Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Ata Sporları/Ata Sporlarımız/

Eski 10-28-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Ata Sporları/Ata Sporlarımız/



  • Okçuluk :Ok ve yayı elinize aldığınız an, zaman içinde neredeyse 20 bin yıl öncesine uzanan bir yolculuğa çıkıyorsunuz demektir Ok ve yay, ilkel insan topluluklarının hayatta kalma mücadelesinde önemli bir rol üstlenmekteydi Bazı araştırmacılar yayın ilk kez 15000 yıl önce Afrika2da kullanıldığını düşünmektedirler Bu süreyi 50000 yıla kadar çıkaran yazarlar varsa da, genel kabul gören düşünce bunun çok abartılı olduğudurİslam geleneğine göre ok ve yay Cebrail tarafından Hz Adem’e, ekinlerini kargalara karşı koruyabilmesi için getirilmiştir Ancak bilimsel veriler, “İlk İnsan”ın daha ilkel silahlar kullanmış olduğunu ispatlamaktadırYayın ilk kez nerede ve ne zaman kullanıldığını belirlemek güçtür, çünkü yayın ana malzemesi ağaçtır ve zamanın aşındırıcı etkisine karşı koyamamaktadır Mağara duvarlarındaki resimler ipucu vermekten öteye geçmemektedir Çünkü bu resimlerde arkası tüylerle donatılmış görülen okların, atlatl adı verilen bir tür mızrak fırlatıcısına ait dartlar olması olasılığı yüksektir Avrupa2da arkeolojik buluntu olarak kayda geçmiş en eski yaylar 1930da Almanya’nın kuzeyinde bulunmuş olan Stellmoor kalıntıları ve Danimarka’daki Holmegaards kalıntılarıdır Bu iki buluntu, sırasıyla 10000 ve 8000 yıl öncesine tarihlenmektedir Holmegaards’da bulunan tipte yaylar başka arkeolojik buluntularda da ele geçmiş, en genç kalıntılar 4800 yıl öncesine tarihlendirilmiştir Her iki yay da Taş Devri’ne ait silahlardırZaman içinde yay, önemli bir savaş aracı haline gelmiştir Ateşli silahlar yayın tahtını sarsana kadar av için de etkili ve aranan silah olma özelliğini korumuşturOkçuluğun Spor Dalı Olarak GelişmesAteşli silahların gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla yay hem Doğuda hem Batıda savaş alanlarından silinmiş, ancak okçuluk zor ve eğlenceli bir spor dalı olarak varlığını korumuş, günümüze kadar çeşitli kollardan gelişimini sürdürmüştürOkçuluğun Batıda bir spor dalına dönüşmesi, başlangıcı 16 yüzyıla dayanan bir süreçtir İngiliz kralı VIII Henry okçuluğun bir spor dalı olarak gelişmesi için girişimde bulunmuş, ilk okçuluk derneği, Guild of St George, 1537′de, kralın emriyle kurulmuştur Okçuluk ile ilgili bilginin korunması ve Ingilizler arasında okçuluğa ilginin arttırılması amacıyla, 1545′de Roger Ascham tarafından Toxophillus adlı kitap yayınlanmıştır 1600′ler boyunca okçuluk dernekleri kurulmuş ve düzenledikleri turnuvalar ile okçuluk bir müsabaka sporu haline getirilmiştirKuzey Amerika2da ise ilk göçmenlerin gelmesi ile, Eski Dünya2nın yay yapımı ve okçuluk ile ilgili bilgileri de bu yeni kıtaya taşınmıştır Kısa zamanda hedef okçuluğu bu kıtada da sevilen bir uygulama haline gelmeye başlamış, 1828′de United Bowmen of Philedelphia adıyla ilk okçuluk derneği kurulmuştur Amerikan İç Savaşından sonra eski Konfederasyon askerlerinin ateşli silah bulundurmaları yasaklanınca, yay bir av silahı olarak ön plana çıkmıştır Maurice Thompson’ın The Witchery of Archery (Okçuluğun Büyüsü) adlı kitabı yazmasını takiben, okçuluğa olan ilgi ülkede hızla büyümüş, 1879′da National Archery Association (Milli Okçuluk Birliği) kurulmuş ve müsabakalar düzenlemeye başlamıştır Field Archery (saha okçuluğu) denilen ve avlanma koşullarını simule eden bir tür hedef okçuluğunun ortaya çıkması ve yay ile avlanmanın giderek yaygınlaşmasıyla, 1939′da National Field Archery Association (Milli Saha Okçuluğu Birliği) kurulmuştur1904′ten itibaren Olimpiyat Oyunlarında bayanlar müsabakaları da eklendi Fotoğraf, 1908′deki karşılaşmalarda çekilmiştirOkçuluk Olimpiyatlara resmi olarak ilk kez 1900 Paris Olimpiyat Oyunları ile girmiştir Bunu takiben 1904 St Louis ve 1908 İngiltere Olimpiyatlarında yer alan okçuluk, 1920′de Belçika’da düzenlenen Olimpiyatlara kadar bir daha görülmemiştir Bundan sonraki 52 yıl boyunca, ikinci bir ortadan kayboluş yaşanmıştırMüsabakaya yönelik okçuluğu bir düzene oturtabilmek için, Polonyalı okçular 1930′larda uluslararası bir oluşum meydana getirmenin peşine düşmüşler, bu uğraşların sonunda Federation Internationale de Tir A LArc (Uluslararası Ok ve yay Federasyonu), bilinen kısaltmasıyla FITA kurulmuştur FITA evrensel kurallar tespit etmiş ve Olimpiyat Oyunları dahil olmak üzere bir çok spor organizasyonunda yer alacak okçuluk disiplinleri geliştirmiştir Okçuluk, 1972′de tekrar Olimpiyat Oyunlarına dahil olmuşturOk ve yay tasarım ve imalatında, kullanılan materyaldeki ve onu işleyen teknolojideki gelişmeler sonucunda, yayın atış hassasiyeti hatırı sayılır derecede artmıştır Bu da, okçuluğa duyulan ilginin artmasına sebep olmuştur Ancak bu gelişmeler, okçuluğun modern materyal ve teknolojiye bağımlı hale gelmesine sebep olmuştur Yine de, primitif malzemeye dayalı geleneksel okçuluk uygulamaları sınırlı bir kitle tarafından sürdürülmüştür Japonya, Kore, Moğolistan gibi ülkeler kültürlerinin birer parçası olan geleneksel okçuluk stillerini ve ilgili malzemenin yapılmasına yönelik bilgiyi korurlarken, geleneksel okçuluğun önemli bir ayağı da, ABD’nde ortaya çıkmıştır ve bütün dünyada hızla sempatizan bulmaktadırTürk geleneksel okçuluğu ise maalesef tarihe karışmıştır ve bu konu ile ilgili bilginin korunması için acil entellektüel yardım ve çaba gerekmektedir Konu tamamen öksüz ve yetim bırakılmamışsa da, yapılan araştırma ve yayın çok azdır Yeni nesillerin konuya ilgisi azdır, ilgisi olanlar da maalesef yeterli bilgiye sahip değildir Günümüzde, yurdumuzda uygulanan okçuluk da stil, malzeme ve bilgi açısından tamamen Batılıdır
  • Kılıç Sporları : Süvari bir ulus olan Türklerde kılıcın her kişinin yanında taşıdığı bir araç olması çok doğaldırTürkler at ve kılıçla tarih boyunca çağlar açmışlar,çağlar kapamışlardırKılıç Türklerde kutsal kabul edilmiştirDemir ve onu eriten ateşin büyük bir ruhsal yönü olduğu kabul edilirdiDemire büyük saygı gösteren Türkler bu nedenle kılıca da saygı göstermişler,yeminlerini kılıç üzerinde yapmışlardır İyi kılıç yapımı demiri bulan Türkler tarafından gerçekleştirilmiştirKamaların namlu denilen madeni bölümü daha da uzunlaştırılan Türk kılıçları dövme demirden ve ağırlıkları uç tarafa toplanacak biçimde yapılırdıHer bozuluş yada kırılışta yeniden dövülerek kılıç biçimi veriliyorduTürkler,kılıcın yapımında ve kullanımında de üstün yetenek göstermiş,kılıcın kullanım tekniğinde de büyük aşama yapmışlardırÖzel formüllerle yapılan kılıçlar yetenekli bileklerde büyük işler başarmışlardırTek vuruşta bir deve yavrusunu ikiye biçen bilek,yine tek vuruşta bir atlası ikiye bölüyor,kat kat yapılmış keçeyi doğruyordu Kılıcı saldırı aracı olarak kullanan Türkler kılı kesecek kadar hünerli idi ve savunma aracı olarak kalkanı da ona eş değer özellikte kullanıyorduAvrupa kılıçları düz ve iki tarafı da keskin olarak yapılıyorduTürk kılıçlarının ise bir tarafı keskin ve kıvrıktırMezarlarına atları ve kılıçları ile gömülmelerini isteyen Türklerin kazılarla sağlanan bulgularında bu tarihsel yönlerini yansıtan bir çok belge ele geçmiştir MÖ 23-24 Yüzyıl öncesine varan doğu Hun Türklerinin silahlarına ait Çin kaynaklarında geniş açıklamalar vardırBir bölümde şöyle denilmektedir:”Onların hepsi zırhlı süvarilerdiUzağa mahsus silahları yay ve oktu,Kısa silahları ise keskin kılıçlar ve mızraktı Tarihçi lofyor”Türkler(kılıç,acemilik ve dikkatsizlikte bir toprak çanak gibi kırılır)derkılıç onu kullananın bileğin kuvvet ve yeteneği ile üstünlük kazanırİşte bu bilek Türklerde vardır” demektedir



__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla