Konu
:
Tanzimat Dönemi (1860-1869) / Tanzimat Dönemi Edebiyatı / Tanzimat Dönemi Şairleri
Yalnız Mesajı Göster
Tanzimat Dönemi (1860-1869) / Tanzimat Dönemi Edebiyatı / Tanzimat Dönemi Şairleri
09-29-2010
#
1
Şengül Şirin
Tanzimat Dönemi (1860-1869) / Tanzimat Dönemi Edebiyatı / Tanzimat Dönemi Şairleri
Tanzimat Dönemi (1860-1869)
Tanzimat Dönemi Edebiyatı
Tanzimat Dönemi Şairleri
Türk toplumunda 1860-1896 yılları arasındaki edebiyat etkinlikleri “Tanzimat edebiyatı” adı altında toplanır
“Batılılaşma” olgusunu gerek basın gerek edebiyat yapıtları aracılığıyla yaygınlaştırmaya çalışan Tanzimat dönemi yazarları Batı şiir roman ve tiyatrosundan oldukça etkilendiler
Bu etkilenmeler özellikle çeviri yoluyla gerçekleşti
Tanzimat yazarları sanat anlayışları bakımından ikiye ayrılabilir: Namık Kemal Şinasi Ahmet Mithat Efendi ve Ziya Paşa’yı kapsayan birinci kuşak (1860-1875); Recaizade Mahmut EkremSarnipaşazade Sezai Nabizade Nazım ve Abdülhak Hamit’i kapsayan ikinci kuşak (1875-1896)
Birinci kuşak “sanat toplum içindir” ikinci kuşak ise “sanat sanat içindir” İlkesini benimsemiştir
Tanzimat döneminde ilk olarak Batı edebiyatından bazı romanlar çevrilmiş bu çevirileri örnek alan Tanzimat romancıları “Batılılaşma” “yanlış eğitim” “esirlik” gibi toplumsal kavram ve kurumları bazen alaycı bazen de gerçekçi bir biçimde işlemişler romantizm (Namık Kemal Ahmet Mithat Ffendi Şemsettin Sami) ve gerçekçilik (Recaizade Mahmut Ekrem Nabizade Nâzım Samipaşazade Sezai) akımlarını benimsemişlerdir
Ayrıca bu dönemde Türk tiyatrosu oluşmaya başlamıştır
Tanzimat dönemi Türk edebiyatı birçok eksikliğine ve yanılgılarına karşın Batı örneğinde Türk edebiyatının başlangıcını oluşturması bakımından önem taşır
Bu dönemde Batı şiiri romanıtiyatrosu Türk toplumuna tanıtılmaya çalışılmış edebiyat yapıtları aracılığıyla toplumun eğitilmesine ve bilinçlendirilmesine önem verilmiştir
Söz konusu dönemde çıkan gazete ve dergilerinde özellikle siyasal bilinçlenmede büyük katkısı olmuş XIX
yy’ın sonlarına doğru yeni yetişen ve özellikle Fransız edebiyatından bazı etkiler alan genç kuşak servet-i Fünun dergisinde toplanarak yeni bir edebiyat dönemini başlatmıştır
Tanzimat Edebiyatı: Tanzimatı hazırlayan tarihi sosyal kültürel nedenler Tanzimatın sınırlarıdönemleri kaynakları genel nitelikleri Tanzimatçıların ortak özellikleri Tanzimat döneminde dil sadeleşmesi ve nesir alanında değişim ve yenilenme Edebiyatımıza batı edebiyatından gelen nesir türleri; Çeviri: İlk çeviriler Tiyatro Tiyatro çalışmaları ve ilk yapıtlar; Gazete ve Dergi: İlk gazeteler; Basın: Roman Hikaye İlk romanlar; Diğer Türler: Eleştiri İnceleme Tarih Mektup; Türk Dili ve Tarihi İle İlgili Çalışmalar; Tanzimatta Nazım; Servet-i Fünun Edebiyatı; Milli Edebiyat; Cumhuriyet Dönemi
TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATI
1860′tan sonra İmparatorluğun siyasi ve sosyal durumunda mühim gelişmeler göze çarpar ve bunlar tabiatıylaedebiuyatın gelişmesine de kuvvetle tesir ederler
Mustafa Reşid Paşa’nın 1858′de ölümünden sonra 1871 tarihine kadar devlet idaresine çoğu zaman elinde tutan ve karakteri bakımında çok tedbirli ve ihtiyatlı olan Ali Paşa batılaşma hareketini temposunu da ağırlaştırır
Hareketin yürütülmesi ve sürekliliği bakımından burada dikket edillecek mühim bir nokta çağdaşlaşmayı sıkı bir kontrol altında tutan politikacıların yanıbaşında onu samimiyetle benimsemiştamamıyla idealist ve aydın bir neslin yetişmiş olmasıdır
Bazı şahsi ihtiras ve kuşguların tesiri ile batılılaşma hareketini geliştirmesi için politikacıların gösterdikleri yavaşlık karşısında bu nesil II
Abdulhamit dönemine kadar teşebbüsü elinde bırakmamıştır
Bölelikle batılılaşma yalnız devlet tarafında yürütülen bir hareket olmaktan çıkararakaydınların halka da mal etmeye çalıştıkları çok daha şuurlu ve kaplamlı bir duruma gelmiştir
20 Haziran 1861 de Abdulmecid’in erken ölümü üzerine tahta geçen kardeşi Abdulaziz (1861-1876) ağbesi kadar kültürlü ve batı hayranını olmamakla beraber ülkenin çağdaşlaşmasına karşıda değldi
Fakat oda devletin yönetimi konusunda bütün yetkinin kendisinde toplanmasınayani ozmanlı devlet gleneğinin dev¤¤¤¤¤ taraftardı ve bu geleneği sonuna kadar sürdürdü
Zaaten gülhane hatı ile devletçe tahhüt edilen hususlar vertlerin abihak ve hüriyetlerini (CanMal ve namusun ) teminat altına alınması ve bunlarla ilgili işlemler ve kanunların hakim kılınması idi
Yani gülhane hattı siyasi olmaktan çok hukiki bir belgeydi
Devlet başkan bu belgeye göreozamana kadar kendisine ait bağzı yetkilerden kendi isteği vazgeçiyor bu yetkileri kanunlara bırakıyor
İdari alanda şimdide yürürlükte olan ve Fransa’dan alınmış bulunan sistem uygulanarakvilayetler merkez olmak üzere ilçe (kaza) bucak (nahiye) ve köylerdn oluşan yönetim üniteleri oluşturuldu
Adalet alanında fertlerin haklarını batılı örnekteki kanunlara göre koruyan nizamiye mahkemeleri isimli yeni mahkemeler kuruldu (1868)
Dini konulardaki davalara ise eskisi gibişer’iye mahkemeleri yani kadılar bakmakta idi
Huku alanında atılan yeni bir adımda ozamana kadar yalnız şeriat esaslarına dayanan medeni hukukun günün şartlarına göre yeniden düzenlenmesidir
Bu düzenlenme görevi Ahmet Cevdet Paşa’ya verildi
Oda hazırladığı mecalle (1868-1876 16 cilt ) isimli ve islam hukunun günün şartaları ileuzlaştırılmasını şeklinde bir sentezi ürünü olan büyük eseri hazırla¤¤¤¤¤ (bir heyetin yardımı ile) bu görevi yerine getirmiş oldu
II
Mahmut devrinde başlamış olan teşkiletı Apdulaziz zamanında posta pulunun da kullanılmaya başlanılması (1862) ile yeniden düzenlendi
1863 de merkezi londrada bulunan bir bankanı istanbul şubesi olarak ve ingiliz fransız ortaklığı ile ilk banka olan osmanlı bankası (bank-ı osmani şahane açıldı) aynı yıl tarım konusunda istanbulda ilk milletler arası bir sergide açıldı
Fakat batılaşmada en dikkate değer olay ilk defa bir olarak bir osmanlı padişahının yabancı ülkelere resmi ziyarette bulunmasıdır
1867 yılı yazında pariste açılan büyük sergiyi ziyareti avrupanın başlıca devlet başkanları arasında Abdulaziz de davet edilmiş ve padişah fransa imparatoru III
Napolyonu misafiri olarak perise gitmiştir
Bu ziyaret sırasında ingiltere kral ilçesi viktoryanın yanında davetini kabul ederek londraya geçmiş ve dönüşünde de karayolu üzerinde de bulunan başka Avrrupa ülkelerinin ziyaretin çagdaşlaşmanın lüzüm ve değeri bakımından padişah üzerinde fazla bir tesir yapmadığı dönüşünden sonra bu konudaki çalışmaların geliştirilmesine veya hızlandırırılmasına tanık olunamamasından anlaşılmaktadır
Abdülaziz’in on beş yıllık döneminden hiçbir yabancı ülkeyle savaş yapılmadı
Devlet sadece iç isyanlarla uğraştı bir savaş çıkmaması bakımında Abdulaziz şanslı sayılır
Çünkü savaş çıkmış olsaydı modern silahlarla donattığı içim övündüğü ordusunun bu silahları gereği gibi kullanmasını bilmemesi yani eğitimsizliği yüzünde yenildiği görülecekti
Bunu yerine geçen yiğeni II
Abdulhamit gördü
Tanzimât devrinde türl basının hizmeti ve sosyal alanlardaki çağdaşlaşmayayaptığı katkılarıyla bitmez
Bu genel çağdaşlaşma hareketi nin dışında kalamayacak olan türk edebiyatının doğulu yapıdan sıyrılarak batılı bir yapıya sahip olmasını da büyük yardımları dokunur
Bu değişmedeki örneklerde ozamanlar milletler arası kültür ve diplomasi alanlarında hakim dil olan fransızcadan gelir tanzimat devrinde batı edebiyatı demek fransız edebiyatı demektir
Bütün türler değil tanınan ve örnek alınan yazar ve şairler bu edebiyatın temsilcileridir
Gerek fransız edebiyatını tanıtan yazılar gerek yapılan tercümeler ve gerekse onu örnek olarak yapılan bütün denemeler bu devrim gazete ve dergilerinde yer almıştır
Bu bakımdan çağdaş bir türk edebiyatın kurulup geliştirilmesindeki büyük hizmetinin yanında bu devrim basımın türk edebiyatı tarihinde bu devrime ait araştırmalar içinde büyük değer taşımaktadır
Tanzimât devrinde büyük çoğunluğunu edebiyatçıların oluşturduğu aydın nesille osmanlı devletinin devamını ve dolayısıyla onu kurmuş olan osmanlı oğulları hanedanı bu devletin başında kalmasını isterler
Çağdaş bir siyasi recim olarak sadece meşrutiyeti düşünmelerinin sebebide budur
İçlerinde yalnız sağı Ahmet Beyzade Mehmet ile Hüseyin vasfı paşa gibi bazıları cumhuriyet recimini ileriye sürerler
Tanzimât bu iki görüşün yanında ancak birinci dünya bir savaşı yıllarında türkçülük adı ile kök salabilecek ve 1923 de milli bir devletin kurulmasını katkısı bulunacak olan milliyetci görüşün tohumlarıda atılmıştır
“Türk tarihinde Osmanlı devletinde çok önce başladı türklerin sadece osnalılardan ve türkçeninde sadece osmanlılarda ibaret olmadığı dünyada dağanık bir şekilde yaşamış ve yşayan ve tarih boyunca bir çok değişik bölgelerde ayrı ayrı devletler kurmuş olan bütün türklerin tek bir millet oldukarı” (Süleyman Paşa Ahmet Vefik Paşa Ali Suavi Ahmet Mithat) görüşü ildefa tanzimat devrinde ortaya atılmış türk tarihi ve dili hakkındaki ilmi çalışmalarda bu devirde başlamıştı
Tanzimât devrinde edbi çağdaşlaşmanın öncüsü olduğu kadar basın yoluyla yapılan demokratik yolunda öncüsü olan şinasi çok ihtiyatlı ve çekingen olması yüzünden ülkede görülmesi isteği çağdaş siyasi rejimin adını açıkca söylemeyerek ” devletin halkın vekili olduğundan halkn bu sebeple devletin kendi adına vekil olarak yaptığı bütün işler hakkında kendi görüşünüde söylemek hakkına sahip bulunduğunda yani yönetime katılma yetkisini taşıdığında” söz eder
Bu sözlerin anlatmak istedileri yönetim şeklini resmini adını “meşrütiyet” olarak açıkca koyanlar yeni Osmanlı’lardır
Onlara bu rejim insanların medeni ve siyasi hak ve yetkilerini ağlayabilecek tek yoldur
Tanzimat edebiyatında en çok işlenen temalardan biri olan “hüriyet” kavramının altında da bu rejim vardır
Asırlarca mutlakıyetçi bir yönetimden sonra Türkiye’de meşrutiyet yönetiminin kurullmasıçağdaşlaşma yolunda çok büyük bir olaydı
II
Meşrutiyet Dönemi Türk Edebiyatı1908’de ilan edilen II
Meşrutiyet rejimiyle birlikte siyasi ve sosyal değişikliklerin zaruri bir neticesi olarak ortaya çıktı
Dolayısıyla 1908-1923 yılları arasında verilen edebi ürünlerbüyük oranda siyasi ve toplumsal niteliklere sahip bir edebiyattır
Bu dönemde başlıca 4 temel düşünce akımı ve bunların edebiyata yansıma biçimleri ile karşılaşırız
Bu düşünce akımları: 1
Osmanlıcılık2
İslamcılık3
Türkçülük ve 4
Garpçılık olarak adlandırılmaktadır
Tanzimat Dönemi Şairleri
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz
En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Şengül Şirin
Kullanıcının Profilini Göster
Şengül Şirin tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul