Konu
:
Bir Küçük Osmancık Vardı (Hasan Nail Canat)
Yalnız Mesajı Göster
Bir Küçük Osmancık Vardı (Hasan Nail Canat)
10-11-2010
#
1
Şengül Şirin
Bir Küçük Osmancık Vardı (Hasan Nail Canat)
Bir Küçük Osmancık Vardı (Hasan Nail Canat)
Bir Küçük Osmancık Vardı Kitap Özeti
Kitabın Adı :
Bir Küçük Osmancık Vardı
Yazarı : Hasan Nail Canat
Kitabın Özeti
KONUSU:
İnsan ne kadar büyük acılarla karşılaşırsa karşılaşsın yine de ümidini kaybetmemelidir
Kitapta küçük ya larda kaçırılan bir çocuğun uzun yıllardan sonra ailesine kavuşması gayet güzel ve yalın bir şekilde anlatılmaktadır
Abdullah Bey
Çocuğu Pendik’te yıkık bir eve götürmüşlerdi
Çetenin reisi Apo isimli tipsiz bir herifti
Avaresinin birinin adı Zevzek’ti
Bir de İstanbul’a artist olmak İçin gelip aradığını bulamayıp da kötü yola düşen Romantik isimli sevgilisi vardı
Abdullah Bey’in eşi kocasından habersiz durumu akrabaları komiser Mahmut’a bildirmişti
Mahmut Bey iki sivil polis gönderdi
Bilinen soruşturmaları yaptılar
Bahçıvanın bu Abdullah Bey inşaat çivisi imal eden bir fabrikanın sahibi i-di
İşleri yerinde evine bağlı bir hanımı Osman isimli küçük bir de çocuğu vardı
Bir gün gündüz vakti evine postacı kılığında bir soyguncu girip evin hanımını bayıltarak çelik kasayı açtı
Para bulamayınca bu sefer de ağladığı için sesini duyduğu bebeği kaçırmaya karar verdi
Çünkü eli boş dönmek istemiyordu
Abdullah Bey İş yerindeydi
Çalan telefonu açınca karşısındaki ses çocuğunu kaçırdığını karısının evde baygın bir şekilde yattığını hemen evine gitmesini ve polise haber vermemesini söyledi
Şaşkın ve kararsızdı
Evi aradığında telefona cevap verilmemesi kuşkularını artırdı ve hemen evine koştu
Hanımı perişan bir vaziyette ağlamaktaydı
Sakinleştirmeye çalıştı
Birkaç saat endişeli bekleyişten sonra beklediği telefon geldi
Arayan aynı sesti
Yarın akşam şu kadar parayı falan yere getirmesini ve polise de haber vermemesini bir kere daha söyleyip telefonu kapattı
Çocuğu Pendik’te yıkık bir eve götürmüşlerdi
Çetenin reisi Apo isimli tipsiz bir herifti
Avaresinin birinin adı Zevzek’ti
Bir de İstanbul’a artist olmak İçin gelip aradığını bulamayıp da kötü yola düşen Romantik isimli sevgilisi vardı
Abdullah Bey’in eşi kocasından habersiz durumu akrabaları komiser Mahmut’a bildirmişti
Mahmut Bey iki sivil polis gönderdi
Bilinen soruşturmaları yaptılar
Bahçıvanın bu diyse de Abdullah Bey “Senin kabahatin yok!” diyerek buna müsaade etmedi
Karı koca gece gündüz çocuklarına kavuşmak İçin Allah’a dua ediyorlardı
Osman’a ne olmuştu? Tesadüfen orada durmak zorunda kalan bir kamyonda anası-babası Van depreminde ölmüş olan on iki yaşmdaki muavin Garip’in ağlayan bir bebek sesi işiten hassas kulakları sayesinde Garip ve ustası Ali tarafından bulunduğu yerden alınmış kendisi de kimsesiz büyümüş bu çocuk tarafından altı değiştirilmiş karnı doyurulmuştu
Ali ve Garip yanlarında özellikle Garip’e iyice alışmış olan Osman’la birlikte yaklaşık on beş saat yolculuktan sonra yaşadıkları Kayseri’ye varmışlardı
Ali’nin Fatoş ve Nihat isimli iki küçük çocuğu vardı
Hanımına Osman’ı da teslim etti
İyi yürekli olan kadıncağız Osman’ı yıkadı karnını doyurdu temiz elbiseler giydirdi
Fatoş kız Osman’ı çok sevmişti onunla oyunlar oynadı oyuncah Bey’in yeğeni Zarife de edebiyat fakültesini bitirmiş ve lisede
Biı gün yaşlı bir kadın gelerek eski bahçıvanın hapisten çıktığını \ e kansı Ayşe ile görüşmek istediğini bildirdi
Ayşe Abdullah Bry’Ie Fatma Hanım’ın bilgisi dahilinde gidip görüştü kocasına “Namusunla yaşayacağını ispatla o zaman gelirim
” der ve tekrar yaşadığı yere döner
Osmancık çiftliğin neşesi olmuştu
Adını bilmedikleri için Hüseyin koymuşlardı
Garip abisi on altı kendisi de altı yaşına gelmişti
Garip ve Hüseyin onları ana baba diye çağırıyorlardı
Bünyamin Ağa sık sık Garip’i Hüseyin’e durumu sezdirmemesi için ikaz ediyordu
Bir gün Bünyamin Ağa rahatsızlandı ve Kayseri’de hastaneye yatırıldı
Aradan bir hafta geçmişti ki Şerife Hanım ağlaya ağlaya eve geldi
Bünyamin Ağa ölmüştü
Çocuklar bir kere daha babasız kalmışlardı
Köşkte hayat ister istemez tekrar normale dönmüştü
Osmancık kaybolalı ise aradan yedi yıl geçmişti
Abdullah Bey ile Şerife Hanım’ın bir kızları olmuş adını Şükran koymuşlardı
Yeni çocukları onlar için büyük bir teselli kaynağı olmuştu
Ancak bu seferde Ayşe’nin kocası huzursuzluk veriyordu
Bir gün Ayşe her tarafı morarmış bir halde geldi
Islah olmuş zannederek yanına yerleştiği kocası üç aydır çalışmıyordu
Birkaç ay önce Kemal’in trafik kazası geçirerek hastaya yattığını iddia etmiş ve bu bahaneyle para koparabileceğini ummuştu
Ama Abdullah Bey’in hastaneye giderek araştırması sonucu böyle bir durumun yalan olduğu ortaya çıktı
Abdullah Bey’den para istemesi için sürekli tehdit ettiği ve kullandığı Ayşe’yi ve oğlu Kemal’i bu sefer de evden kovmuştu
Onları tekrar kabul edip kucak açtılar
Köyde ise Osmancık (Hüseyin) ilkokulu bitirmişti
Çiftlik işleri Garip’in bütün gayreti ile çalışması sonucu devam ediyordu
Ama onun da askere gitmesi sonucu tüm işler Şerife Hanım’a ağır gelmeye başladı
Aynı zamanda köyden birisinin Hüseyin’e Şerife Hanım’ın öz annesi olmadığını söylemesi tehlikesi de her an vardı
Bu nedenle taşınmaya karar verdi ve kocasının İstanbul’daki ağabeyine mektup yazarak niyetini bildirdi
Onayım alınca ilk görüşte büyük bir şaşkınlık yaşadığı İstanbul’a Selahattin Bey’in hemen yakınında bahçeli bir ev satın alarak yerleşti
Böylece Osmancık da yeniden İstanbul’a dönmüştü
Hüseyin amcasının kızı Şebnem ile aynı sınıfta okuyordu
Şebnem ne kadar tembel ise Hüseyin de o kadar çalışkandı
Bu durum büyük bir huzursuzluk yaratıyordu
Babasının sık sık Hüseyin’i örnek göstermesi Şebnem’ın Hüseyin’i kıskanmasına ve onunla konuşmamasına yol açmıştı
Babası dersleri kötü olan kızının Hüseyin’le beraber ders çalışmasını istiyor ancak kızı buna yanaşmıyordu
Garip askerliğini bitirip gelmişti
Sık sık Hüseyin’le birlikte İstanbul’u gezmeye çıkıyorlardı
Hüseyin’in şaka ile “Araba alalım böylece sen de bizle gelirsin ağrıyan dizlerin de yorulmaz
” sözünü bile ciddiye alan Şerife Hanım sürpriz olarak bir de taksi almıştı
Bu arada Garip’i evlendirdiler
Hayat böylece devam edip gidiyordu
Hüseyin okulda daha da başarılı bir öğrenci oluyorken Şebnem tembelliğe devam ediyordu
Nitekim sınıfta kaldı
Babası da onu okula göndermeme kararı aldı
Şebnem bir gün Hüseyin ile yalnız görüşerek ondan bütün yaptıkları için özür dileyerek Hüseyin’den tekrar okula gitmesi için kendisine yardımcı olmasını istedi
Hüseyin Selahattin Bey’e adeta yalvarırcasına ricada bulununca Şebnem’in babası onu kırmadı ve kabul etti
Böylece birlikte Eylül ayında yapılacak sınavlar için ders çalışmaya başladılar
Nitekim Şebnem sınıfını geçti
Bir daha da sınıfta kalmadı
Beraber liseye yazıldılar
Aynı sınıfta idiler
Hüseyin okulda herkes tarafından sevilen ve sayılan bir öğrenci idi
Şebnem’e her konuda yardımcı oluyordu
Hüseyin ise artık lise üçüncü sınıfta idi
Üstelik edebiyat dalında gayet başarılı hikâyeler yazıyor okulun duvar gazetesini çıkarıyordu
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Şengül Şirin
Kullanıcının Profilini Göster
Şengül Şirin tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul