Yalnız Mesajı Göster

Cevap : IMF Nedir? Türkiye’de IMF/Küreselleşme Ve IMF

Eski 12-09-2010   #5
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : IMF Nedir? Türkiye’de IMF/Küreselleşme Ve IMF



IMF VE DÜNYA BANKASI


Küreselleşme uğruna Dünya pazar payının genişlemesi için çalışan kurumlardan olan IMF ve Dünya Bankasına verilen taahhütlerin yerine getirilmemesi ülkeler de kriz üstüne kriz yaratıyor Peki ama bu kadar etkileyen bu iki kurum ne zaman, ne amaçla kurulmuştur Herkes bu iki kurumun adını kendi isimleri kadar iyi bilmelerine rağmen ne iş yaptıkları hakkında pek fazla bilgiye sahip değillerdir herhalde
Ülkelerin, ekonomilerin çöküş dönemlerinde ortaya çıkan ve onları kurtarmak için bir dizi Stand-by anlaşması neticesinde ülke ekonomisine dışardan gelen bakanlarla çözüm arayan IMF ve Dünya Bankası nedir? Ne zaman kurulmuş şu ana kadar neler yapmışlardır ?


IMF ve Dünya Bankasının ülke ekonomilerine yönelik yaptırdıkları uygulamaları değil de bu sayımızda kısaca IMF ve Dünya Bankası ne iş yapar, hangi kurumları vardır sorularının cevabını vermeye çalıştık


DÜNYA BANKASI


Birleşmiş Milletler’e bağlı mali kuruluş olan Dünya Bankası 1944 yılının Temmuz ayında, Birleşmiş Milletler Para ve Maliye Konferansında alınan kararlar doğrultusunda kurulmuştur Haziran 1946 yılında ise resmen çalışmaya başlayan Dünya Bankası, öncelikli olarak II Dünya savaşı sonrası imar etkinliklerini desteklemeye yönelik krediler vermesine karşın 1949 yılından itibaren ekonomik kalkınma amaçlı projelere kaydırmıştır Merkezi Washington’dadır Dünya bankasının en yetkili organı Guvernörler Konseyidir Yönetim konseyi 20 kişiden oluşur ve ödünç para verme işlemleri üzerinde kararlar alırlar

Dünya bankasının şu an için amacı; gelişmekte olan ülkelere teknik ve mali yardımda bulunur ve bunu da kendisinin oluşturduğu üç uluslararası kuruluşla sağlamaktadır
Bretton Woods anlaşmalarından sonra yani 1946 yılında kurulmuş Bütün yardımlarını, gelişmekte olan ülkelere, bunların üretim kapasitelerinin ve üretim verimliliklerinin iyileştirilmesini amaçlayan projelerin gerçekleştirilmesinde yapar Şu an sermayesi 171 milyar Dolardır Merkezi Washington’dadır Yardım vereceği zaman ise şu kriterlere dikkat eder

- Ülkeye veya özerk kuruluşlara hükümetlerin güvencesi altında
- Genellikle 15 veya 20 yıl vadeli
- Mali piyasadaki faizler oranına yakın faizle

Uluslararası Kalkınma Birliği:
1960 yılında en yoksul ülkelere, son derece elverişli koşullar da yardım amacıyla kuruldu Kredi verirken dikkat ettiği hususlar:
- Hükümetlere ve üçüncü kişilere
- 50 yılda geri ödemek üzere
- Faizsiz ama yılda % 0,75 oranında komisyonla kredi verir


Uluslararası Finans Kuruluşu : 1956 yılında faaliyete geçmiştir Amacı, işletmelere borç vererek yada sermayelerine katılarak özel kesimin üretim gücünü artırmaktır Yardımlarını Amerikan Doları üzerinden yapar
Banka fonlarını; üye ülkelerin ödenmiş sermaye payları ( üye ülkelerin sermaye payı; ekonomik kaynaklarına göre belirlenir


Genelikle kayıtlı sermayenin yalnızca %10 kadarı ödenir ve kalan miktarının istendiğinde ödenmesi taahhüt edilir), Dünya sermaye piyasalarındaki tahvil satışları ve kendi net kazançlarından elde eder 2000 yılı sonlarına kadar bankanın portföyünün büyük bir kısmı elektrik enerjisi ve su dağıtım tesisleri için yatırım yapan kamu ve özel kuruluşlara verilen borçlardan oluşurken 2000′nin son yıllarından itibaren ise kırsal kalkınma ve tarım borç verilen önemli bir kesim olmuştur


Dünya bankası mali yardımlar yanında teknik anlamda da ülkelere yardım sağlayabilmek üzere 1955 yılında hükümet görevlileri için Ekonomik Kalkınma Enstitüsü kurmuştur
Dünya Bankasına; Türkiye 14 Şubat 1947 yılında 5017 sayılı yasa ile üye olmuştur
IMF ( ULUSLARARASI PARA FONU)


Uluslar arası para fonu yani IMF, dünya çapında örgütlenen ekonomik ve mali kuruluşlardan en etkili olanıdır 1945 yılında yani dünya bankasının temellerinin atıldığı 1944′den bir sene sonra kurularak dünya bankasından önce resmiyet kazanmıştır
IMF’ nin Üye sayısının fazla olmasının sebebi ise üyeliği belli kriterler taşımaması ve yaptırımlar kapsamaması nedeniyle ayrıca isteyen ülkeler üye olabilmesiyle üye ülke sayısı 182′dir Üye ülkeler IMF ana sözleşmesini parlamentolarından geçirerek yasallaştırıp Uluslar arası anlaşma niteliği kazandırmaktadırlar
Üye ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılası, ortalama rezervleri, cari dış ödemelerin yıllık ortalaması gibi parametreler esas alınmak suretiyle hesaplanan üyelik payları vardır Bu üyelik payına ‘kota’ denir Kotalar, Üye ülkelerin IMF’ deki oy gücünü, kuruluştan yararlanabileceği mali imkanın miktarını ve tahsis edilecek Özel Çekme Hakkı (SDR) miktarının belirlenmesinde tek ölçü olarak kullanılır Üye ülkelere şartlar gereği özel bir imkan tanınmaz ama acil ve önemli durumlar da azami kotasının sadece üç katı tutarında IMF kaynağı alabilir

Uluslararası Para Fonuna üye her ülkenin toplamdaki oy oranları ve yüzdeleri eşit değildir Amerika’nın toplamdaki oy oranı % 1735 Türkiye’nin toplamdaki oy oranı % 049 dur Rusya’nın % 279, Çin’in ise % 220 olduğunu da hatırlatalım
IMF’ nin mali imkanlarını kullanmak isteyen ülkeler, istek ve önerileri dikkate alarak veya IMF dayatması doğrultusunda hazırladıkları ekonomik istikrar programı diğer adıyla ‘Niyet Mektubu’ İcra direktörleri ve Guvernörler kurulunun onayına sunulur


Kurumun örgütlenmesinde IMF başkanı ve kurumun kararların alındığı iki merkez vardır: Guvernörler Kurulu ve İcra Direktörleri Kuruludur IMF nezdinde başta ABD olmak üzere, Avrupa Birliğine üye gelişmiş ülkelerce onaylanmayan hiçbir karar alınmadığı gibi IMF’ce alınacak olan her karar, bu gelişmiş ülkelerin menfaati ve siyasi beklentileri doğrultusunda olmak zorundadır Ülkelerin sunduğu programlar 1-2 yılı kapsıyorsa stand-by düzenlemesi, 3-4 yılı kapsarsa süresi uzatılmış düzenleme olarak adlandırılır
Türkiye 1947 yılında IMF’ ye üye olmuştur 1970 yılından itibaren ise IMF’nin istek ve önerileri doğrultusunda ekonomik istikrar programları hazırlamıştır Şu ana kadar 17 stand by anlaşması imzalayan Türkiye IMF’ nin istek ve önerilerini yerine getirmediğinden dolayı 1970 yılında hazırlanan ilk istikrar paketine( yani o zaman hazırlanan anlaşma değil de) daha doğrusu bir arpa boyu yol alamayarak tekrar başa dönülmüştür Türkiye 16 stand by anlaşması ile IMF’ nin mali imkanları ve kendi SDR’ sinden 4362 milyar dolar kredi almıştır


IMF kuruluş amacını ‘dünya ticaretinin devamlılığını sağlamak’ olarak belirlerken 1997 yılında Güneydoğu Asya ülkelerinde başlayan kriz ve krizin globalleşme ile birlikte ortaya çıkardığı sonuçla tüm dünya ülkelerinin ekonomilerini etki altına alması, gelişmiş ülkelerin ekonomilerine talebin azalmasıyla yaşanan sıkıntılar nedeniyle misyonunda değişiklikler yapmaya itmiştir IMF bundan sonraki amacını; uluslar arası finans sermayesinin kısa vadedeki talep ayarlaması ile uygulama hızını düzenlemek ve uzun vadede ödemeler dengesi krizine giren veya ekonomisindeki sıkıntılar sebebiyle ödemeler dengesi krizine girmeye aday ülkelere, yardım etmek olarak düzenlemiştir


DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ
(WORLD TRADE ORGANIZATION-WTO)

KURULUŞ VE FONKSİYONLARI

Dünya Ticaret Örgütü (WTO), çok taraflı ticaret sisteminin yasal ve kurumsal organıdır WTO, hükümetlerin iç ticaret yasalarını ve düzenlemelerini nasıl yapacakları hususunda yasal bir çerçeve ortaya koymaktadır ve toplu görüşmeler ve müzakereler yoluyla ülkeler arasında ticari ilişkilerin geliştirildiği bir platformdur


WTO, 1 Ocak 1995’te kurulmuştur Uruguay Round’a taraf olan ülkeler 15 Aralık 1993’te görüşmeleri tamamlamış ve Fas’ın Marakeş kentinde Nisan 1994’te “Nihai Karar” bakanlar tarafından imzalanmıştır 15 Nisan 1994’te ilan edilen Makareş Deklerasyonu, Uruguay Round’u görüşmelerini onaylamış ve Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) altında gerçekleştirilen yedi görüşmenin “dünya ekonomisini güçlendirdiği ve daha fazla ticaret, yatırım, istihdam ve gelir artışı sağladığı”nı ilan etmiştir WTO, Uruguay Round’u görüşmelerinin şekillendiği ve bir anlaşmadır ve GATT’ın devamıdır
WTO, sadece üyelik açısından (1994 sonunda 128 üye) GATT’tan fazla değil, aynı zamanda, uygulandığı ticari faaliyetler ve ticaret politikalar açısından da daha geniş bir alanı kapsamaktadır GATT, sadece mal ticaretini kapsarken, WTO mal, hizmetler ve fikri mülkiyet hakları olarak da bilinen “fikir ticareti”’ni de kapsamaktadır


WTO’nun esas fonksiyonları; topyekün olarak WTO’yu oluşturan çok taraflı ticaret görüşmelerini yönetmek ve uygulamak, çok taraflı ticaret görüşmelerinde bir forum olarak görev yapmak, ticari anlaşmazlıklarına çözüm aramak, milli ticaret politikalarını denetlemek ve bu amaçlarla global ekonomik politika yapımında görevli uluslararası kuruluşlarla işbirliğine gitmektir

WTO anlaşması, tarımdan, tekstile ve konfeksiyona, hizmetlerden fikri mülkiyet hakları kurallarına kadar, değişik alanlarda 29 ayrı metinden oluşmaktadır Bunlara ilave olarak WTO üyelerine ilave sorumluluklar ve taahhütler yükleyen, ilave 25 deklerasyon, karar ve anlaşma da bulunmaktadır


WTO kuralları geleneksel olarak hassas sektörler olarak kabul edilen tarım malları ticareti ve tekstil ve konfeksiyon ürünlerini de kapsamaktadır Tarım da kabul edilen kurallar piyasaya giriş şartlarını, yerli üretimi destekleme kurallarını, ihracat teşvik uygulamalarını ve gıda güvenliği, bitki ve hayvan sağlığı kurallarını içermektedir Tekstil ve konfeksiyon’da yeni kurallar Çok Elyaflılar Anlaşması’ndan sonra 10 yıllık bir geçiş dönemi ile WTO kurallarına dahil olacaktır


Hizmetler ticaretindeki ilk anlaşma; üyelerin kapsamı, milli uygulamalar ve piyasaya giriş konularındaki yükümlülüklerinden bahsetmekte ve hizmetler ticaretinin daha da liberalleştirilmesi hususunda genel bir çerçeve çizmektedir Devam eden görüşmeler hali hazırda finansal hizmetlerde piyasaya giriş taahhütleri, temel iletişim sektörleri, deniz nakliyatı ve insanların sınırdan sınıra geçişi hakkındadır Görüşmelerde diğer bir ilk de fikri mülkiyet haklarının ticaretle ilgili yönüdür (TRIPS)


Bu anlaşma, sadece telif hakları, patent hakları gibi yeni fikri mülkiyet haklarını dile getirmekle kalmamakta, ayrıca coğrafi işaretler, endüstri dizaynı, ticaret markaları ve ticaret sırları ve know-how (süreç bilgisi) haklarını da koruma altına almaktadır Mal ticaretinde WTO kuralları, anti-damping uygulamaları, teşvikler ve karşı uygulamalar, gümrük uygulamaları ve ithalat lisansı konularını da kapsamaktadır Kurallar, şayet bu uygulamalar gündeme geldiğinde ne gibi kuralların tatbik edileceğini de açıklamaktadır
Yukarıda değinilen anlaşmalarla pek çok basit ve temel ilkeler hep birlikte yeni çok taraflı ticaret sistemini meydana getirmektedir GATT’ın ana kuralları, üyeler arasında ve ithalat ile yerli üretim arasında ayırım yapmayı yasaklamaktadır Mesela Madde I ” En Çok Kayırılan Ülke ” (MFN) fıkrasında her hangi bir ülkenin bir ülkeye uyguladığı imtiyazın başka ülkelere uygulanandan daha az olamıyacağı belirtilmektedir Ayırım yapmamanın bir diğer şekli de “ulusal muamele”‘dir ve mallar bir piyasaya girdiğinde en az yurt içinde üretilen mallar kadar kayırılabileceği belirtilmektedir


Tarife İndirimleri

GATT’ın 1948′de kuruluşunu takiben ortalama tarife seviyesi toplam yedi görüşmeyle kademeli olarak indirilmiştir Uruguay Round bu başarılara bir yenisini eklemiştir Ortalama tarife seviyeleri önemli ölçüde düşerken genel bağlı tarife seviyeleri de önemli miktarda artmıştır Tarife indirimleri yoluyla piyasaya giriş taahütleri Uruguay Round’unda toplam 22500 sayfalık ulusal tarife listelerinde yer almaktadır
Pek çok kısımda beş yılda tamamlanacak olan tarife indirimleri gelişmiş ülkelerin sanayi ürünleri tarifelerinde toplam % 40’lık bir indirim sağlayan, ortalama % 6,3 olan tarifeleri, % 3,8’e indirmektedir ve gelişmekte olan ülkelerden yapılan sanayi ürünleri ithalatı değer olarak % 20’den % 44’e çıkaracaktır Tarife yapısının daha yüksek kısmında yer alan ve % 15’in üzerinde tarifeleri kapsayan tüm kaynaklardan gelişmiş ülkelere yapılan ithalat; % 7’den % 5’e ve gelişmekte olan ülkelerden yapılan ithalatta % 9’dan % 5’e düşmüştür
WTO ve GATT arasındaki farklar:

WTO, sadece GATT’ın biraz genişletilmiş bir şekli değil, aksine tamamen değişik bir yapıya ve farklı bir karaktere sahiptir İkisi arasındaki temel farklılıklar şöyle sıralanabilir; (i) GATT, herhangi bir kurumsal yapısı olmayan ve kuruluşundaki amacı 1940’ta Uluslararası Ticaret Örgütü’nü kurmak olan ve bu amaçla çeşitli kuralları içeren çok taraflı bir anlaşmadır, (ii) GATT, geçici olarak kurulmuş ve 40 yıllık bir faaliyetten sonra anlaşmaya taraf olan hükümetler GATT’ı sürekli bir anlaşmaya çevirmek istemişlerdir WTO taahhütleri buna karşın sürekli bir karakter taşımaktadır, (iii) GATT kuralları sadece mal ticaretini kapsarken, WTO mal ticaretinin yanında, hizmetler ticareti ve ticari nitelikteki fikri mülkiyet haklarını da kapsamaktadır, (iv) GATT anlaşması çok taraflı bir araçken 1980’lerde yeni pek çok anlaşma ilave edilerek, selektif bir yapıya dönmüştür WTO’yu oluşturan anlaşmalar ise neredeyse tamamı çok taraflıdır ve taahütler üyelerin tamamını bağlamaktadır, (v) WTO, GATT’a göre anlaşmazlıkların çözümünde daha hızlı çalışan, otomatik mekanizmalara sahiptir


1947 GATT anlaşması 1995 yılının sonuna kadar yürürlükte kalmıştır ve bu suretle tüm GATT üyelerinin WTO anlaşmasını kabul etmeleri için gerekli süre sağlanmıştır Fakat GATT, “GATT 1994” şeklinde WTO anlaşmasının bir parçası olarak uluslararası mal ticaretini etkileyen ana hususları belirlemeye devam edecektir


WTO Karar Alma Yöntemleri


WTO, GATT’ın geleneksel olarak karar alırken kullandığı yöntem oylama değil, fakat fikir birliği (concensus) yöntemidir Bu prosedür üyelere, bazen çok taraflı ticaret sisteminin yararına oluşan görüş birliğine katılınsa da, kendi çıkarlarını, iyi bir şekilde göz önüne alınması imkanını sağlamaktadır Görüş birliğinin sağlanamadığı durumlarda WTO, oylama yöntemini kullanmaktadır Bu gibi durumlarda her ülke bir oy kullanarak, karar oy çokluğuyla alınmaktadır

WTO Anlaşması’nda kabul edilen dört değişik oylama yöntemi bulunmaktadır İlk olarak, WTO üyelerinin dörtte üçünün oyuyla herhangi bir çok taraflı ticaret anlaşması oluşturulması kabul edilebilir İkinci olarak, Bakanlar Konferansı dörtte üç çoğunlukla uluslararası bir anlaşma tarafından herhangi bir üyeye yüklenen bir sorumluluğu kaldırabilmektedir Üçüncü olarak, uluslararası analaşmaların hükümlerini iptal etme kararı ancak tüm üyelerce kabul edilmesi veya kararın niteliğine bağlı olarak üçte iki çoğunlukla alınabilmektedir Fakat bu iptal kararları, sadece WTO üyeleri tarafından kabul edildikten sonra yürürlüğe girebilmektedir Son olarak, yeni bir üyenin alınması ancak Bakanlar Konferansı’nda üçte iki çoğunlukla kabul edildikten sonra gerçekleşebilmektedir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla