Şengül Şirin
|
Cevap : Hasan Saka’nın Hayatı
Meclise, köylünün Ağnam vergisini ödediğinden dolayı diğer vergilerden muaf tutulması konusunda kanun teklifi sunulmuştu Hasan Bey bu kanun teklifine tepki göstermiştir Ona göre sürü sahiplerinin çoğu şehirlerde oturmaktaydı Köylünün sürüsü olmadığı gibi ortalama üç-beş koyunu vardı, köylüde mevcut bu koyunlarını kaydetmiyordu Bu sebeple verginin köylüden toplanan vergi, şehirliden toplanan vergi diye bölünmesine ve köylünün vergiden muaf tutulmasına oldukça fazla tepki göstermiştir Hasan Bey’e göre vergiye tabi olup şehirde yaşayan işçi ve fukara halkın yaşam şartları köylüye göre daha ağırdı O işçi ve fukaranın vergi verdiği yerde köylünün de vergi vermesi gerekmekte olduğunu söylemektedir
d) İthalat ve İhracat
Ülke içinde bulunan paranın ülke dışına çıkmasını engellemek, Hasan Bey’in en önemli ekonomi politikasını oluşturur Maliye Vekili ağır gümrük vergileri koymak suretiyle Osmanlı’da olduğu gibi Türkiye’nin açık pazar olmasının önüne geçmeyi amaçlamıştır Gümrüklerin artırılmasıyla yerli ürünlerin ithal ürünler karşısında korunması düşünülmüştür Fakat Hasan Bey hiçbir zaman ithalatı önleme gibi bir politika izlememiştir Zira Maliye Vekili o dönemde ülkenin ihtiyaçlarının karşılayacak sanayinin ülkede mevcut olmadığının farkındaydı
Meclis içinde bazı mebuslar, kaçakçılığın önlenmesi için gümrük vergisinin hafifletilmesini savunmuşlardır Bu eleştirilere karşılık Hasan Bey “Eşyalar ister ithal edilsin, isterse de ülke, içinde üretilsin onların vergiye tabi tutulması esastır” demektedir Bunun yanında ithal ürünlerinden alınan verginin çok görülmemesini zira ülkenin olağanüstü bir durum yaşadığını ve birçok ihtiyaçların olduğunu söyleyerek gümrük gelirlerinin bütçedeki önemine değinir Bunun yanında halkı da mağdur etmemeyi esas kabul etmesine karşın lüks eşyalardan diğerlerine nazaran ağır vergiler almıştır 
Ülke içinde bazı sanayilerin mevcut olmaması sebebiyle mecburi olarak ithalat yapılmaktaydı Bu ithalat fiili olarak savaştığımız Yunanistan’dan bile yapılabiliyordu Hasan Bey ağır vergiler koymak suretiyle ülkeye adi malın girmesini önlemeye çalışmıştır 
Hasan Bey, 7 5 1921 tarihli konuşmasında “Çok önemli bir gereksinim olmadan düşman memleketlerinden ithalat yapılmasının ülke ekonomisini çökerteceğini” söyler Bu maksatla tarihinde ziynet eşyalarının menni doğrultusunda bir kanun çıkmıştı Hasan Bey bu kanunun ziynet eşyalarının ülkeye girişine engel olamayacağını, bu eşyaların kaçak olarak ülkeye gireceklerinden en az üç misli fiyattan satılacağını söyler Bu da Hasan Bey’in ekonomi politikasına aykırı bir durumdur 
Ona göre ülkenin gümrük hudutlarında teşkilat yoktu, dolayısıyla kaçak mal girişine engel olunamamaktaydı Bu sebeple mevcut kanunun faydalı olabilmesi için öncelikle gümrüklerde yapılanmaya gidilip, kaçak malın ülkeye girişine engel olunması gerekmekteydi 
Bu maksatla Güney gümrük hududu 1921 de oluşturulmuştu Hasan Bey gümrüklerdeki memurların yetersizliğinin farkındaydı Kaçakçılığın önüne geçebilmek için gümrük memurlarının sayısını arttırmak gerekiyordu Bu maksatla Maliye Vekili Muvazene-i Milliye encümeninden ek ödenek istemiştir 
Bütün bu tedbirlere rağmen ülke içindeki paranın dışarıya çıkmasına engel olunamamıştır İthalat fazla olduğu için devletin elindeki altınlar yurt dışına çıkmış, buna karşı az ihracat yapıldığı için altın girdisi az olmuştu 
Hasan Bey 8 Kasım 1921 tarihinde yapmış olduğu konuşmasında “memleketin hakiki sermayesi olan altın hangi memleketin olursa olsun gerek sikke halinde, gerekse başka hallerde muhafaza etmek memleketin iktisadi hayatım kontrol eden siyasetçilerin çok önemli bir vecibedir Bu memleketin altın madenleri yoktur, elimizden çıkan altının da iade edilmesine imkan yoktur” diyerek ithalat ve ihracat konusunda izlemiş olduğu politikalarda gütmüş olduğu gayenin temel mantığını açıklar 
Düşman devletleri, kendilerine karşı direnen ordumuzu çökertemeyince, üretip Avrupa piyasasına sürmüş olduğumuz malları almamak suretiyle iktisadi yapımızı çökertmeye çalışmışlardır
Milli Mücadele döneminde Hasan Bey’in gümrüklerde rastlamış olduğu önemli sorunlardan biri de gümrüklerde istatistiklerin yapılmamasıydı Dolayısıyla gelen ve giden mallar bilinmemekte, bunun sonucu olarak gelmesi beklenen vergi gelirlerinin miktarı tahmin edilememekteydi 
Bunlara karşın Tekalif-i Milliye emirleri yayınlandıktan sonra ordunun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla gümrük vergileri neredeyse sıfıra indirilmişti Bu uygulama Hükümeti 13 aylık zaman zarfında gümrük vergilerinden yoksun bırakmıştı 
e) Ticaret
Hasan Bey ticari hayatımızdaki en önemli sorunu üretilen malların satılması sırasındaki ulaşım yetersizliği olarak görür Mevcut nakliyeler at ve arabayla yapılmakta bu da çok pahalıya gelmekteydi Ticaretin geliştirilmesi için ucuz maliyetin gerekliliğinin farkında olan Hasan Bey ulaşımda trenlerin yaygınlaştırılmasının gerekliliğine inanır Bu sayede maliyetin azalacağım, dolayısıyla da ticaretin hacminin artacağını düşünmektedir 
Maliye Vekili Hasan Bey kibrit ve sigara kağıdının tüccarlar tarafından stok edilmesiyle, bu ürünlerin fiyatlarının arttığını dolayısıyla halkın mağdur olduğunu söylemektedir Bunun önüne geçebilmek için Hasan bey, 1 8 1921 tarihinde çıkartılan bir kanunla Maliye Vekaleti’ni aktif olarak ticaretin içine sokmuştur Bu kanuna göre Maliye Vekaleti tüccarların ellerindeki malları toptan fiyatına alacak bunun yanından da dışarıdan kibrit ve sigara kağıdı ithalini devlet yapacaktı Böylece bu ürünler daha ucuz fiyata mal edilmiş oluyordu Daha sonra Maliye Vekaleti %10 kâr payıyla satmak üzere bu mallan tüccarlara dağıtacaktı Maliye Vekili Hasan Bey’in uygulamalarıyla halka daha ucuz fiyata ürün satılmış oluyordu Ellerindeki kibrit ve sigara kağıdı stokunu Maliye Vekaleti’ne vermeyen tüccarlara 100 liradan 1000 liraya kadar ceza verilmesi uygun görüldü 
Ülke içinde yapılan üretimin artması, ithal ürünlerin azalması sonucunu doğuruyordu Bunun sonucunda da paranın yurt dışına çıkması azalıyordu Karahisar Mebusu Mehmet Şükrü Bey üretimi artan fabrikaların sahiplerinin Rum olduğunu söylemesi üzerine Hasan bey “Mezhepleri, ırkları ne olursa olsun bizim Misak-ı Milli dahilindeki kuruluşlardır” diyerek Mehmet Şükrü Bey’i eleştirmiş ve Rum’da olsa yerli üreticinin iç piyasaya hakim olmasını savunmuştur 
f) Tasarruf Tedbirleri
Hasan Bey ordunun zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilmek için her türlü gereksiz harcamanın önüne geçmeye çalışmıştır Bu maksatla askerlerin almış olduğu makam maaşını bile kesmekten çekinmemiştir Fakat bu işleri yaparken ordunun şevk ve gayretini kırmamaya da özen göstermiştir Hasan bey bu tedbirler sayesinde 6,5 milyon liralık tasarruf sağlanmıştır Bunun yanında cephe gerisinde görev yapan, seferberlik ve cephe zammı alan askerlerin bu gelirlerine de el koymak istemiştir Bu şekilde daha zaruri ihtiyaçların sağlanması için gerekli para sağlanmış olacaktı Bilgi mi aradın doğru yerdesin 
21 Şubat 1922 tarihinde Hasan Bey kendi vekaleti içinde çalışan memurlara zamlı maaş verdiği gerekçesiyle eleştirilere uğramıştır Bu eleştirilere Hasan Bey’i kendi yetkilerinin zamlı maaş vermeye elverdiğini fakat tasarruf amaçlı olarak zamlı maaş yerine eksik maaş verdiğini söyleyerek cevap vermiştir 
Hasan Bey Milli Mücadele için gerekli paranın temini amacıyla memurlara da bir ödev yüklemiştir Buna göre işlerini aksatmayacak şekilde memur maaşlarının %20 oranında düşürmeyi uygun görmüştür Ali Şükrü Bey’in bu konuda oldukça sert ihtiyaçları olmasına karşın Muvazene-i Umumiye’nin masraflarının %90′ını memur maaşlarının oluşturması, Hasan Bey’i böyle bir tedbir almaya itmiştir Toplumun her kesimi Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulayarak ordunun ihtiyaçlarını karşılamada üzerine düşen görevini yerine getirirken memurlara da bu şekilde bir görev yüklenmiştir
Hasan Bey mevcut vekaletlerin elinde bulunan ve ihtiyaç görülmediği gerekçesiyle kullanılmayan 11 otomobili ihaleyle satmak suretiyle bütçeye katkı sağlamıştır O dönemde otomobilin çok lüks bir araç olduğunu göz önünde tutarsak milletvekillerinin; Devlet menfaatleri, şahsi menfaatlerinin çok üzerinde tuttuğunu görmekteyiz
Ruslar Birinci Dünya Savaşı’yla Doğu Anadolu’yu işgal etmiş, ordularının sevkiyatını sağlamak amacıyla birçok alet ve edevatı bölgeye getirmişlerdi 1917 Bolşevik ihtilali sonrası Ruslar Doğu Anadolu’dan çekilince bu aletleri bölgede kalmıştı Hasan Bey tasarruf amacıyla bu Rus aletlerinden de yararlanmayı düşünmüş ve Ziraat Bankası aracılığıyla bu aletleri toplatmış, tamir ettirmiş ve satılması için çalışmıştır Bu sayede aletler zayi olmamış ve ekonomiye katkı sağlamıştır 
g) Ekonomi
Hasan bey milletvekili seçilip Ankara’ya geldikten kısa bir süre sonra Muvazene-i Milliye komisyonunda görev almış, 19 Mayıs 1921 tarihinde de Maliye Vekili seçilmişti, dolayısıyla vekil olarak seçilmesinden itibaren ekonomide aktif görev almıştır
Hasan Bey devletin parasının yurtdışına çıkmamasını sağlamak için uğraşırken, merkezi İstanbul’da bulunan Osmanlı Bankası’nın sermayesini Fransa’ya nakletmesinin önüne geçmeye çalışmıştır Bu paraların yurtiçinde kullanılmasının yollarını aramıştır
Hasan Bey Hazine’nin eline geçen paraların ihtiyat olarak elde tutulmasını istemektedir Fakat kendisi Maliye’nin ihtiyaçlarını gözönünde tutulduğundan bu paraları piyasaya sürmek zorunda kalmıştır 
Milli Mücadele döneminde Hazine’nin en önemli gelir kaynağını dış yardımlar oluşturuyordu Bu yardımlarında en önemli kısmı Ruslar’dan gelmekteydi Hasan Bey ordunun ihtiyaçlarını göz önünde tuttuğundan bu paranın büyük bir kısmını orduya harcamıştır 
Bunun yanında Hasan Bey iç piyasada Rus altınının dolaşmasında hiçbir sakınca görmemiştir Zira altın paranın evrensel bir para olduğunu bilmekte ve Osmanlı piyasalarında yabancı paraların dolaştığını göz önünde tutmaktadır 
Hasan Bey sabit kur uygulamasının zararlı olduğunu söyler Ayrıca el altından para bastırmak yasaktır denmesinin yanında gerekli tedbirler alınmazsa Türk parasının değeri kalmayacaktır 
h) Sanayi
Hasan Bey “Siyasi bağımsızlığın yanında iktisadi bağımsızlığında öneminin farkındaydı Kendisi kibrit ve sigara kağıdının ithali konusunda yapmış olduğu bir konuşmasında “Kibrit ve sigara kağıdı gibi eşyanın hükümetin elinde bulunması, hatta hükümetin fabrikatörlük yapması doğru mudur? değil midir? diye bugüne kadar kokmuş bir Liberalizm nazariyesini tekrar ettiler, maatteessüf Bendeniz o mektebi iktisadiye mensup değilim Hükümetin muvaffakiyetle işleteceği birçok sanayi cismi vardır ve bizim memleketimiz bu sahai iktisadiyatta bu mesleği tutmadıkça hiçbir zaman Avrupa’nın iktisadi esaretinden kurtulamayız”demektedir Hasan Bey Avrupa’nın ekonomik boyunduruğundan kurtulmak için ihtiyaç duyulan maddelerin ülke içinde üretilmesini istemektedir Ona göre özel sektör teşvik edilmeli, özel sektörün yetersiz kaldığı alanlara da devlet el atmalıydı Fakat Hasan Bey’in bu devletçilik görüşü Sosyalist nazariyelere benzememektedir Zira Hasan Bey üretici ve fabrikatör olmadığı için bu görüşü benimsemiştir 
ı) Bankacılık
Hasan Bey ülke içinde üç çeşit banka olduğunu söyler Birinci sırada devlet bankası imtiyazına sahip bankalar, ikinci olarak para ve evrak ihraç etme hakkını elinde bulunduran bankalar, üçüncü ise hususi bankalar vardır 
Bunun yanında Hasan Bey 8 10 1921 tarihli konuşmasında Osmanlı Bankası’nın sadece isminin Osmanlı ile ilişkili olduğunu sermayesinin ecnebi olduğunu söyler, bu maksatla Osmanlı Bankası’yla alış-veriş yapmaktan kaçınır Bunun yanında Hasan Bey, Osmanlı Bankası’nın, İstanbul’un yönetim tarafından yararlanıp sermayesini Fransa’ya gönderdiğinin farkındadır
Hasan Bey paramızın ülke dışına çıkmasının önüne geçebilmek amacıyla milli bankaların gerektiğinin farkındadır Bu maksatla Hükümet aracılığıyla milli bir bankanın kurulmasını istemekte ve bu şekilde de Türk parasının belli bir kurda tutulmasını amaçlamaktadır 
Hasan Bey, yaptığı incelemeler sonucunda Ziraat Bankası’nın, kendisine yüklenen tarımsal yükümlülükleri gerektiği gibi yerine getirmediğini görür Dışarıdan getirilen alet ve edavatın halkın ihtiyaçlarına yönelik olmamasından dolayı bu aletler satılamamış, bu sebeple banka zarar etmiştir Banka bir diğer sorumluluğu olan halka rehberlik etmeyi de beklenildiği gibi yapamamaktaydı Hasan Bey bankanın eksiklerini tamamlamak amacıyla meclis içinden bir ıslah komisyonu oluşturulması için çalışmıştır
Hasan Bey, kazadan kazaya hiçbir vasıta bulunmadığı halde buralarda Ziraat Bankası şubelerinin bulunmasıyla halkın mühim bir ihtiyacının karşılandığını söylemektedir Bu sayede de banka mühim bir gelir temin etmektedir Maliye Vekili, milli bankalar kuruluncaya kadar bu bankanın mevcudiyetinin devam ettirilmesinin gerekliliğine inanmaktadır 
Kâr amaçlı kurulan bankalar birçok alana el atıp sermayelerini çoğaltmaya çalışırken Ziraat Bankası yönetiminin mevcut 40 bin lira sermayesinin ülke dışına çıkacağını düşündüğünden, bu parayı işletip çoğaltamamıştır Hasan Bey ise bu paranın bir miktar faiz karşılığında ihtiyacı olanlara dağıtılmasını, bu sayede hem bankanın gelir kazanmasını hem de ülkenin sanayi ve ticaretinin canlandırılmasını istemektedir 
Eskişehir-Kütahya muharebelerinden sonra ordumuzun Sakarya nehrinin doğusuna çekilmesiyle Ankara tehlikeye girmişti Bu sebeple bir kısım devlet dairesiyle birlikte Ziraat Bankası da Kayseri’ye sevkedildi Sakarya savaşıyla Yunan ordusu durdurulunca Ziraat Bankası’nın Ankara’ya geri dönmesi sözkonusu olmuştu Hasan Bey yol masraflarından dolayı bu nakliyeye taraftar değildi Fakat banka müdürünün isteği üzerine bu sorumluluğu üzerine aldı Ordudan yardım isteyerek bankanın Ankara’ya gelmesini sağlamıştır 
SONUÇ
Hasan Bey Birinci dönem TBMM’nin faal mebuslarındandır Kendisi bu dönemde 120 civarında konuşma yapmıştır Milli Mücadelenin en zor şartlarında ekonomiyi düzeltmek için büyük çaba sarfetmiştir O Mustafa Kemal’in yakın çalışma arkadaşlarındandı Türk-Yunan savaşının en şiddetlendiği dönemde o ordunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yoğun çaba sarfetti Bu amacı doğrultusunda oldukça fazla eleştirilere uğradı fakat yılmadan görevine devam etti
Hasan Bey kimi zaman vergileri artırarak ihtiyaçları karşıladı kimi zaman ise gereksiz harcamaların önüne geçti Onun temel hedefi Osmanlı’nın olduğu gibi yeni kurulmakta olan Türk devletinin ekonomisini Avrupa’ya bağımlı olmaktan kurtarmaktı Bu maksatla yerli sanayinin ortaya çıkması için yoğun çaba sarfetti Özel teşebbüsün yetersizliğini görünce Devleti de üretimin içine katmak istedi
Hasan Bey’in bir diğer hedefi Anadolu halkının ucuz fiyata kaliteli ürünlere ulaşabilmesini sağlamaktı Kendisi tüccarların mal stoku yapıp aşırı fiyatlara satmasının önüne geçmeye çalıştı Bu maksatla devleti ticaretin içine soktu
Ordu ihtiyaçlarının çok yoğunlaştığı bir dönemde Hasan Bey halktan beş yıllık arazi vergisini birden alıp daha sonra bu vergiyi kaldırmak istedi Ona karşı halkın o kadar parası olmadığı gerekçesiyle çok yoğun muhalefet oldu Hasan Bey tepkilere dayanamayarak Maliye Vekilliği’nden istifa etti
Hasan Bey Maliye Vekilliği’ni bırakmasına karşın vatanına hizmetten vazgeçmedi Kendisi daha sonra İktisat Vekilliği yaptı Daha sonra Lozan Barış görüşmelerinde ülkemizin çıkarlarını en iyi bir şekilde korudu ve Osmanlı borçlarının Türkiye’ye yıkılmasının önüne geçmek için tüm mesaisini harcadı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|