Konu
:
Osmanlı Devleti ve Komşuları
Yalnız Mesajı Göster
Osmanlı Devleti ve Komşuları
10-25-2010
#
1
Şengül Şirin
Osmanlı Devleti ve Komşuları
Devletler de canlılar gibi doğar büyür ve ölür
Bazısının ömrü kısa bazısının uzun olur
Büyük bilgin İbn-i Haldun devletlerin ömürlerinin kısa veya uzun olmasının halkının manevi değerlere verdiği önemle adaletli bir şekilde insani ihtiyaçlarını karşılamakla doğru orantılı olduğunu söyler
Osmanlı Devleti ve Komşuları
Gerçekten de tarafsız bir şekilde değerlendirildiğinde devletlerin hayat ve ölümünde bu şartların ne derecede önemli bir rol oynadığını görmek pek de zor değildir
Bunun en güzel örneğini Osmanlıda görmekteyiz
Ecdadımız adaletli bir şekilde idaresi altında bulundurduğu insanlar için ırk ve mezhep farkına bakmadan Yaradan’ın kulu olarak Müslim veya gayri müslim herkesin istifade edebileceği insani ihtiyaçlarını görebileceği hayrat ve hasenat müesseseleri tesis etmiştir
Bunun için de ömrü uzun olmuştur
Osmanlılar camiler medreseler hastaneler tımarhaneler hanlar kervansaraylar bentler çeşmeler sebiller sarnıçlar kuyular köprüler yollar kaldırımlar imarethaneler vs
hizmetler Allah rızası için pek mükemmel ve çaplı bir şekilde yürütülmüştür
Vakıflar vasıtasıyla yaptığı hizmetlere bakacak olursak Osmanlının sosyal hayata ne kadar önem verdiği anlaşılır
Bu hizmetlerden bazıları şunlardır: Yaz sıcaklarında çeşme ve sebillerde karla soğutulmuş su vermek hanlar ve kervansaraylarda yolcuları üç gün parasız misafir etmek imarethanelerde muhtaçlara her öğün yemek ikramı yapmak borç yüzünden hapsedilmiş olanların borçlarını ödeyerek onları mahkumiyetten kurtarmak ölen fakir kimselerin borçlarını ödemek ihtiyaçlarını söylemekten utanan muhtaçlara itibarlarını zedelemeden gizlice yardım etmek köle ve cariye azat etmek yangınlarda evi yananlardan fakir kimselerin evlerini bedelsiz inşa ettirmek gibi insanların rahat ve huzuru için yapılan faaliyetler
Osmanlıda hayrat ve hasenat yalnız insanları değil hayvanlar ve nebatları dahi içine alır
Nitekim hayvanları korumak beslemek için de vakıflar kurulmuştur
Bu vakıflar sokak köpek ve kedileri beldenin belli semtlerine et ve ciğer dağıtılarak beslenmiştir
Diğer taraftan toplumun akciğerleri olan ağaçların hatta meyvesiz ve az yapraklı olanlarına varıncaya kadar sulanması için vakıflar tesis olunduğu da bir gerçektir
Bu yüksek ahlaki değerler bütün dünyanın gözlerini kamaştırmış muhtelif sebeplerle bizleri sevmeyen ve hatta can düşmanımız olan batılı seyyah ve araştırmacıları dahi asırlar boyunca hayretler içinde bırakmıştır
Bunlardan biri olan Villiamont’un kervansaraylardan bahsettiği eserindeki şu kayıt bu gerçeğin bir ifadesidir:
“Ziyaret ettiğim hana tıpkı Müslümanlar gibi Hıristiyanlar da kabul edilip üç gün müddetle iaşeleri temin edilmektedir
Çünkü Osmanlıdaki bu hayrat din farkına bakılmaksızın bütün insanlara şamildir
Hayretle müşahede ettim ki Osmanlıların bazıları hayrat olarak yol boylarına susuz yolcular için çeşmeler bazıları da şehirlerde sokaklardan gelip geçenler için sebiller yaptırıyor
Bunların içine de devlet dairelerinde olduğu gibi aylıklı memurlar konuluyor ki vazifeleri isteyenlere su vermektir
Yine bu hayrat ve hasenat ruhu kiminin nehirler üzerine köprüler yaptırmasına kiminin de yolları tesviye temizletme ve kaldırım döşetme hizmetlerini kendiliğinden ve severek ifasına vesile oluyor
Bütün bunlardan daha fevkalade ve şayan-ı takdir olanı da yapılan bu binalarda yaptıranlara ait hiçbir emarenin görülmemesidir
”
İşte Osmanlıyı Osmanlı yapan değerler
Hem de bir gayri müslimin ağzından
Ne zaman ki Osmanlıda bu hizmetler aksamaya başladı fitne sokularak ırkçılık adaletsizlik ayırımcılık öne çıkarıldı; çöküş de bunun arkasından geldi
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Şengül Şirin
Kullanıcının Profilini Göster
Şengül Şirin tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul