Konu
:
Kommagene (Commagene) Krallığı
Yalnız Mesajı Göster
Cevap : Kommagene (Commagene) Krallığı
10-24-2010
#
5
Şengül Şirin
Cevap : Kommagene (Commagene) Krallığı
Kommagene Krallığı Türkiye’nin güneydoğusunda Dicle ve Fırat Nehirlerinin yukarı kıyılarında kurulmuştu
Kommagene: Unutulan Krallık
“Meşe ve çınar ormanları tepenin yamaçlarını kaplıyor
Vadilerinde incir zeytin ceviz ve nar yetişiyor
Mısır dünyanın başka hiç bir yerinde bu kadar iyi ürün veremez
” Bu manzarının yüzyıl başında bölgeye gelen Alman bir gezginin güncesinde olduğuna inanmak zor
Sanki bir yeryüzü cenneti tasvir ediliyor
Gerçektende Aden Bahçesi’nin burada çiçeklendiği söylenir
Bugün bu topraklar anlatılan o cennete ait ipuçları vermiyor—cenneti çağrıştırmakta zorlanıyor
Yamaçları kapladığı söylenen o ağaçlar artık yok ve keçi sürüleri bitki örtüsünün son yeşilliklerini tüketmekle meşgul
Başlatılan sulama kanalları mucizeler yaratacak ve verilen çabalar sonunda bölge yeniden ağaçlanacak zira toprak burada çok verimli ve sayısız dağ pınarı var
Kommagene kömür demir altın ve petrol gibi mineral ve madenleriyle ünlü çok verimli bir bölgeydi
Bu zenginliklerin bir kısmı bugün yeniden keşfedilmiş durumda
Örneğin 1960larda bir arkeolog Fırat’tan altın çıkarmayı başardı
Diğer bir keşif petro ile yaşandı
Son birkaç yıldır bölgede yaygın olarak ham petrol sondajı yapılıyor
Heryerde Türk Petrol Ofisi’nin kara altın çıkaran petrol çıkarma şantiyelerini görmek mümkün
Ama artık zamanda yolculuk etme vakti
Kommageneyi ilk kez İ
Ö
850 civarında yazılı tarihin kayıtlarında görmeye başlıyoruz
Bir Asur kralının tutanaklarında halkın krala yıllık vergi olarak altın gümüş ve sedir ağacından yapılmış tahta verdiği yazılı
Belli ki o günlerde değerli sedir ağaçları sadece Lübnan’da değil Kommagene topraklarında da yetişiyordu
Kommagene Asurluların bir uydusu haline geldiği dönemde
İ
Ö
700 civarında bir Kommagen Kralı Asurlulara başkaldırır
Asur kralı Sargon Kommagenleri yener ve yenilen asi kralı: “Tanrılardan korkusu olmayan tanrısız bir adam bu
Sadece kötü planlar yapan bir hilekar
” diyerek suçlar
Kral Sargon’un nitelemesi fazlasıyla öznel görünebilir
Ancak Sargon sözlerine şöyle devam eder:
“Karısını oğullarını ve kızlarını malını ve hazinelerini aldım ve son olarak halkını aldım ve onları Mezopotamya’nın güneyine (bugün Irak) sürdüm
” Anlaşılan yerleşik halkları yurtlarından topraklarından sürmek o zamanlarda da uygulanan bir yöntemdi
İ
Ö
600 dolaylarında Babilliler Asurluları yenilgiye uğratırlar
Sonradan Kommagene krallığını başkenti olacak olan Samosata’da son kez savaşırlar
Bu savaşta Mısır ordusu Asurlulara destek verir ancak Babilliler birleşik orduları yenmeyi başarırlar
Kommagene halkı İ
Ö
550 dolaylarında önce Babillileri yenen Perslerin sonra da Persleri yenen Büyük İskender’in ordularının istilasına tanık olur
İ
Ö
300’lerde Büyük İskender’in velihatlarından biri olan Kral Seleukos 1
Nikator bölgesinde hüküm sürer
1
Nikator Kommagene krallarının Yunan atalarından birisidir
İ
Ö
130’larda Kommagene krallığı bağımsızlığını kazanır
2
Kral Mithradates 1
Kallinikos
Küçük Asya’da hüküm süren çoğu krallık gibi Kommagene de doğu ve batı halklarının kaynaştığı bir pota oldu
Farklı kültürleri gelenekleri olan farklı diller konuşan insanlardı onlar ve doğal olarak kendilerini birleşmiş tek bir halk olarak görmüyorlardı
Onlar için aile ve kan bağı Kommagene krallığı altında birleşmiş olmakdan daha önemliydi
Kral Mithradates bu tavrı değiştirmek için çok çalıştı
Örneğin her yıl atalarının onuruna Kommagene krallığında Olimpiyat Oyunları düzenledi
Bu oyunlar Yunanlıların Olimpiyat Oyunlarıyla karşılaştırılabilir nitelikteydi
Gençlik yıllarında Kral Mithradates de bu oyunlara katılmış ve Kommageneliler arasında popüler olmayı başarmıştı
Yetenekleri sayesinde Kral Mithradates pek çok ödül almış ve bunun bir sonucu olarak ‘Güzellikle zafer kazanan’ anlamına gelen ‘Kallinikos’ adını almıştı
Mithradates Laodike adında bir Seleukos prensesiyle evlendi
(*) Üç kızları oldu ve dördüncü çocukları da kız olunca çift bir oğul sahibi olamama kaygısına kapıldılar
Bir oğula sahip olmak krallığın kalıcılığı açısında çok önemliydi ve erkek evladı olmayan bir kralın velihatı da yok demekti
Oğulları olduğunda tattıkları mutluluk ve rahatlık sonsuzdu ve çocuğa Laodike’nin babasının adı Antiochos verildi
Kommagene krallığı gücünü kat kat aşan güçlerin tehditi altındaydı ve Mithradates yardıma muhtaçtı
Yardım alma amacıyla Mithradates tanrılarla bir anlaşma yaptı
Bu tanrıların gerçek mi hayali mi oldukları bilmiyoruz ancak krallığın bağımsızlığını koruduğu dikkate alınırsa Mithradates’in anlaşmasının işe yaradığı söylenebilir
Diger taraftan bu sözleşmenin halklar arasındaki uyumsuzlukları yumuşattığı anlaşılıyor
Kommagene Krallığı’nı oluşturan bu başka başka köklerden gelen insanların kendilerini birbirleriyle bağlantılı hissetmeleri güçtü
Ancak tanrılarla yapılan sözleşmeden etkilendiler ve kendilerini tanrıların korumayı kabul ettiği seçilmiş insanlar olarak gördüler
Böylelikle Mithradates krallığını meydana getiren halklar arasında bir bağ oluşturulabildi
Kral bu sözleşmenin onuruna ülkenin her yerinde temenos denilen küçük tapınaklar inşaa ettirdi
Temenoslar ülkenin en göze çarpıcı noktalarında kuruldu
Bu noktalardan tapınakların en önemlisi olan kutsal Nemrud Dağı’nın tepesindeki tapınağı görmek mümkündü
Bu tapınakların hepsinde tanrılardan biriyle el sıkışan Kral Mithradates’in tasvir edildiği beş tablet bulunurdu
Mithradates tanrılarai Yunanca ve Persce olan isimler verdi
Apollo / Mithras
Artagnes / Herakles
Zeus / Oromasdes
Hera / Teleia
Helios / Hermes
Mithradates tanrılara her iki dilde isim vermesinin sebebi krallığını oluşturan halkların kendilerini tanrılara yakın hissetmelerini sağlamaktı
Bu taş tabletler stel olarak da bilinir
Bu steller sayesinde Kral Mithradates tebasını sadece onun sayesinde koruma altıda olabileceklerine inandırdı
Bur temenoslar kralın tanrılarla yaptığı anlaşmanın şahitleriydiler
Loos’un onuncu günü--14 Temmuz-- “Yüce Tanrıların aaaahürü” günü olarak kabul edildi
O gün Kral Mithradates’in taç giydiği gün olarak da seçilmişti
Her yıl o gün Kommageneliler köylerinin veya kasabalarının yakınındaki tapınaklarında biraraya gelerek kutlamalar yaparlardı
Bu kutlu günde Kral Mithradates Nemrud Dağı’nın zirvesinde Kommagene’nin asilzadeleri ve diğer önemli şahsiyetleriyle biraraya gelir ve yüzlerce yurttaşının önünde tanrıların temsilcilerini kabul ederdi
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Şengül Şirin
Kullanıcının Profilini Göster
Şengül Şirin tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul