Şengül Şirin
|
Cevap : Atlas Okyanusu
ATLAS okyanusu ya da ATLANTİK okyanusu, dünyadaki büyük okyanuslardan biri, batı yarıkürede; D 'da Avrupa ve Afrika, B 'da Amerika arasında uzanır
Atlas okyanusu, birçok özelliğiyle öbür okyanuslardan farklıdır: Güney Buz de-nizi'ne doğru geniş biçimde açılan güney kesimi dışında, boylam dereceleri arasında çok fazla yayılmaması; iklim ve su özellikleri bakımından büyük çeşitlilik kazanmasına yol açan kuzeyden güneye doğru genişliğinin çok olması (ekvator hizasında D 'ya doğru bir çıkıntı da yapar); dünya okyanuslarının ortalama derinliğiy-le karşılaştırılınca derinliğinin fazla olmaması (4 117 m); kıtaların üçte ikisinin sularını akaçlaması Atlas okyanusu gerçekten, dünyanın en büyük su toplayıcısıdır, çünkü dünyadaki tatlı suların yarısı buraya dökülür; bu nedenle, dünya su dengesinin sağlanmasında önemli rol oynar
• Jeomorfoloji Atlas okyanusu'nun başlıca özelliği dip engebelerinin yalınlığıdır Havzaları iki sıra halinde birbirinden ayıran Atlas okyanusu orta sırtı, Atlas okyanusu bölgelerinin sınırını çizer Sözkonusu sırtta, ağır ağır gelişmekte olan bölgelerin morfoloji özellikleri gözlenir: ortada eksen oluşturan bir vadi, yanlarda doruklar ve kat kat sıralanmış yamaçları oluşturan platolar Su altında 1 500 - 2 000 m arasında yükseltiye ulaşan dorukların üstünde yer yer yanardağ özellikli adalar (izlanda, Asor adaları, Ascension adası, Tristan da Cünha ve Gough adaları) yer alır Atlas okyanusu orta sırtı, kırılma kuşakları aracılığıyla, parçalara ayrılır; bu kuşakların en derinleri havzaların derin bölümleri arasında su alışverişini sağlar Yamaç katı, güçlü yanardağ yapıları ya da yer yer denizaltı dağları kapsayan depremsiz dağlar (kuzey yarıkürede Bermuda adaları ve Cabo Verde; güney yarıkürede Rio Grande sıradağları ve Wal-vis) içerir Enlemesine uzanan denizaltı dağları, kıta aşınmasının yol açtığı türbi-ditlerin sonucu olan derin deniz ovalarının kısmen kapladığı havzaları kuşatır Atlas okyanusu orta sırtı'nın gelişmesi, başlangıçta birbirine yapışık olan eski tabanların parçalanmasına ve birbirlerinden uzaklaşmasına yol açmıştır Kıtaların kayması ve Amerika, Avrasya, Afrika, Antarktika levhalarının büyümesi yavaş yavaş güneyden (Trias) kuzeye (Üçüncü Zaman) doğru ilerlemiştir Atlas okyanusu' nu çevreleyen kıta kenarlarının büyük bölümü edilgen tiptedir En dar kenarlar kalın tortul dizileriyle örtülü eski kalkanların (Afrika, Güney Amerika) üstünde yer alır Birinci Zaman tabanlarının (Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Arjantin) kenarında uzanan kıta kenarları, kıyıların ve iklimlerin çeşitli değişme dönemleri sırasında biçimlenmiş, monoklinal geniş yüzey şekillerinden oluştukları için daha geniştirler (Avrupa ile Kuzey Amerika önünde yüze çıkmış buzul kökenli yüzey şekilleri) Kenarlarında okyanus çukurlarının yer aldığı etkin kenarlar yalnızca Antil ve Scotia ada yaylarını oluşturur
Hidroloji Örtalama olarak dünyadaki öbür okyanuslardan daha sıcak ve daha az tuzlu olan Atlas okyanusu su kütleleri, gelgitler (yarımgün aralıklarla ya da karışık aralıklarla) ile rüzgârların ya da yoğunluk farklarının sonucu olan akıntıların ikili etkisi altındadır Su dolaşımı, iki büyük yüzeysel sistemden oluşur
Tropikal sistem, alizelere bağımlıdır ve sıcaklıkları genellikle 18°C'ı aşan suları taşır Tropikal sistem, başlangıçta, yükselen soğuk suları ağır ağır alçak enlemlere sürüklenen Kanarya ve Benguela akıntılarından oluşur Afrika kıyılarına 1000 km'yi aşkın uzaklığa eriştiklerinde, yeniden ısınan sular, okyanusu baştan sona aşan iki ana dala ayrılır Güney ekvator akıntısı, yolunun sonunda, Sâo Roque burnu açığında, iki kola ayrılır: güneye doğru giden kol ya da Brezilya akıntısı (büyük bir antisiklon çevriminin etkisinde-dir);dahabüyükolanveAntillerdenizi'yle Meksika körfezinin bütün yüzeysel dolaşımlarını besleyen kuzeye doğru giden kol ya da Guyanalar akıntısı Kuzey Ekvator akıntısı, yavaş yavaş kuzeye doğru saparak, Antiller denizi akıntısını oluşturur Suları batıya doğru sürükleyen bu İki ana akıntı arasında bulunan dar kuşak (alizeler burada birbirine yaklaşır) ekvator karşı akıntısı tarafından aşılır; suları Afrika'ya doğru sürükleyen ekvator karşı akıntısı, Afrika yakınlarında Gine akıntısı adını alır Gine akıntısı, Kuzey Ekvator ve Güney Ekvator akıntıları sınırlarının altında bulunan ıraksama akıntıları içinde yükselen suların karşılaştığı bir yakınlaşma çizgisini izleyen geniş bir geri dönüş akın-tısıdır Bu denkleştirici işlevi, güney ekvator ıraksamasının birkaç yüz metre altında akan Lomonosov akıntısı da sağlar
Ilıman kuşak sistem, Amerika kenarında birikmiş tropikal suları Avrupa ve Afrika'ya doğru sürükleyen batı rüzgârlarının büyük ölçüde etkisindedir Yalın ve bölgesel birşemaGüneyAtlas okyanusunun özelliğidir Amerika kıyıları boyunca, Brezilya akıntısının getirdiği tkk sular Falkland akıntısının (Antarktika çevresini dolaşan akıntının kolu olan bu akıntının suları, Arjantin sahanlığı üstünde kuzeye saparken ılıklaşır) sularıyla birbirlerine yaklaşır Karışım sularını alan büyük akıntı bu suları, Güney Afrika'ya ve Hint okyanusu'na kadar ulaştırır Sistemin doğal sınınnı, Antarktika yakınsama«: oluşturur Kuzey Atlas okyanusu'rıdaki dolaşıma, Meksika körfezinden çıkan ve Kuzey Ekvator akıntısından sapan kollarla (Antiller akıntısı, Sargasso akıntısı) büyüyen suların beslediği Gulf Stream egemendir Newfound-land'ın güneyinde başlayan Kuzey Atlas okyanusu akıntısı, yavaş yavaş doğuya (Kanarya akıntısını besleyen Portekiz akıntısı) ve kuzey-doğuya doğru yayılır Dolaşım, gelgitin etkin olduğu Avrupa yarımadası körfezjerine, koylarına ve boğazlarına (Gaskonya körfezi, Kuzey denizi, irlanda denizi, Manş denizi, Baltık denizi) girerken karmaşıklaşır Başlıca geçidin (Faer^eme adaları ile iskoçya arasındaki VVyville-Thomson boğazı) ötesinde, Norveç akıntısı, belli bir ölçüde soğumuş ve tuzu azalmış suları, Kuzey Buz denizi yakınlarına kadar sürükler Kuzey-doğuya doğru, Gulf Stream Kuzey Atlas okyanusu akıntısı ve Norveç akıntısı, Kutup cephesi boyunca, Kuzey Buz denizi'nden Grönland, Baffin ve Labradçr denizlerinden gelen sulara yaklaşır, iki su kütlesi arasındaki çelişki, özellikle Newfound-land'ın güneyinde (cepheye burada "soğuk duvar" adı verilir) belirgindir
Nispeten sıcak ve tuzlu sular taşıyan bu yüzey sistemlerinin altında, Atlas okyanu-su'nun geri kalan bölümünü, ters yönde akan derin deniz akıntıları aşar Bunların "ara" akıntı olarak nitelenen en az derinde olanları, soğuk suların kutup cepheleri boyunca dibe inmesinin sonucudur Daha yoğun oldukları için en derinde olanların kaynağıysa, Grönland'ın, özellikle de Antarktika'nın kenar kesimleridir Kuzeyden güneye doğru ilerleyen bu akıntılar, enlemler arasında canlı bir su alış verişi sağlar ve özellikle batı kenarların eteğindeki diplerin biçimlenmesinde önemli rol oynar
Yaşam Irmakların getirdiği bol besleyici madde, rezürjansın (özellikle Afrika önünde) rolü, su alışverişlerinin yoğunluğu ve gelgitlerin kıta sahanlıklarına getirdiği etkinlik nedeniyle, Atlas okyanusu, yaşamın gelişmesine son derece elverişli koşullar sağlar Plankton zenginliği, canlı bir balıkçılığın çok erken tarihlerde gelişmesine (günümüzde hâlâ, dünyada tutulan toplam balık miktannm yarısı) olanak vermiştir Beş yüz yıldan bu yana kurulmuş olan ticaret yolları ağıysa, Atlas ok-yanusu'nu, birbirini tamamlayan uygarlıklar arasında bağ haline getirmiştir Atlas okyanusu'nun kuzey kesimi kıyılarında, kalabalık nüfuslu ve sanayileşmiş bölgeler yer alır; söz konusu bölgeler arasında, yoğun bir liman ve havalimanı ağı sayesinde, dünyanın en yoğun deniz ve hava ulaşımı sağlanmaktadır
• Deniz savaşları (1914-1918; 1939 -1945) itilaf devletlerinin Birinci Dünya savaşı'nı kazanmalarında temel etmenlerden biri, deniz egemenliğini ele geçirmiş olmalarıydı Her şeyden önce amiral Jellicoe'nun komuta ettiği ingiliz "büyük donanma"smın sağladığı bu egemenlik, denizaltı savaşının ortaya çıkmasıyla yok oldu Almanlar tarafından 1915 şubatında ilk olarak başlatılan ve aynı yıl bir süre ara verilen denizaltı savaşı, 1917 şubatında yoğun biçimde yeniden başlatıldı ve hemen önemli sonuçlar doğurdu (1917 nisanında toplam 871 000 tonluk gemi batırılmıştı), itilaf devletlerinin aldıkları önlemler (gemilerin konvoylar halinde yol alması, denizaltılara karşı savaş), ABD donanmasının katkısı, tersanelerin gelişmesi, alman denizaltılarının yıpranması denizaltıların etkisini azalttı: batırılan gemi tonajı 1917 haziranında 662 000 tona, aralığındaysa 369 000 tona düştü; 1918'deyse ayda 300 000 tonu hiçbir zaman aşmadı
Denizaltı savaşı, Alman genel kurma-yı'nca beklenen sonucu (ingiltere'yi barış görüşmelerine oturmaya zorlamak) vermediği gibi, ABD'nin savaşa katılmasına da yol açtı
1941-1944 Atlas okyanusu savaşı Müttefikler için çok daha güç koşullar altında gerçekleşti Almanlar, Kuzey burnundan İspanya'ya kadar Avrupa'nın bütün deniz cephesini tutcular ve alman denizaltılarının harekât alanlarının genişliği, ABD kıyıları açıklarına varmalarını sağladı 1942 yılı, Müttefikler için özellikle tehlikeli oldu: 7 800 000 tonluk müttefik gemisi (6 milyonu U-Boot'lar tarafından) batırMdı Tersanelerin üretimi, bu kayıpları güçlükle karşılıyordu
1943 nisanında, durumda ani bir değişiklik oldu: dört motorlu Uberator uçakları artık, Kuzey Atlas okyanusu hava örtüsünü tam anlamıyla kurmuştu; refakat gemilerinin ve deniz uçaklarının santimet-rik radarı, U-Boot'ların Metox aygıtınca artık algılanamıyordu O tarihten sonra U-Boot'lar büyük kayıplar verdilerse de, şnorkel'in kullanılmaya başlaması ve elektrikle çalışacak bir denizaltının denenmesi, Sovyetler'in ve Avrupa'da savaşmakta olan Müttefik kuvvetlerinin desteklenmesi için temel koşul olan Atlas okyanusu egemenliğini, 1945 yılına kadar hep alman tehdidi altında tuttu Beş yıl içinde 680 Alman U-Boot'u ve 14 Mt'luk Müttefik gemisi batmış, ama 268 Mt araç gereç ve 4 milyon asker taşıyan 75 000 gemi, Atlas okyanusunu aşmıştı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|