Şengül Şirin
|
Cevap : 818 Sayılı Borçlar Kanunu
(C) AKDİN HİTAMI
I: Keşif bedelinin tecavüzü halinde fesih
Madde 367 - Yapılan şeyin masrafı, evvelce mütaahhit ile takribi bir surette tesbit edilen keşfi iş sahibihin sun u olmaksızın çok fazla tecavüz ederse gerek o şeyin imali esnasında gerek imalinden sonra iş sahibi mukaveleyi feshedebilir
Bu suretle yapılan şey iş sahibinin arsası üzerinde inşa ediliyorsa iş sahibi, bedelden münasip bir miktarın tenzilini isteyebileceği gibi inşaat henüz bitmemiş ise müteahhidi devamdan meni ve yapılan kısmı hakkaniyet dairesinde tazmin ederek mukaveleyi feshedebilir
II: Yapılan şeyin telefi
Madde 368 - Yapılan şey teslimden evvel kazara telef olmuş ise iş sahibi, onu tesellümden temerrüt etmiş bulunmadıkça müteahhit ne yaptığı işin ücretini ne de masraflarının tediyesini isteyemez
Bu takdirde, telef olan malzeme kime ait ise hasarı da ona aittir
Eğer yapılan şey, iş sahibi tarafından verilen malzemenin veya gösterilen arsanın kusurundan yahut iş sahibi tarafından imal ve inşa tarzı hakkında verilen emirden dolayı telef olmuş ise; müteahhit, bu tehlikeleri zamanında ihbar eylemiş bulunduğu takdirde yaptığı işin kıymetini ve bu kıymette dahil olmıyan masrafın tesviyesini talep edebilir İş sahibinin taksiri olduğu takdirde mütaahhidin, fazla olarak zarar ve ziyan istemeğe hakkı vardır
III: Zararı baliğan mabelağ tazmin ederek fesih
Madde 369 - Yapılan şey; bitmezden evvel iş sahibi yapılmış olan kısmın bedelini vermek ve mütaahhidin zarar ve ziyanını baliğan mabelağ tazmin etmek şartiyle mukaveleyi feshedebilir
IV: İş sahibinin yüzünden hizmetin ifası mümkün olmaması
Madde 370 - Taahhüt olunan şeyin yapılması iş sahibi nezdinde zuhur eden bir kaza yüzünden mümkün olamıyorsa müteahhit yaptığı işin kıymetini ve bu kıymette dahil olmıyan masrafını alır
Bu hususta iş sahibinin taksiri varsa müteahhidin başkaca zarar ve ziyan istemeğe hakkı olur
V: Mütaahhidin vefatı yahut aczi
Madde 371 - Mütaahhit öldüğü yahut sun u taksiri olmaksızın işi bitirmekten aciz kaldığı takdirde, mukavele müteahhidin şahsı nazara alınarak yapılmış ise istisna akdi münfesih olur
Bu takdirde yapılan miktarın kullanılması kabil ise iş sahibi onu kabule ve bedelini vermeğe mecburdur
ON İKİNCİ BAP: Neşir mukavelesi
(A) TARİFİ
Madde 372 - Neşir mukavelesi, bir akittir ki onunla edebi ve sınai bir eserin müellifi veya halefi, o eseri bir naşire terk etmeği taahhüt ve naşir de o eseri az çok teksir ile halk arasında neşir etmeği iltizam eder
(B) HÜKÜMLERİ
I: Telif hakkının nakli ve teminatı
Madde 373 - Neşir mukavelesi, müellifin haklarını, mukavelenin ifasının icap ettirdiği miktar ve zaman için naşire nakleyler
Neşredilecek eseri terk eyleyen kimse; akit zamanında o eserde tasarruf etmek hakkını kullanmağa muktedir olmalıdır Bu cihetten dolayı naşire karşı mütekeffildir ve eğer telif hakkı varsa bu tekeffül, onunda şamildir
Eserin tamamı veya bir kısmı, başka bir naşire terk yahut terk edenin malumatı dahilinde neşredilmiş bulunursa; terkeden, neşir mukavelesinin akdinden evvel diğer tarafı, bundan haberdar etmek lazımdır
II: Müellifin tasarrufu
Madde 374 - Naşirin yapmağa hakkı olduğu tabılar bitmedikçe müellif veya halefi, eserin tamamında veya bir kısmında naşirin zararına bir tasarrufta bulunamaz
Gazete makaleleri ve mevkut bir risalede neşredilmiş kısa makaleler, müellif veya halefleri tarafından daima başka bir yerde neşredilebilir
Müşterek bir eserin kısımlarından olan yazılar ve mevkut bir risalenin uzun olan makaleleri, müellif veya halefleri tarafından neşrin hitamından üç ay geçmezden evvel tekrar neşredilemez
III: Basılacak nüshaların tayini
Madde 375 - Eğer mukavelede tabı adedi tasrih edilmemiş ise naşirin hakkı ancak bir tab a maksurdur
Hilafı şart edilmemiş ise, naşir, her tabı için basacağı nüsha adedini tesbitte serbesttir Fakat diğer taraf talep eyler ise eserin mahiyeti ile mütenasip derecede bir intişarı temin eyleyecek miktarda nüsha tabetmeğe mecburdur Birinci tabı bittikten sonra naşir tekrar tabedemez
Eğer makale naşire muayyen ve birden fazla tab a veya eserin her tab ına salahiyet vermiş olupta naşirde eserin nüshaları tükenmiş iken yeniden tab ı ihmal ediyorsa müellif veya halefleri, yeni bir tabı için naşire hakim tarafından bir mühlet tayin ettirtebilirler Naşir, bu mühlet zarfında borcunu ifa eylemezse hakkı sakıt olur
IV: Teksir ve satış için mesai
Madde 376 - Naşir, eserde hiç bir suretle ihtisar, ilave ve tadil yapmaksızın münasip bir şekilde teksir etmekle mükelleftir Naşir aynı zamanda lazım olan ilanları yapmağa ve satışın muvaffakiyetini temin için mutat tedbirleri ittihaza mecburdur
Satışın fiatını, eserin satılmasına mani olacak tarzda tezyide salahiyettar olmaksızın naşir, tayin eder
V: Tashih ve ıslah
Madde 377 - Naşirin menfaatlerine muzır ve onun mesuliyetini artıracak mahiyette olmamak şartiyle müellif için eserinde tashih ve ıslah yapmak hakkı mahfuzdur Müellif tashihiyle naşire melhuz olmayan masraflar ihtiyar ettirirse onu tazmin eder
Naşir, müellife eserini ıslah edebilmek imkanı bahşetmeksizin tekrar neşrine veya yeniden tab ına mübaşeret edemez
VI: Bir arada ve ayrı ayrı neşir
Madde 378 - Bir müellifin birden fazla eserlerini ayrı ayrı neşretmek hakkı eserlerin bir arada tab ı salahiyetini bahşetmez
Bir müellifin külliyatını veya müellifin eserlerinden bir nevini neşreylemek hakkı naşire külliyatın muhtevi olduğu eserleri ayrı ayrı tabetmek hakkını veremez
VII: Tercüme hakkı
Madde 379 - Hilafı şart edilmedikçe, tercüme hakkı müellifte veya halefinde mahfuz kalır
VIII: Eser sahibinin bedele istihkakı
1 - Bedelin miktarı
Madde 380 - Eser sahibinin bedelden feragat eylediği hal icabından anlaşılmadıkça bedelle istihkakı, asıldır
Bedelin miktarı ehlihibrenin reyi alındıktan sonra, hakim tarafından takdir olunur
Eğer naşirin müteaddit tab a hakkı varsa birinci tabı için tayin edilen bedel ve diğer şartlar müteakıp tab ılarda da muteber olmak, asıldır
2 - Bedelin zamanı tediyesi, satış hesapları ve bedava nüsha
Madde 381 - Bir eser tamam olarak neşredilecek ise tamamının ve (cilt, cüzü, forma, gibi) kısım kısım neşredilecek ise her kısmının tab ını ve satışa hazır bulundurulmasını müteakip bedelin tediyesi lazım gelir
Akitler bedelin kısmen veya tamamen tediyesini satışın neticesine bırakmışlar ise naşir satış hesaplarını tanzime ve teamül dairesinde ispat edici vesikalarını ihzara mecburdur
Hilafı şart edilmedikçe, müellif veya halefinin, eserden örfün tayin eylediği miktarda bedava nüsha almağa hakları vardır
(C) AKDİN HİTAMI
I - Eserin zıyaı
Madde 382 - Eser, naşire tevdi edildikten sonra kazaen zayi olsa bile naşir, bedeli tediyeye mecburdur
Eğer müellifte zayi olan eserin diğer nüshası var ise, o nüshayı naşirin emrine amade kılması lazımdır Eğer müellifte eserin diğer nüshası olmaz ve eserin yeniden vücuda getirilmesi nisbeten kolay bulunursa müellif eserini yeniden yazmağa mecburdur
Müellif, her iki surettede münasip bir tazminat isteyebilir
II: Tabolunan eserin ziyaı
Madde 383 - Tabolunan eser satışa çıkarılmazdan evvel tamamen veya kısmen kazara zayi olduğu takdirde naşir, müellif veya halefine ayrıca bir bedel vermeğe mecbur olmaksızın zayi olan nüshayı kendi masrafiyle tekrar tabedebilir
Eğer naşir, fahiş masraf ihtiyarına mecbur olmaksızın zayi olan nüshaların yerine yenilerini ikame edebilecek ise buna mecburdur
III: Müellifin ve naşirin şahsında hadis olan hitam
Madde 384 - Eseri itmam etmezden evvel müellif ölür veya ikmal kabiliyetini zayi eder yahut taksiri olmaksızın eseri ikmal etmek imkansızlığında bulunursa neşir mukavelesi münfesih olur
Şu kadar ki, mukavele tamamen veya kısmen mümkün ve muhik bulunursa hakim mukavelenin muhafaza edilmesine müsaade ve bunun için icabeden tedbirlerin ittihazını emredebilir
Naşirin iflası takdirinde müellif veya halefi, eseri başkasına tevdi edebilir Fakat müellif veya halefi iflas zamanında henüz vadesi hulül etmeyen borcun ifa edileceğine dair teminat alırsa eseri başka bir naşire tevdi edemez
(D) NAŞİRİN PLANI DAİRESİNDE ESER TELİFİ
Madde 385 - Bir veya müteaddit müellif, naşirin tayin eylediği plan dairesinde bir eser telif eylemeği taahhüt ederlerse, ancak mukavele edilen bedele müstahak olurlar
Bu takdirde telif hakkı naşire ait olur
ON ÜÇÜNCÜ BAP: Alelıtlak vekalet
BİRİNCİ FASIL: Vekalet
(A) TARİFİ
Madde 386 - Vekalet, bir akittirki onunla vekil, mukavele dairesinde kendisine tahmil olunan işin idaresini veya takabbül eylediği hizmetin ifasını iltizam eyler
Diğer akitler hakkındaki kanuni hükümlere tabi olmayan işlerde dahi, vekalet hükümleri cari olur
Mukavele veya teamül varsa vekil, ücrete müstahak olur
(B) TEŞEKKÜLÜ
Madde 387 - Vekilin tevdi edilen işi idare hususunda resmi bir sıfatı varsa veya işin icrası mesleğinin icabından ise yahut bu gibi işleri kabul edeceğini ilan etmiş ise vekalet, vekil tarafından derhal reddedilmedikçe kabul edilmiş sayılır
(C) HÜKÜMLERİ
I: Vekaletin şümulü
Madde 388 - Vekalet akdinin şümulü mukavele ile sarahaten tesbit edilmemiş ise, taalluk eylediği işin mahiyetine göre tayin edilir
Vekalet, vekilin takabbül eylediği işin yapılması için icabeden hukuki tasarrufları ifa salahiyetini şamildir
Hususi bir salahiyeti haiz olmadıkça vekil, dava ikame edemez, sulh olamaz, tahkim edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, hibe edemez, bir gayrimenkulü temlik veya bir hak ile takyit edemez
II: Vekilin borçları
1 - Talimat dairesinde vekaleti ifa
Madde 389 - Vekil, müvekkılinin sarih olan talimatına muhalefet edemez
Ancak hal icabına göre müvekkilden mezuniyet istihsaline imkan olmamakla beraber şayet imkan olupta istizan olunsa idi müvekkilin muvafakat edeceği derkar bulunan hususlarda, inhiraf edebilir Bundan maada hallerde vekil aldığı talimata müvekkilinin aleyhine olarak muhalefet ederse, bundan mütevellit zararı deruhte etmedikçe, müvekkilünbih ifa edilmiş olmaz
2 - Hüsnü suretle ifa mükellefiyeti
a) Umumiyet itibariyle
Madde 390 - Vekilin mesuliyeti, umumi surette işçinin mesuliyetine ait hükümlere tabidir
Vekil, müvekkile karşı vekaleti iyi bir suretle ifa ile mükelleftir
Vekil, başkasını tevkile mezun veya hal icabına göre mecbur olmadıkça veya adet başkasını kendi yerine ikameye müsait bulunmadıkça müvekkilünbihi kendisi yapmağa mecburdur
b) İşi bir üçüncü şahsa yaptırmak halinde
Madde 391 - Vekil, salahiyeti haricinde başkasını tevkil ettikte onun fiilinden kendi yapmış gibi mesuldür
Vekil, başkasını tevkile salahiyettar olduğu takdirde, yalnız salahiyetini kullanırken ve talimat verirken tekayyüt ve ihtimam göstermekle mükelleftir
Her iki surette vekilin kendi yerine ikame ettiği şahsa karşı haiz olduğu bütün hakları müvekkil, doğrudan doğruya o şahsa karşı dermeyan edebilir
3 - Hesap verme
Madde 392 - Vekil, müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermeğe ve bu cihetten dolayı her ne nam ile olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile tediyeye mecburdur
Vekil zimmetinde kalan paranın faizini de vermeğe mecburdur
4 - Vekilin iktisabettiği hakların müvekkiline intikali
Madde 393 - Müvekkil vekiline karşı olan muhtelif borçlarını ifa edince, vekilin kendi namına ve müvekkili hesabına üçüncü şahıstaki alacağı, müvekkilin olur
Vekilin iflası halinde müvekkil, bu hakkını masaya karşıda iddia edebilir
Vekilin iflası müvekkil, vekilin kendi namına ve müvekkili hesabına iktisap eylemiş olduğu menkul eşya hakkında dahi istihkak iddiasında bulunabilir Vekilin haiz olduğu hapis hakkını, masa dahi haizdir
III: Müvekkilin borçları
Madde 394 - Vekilin usulü dairesinde müvekkilünbihi ifa için yaptığı masrafı ve verdiği avansları, müvekkilin, faiziyle beraber vermesi ve vekilin deruhte eylediği borçlardan onu kurtarması lazımdır
Vekil, vekaleti ifa dolayısiyle uğramış olduğu zarar ve ziyanın tazminini müvekkilinden isteyebilir Meğerki müvekkil bu hususta kendisinin sun u taksiri olmadığını ispat eyleye
IV: Birden ziyade müvekkillerin mesuliyetleri
Madde 395 - Bir kimseyi birlikte tevkil eden müteaddit kimseler, vekile karşı müteselsilen mesul olurlar
Müteaddit kimseler, vekaleti birlikte kabul etmişler ise müvekkilünbihi yapmakla müteselsilen mesuldürler ve kendi sıfatlarını başkasına devre salahiyettar olmadıkça müvekkili yalnız birlikte yaptıkları tasarrufla ilzam edebilirler
(D) VEKALETİN HİTAMI
I: Sebepleri
1 - İstifa, azil
Madde 396 - Vekaletten azil ve ondan istifa her zaman caizdir Şu kadarki münasip olmayan bir zamanda vekaletten azil veya ondan istifa eden kimse diğerinin zararını zamin olur
2 - Ölüm, ehliyetsizlik, iflas
Madde 397 - Hilafı mukaveleden veya işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekalet, gerek vekilin gerek müvekkilin ölümüyle ve ehliyetinin zavali veya iflası ile nihayet bulur
Şu kadarki vekaletin nihayet bulması müvekkilin menfaatlerini tehlikeye koyuyorsa müvekkil veya mirasçısı veya mümessili bizzat işlerini görebilecek hale gelinceye kadar vekil veya mirasçısı veya mümessili vekaleti ifaya devam ile mükelleftirler
II: Hitamın hükümleri
Madde 398 - Vekilin vekaletinin nihayet bulduğuna ıttıla peyda eylemeden evvel yaptığı işlerden müvekkil veya mirasçıları, vekalet baki imiş gibi mesuldür
İKİNCİ FASIL: İtibar mektubu ve itibar emri
(A) İTİBAR MEKTUBU
Madde 399 - İtibar mektubu, vekalet ve havale hükümlerine tabi olup onunla mürselünileyhe azami bir had tayinine hacet olmaksızın talep edeceği miktarda, nakit ve emsali bir şeyin muayyen bir kimseye teslimi emrolunur
Verilecek şeyin azami haddi tayin edilmediği takdirde itibar verilen kimse aşikar surette akitlerin vaziyetleri ile mütenasip olmayacak derecede fazla bir miktar talebinde bulunursa mürselünileyh mektup sahibine haber vermeğe ve cevap alıncaya kadar tediyeyi tehir etmeğe mecburdur
İtibar mektubunun tazammun ettiği vekalet ile mürselünileyhin mülzem olması, muayyen bir meblağ için kabul etmiş olmasına mütevakkıftır
(B) İTİBAR EMRİ
I: Tarifi ve Şekli
Madde 400 - Bir kimse, kendi nam ve hesabına ve amirin mesuliyeti altında bir üçüncü şahsa itibar vermek veya itibari tecdit etmek için emir almış ve kabul etmiş ise, memur vekaletini tecavüz etmedikçe amir, itibar edilen borçtan dolayı kefil gibi mesul olur
Şu kadar ki tahriri emir olmadıkça amir, mesul olmaz
II: İtibar verilen kimsenin ehliyetsizliği
Madde 401 - Amir, itibar verilen kimsenin borç iltizamına ehliyetsizliğini dermeyan ile memura karşı mesuliyetten kurtulamaz
III: Memurun kendi kendine mühlet vermesi
Madde 402 - Memur, itibar verilen kimseye kendi kendine mühlet verir veya amirin talimatına muhalefet ederse, amir mesuliyetten beri olur
IV: İki tarafın hakları ve borçları
Madde 403 - Amirin ve kendisine itibar verilen kimsenin hak ve borçlarında kefile ve asıl borçluya müteallik hükümler caridir
ÜÇÜNCÜ FASIL: Tellallık (simsarlık)
(A) TARİFİ VE ŞEKLİ
Madde 404 - Tellallık, bir akittirki onunla tellal, ücret mukabilinde bir akdin yapılması imkanını hazırlamağa veya akdin icrasına tavassut etmeğe memur edilir
Tellallık hakkında, umumi surette vekalet hükümleri ceridir
(EKLENMİŞ FIKRA RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Gayrimenkul tellallığı, akdi, yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmaz
(B) TELLAL ÜCRETİ
I: İstihkak zamanı
Madde 405 - Yaptığı hazırlık veya icra eylediği tavassut akdin icrasına müncer olunca, tellal ücrete müstahak olur
Akit, taliki bir şart ile yapılmış ise ücret şartın tahakkukunda lazım olur
Yapacağı masrafın tellala verileceği mukavele edilmiş ise, iş bir neticeye müncer olmasa bile tellal masrafını alır
II: Ücretin tesbiti
Madde 406 - Ücret tayin edilmediği takdirde tarife varsa ona göre ücret verilmek lazım gelir Tarife yoksa müteamil olan ücret mukavele edilmiş sayılır
III: Tellalın haklarını zayi etmesi
Madde 407 - Tellal, borçlarına muhalefetle diğer tarafın menfaatine hareket eder veya hüsnü niyet kaideleri hilafına diğer akitten ücret vadi alırsa ücrete ve yaptığı masrafa ait olan haklarını zayi eyler
IV: Evlenme tellallığı
Madde 408 - Evlenme tellallığı, ücrete hak bahşetmez
V: Ücretten tenzil
Madde 409 - Hizmet mukavelesi ve gayrimenkul satışı imkanını hazırlamak veya bunlardan birinin icrasına tavassut etmek için fahiş bir ücret şart edilmiş ise borçlunun talebi üzerine bu ücret hakim tarafından adilane bir surette tenkis edilebilir
ON DÖRDÜNCÜ BAP: Vekaleti olmadan başkası hesabına tasarruf
(A) İŞ YAPAN KİMSENİN HAKLARI VE BORÇLARI
I: İşin İcrası
Madde 410 - Vekaleti olmaksızın başkasının hesabına tasarrufta bulunan kimse, o işi sahibinin menfaatine ve tahmin olunan maksadına göre yapmağa mecburdur
II: Mesuliyet
Madde 411 - Başkası namına tasarrufta bulunan kimse her türlü ihmal ve ihtiyatsızlıktan mesuldür
Şu kadarki o kimse, iş sahibinin maruz bulunduğu zararı bertaraf etmek için yapmış ise, mesuliyeti tahfif olunur
İş sahibinin sarahaten veya delaleten men i var iken o kimse, bu işi yapmış ve sahibinin men ide kanuna ve adaba muhalif bulunmamış ise kazadan dahi mesul olur Meğerki o kimse, müdahalesi olmasa bile kazanın vukua geleceğini ispat etsin
III: İşi yapan kimsenin ehliyeti olmaması
Madde 412 - Başkası hesabına tasarrufta bulunan kimse akit ile iltizama ehil değil ise yaptığı tasarruftan ancak iktisabettiği ve sui niyetle elinden çıkardığı miktarda mesul olur
Haksız fiillerden mütevellit daha şümüllü mesuliyet, mahfuzdur
(B) İŞ SAHİBİNİN HAKLARI VE BORÇLARI
I: İş, sahibinin menfaatine yapıldığı halde
Madde 413 - İş sahibinin menfaati için yapılmış olan bir işte, yapan kimsenin hal icabına göre zaruri veya faideli bulunan bilumum masraflarını faizi ile edaya ve bu kabil taahhütlerini ifaya ve hakimin takdir edeceği zararı tazmine, iş sahibi mecburdur
Maksadı hasıl olmasa bile, işi yaparken icabeden İhtimamda bulunan kimse hakkında dahi bu hüküm tatbik olunur
İşi yapan kimse yaptığı masrafı istifa edemediği takdirde, haksız bir fiil ile mal iktisabı faslındaki hükümlere göre yaptığı şeyi ref ettirebilir
II: İş, yapan kimsenin kendi menfaati için yapıldığı halde
Madde 414 - Kendi menfaati için yapılmamış olsa bile iş sahibi yapılan işten hasıl olan faydaları temellük etmek hakkını haizdir Temellük ettiği faydalara göre, işi yapan kimsenin masrafını tazmin ve yapmış olduğu taahhütlerden onu tahlis eder
III: İcazet
Madde 415 - İş sahibi yapılan işe icazet verirse, vekalet hükümleri cari olur
ON BEŞİNCİ BAP: Komisyon
(A) ALIM VE SATIM KOMÜSYONCUSU
I: Tarifi
Madde 416 - Alım ve satım işlerinde komisyoncu, ücret mukabilinde kendi namına ve müvekkil hesabına kıymetli evrak ve menkul eşya alım ve satımını deruhte eden kimsedir
Atide beyan olunacak hükümler müstesna olmak üzere komisyon mukavelelerinde vekalet hükümleri tatbik olunur
II: Komisyoncunun borçları
1 - Mecburi ihbar ve sigorta
Madde 417 - Komisyoncu yaptığı muamelenin cereyanından müvekkilini haberdar etmeğe ve hususiyle emrinin icra edildiğini kendisine derhal bildirmeğe mecburdur
Müvekkilin emri olmadıkça komisyoncu mukavelenin mevzuunu teşkil eden şeyleri sigorta ettirmeğe mecbur değildir
2 - Eşyaya ihtimam
Madde 418 - Satılmak üzere komisyoncuya gönderilen eşyanın bozukluğu göze çarpıyorsa, komisyoncu nakliyeciye rücu hakkını muhafazaya ve hasarı tesbit ettirmeğe ve muktedir olduğu kadar eşyayı hıfza ve derhal müvekkiline haber vermeğe mecburdur
Aksi takdirde ihmalin sebebiyet verdiği ziyandan mesul olur
Satılmak üzere komisyoncuya gönderilen eşyanın hemen bozulacağından korkuluyorsa, komisyoncu, müvekkiline derhal malümat vermek şartiyle o eşyayı satmağa mecburdur
3 - Müvekkil tarafından tayin olunan fiat
Madde 419 - Müvekkil tarafından tayin olunan asgari bedelden noksanına mal satan komisyoncu malı satmasaydı müvekkilinin daha ziyade mutazarrır olacağını ve bu hal icabının yeniden emir almağa müsait bulunmadığını ispat etmedikçe bedelin noksanını tazmine mecbur olur
Bu takdirde, komisyoncunun kusuru varsa şarta muhalefetinden dolayı başkaca tazminat vermeğe mecburdur
Müvekkilin tayin ettiği bedelden noksanına mal alan veya fazlasına satan komisyoncu, bu muameleden istifade edemeyip aradaki farkı, müvekkiline vermeğe mecburdur
4 - Veresiye mal satma, mal tesellüm etmeden tediye
Madde 420 - Komisyoncu, müvekkilin izni olmaksızın veresiye mal satar veya malı tesellüm etmeden para verirse zararı kendine ait olur
Şu kadarki müvekkil hilafını emretmedikçe, satış mahallindeki örfe göre, veresiye satabilir
5 - Komüsyoncunun kefaleti
Madde 421 - Salahiyeti hilafına veresiye mal satması müstesna olmak üzere komisyoncu, muamelede bulunduğu kimselerin tediyelerinden ve diğer borçlarını ifadan mesul olmaz Şu kadarki komisyoncu, sarahaten kefil veya mesuliyeti mütearif olunca mesul olur
Kefil olan komisyoncunun, bunun için ayrıca ücret almağa hakkı vardır
III: Komüsyoncunun hakları
1 - Verdiği paralar ve masraflar
Madde 422 - Komisyoncu, müvekkilin menfaati için yaptığı bilcümle masrafları ve verdiği paraları faiziyle beraber isteyebilir
Komisyoncu, ardiye ve nakliye ücretlerini müvekkilinin hesabına geçirirse de kendi memurlarının ücretlerini hesaba dahil edemez
2 - Komüsyon ücreti
a) İstemek hakkı
Madde 423 - Komisyoncu; kendisine tevdi olunan işi yaptıkta ücretini alacağı gibi; komisyoncunun o işi yapamamasına müvekkil sebebiyet vermiş ise, yine ücrete müstahak olur
Diğer bir sebeple yapılamayan işlerden dolayı komisyoncu, ancak emeği mukabilinde mahalli adete göre lazım gelen tazminatı isteyebilir
b) Ücret hakkının sükutu ve müvekkilin aradan çıkması
Madde 424 - Komisyoncu, müvekkiline karşı sui niyet ile hareket eder ve hususiyle müvekkilin hesabına iştira ettiğinden fazla ve sattığından noksan bir fiat geçirirse ücreti almak hakkı tamamiyle sakıt olur
Son iki halde müvekkil komisyoncuyu doğrudan doğruya müşteri veya bayi addederek aradan çıkabilir
3 - Hapis hakkı
Madde 425 - Komisyoncu sattığı malın bedeli ve aldığı malın kendisi üzerinde hapis hakkına maliktir
4 - Emtianın müzayede ile satılması
Madde 426 - Emtia satılamayıp veya müvekkilin verdiği satış emrinden rücu edipte müvekkil emtiayı geri almakta veya onda diğer suretle tasarruf etmekte hadden fazla teahhür ederse komüsyoncu emtiayı bulunduğu mahal mahkemesi vasıtasiyle bilmüzayede sattırabilir
Eşyanın bulunduğu mahalde ne müvekkil nede mümessili hazır bulunmazsa, diğer taraf istima edilmeksizin dahi satış kararı verilebilir
Şu kadarki emtia, süratle kıymeti tenezzül edecek emtiadan değil ise, evvel emirde kendisine resmen ihbar edilmek lazımdır
5 - Komisyoncunun bizzat alıcı veya satıcı olması
a) Ücreti ve masrafları
Madde 427 - Borsada mukayyet veya piyasada cari fiatı bulunan kambiyo senedatı veya diğer kıymetli evrakı veya emtiayı satmağa veya satın almağa memur edilen komisyoncu, müvekkil tarafından hilafına talimat verilmemiş ise, satın alacağı şey yerine kendi şeylerini beyi yahut satacağı şeyi kendisi için iştira edebilir
Bu hallerde komisyoncu vekaletin icrası zamanında borsa veya piyasa fiyatını nazara almağa mecburdur Komisyoncu, komisyon işlerinde mutat olan ücret ve masraflarını alabilir
Sair hükümleri beyi gibidir
b) Komisyoncunun zımni kabulü
Madde 428 - Komisyoncu bizzat alıcı veya satıcı olabildiği hallerde bir akit göstermiyerek vekaletin icra edildiğini müvekkiline bildirirse, akide ait olabilecek borçları bizzat deruhte etmiş sayılır
c) Hakkının sukutu
Madde 429 - Komisyoncu, müvekkil tarafından verilen emir istirdat edilmiş ve istirdat haberi de vekaleti icra ettiği haberini müvekkile göndermeden vasıl olmuş ise, artık bizzat bayi ve müşteri olamaz
(B) DİĞER KOMİSYON İŞLERİ
Madde 430 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Malzemesi iş sahibi tarafından verilmek suretiyle imal edilecek menkul eşya hakkındaki komisyon işleri, eşya misli şeylerden olmasa da, alım ve satım komisyonu hükmündedir
Alım ve satım komisyonu sayılmıyan işleri, ücret mukabilinde kendi namına ve müvekkili hesabına deruhde eden alım ve satım komisyoncusu ile komüsyon işlerini kendisine sanat edinmeyip de arızi olarak üzerine alan tacir hakkında dahi bu babın hükümleri tatbik olunur
Taşıma işleri komisyonculuğu hakkındaki hususi hükümler mahfuzdur
ON ALTINCI BAP: Nakliye mukaveleleri
Madde 431 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 432 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 433 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 434 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 435 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 436 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 437 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 438 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 439 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 440 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 441 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 442 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 443 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 444 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 445 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 446 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 447 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Madde 448 - (MÜLGA MADDE RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
ON YEDİNCİ BAP: Ticari mümessiller ve diğer ticari vekiller
(A) TİCARİ MÜMESSİL
I: Tarifi, salahiyet itası
Madde 449 - Ticari mümessil, bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak bilvekale imza vazetmek üzere sarih veya zımni kendisine mezuniyet verilen kimsedir
Müessese sahibi, vekaletnameyi ticaret siciline kaydetdirmeğe mecburdur
Ancak kayıttan evvel dahi mümessilinin muameleleri ile mülzemdir
Diğer nevi müesseselerde ve işlerde ticaret siciline kayıttan başka suretle ticari mümessil tayin olunamaz
II: Vekaletin şümulü
Madde 450 - Ticari mümessil, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı, müessese sahibi hesabına kambiyo taahhütlerinde bulunmak ve onun namına müessesenin gayesine dahil olan bilümum tasarrufları yapmak salahiyetini haiz sayılır
Ticari mümessil, sarih salahiyet almadıkça gayrimenkulleri temlik veya bir hak ile takyit edemez
III: Tahdidi
Madde 451 - Temsil salahiyeti bir şubenin işlerine hasrolunabilir
Tayin olunan şartlar dahilinde diğerleri iştirak etmedikçe yalnız birinin imzası müesseseyi ilzam etmemek üzere birden ziyade kimselerede verilebilir ve buna birlikte temsil denir
Temsil salahiyetinde bundan başka tahditler hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı muteber değildir
IV: İstirdadı
Madde 452 - Mümessil tayin edilirken tescil edilmemiş olsa bile, temsil salahiyetinin istirdat edildiği zaman keyfiyetin ticaret siciline kaydedilmesi mecburidir
Temsil salahiyetinin istirdadı, ticaret siciline kayıt ve ilan edilmedikçe bu salahiyet hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslar hakkında bakidir
(B) DİĞER TİCARET VEKİLLERİ
Madde 453 - Ticari vekil, ticari mümessil sıfatını haiz olmaksızın bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından müessesenin bütün işleri veya muayyen bazı muameleleri için temsile memur edilen kimsedir
Bu salahiyet, müessesenin mutad olan muamelelerinin cümlesine şamildir Şu kadar ki ticari vekil kendisine sarih mezuniyet verilmedikçe istikraz edemez ve kambiyo taahhütlerinde ve muhakeme ve murafaada bulunamaz
(EKLENMİŞ FIKRA RGT: 09 07 1956 RG NO: 9353 KANUN NO: 6763/41)
Mağaza içinde müşterilerin kolaylıkla görebilecekleri bir yerde ve kolayca okuyabilecekleri bir şekilde aksi ilan edilmiş olmadıkça, toptan, yarı toptan veya perakende satış mağazalarının memur veya müstahdemleri, o mağazanın mütat satış muamelelerinin hepsini yapmaya, salahiyetli oldukları muameleler hakkındaki faturaları imzalamaya, bu mutat muamelelerden doğan borçların yerine getirilmesine veya bunların hiç veyahut gereği gibi yerine getirilmemiş olmasına ilişkin ihtar veya diğer beyanları işletme sahibi adına yapmaya, bu mahiyetteki ihtar ve diğer beyanları ve hususiyle mutat muamele dolayısiyle teslim edilmiş olan mallara ilişkin ayıp ihbarlarını mağaza sahibi adına kabule salahiyetli sayılırlar; şu kadar ki, kendilerine yazı ile salahiyet verilmiş olmadıkça mağaza dışında ve kasa memurları tayin edilmiş ise, mağaza içinde mal parasını isteyip alamazlar Bu kimseler, mal parasını almaya salahiyetli bulundukları hallerde faturaları kapatmaya veya makbuz vermeye de salahiyetlidirler
(C) SEYYAR TÜCCAR MEMURLARI
Madde 454 - Bir müessese için merkezinin haricindeki mahallerde muamele icra eden seyyar memurlar, müessese namına sattıkları malın bedelini almak ve makbuz vermek ve borçluya mehil ita etmek salahiyetini dahi haiz sayılırlar
Bu salahiyetin tahdidi, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı muteber değildir
(D) REKABET YAPMAK MEMNUİYETİ
Madde 455 - Bir müessesenin bütün işlerini idare eden yahut müessese sahibinin hizmetinde bulunan ticari mümessiller veya ticari vekiller müessese sahibinin izni olmaksızın gerek kendi namlarına gerek üçüncü şahıs namına müessesenin yaptığı nevide dahil bir iş yapamazlar
Buna muhalif harekette bulunursa müessese sahibi zarar ve ziyan istemek ve bu suretle yapılan işleri kendi hesabına almak hakkını haizdir
(E) MÜMESSİL VE DİĞER TÜCCAR VEKİLLERİNİN VEKALETLERİNİN HİTAMI
Madde 456 - Hizmet, şirket, vekalet mukavelelerinden ve iki taraf arasında mevcut diğer hukuki münasebetlerden mütevellit haklara halel gelmemek üzere ticari mümessiller ve ticari vekiller her zaman azlolunabilir
Müessese sahibinin medeni haklarını kullanmak salahiyetini gaip etmesi veya vefatı ile ticari mümessilin ve ticari vekilin salahiyeti hitam bulmaz
ON SEKİZİNCİ BAP: Havale
(A) TARİFİ
Madde 457 - Havale, bir akittir ki onunla muhalünaleyh, bilvekale kendi namına kabza salahiyettar olan muhalünlehe muhil hesabına nakit veya kıymetli evrak veya sair misli şeyler itasına mezun kılınır
(B) AKDİN HÜKÜMLERİ
I: Muhil ile muhalünleh arasındaki münasebet
Madde 458 - Havalenin mevzuu, muhilin muhalünlehe olan borcunun tediyesi ise bu borç ancak muhalünaleyh tarafından vuku bulacak tediye ile sakıt olur
Şu kadar ki, havaleyi kabul etmiş olan alacaklı ancak muhalünaleyhe müracaat ile havalede tayin olunan müddet zarfında matlubunu istifa edemediği takdirde muhilden alacağını mutalebe salahiyetini haiz olur
Muhalünleh olan alacaklı, havaleyi kabul etmek istemezse borçluyu derhal haberdar etmek lazımdır; aksi halde zarar ve ziyan ile mesul olur
II: Muhalünaleyhin borcu
Madde 459 - Muhalünaleyh ihtirazi kayıt beyan etmeksizin havaleyi kabul ettiğini muhalünlehe bildirirse, tediye ile mükellef olur ve ona karşı yalnız aralarındaki şahsi münasebetlerden veya havalenin münderecatından mütehassil defalarda bulunabilir Muhil ile olan münasebetinden mütevellit defilerde bulunamaz
Muhalünaleyh, muhile borçlu ise kendisi için bu tediye muhile yapacağı tediyeye nazaran daha külfetli olmadığı surette, borcun miktarını muhalünlehe tediyeye mecburdur
Bu halde bile, muhil ile aralarında hilafına mukavele olmadıkça tediyeden evvel havaleyi kabul ettiğini beyan etmeğe mecbur değildir
III: Tediye olunmamak halinde ihbar
Madde 460 - Muhalünlehin talebine karşı veya talebinden evvel muhalünaleyh muhalünbini, tediye etmiyeceğini beyan ederse; muhalünleh derhal muhili haberdar etmeğe mecburdur; aksi halde zarar ve ziyan ile mesul olur
(C) RÜCU
Madde 461 - Mühil her zaman mühalünlehe karşı havaleden rücu edebilir Meğerki havale muhalünlehin menfaati ve bilhassa alacağını tediye için yapılmış olsun
Muhalünaleyh havaleyi kabul ettiğini beyan edinceye kadar muhil ona karşıda havaleden rücu edebilir
Muhilin iflası, henüz kabul edilmemiş havalenin hükümsüzlüğünü istilzam eder
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|