Şengül Şirin
|
İngiliz Edebiyatı,Elizabeth Dönemi,Akıl Çağı,Dinsel Etkiler,İç Savaş Yılları,Romantik
İngiliz Edebiyatı,Elizabeth Dönemi,Akıl Çağı,Dinsel Etkiler,İç Savaş Yılları,Romantik
Her yıl birçok kitap, yazı ve şiir yazılıp yayımlanır, ama bunların pek azı insanların yıllar ya da yüzyıllar sonra yeniden okumak isteyecekleri niteliktedir Bir ülkenin ya da dönemin üstün ve eskimeyen değerdeki yazılı ürünleri edebiyat kapsamına girer Bu maddede adı geçen yazarların hepsi zamanın yıpratıcılığına karşı başarıyla ayakta durabilmiş, bazılarının görüşlerine bugün katılmasak bile, yazdıkları hâlâ önemli sayılan, coşku ve beğeniyle okunan yazarlardır Bazılarının iyi öykü anlatma ve canlı kişiler yaratma yeteneği vardır; bazıları ise düşüncelerini, umut ve korkularını çarpıcı,güzel ve anlamları kadar sesleri için de seçilmiş incelikli sözcüklerle dile getirmişlerdir Edebiyat şiir, oyun, deneme, roman, mektup gibi birçok değişik yazı türünden oluşur Ama bu türlerin hepsinde Önemli olan, anlamı en açık seçik, en yetkin sözcüklerle dile getirme sanatıdır Büyük bir yazarı, iyi bir yazardan ayıran da düş gücü, sezgi ve özgünlük olduğu kadar işte bu ustalıktır
EDEBİYAT maddesinde gerek alegori ve ağıt gibi terimleri açıklayan, gerek yaşamöy-küsü, roman, günlük, deneme ve yergi gibi yazı türlerini anlatan ayrı ayrı maddelerin bir listesi yer almaktadır Bu madde ise başlangıcından içinde yaşadığımız yüzyıla kadar İngiliz edebiyat tarihindeki en önemli yazarları tanıtmakta, onları etkileyen olaylara ve düşünce akımlarına yer vermektedir
İlk ve Ortaçağlar
İngilizce olarak anlatılan ve söylenen ilk öyküler ve şiirlerle ilgili hiçbir kayıt olmadığı için bu konuda pek az şey biliyoruz En eski edebiyat örneklerine büyük bir olasılıkla 10 yüzyılda yazılmış olan elyazmalarında rastlanmaktadır Bu yazmalardaki şiirler de 7 ve 8 yüzyıllardan kalmış örneklerdir Bunların en önemlisi uzun bir şiir olan Beowulf destanıydı Öbür şiirler arasında efendisini yitiren bir adamın yalnızlığını anlatan The Wanderer ("Gezgin") ile denizciliğin zorluklarını dile getiren The Seafarer ("Gemici") sayılabilir Bunların dışında, Northumberland manastırlarında yazılmış bazı dinsel şiirler de vardır Adı bilinen ilk İngiliz şairi Caedmon 7 yüzyılda yaşamış, kuzeyli, kendi halinde bir sığırtmaçtı Onun yapıtlarından kalan tek örnek, düşünde gördüğü bir meleğin isteği üzerine yazdığı "Hymn of Creation" ("Yaratılış İlahisi") adlı kısa şiirdir
Bütün bu şiirler günümüz İngilizce'sinden çok farklı ve bugün Ingilizler'e yabancı bir dil gibi gelen Eski İngilizce ya da Anglosakson dilinde yazılmıştı O dönemin okuma yazma bilen sayılı insanları olan keşişler ise Latince kullanmayı yeğliyorlardı İlk İngiltere tarihini de 8 yüzyılın başlarında Aziz Bede adlı bir keşiş Latince olarak yazmıştır Ama manastırlar Vikingler'ce yıkıldıktan sonra ve Kral Büyük Alfred 871'de tahta çıktığı zaman, bilginlerin sayısının çok azaldığını gördü (bak Alfred) Alfred, eğitimin yaygınlaşması konusunda kararlıydı Ayrıca yurttaşlarının kendi dillerinde okuyup yazmayı öğrenmelerini istiyordu Bu yüzden Latince yapıtların İngilizce'ye çevrilmesine ve 890'dan başlayarak her yılın olaylarının kaydını tutan Anglo-Saxon Chronicle'm ("Anglosakson Vakayinamesi") yazılmasına ön ayak oldu
1066'da Norman istilasıyla birlikte İngiltere'ye değişik görüşler, değişik anlatım biçimleri ve "Roland'ın Şarkısı" gibi şövalyelik öyküleri de girmiş oldu Soylular ve sarayda yaşayanlar Norman Fransızca'sı konuşuyor, Latince bilim dili olarak varlığını sürdürüyor, buna karşılık sıradan insanlar türkülerinde ve öykülerinde İngilizce'yi kullanıyordu Ne var ki, Fransızca'nın etkisi altında dil de değişmeye başladı 1100 ile 1500 yılları arasında kullanılan İngilizce'ye "Orta İngilizce" denir
Bu dönemde genellikle koşuk diliyle yazılan ve Kral Arthur ile şövalyelerinin başlarından geçen olaylarla ilgili romanslar büyük bir yaygınlık kazandı (bak Arthur) Bunların bazıları uyaklıydı; bazılarında da ritim için aynı harf ya da aynı sesin yinelenmesi anlamına gelen aliterasyon kullanılıyordu Eski İngilizce'de bütün şiirler aliterasyondan yararlanarak yazılırdı Orta İngilizce döneminde bu eski üslubu sürdüren iki başyapıt kaleme alındı: Kral Arthur'un şövalyelerinden birinin serüvenlerini anlatan ve 1375-1400 yılları arasında yazılan Sir Gawain and the Greene Knight ("Sir Gawain ve Yeşil Şövalye") ve William Langland'ın yazdığı Piers Plovvman ("Rençper Piers") Langland bu şiiri 1367'de yazmaya başlamış, 20 yıl boyunca da gözden geçirmişti Şiir, anlatıcının uyuyakalıp düş görmesiyle başlar Şair düşünde tarlada çalışan bir sürü insan görür Ne var ki, bunlardan birçoğu sahtekârlık etmektedir Langland bu ahlakdışı davranışları sergileyerek insanları daha erdemli bir yola yöneltmek istemiş ve ortaçağ yaşayışının canlı bir tablosunu çizmiştir
Orta İngilizce dönemi edebiyatının en büyük yaratıcısı Geoffrey Chaucer'dı Troilus and Criseyde (1385; "Troilos ve Khryseis") ve Canterbury Tales (1387-1400; "Canterbury Öyküleri") gibi uzun şiirlerinde Chaucer her türden insanın çok canlı portrelerini çizmiş, en acıklısından en gülüncüne kadar değişik dokuda birçok öyküyü dile getirmiştir Böylece İngiliz dilinin anlatım olanaklarını da benzersiz bir biçimde kullanmıştır
14 ve 15 yüzyıllarda daha çok sayıda insanın okuma yazma öğrenmesiyle İngilizce' nin kullanımı da yaygınlaştı Bu dönemde, aralarında John Wycliffe'in 1380'de yaptığı çeviri de olmak üzere Kutsal Kitap çevirileri yapıldı, düzyazı vakayinameler, romanslar, dinsel ve siyasal yapıtlar kaleme alındı O yıllarda bütün kitaplar el yazısı ile çoğaltılıyordu Bu yüzden William Caxton'un 1476'da basım yöntemini Londra'ya getirmesiyle önemli bir adım atılmış oldu Caxton, bilginler için olduğu kadar sıradan okurlar için de kitap basmak istiyordu Bastığı ilk kitaplardan biri de Sir Thomas Malory'nin, Kral Arthur'la ilgili serüvenleri konu alan Arthur' un Ölümü (Morte d'Arthur, 1485) adlı öykü derlemesiydi
14 yüzyıldaki ilginç gelişmelerden biri de İngiliz tiyatrosunun başlamasıydı Bu dönemde şeytanın cennetten kovuluşundan kıyamet gününe kadar insanın başından geçenleri canlandıran bir dizi kısa oyun sahnelendi Bunlara mucize oyunları deniyordu Bir başka oyun türü de kişilerin iyi ve kötü değerleri temsil ettikleri ibret oyunu'y du İbret oyunları içinde en ünlüsü olan Everyman'de (1509-19; "Herhangi Biri"), "ölüm" insanı çağırdığında, yalnızca insanın yaptığı iyilikler onunla birlikte gitmeyi göze alıyordu
Elizabeth Dönemi
RÖNESANS maddesinde anlatıldığı gibi, 15 yüzyıl sonunda İngiltere'ye birçok yeni düşünce girmiş, edebiyat ve sanat kiliseden çok, sarayla bağ kurmaya başlamıştı Uyaksız koşuk ve sone (bak SONE) gibi yeni şiir biçimlerini kullanan, Sir Thomas Wyat ve Surrey Dükü Henry Howard saraylıydılar Bu iki şairin 1557'de Songs and Sonnets ("Şarkılar ve Soneler") ya da Tottel's Miscellany ("Tot-tel'in Derlemesi") başlığıyla basılan şiirleri yeni ve oldukça yaygın bir okur kitlesi bulmuştu Protestanlık'ın doğmasıyla Katolik Kilisesi'nden ayrılma da bu dönemde dindışı konularda oyunlar yazma olanağını yaratmıştı (bak Reform)
1579-1603 arasındaki Elizabeth döneminde yeni görüşlerin etkisi doruğuna ulaştı Bu yıllar İngiliz edebiyatının altın çağı oldu Bu başarının esin kaynağı Kraliçe I Elizabeth ve çevresindeki saraylılardı Kraliçenin kendisi de şiir yazıyor, saray çevresindeki birçok genç de şiirleriyle aşk ve yaşamın tadını sınırsızca çıkarmanın önemini dile getiriyordu Bunlardan biri Sir Philip Sidney'di Aynı zamanda bilgin, diplomat, asker ve saray adamı olan Sidney, 108 sone ve 11 şarkıdan oluşan Astrophel and Stella (1591) adlı şiir dizisinde mutsuz bir aşkı anlatır Çoğu zaman dilde büyük bir müzik duygusuna sahip olduğu ve öbür şairleri etkilediği için "şairlerin şairi" olarak anılan Edmund Spenser de, Sidney'in etkisinde kaldı Spenser ülkesini ve kraliçeyi yüceltmek için yazdığı The Faerie Queen (1590; "Periler Kraliçesi") adlı uzun şiirinde Kral Arthur'la ilgili söylenceleri alegorik bir anlatımla bir araya getirdi
Düzyazı artık Sidney'in Arcadia'sı ve John Lyly'nin özentili ve süslü bir dille kaleme almış olduğu Euphues gibi sevgiyi konu alan öykülerinde kullanılıyordu Ayrıca bir dizi kitapçıkta Londra'nın yeraltı dünyasındaki yasadışı insanlarla ilgili daha gerçekçi öyküler kaleme alındı 1580'ler ve 1590'larda Richard Hakluyt'un, dünyanın çeşitli bölgelerine yolculuklar yapan serüvenci İngiliz denizcileriyle ilgili yazıları da İngiltere'deki okurlar için yepyeni ufuklar açtı
Elizabeth dönemi tiyatrosu çağın coşku ve serüven dolu ruhunu yansıtan bir tiyatroydu Thomas Kyd'in The Spanish Tragedy (1592; "İspanyol Trajedisi") adlı oyunu öç almayla ilgili oyunlar modasını başlattı Christopher Marlovve ise acımasız kahramanlarla ilgili oyunlar yazdı ve uyaksız koşuk dilini trajedi türünün görkemli, müzik tadı veren diline dönüştürdü Onu bu yolda izleyen ve aşan çağdaşı, İngiltere'nin en ünlü, en büyük şair ve oyun yazarı William Shakespeare'di Shakespeare On İkinci Gece (Twelfth Night; 1599-1600) ve Beğendiğiniz Gibi (As You Like it; 1599-1600) adlı romantik komediler, Othello (1604-05), Macbeth (1605-06) ve Kral Lear (King Lear; 1605-06) gibi güçlü trajedilar yazdı Shakespeare, insanların duygularını ve düşüncelerini olağanüstü bir anlayışla yansıttı Arkadaşı Ben Johnson ise çok daha değişik yapıtlarında, yaşadığı topluma karşı çıkarak Volpone (1607) ve The Alchemıst (1610; "Simyacı") adlı oyunlarında insanları kendini beğenmiş, açgözlü ve kolayca alda-nan kimseler olarak gösterdi Buna karşılık, Francis Beaumont ve John Fletcher The Knight of the Burning Testle (1613; "Tutuşmuş Havaneli Şövalyesi") gibi birçok hafif komedi yazdılar
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|