayılıyor Diaz tenkitlere aldırmıyor, inadına Amerikan, İngiliz ve Alman şirketlerini buyur ediyor
Buyur etmeyip de n’aapsın? İstihdam meselesi  Halka nasıl iş güç gösterecek yoksa 
Soygun ve yağma beklenen bir şey ama yatırım da yapılıyor bu arada  Petrol ve maden üretimi artıyor, demiryolu memleketin ücra köşelerine vasıl oluyor
Gel gelelim gringonun (batılı beyaz adamın) hırsı fren tutmuyor, şeker kamışı ziraatinde “deli para” kokusu alıyor ve köylünün toprağına sulanıyorlar
Yerli baronlar ve generaller de onlara katılıyor Fukaraları yerinden yurdundan ediyor, işgal ettikleri arazileri dikenli tellerle çeviriyorlar Hani kovboy filmlerinde sıkça gördüğünüz beyaz yüksek duvarlı, Marsilya kiremitli, kışla bozması çiftlik evleri vardır ya, işte o yıllarda yapılıyor
Patronlar eli mavzerli silahşörler besliyor, kim ayağına takıldı üstüne salıyor
KUZUCUKLARIM!
Normalde bir başkanın bunlara karşı durması lâzım ama Diaz koltuğunun derdinde, güçlünün nasırına basamıyor
Zaman zaman köylü heyetleri gelip huzuruna çıkıyor Şikayetleri dikkatle dinliyor Yüzüne en müşfik tonları oturtup “evladlarım” dedi mi zaten garipler eriyip bitiyor Atlatıyor mu? Evet atlatıyor, gereğini yapmıyor
Önce tapulara bakıyor, sonra adalete gitmelerini tavsiye ediyor Halbuki mahkemelerin cılkı çıkmış, hakimler haklıya haksıza değil avantasına bakıyor
Hasılı Porfirio Diaz kah parmak sallayarak kah sırt okşayarak koltuğunda oturuyor Haşmetmaap ölesiye kadar hizmet edecek, varlığını Meksika varlığına armağan edecek ama Francisko Madero adlı bir kendini bilmez (ABD’de tahsil görmüş bir burjuva çocuğu) tutup parti kuruyor
Söyleyin şimdi, ikinci bir parti ne demek? Adam resmen ikilik çıkarıyor
Halkın reyini kime vereceği belli olmaz, tedbirini alıyor Seçime bir hafta kala Madero’yu içeri tıktırıyor da madara olmaktan kurtuluyor
Madero hapishanede efendi efendi otursa mesele yok ama sen tut kaç Git Teksas’ta bayrak aç
SENİN ADIN NE?
İşte o günlerde yine bir köylü kafilesi saraya geliyor Katipler alışkın edalarla önlerine düşüyor Belli ki arazi meselesi Diaz kabul odasına tebessümlerle giriyor, babacan bir üslupla “buyrun evladlarım” diyor, “çekinmeyin, anlatın ”
İçlerinden en yaşlısı söz alıyor: “Arazilerimiz işgal edildi, mısırlarımız yakıldı, perişanız!”
-Tapularınız var mı?
Çıkarıp gösteriyorlar Diaz “kesinlikle siz haklısınız” diyor, “mahkemeye müracaat edin kazanacaksınız!”
Halk dönüp giderken kara yağız bir külhani parazit yapıyor
- Başkanım!
- Buyur evladım?
- Siz hiç köylülerin lehine neticelenen bir dava duydunuz mu?
- Hakimlerimiz ellerinden geleni yapıyorlar ama biliyorsunuz ki bu işler zaman alıyor Sabır!
- Biz pidelerimizi sabırdan değil, mısırdan yapıyoruz!
Diaz yutkunup kalıyor Bu adam tehlikeli olabilir Yarı tehditvari soruyor: Adın neydi senin!
- Zapata!
- Tam söyle?
- Emiliano Zapata!
Önündeki listeye bakıyor, ismin üzerine bir çarpı çekiyor 
KÖY ÇOCUĞU
Efendim, Emilano Zapata, Anenecuicilo köyünden, Gabriel ve Cleofas çiftinin on çocuğundan biri  Sıradan bir köy  Sıradan insanlar 
Emiliano da akranları gibi sokakta büyüyor, mektep kapısından girmiyor 17 yaşında babası ölüyor, ailenin yükü omuzlarına çöküyor Atlara olan düşkünlüğü onu meslek sahibi yapıyor Hırçın, kavgacı, içkici, küfürbaz ama çok seviliyor Nedeni? Çünkü kimsenin malına göz dikmiyor, kimsenin karısına kızına sataşmıyor Haksızlığa dayanamıyor, biri zulme uğrasa üstüne vazife gibi ortaya fırlıyor
Peki bize anlatıldığı gibi Marksist mi?
O yıllarda Meksika köylerinde Das Kapital’in bulunacağını sanmam Hoş bulunsa da okuyamaz Okusa anlayamaz Kaldı ki Rus ve Çin devrimine çook vardır daha 
Haaa ilerleyen yıllarda Maocu kızıllar Zapata’ya sahip çıkar, onun adına Chiapas merkezli silahlı bir örgüt kurarlar (Zapatistalar) o başka   
Zapata duygusal bir gençtir sonra  Arkadaşları zamparalık yaparken o sevdiği kızın hayalini kurar umutsuzca
Umutsuzca dedik, zira kız zengin, bu fukara Onun babası hakim gücün yanında, Zapata ise defteri dürüleceklerin arasında 
Kızı defalarca istese de kapıdan kovuluyor İşte eşiği aşındırdığı günlerden birinde askerlere yakalanıyor Boynuna ip bağlayıp götürüyorlar Kaçmıyor, biliyor ki kaçsa sıkarlar sırtına
Emiliano’nun götürüldüğünü gören kadınlar yerden taş alıp birbirine vuruyor, duyan aynı şeyi yapıyor, şakırtı hızla yayılıyor Yamaçlardan inen inene, insanlar sel olup akıyor Jandarma kafilesi bir anda onbinlerin arasında kalıyor Böyle bir şey olabilir mi? Bilmiyoruz ama Elia Kazan sahneyi ustalıkla veriyor
Askerler çaresiz, urganlar çözülüyor Zapata kurtulur kurtulmaz telgraf tellerini gösteriyor Kesin!
Komutan “ama bu bir isyan” diye kekeliyor
-Evet isyan Haydi koş yetiştir Diaz’a!
Emiliano ve kardeşi Eufemio o günden sonra trenleri durduruyor, cephanelere el koyuyor
Kadınlar da mücadeleye katılıyor Barutları değişik kılıflara sokup münasip yerlere bırakıyor Kale kapıları tek tek uçuyor, karakollar düşüyor
Derken ünlü haydut Panco Villa ve adamları da askere vurmaya başlıyor
Meksikalı köylüler baskılara direniyor, yerlerini yurtlarını terk etmiyorlar Tarlalar yakıldıkça mısır ekiyor, evler yıkıldıkça duvar örüyorlar Bir yandan cenazeler geliyor, bir yandan bebekler doğuyor
SİLAHIN VARSA
Diaz zeminin kaydığını hissetmeyecek kadar ahmak değil, tacını tahtını meraklısına bırakıyor, yurt dışına kaçıyor (1911)
Artık memlekette iki muzaffer liderin sözü geçiyor  Morales ve Zapata!
Zapata’nın ilk işi gidip sevdiği kızı babasından istemek oluyor Alıyor da
Kürk meselesi Haydi yine kovsalar ya!
Neyse sular durulur gibi oluyor Morales, şerikini saraya çağırıyor Önünde tapular Bağlar, bahçeler, keşaneler teklif ediyor ona Zapata “buna ne hakkın var” diyor, “başkasının malını nasıl verebilirsin bana?” Hiç de şık değil, bir mim koyuyor ortağına
Halkın elindeki silahların toplanması hususunda da da farklı düşünüyorlar
Zapata hak, hukuk, adalet üzerine laf ezmiyor, kestirmeden gidiyor Tüfeğini Morales’in göğsüne dayayıp “ver saatini” diyor
Morales şaşkın, eli kösteğine gidiyor
Al şimdi şu tüfeği! Doğrult bana! Ve saatini iste! Sertçe ama  Kararlılıkla!
İşte kanun budur? Silahın varsa hakkını geri alırsın, yoksa katlanırsın soyguna
ELDE VAR HÜZÜN
Düzen intizam, zaptiye, jandarma 
Asayişmiş? Zapata’nın da pek umurunda Üniformalılara güvenemiyor zira
Soruyor “yaa biz bu askerleri polisleri yenmedik mi?”
- Yendik
- Daha ne? Alayını dizelim kurşuna, yetkiyi tekrar niye vereceğiz onlara?
Ve kaos  ABD ambargosu  Kaçan işadamları, duran yatırımlar  Yalnızlaşan ülke, itibarsız dış politika 
Zapata dört işlem bile bilmiyor, şimdi Morales enflasyonu, devaluasyonu nasıl anlatsın ona 
Hasılı işler her geçen gün sarpa sarıyor Gasp, rüşvet artıyor Eskiden halkı Diazın generalleri soyardı, şimdi Zapata’nın militanları soyuyor
Arazileri elinden alınan köylüler huzuruna çıktığında Zapata da “sabredin, düzelecek” diyor  “Sabredin düzelecek!” Aynen Diazın üslubuyla  
Diklenen bir köylünün adını soruyor hatta
Sonra kendine geliyor, “ben n’apıyorum?” diyor, “bu ne kolpa düzen yoldaş, bize neler oluyor?”
Ani bir kararla saraydan çıkıp, köyüne dönüyor
PERŞEMBENİN GELİŞİ
Karşılaştığı manzara iç bulandırıcı Sefalet, açlık, sari hastalıklar  Güçlü güçsüzün iliğini emiyor
Kendi öz kardeşi bile genç bir köylünün evine çöreklenmiş, garibin karısını sıkıştırıyor
Bahanesi hazır: “Savaştık da ne geçti elimize? Sözde Diaz’ı yendik, adam Paris’te gününü gün ediyor Huertoyu yendik Amerika’da keyf sürüyor Biz ise boş tekila şişelerini kokluyoruz burada  ”
Zapata yıkılıyor, “savaş kolaydı” diyor “meğer barış ne zormuş!”
Bu arada General Huerto İngiliz takviyesi ile geri dönüyor, Başkan Morales’i tutukluyor ve hapiste bakıyor?icabına
Devrimcilerle karşı devrimciler birbirini yiyedursun Huerto İngilizlere yaslanıp güçleniyor
İhanet  İhanet  İhanet! Etrafındakiler birer birer dağılıyor, Zapata yapayalnız kalıyor
Acılar insanı pişirirmiş onun pişmeye bile vakti olmuyor ?“Sana katılacağım” diyen bir subayın (Alb Jesus Guajardo) davetine gidiyor Yaşamaktan yılmış olmalı, acemilerin bile yutmayacağı tuzağa düşüyor Çatı üstünde yüzlerce nişancı İşaret veriliyor Mavzerler peş peşe patlıyor  “Dizlerinin üzerinde yaşamaktansa ayakta öl” sözüyle tanınan Zapata yüzüstü düşüyor Nisan 1919
Zapatamız da oldu sonunda
Ucube mi, değil mi münakaşaları dikkatlerimizi dağıtmış olmalı Hafta içinde bir başka heykel açılışı daha vardı, kayboldu gitti patırtı arasında
Belki okuyanlarınız olmuştur Şişli Belediyesi Devrimci Emiliano Zapata’nın büstünü armağan?etmişti İstanbullulara 
Peki kimdi bu Zapata, nereliydi ve?ne yaptı? Aşağıda  
HOLLYWOOD KIYAĞI
Sonra Huerto devri, sonra Carranza  Alvaro Obregon, derken Calles 
Kışlaya politika giriyor, sabah erken kalkan ihtilal yapıyor
Komutanlar aç gözlü, eskiden bir Diaz vardı şimdi alayı Diaz kesiliyor
Meksikalı için değişen bir şey olmuyor, biçareler dönüp dönüp başa sarıyor 
Yıllar geçiyor Morales, Eufemio, Pancho Villa unutulup gidiyor Belki Zapata da silinecek ama kapitalizmin borazanı Hollywood izin vermiyor John Steinbeck’in yazdığı, Elia Kazan’ın yönettiği, Anthony Quinn ve Marlon Brando’nun oynadığı “Viva Zapata” onu dünyaya tanıtıyor (1952)
Millete mevzu lazım Uğruna şiirler yazılıyor, marşlar besteleniyor, romanlar, çizgi romanlar  
Diazcı bir kalem bulamadığımız için hadiseyi Zapatistaların gözünden aktarmak zorunda kaldık Bilmem artık ne kadar objektif olduysa 
Ozanı olan kazanıyor
Eğer Bolu Beyi daha güçlü beyitler yazabilseydi, Köroğlu’nun “yol kesici bir şaki” olduğunu konuşacaktık şu anda  
CARAMBA CARAMBİTA
Meksikalılar uçlar arasında gidip geliyor, sefalet kök salıyor Eğer 2011 yılında bile cahil bir silahşörden medet umuluyorsa söylenecek tek şey kalıyor: Caramba! (Vay canına)
DEVLET BAŞTAN IRAK MI?
Zapata’nınki bir nev’i nefsi müdafaa Tutuklanmamak için dağlara sığınıyor, yaşamak için öldürüyor Bir gün o saraylarda kendinin oturabileceği aklına mı gelir? Hazırlıklı ve donanımlı değil, elinde plan, program bulunmuyor
İrfan Özfatura
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|