Yalnız Mesajı Göster

Hasan Saka’nın Hayatı

Eski 11-21-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Hasan Saka’nın Hayatı





I HASAN SAKA’NIN HAYATI

1885′te Trabzon’da doğdu Sürmene eşrafından Sakazade Hafız Yunus Efendi’nin oğludur İlk ve orta öğretimini Trabzon İptidai mektebi ve Rüştiyesi’nde tamamladıktan sonra İstanbul-Mercan idadisinden mezun oldu Mülkiye mektebine girerek Temmuz 1908 de diploma aldı Eylül’de Divan-ı Muhasebat (Sayıştay)’ta devlet hizmetine girdi Ekim 1909′da Avrupa’da öğrenim için açılan bir sınavı kazanmasıyla Fransa’ya gönderildi Kasım 1912′de Paris, Siyasal Bilgiler Okulu Diplomasi şubesinden mezun olarak yurda döndü


Sayıştay’da eski görevine devam etti Nisan 1915′te Maliye Nezareti Varidat Umum Müdürlüğü Temettü Vergisi Temyiz Komisyonu I’inci Müeyyizliğine atandı Ekimde Hukuk Mektebi Umumi İktisad Öğretmenliği ek görev olarak verildi Ekim 1916′da Eskişehir Bölge İktisat Müdürü oldu Eylül 1917′de İstanbul’daki eski görevine getirildi 4 Eylül 1918′de Mülkiye Mektebi İktisat Öğretmenliğini üstlendi İstanbul Mebusan Meclisi’nin son dönemi milletvekili seçilerek dağılmasına kadar aktif görev yaptı Bu arada bir süre İaşe Umum Müdürlüğü Tefdiş Heyeti’nde bulundu


TBMM’nin I inci döneminde Trabzon milletvekili olan Ahmet Faik Bey’in Yargıtay üyeliği tercih ederek milletvekilliğinden ayrılması üzerine 28 Ocak 1921′de seçilerek 28 Ocak’ta meclise katıldı Bütçe komisyonunda görevlendirildi 1921 de Komisyon sözcülüğüne seçildi 19 Mayıs 1921′de Maliye Vekili oldu İstiklal savaşının en kritik döneminde ordunun ihtiyaçlarını karşılamak için büyük gayretler gösterdi Zaman zaman ağır eleştirilere hedef oldu 22 Nisan 1922′de istifa suretiyle görevinden ayrıldı 11 Mayıs 1922 de İktisat Vekilliğine seçildi 29 Ağustos’ta Türkiye ile Rusya arasında yapılan Ticaret anlaşması için kurulan komisyonun başkanlığına getirildi


Lozan Barış Konferansı’na gidecek ve Türk delegasyonuna 3 Kasım 1922′de üye seçilerek görevinin sonuna kadar izinli sayılması kararlaştırıldı Yıl sonunda Lozan’dan Ankara’ya gelerek l Ocak 1923 günü birleşiminde konferans görüşmeleri hakkında TBMM’e açıklamalarda bulundu Barış anlaşmasının 24 Temmuz’da imzalanması üzerine Delegasyonla birlikte 10 Ağustos 1923′te yurda döndü Dönem içinde 31′i gizli oturumda olmak üzere kürsüde 118 konuşma yaptı


II Dönem Seçimlerinde tekrar Trabzon milletvekili seçildi 23 Ağustos 1923 Birleşiminde Lozan Konferansı’ndaki hizmeti nedeniyle kendisine teşekkür edilmesine karar verildi24 Eylül’de istifa eden Mahmut Esat Bey’in yerine İktisat Vekilliği’ne atandı 30 Ekim 1923′de İsmet Paşa’nın başkanlığında kurulan ilk Cumhuriyet kabinesinde yerini korudu 6 Mart 1924′de ikinci İsmet Paşa kabinesinde Ticaret Vekilliği’ne atandı 21 Kasım 1924′de kabinenin istifasıyla görevi son buldu 3 Mart 1925′deki 3 İsmet Paşa kabinesinde Maliye Vekilliği’ne getirildi 13 Temmuz 1926 da görevinden istifa etti l Kasım 1926′da TBMM başkan vekili seçildi III IV V dönemlerde bu görevini korudu
24 Ekim 1936′da Ankara Siyasal Bilgiler Okulu İktisat Profesörlüğünü üstlendi VI VII VIII ve IX dönemlerde milletvekili seçilerek yasama görevini 1954 seçimlerine kadar sürdürdü Bu arada Hükümetin profesörlük ve milletvekilliğini bir arada yürütemeyeceği hakkında aldığı karar üzerine 30 Eylül 1941′de profesörlükten çekildi 9 Mart 1945′de Dışişleri Bakanı oldu San Fransisko konferansında Türk delegasyonunun başkanlığım yaptı 1947′de görevi son buldu


10 Eylül 1947′de Başbakanlığa atandı Çok partili seçimle girilen bu dönemde, demokrasinin ve partiler arası ilişkilerin düzeltilmesi için gayret gösterdi Muhalefet yanında, kendi partisince de eleştirilere uğrayınca 9 Ocak 1949′da Başbakanlık görevinden çekildi Mecliste CHP Grup Başkanı olarak yasama görevini sürdürdü 1954 seçimleriyle politikadan çekildi 29 Temmuz 1960′ta İstanbul’da öldü


II EKONOMİK VE MALİ MESELELER KONUSUNDA GÖRÜŞLERİ

Hasan Bey’in I Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gizli ve açık oturumlarında, taptığı konuşmalar dikkate alınarak, ekonomik ve mali konularda görüşlerini ortaya koymaya çalışacağız Konuşmalar, Hasan Bey’in daha sonraki dönemlerde yapmış olduğu konuşmalar ve varsa fikir değişiklikleri de dikkate alınacaktır


a) Bütçe Görüşmeleri


Hasan bey 2821921 tarihi itibariyle Muvazene-i Milliye Encümeni’nde görev almaktaydı Bu tarih itibariyle eski bütçenin süresi dolmuş, fakat yeni bütçe meclis tarafından onaylanmamıştı Bu sebeple Maliye Vekaleti kurumlara ödeme yapamamaktaydı Hasan Bey bütçenin zamanında hazırlanmamasını hükümetin ihmaline bağlar Ona göre hükümet bütçeyi zamanında meydana getirip meclise sunmadığından dolayı mesuldür


Hasan Bey Milli Mücadele’nin orduyla kazanılacağının bilincindedir Dolayısıyla ordu mali açıdan sıkıntıda bırakılmamalıdır Hasan Bey bütçe hazır olmadığı için Ordunun zaruri ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla 2 milyon liralık bir avans kanunu teklif etmiştir Bu mevcut masraflara karşılık olarak da Ağnam vergisi gösterilmişti


Hasan bey 19 Mayıs 1921′de Maliye Vekili oldu Bu sıfatla yapmış olduğu incelemelerle mevcut bütçesi ve maliyenin vaziyetini incelemiştir İnceleme sonunda yedi aylık devletin bütçe açığının 15 milyon 500 bin lira olduğunu görmüştür Bunun yanında ödenmeyen borcun miktarı 15 milyon 530 bin liradır Ayrıca Maliye Vekaleti’nin elinde Rusya’dan gelen 510 bin altın vardır Bunun yanında 204 kilo külçe altın bulunmaktaydı Aşarın ihale edilen kısmı 70 milyon liradır Bu tarihten itibaren orduya hiç tahsisat verilmemesi halinde 5 milyon lira daha bütçe açığı olması beklenmektedir
Bunun yanında Hasan bey mevcut durumun düşman tarafından öğrenilmesinin sakıncalarını göz önünde tuttuğundan 1921 senesinin bütçesinin gizli yapılmasının gerektiğini söylemektedir

Bütçe açığının tam olarak tesbit edilememesi Maliye Vekaleti’nin o dönemde karşılaşmış olduğu önemli sorunlardandı 5 Ocak 1921′e kadar olan mevcut bütçe açığı 30 milyon liraydı Telgraf ve haberleşmenin istenildiği gibi yapılamaması, Livalardaki durumun tam olarak tesbit edilememesine yol açmakta, bu durumda bütçe açığının tam olarak belirlenememesi sonucunu doğuruyordu Hasan Bey’e göre bütçe açığı ülkenin 8-10 seneden beri harp yapmasından kaynaklanmaktaydı Gelirler orduya harcanıyordu Hasan bey mevcut gelirlerle ordu ihtiyacının karşılanmasının mümkün olamayacağını söyler


Maliye Vekaleti bütçe açığını kapatmak için bir çare bulamamış ve mevcut açığı 1922 senesine devretmiştir Hasan Bey savaşın kısa bir zaman sonra bitmesi durumunda askeri masraflar azalacağından bütçe açığının kademe kademe giderilebileceğini düşünmektedir Vekalet mevcut açığı kapatmak için borç almaktan çekinmeyeceğini belirtir


Hasan Bey harp seneleri maliyenin iyiden iyiye bozulmasını ordunun seyyar halde olmasına ve ordunun masraf ve harcamalarının tam olarak tesbit edilememesine bağlar Ordunun masraflarını tesbit edecek heyetlerin oluşturulmasını ve bu heyetlerin orduyla beraber görev yapmalarını maliyenin giderlerinin tesbiti açısından önemli görür Bu heyetleri en kısa zamanda göreve başlatmak kararındadır


Maliye Vekili Hasan Bey’in ekonomiyi düzeltmek için çok önemli gördüğü tedbirlerden birisi de, 5 senelik arazi vergisinin bir defaya mahsus olmak üzere peşin alınması, sonradan da bu verginin kaldırılması idi Bu teklif meclisteki diğer milletvekilleri tarafından çok sert eleştirilere uğramış, halkın elinde bir defada verilebilecek bu kadar paranın olmadığı ileri sürülerek kanun teklifi reddedilmişti Bu durum karşısında Hasan Bey Maliye Bakanlığı’ndan ayrılmak istemiş, bu isteği de meclis tarafından kabul edilmişti


b) Maaşlar ve Harcırah Meselesi


Hasan Bey 1141921 tarihli harcırah kararnamesini açıklarken harcırahın memura verildiği gibi memurun ailesine de verilmesi görüşünü savunur Eğer memur tayin edildiği bölgede bulunuyorsa dışarıda bulunan ailesinin masraflarının karşılanması amacıyla harcırah verilmesinden yanadır Böyle bir durumda memura harcırah ödenmeyecektir
Memurlar savaş tehlikesi altındaki bölgelere tayin olmak istememekteydiler Ordunun hareket sahası içinde olan bölgelerde hayat şartları güç, bunun yanında da birçok ihtiyaç maddesi oldukça pahalıydı Hasan Bey memurları bu bölgelere göndermek amacıyla maaşlarına bir miktar daha ilave de bulunulması konusunda çalışmış ve Muvazene-i Maliye encümenince bu isteği kabul edilmiştir

Hasan Bey maaş alamayan gazilerin mağduriyetinin giderilmesi için çaba göstermiştir Maaş alamayan gazilere altı ay içinde tezkereleri verilip maaş bağlanmasını teklif etmiştir Bu konuda kanun çıkması için çalışmış, nitekim 17111921 tarihinde sözkonusu kanun yürürlüğe girmiştir

Kayseri Mebusu Rıfat Bey’e bazı memurlar maaş alamadıkları gerekçesiyle mektupla başvurmuşlardır Rıfat Bey’de bu durumu Meclise getirerek Hasan Bey’e eleştiride bulunur Hasan Bey Milli Mücadele’nin ağır şartlarından bahseder bu şartlardan dolayı ulaşım ve postanın iyi işlemediğini belirtir Uzak bölgelerdeki memurların maaş alamamasının yegane sebebinin bu olduğunu söyler Buna karşın bu memurların sayılarının çok az olduğunu, bu eşitsizliğin giderilmesi için elinden geleni yapacağını belirtir


c) Vergiler


TBMM Hükümeti savaş bölgelerinden istediği gibi aşar vergisini alamamaktaydı O dönemde mevcut olan usule göre üretici ürününü mültezim gelinceye kadar harmanda bekletmek zorundaydı Savaş şartları sebebiyle mültezimler zamanında ürünü toplayamıyor ve bu sebeple bekletilen ürün güneş altında yanıyordu Bu durumun önüne geçebilmek için Hasan Bey hazırlanan Aşar kanunuyla aşarın toplanmasında ordunun yardımına başvurmuştur Bu kanuna göre Ordu Kumandanları, aracılığıyla ürünler cephe gerisine sevkedilecektir Bu kanunla Batı cephesinde uygulanmakta olan bu sistem Elviye-i Selase’de de tatbik edilecekti Bu şekilde ürünün düşman eline geçme ihtimali önlenmiş olacaktı


Bunun yanında Hasan Bey ülkenin ekonomik durumunu göz önünde tuttuğundan gayrimüslimleri kapsayan bedel karşılığı askerlik yapılmasına taraftar olmuştur Bu kanun Osmanlı dönemindeki Bedel-i Nakdi Kanunu’na göre daha ağır şartlar içeriyordu Alınacak Bedel-i Nakdi ile önemli bir gelir sağlanmış olacaktı

Kars, Ardahan, Artvin Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslar’ın eline geçmiş olduğundan Ruslar o bölgelerde kendilerine göre bir vergi sistemi uygulamaya koymuşlardı Elviye-i Selase Mebusları Hasan Bey’in yanına gelerek mevcut Rus vergi usulünün bir yıl daha devamını istemişlerdir Hasan Bey muhtemel karışıklıkların önüne geçmek amacıyla o yıla mahsus olmak üzere Rus sisteminin devamı konusunda kanun çıkartmıştır
Eskişehir-Kütahya bozgunu sonrasında Başkumandan Mustafa Kemal 7-8 Ağustos tarihinde Tekalif-i Milliye emirlerini yayınladı Bu emirlere göre her kazada Tekalif-i Milliye komisyonu oluşturulacak ve bu komisyon emirlerin gereğini yerine getirecekti Ancak bu komisyonlar halktan topladıkları malların fiyat tesbitinde devleti koruyan bir şekilde davranmışlardır Hasan bey halkın bu mağduriyetinin önüne geçilmesi gerektiğini düşünmektedir O, 16 Şubat 1922 tarihli bir konuşmasında kanunun önemine değinerek “Şunu da itiraf etmek mecburiyetindeyim ki; süratle askerlerin ihtiyacını toplayalım fikriyle hareket eden Tekalif-i Milliye komisyonları aldıkları eşyanın kıymetinin belirlenmesinde biraz ihmalleri vardır” demiştir

Tekalif-i Milliye emirleri yerine getirilirken Mültezimlerinde ellerindeki malların %40′ına el konmuştur Bu sebeple mültezimler devlete olan borçlarını ödeyememişlerdir “Hasan Bey; mültezimlerin elindeki malların devlet malı olduğunu, dolayısıyla bu malları satmak suretiyle mültezimlerin elde edeceği geliri devlete vereceğini söyler
Bu sebeple mültezimlerin Tekalif-i Milliye emirlerinden muaf tutulmasını istemektedir
Savaş şartlarının ortaya çıkardığı olağanüstü ortamdan bazı tüccarlar oldukça fazla kazançlar elde etmişlerdi Maliye Vekaleti bu kazançlardan vergi alabilmek için Harp Kazançları Kanunu çıkarttı Bu kanuna göre faiş kazançlar sağlayan tüccarlardan vergi alınacak ve o senenin bütçesine ilave edilecekti Bu konuda Hasan Bey “Hükümet hazinesinin hakkı olarak talep ettiği parayı almak için hukukunu himayeye ve adaleti temine mecbur bulunduğu gibi mükellefin servetini elinden almak niyetinde değildir” demektedir

Hükümet, gümrükten ülkeye giren sigara kağıdını vergilendirmek için bütün sigara kağıtlarına bandrol yapıştırmayı düşünmüştür Hasan bey, bandrol yapıştırılmasının çok masraflı olduğunu, birçok kontrol memurunun gerektiğini söyleyerek bu düşünceye karşı çıkmıştır Hasan Bey bunun yerine zahmetsiz bir yoldan gümrüklerde vergilendirme yoluna gidilmesini istemiştir Ülke içinde imal edilen sigara kağıdını vergilendirmek amacıyla her imalathaneye bir memur tayin edilmesini uygun görmüştür Yapılan oylamayla Hasan Bey’in kanun teklifi meclisten geçmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla