Yalnız Mesajı Göster

Cevap : 2. Dünya Savaşı (1939 - 1945)

Eski 09-13-2010   #5
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : 2. Dünya Savaşı (1939 - 1945)



• Türkiye'nin tutumu

Türkiye İkinci Dünya savaşı boyunca barışçı tarafsızlığını sürdürdü; dengeli bir dış siyasetle savaş dışında kalmayı başardı, italya'nın nisan 1939'da Arnavutluk'a saldırmasıyla savaş tehdidi gündeme geldi Türkiye, olası bir saldırıya karşı ingiltere'den güvence aradı ingiltere (12 mayıs) ve Fransa ile (23 haziran) ileride yapılacak bir bağlagrtıa antlaşması için bildiriler yayımlandı Bubildirileri iyi karşılayan Sovyetler Birliği, 23 ağustos 1939'da Almanya ile saldırmazlık paktı imzalayınca Türkiye zor durumda kaldı Dışişleri bakanı Şükrü Saraçoğlu başkanlığında Moskova'ya giden türk kurulundan Sovyetler, Boğazlar'ın ortaklaşa savunulmasını ve Montreux sözleşmesi'nın değiştirilerek Boğazlar'ın,Karadeniz'de sahili olmayan ülkelerin savaş gemilerine kapatılmasını istediler Du istekler karşısında bir uyuşma sağlanamadı 19 ekim 1939'da, ingiltere ve Fransa ile Ankara'da bağlaşma antlaşması imzalandı

Bu antlaşmaya göre, savaş Akdeniz'e yayılırsa Türkiye, ingiltere ve Fransaya yardım edecek, Türkiye saldırıya uğrarsa İngiltere ve Fransa yardımına koşacaklardı Türkiye, antlaşmadan doğan yükümlülüklerinin kendisini Sovyetler Birliği ile savaşa sürüklemeyeceği konusunda bir çekince de ekledi Savaş, 1940'da italya' nın katılmasıyla Akdeniz'e atladı ama İngiltere, bu aşamada Türkiye'nin savaşa katılmasını uygun bulmadı Türkiye de savaşa girmek niyetinde değildi Ocak 1941' den sonra alman orduları Balkanlar'a saldırınca ingilizler Türkiye'nin de savaşa katılmasını istemeye başladılar Balkanlar'ı ele geçiren Almanya, Sovyetler'e karşı açacağı savaş için güney cephesini korumak üzere, Türkiye'ye saldırmazlık paktı önerdi Pakt 18 haziran 1941'de imzalandı Avrupa'da alman yayılması, Türkiye' deki ırkçı ve turancı akımları güçlendirdi

Alman propagandasının da desteğiyle İngilizler'in, Sovyetler'e Boğazlar üzerinde birtakım haklar tanıyacağı ileri sürüldü 22 haziran 1941'de Almanya'nın Sovyetler'e saldırması Türkiye'yi rahatlattı Sovyetler, ingiltere ile birlikte Türkiye'ye bir ortak nota vererek Montreux sözleşmesi'ne ve Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygı gösterecekleri konusunda güvence verdiler (10 ağustos 1941) Almanya, Türkiye'den krom almak için girişimde bulundu, ingiltere'ye satılmakta olan kromun 90 bin tonunun Almanya'ya satılmasına karar verildi Stratejik bir hammadde olan kromun Almanlar'a satışına ingiltere fazla tepki göstermemeyi yeğledi Sovyetler'se tepkilerini savaş sonrasına kadar dile getirmediler ABD, bu satışa şiddetle karşı çıktı, Türkiye'ye yaptığı silah yardımını bir süre kesti Ancak ABD başkanı Roosevelt'ln, Türkiye savunmasının, ABD savunması bakımından önemli olduğunu belirtmesi üzerine Türkiye'nin de "Ödünç verme ve kiralama kanunu"ndan yararlanmasına izin verildi

Savaşın Almanya aleyhine dönmesinden sonra, 1943 ilkbaharında, müttefik devletler Türkiye'yi Almanya'ya karşı savaşa sokma girişimlerine hız verdiler, ingiltere başbakanı Churchill Adana'ya gelerek Cumhurbaşkanı inönü ile buluştu Ona Müttefikler'in isteklerini iletti ( -> Adana buluşmasi) Türk ordusuna araç ve gereç verileceğini söyledi, inönü ordunun savaşa hazır olmadığını, Almanya ile savaş halinde Bulgaristan'dan ve Ege adalarından saldıracak alman ordularının Boğazlar'ı ele geçirebileceğini ileri sürdü Savaştan sonra Sovyetlerin emperyalist bir devlet durumuna geleceği, Balkanlar' ın komünistleşeceği konusunda Chur-chill'i uyardı (30 ocak 1943) italya'nın yenilerek savaş dışı kalmasından sonra Türkiye'ye savaşa girmesi için yapılan baskılar daha da arttı Ancak Québec konferansı'nda (17 ağustos) bir araya gelen Roosevelt ve Churchill, Türkiye'nin henüz savaşa giremeyecek durumda olduğunu kabul ettiler ve bu görüşlerini, Türkiye'nin savaşa girmesini isteyen Stalin'e karşı Moskova toplantısında savundular

Türkiye I Kahire konferansı'nda ingiltere' nin üs istemlerini geri çevirdi (5-6 kasım) Tahran doruk toplantısı'nda tarafların tutumu değişti Balkanlar'ın, İlerleyen Sovyet ordularının denetimine geçmesini istemeyen Churchill, bu kez Türkiye'nin savaşa katılması yönünde görüş belirtirken, Sovyetler bunu onayladı, ama Balkanlar' ın güneyinden alman ordularına saldırması düşünülen türk ordusuna, uçak filoları ve asker desteği verilmesine karşı çıktı Kahire'de buluşan (3 aralık 1943) Roosevelt ve Churchill, inönü'yü de davet ederek ondan Türkiye'nin savaşa katılmasını istediler, inönü, Balkanlar'daki alman ordularının gücünden söz ederek bu ordunun kısa sürede Trakya ve Boğazlar'ı alacağını, bu durumdan da, bölgeye daha sonra "kurtarıcı" olarak gelecjk, Sovyetler' in yararlanacağını anlattı

Türk ordusu yeterince donatılırsa savaşa girebileceklerini söyledi Türkiye'nin istediği araç ve gereç çok fazla bulundu Bu araçların tesliminin çok süre alacağı, Türkiye' nin vakit kazanmak istediği öne sürüldü Türkiye'ye yardım tümüyle kesildi Bazı alman savaş gemilerinin Boğazlar'dan sivil gemi gibi geçmesi olayı da (haziran 1944) Müttefikler ile ilişkileri olumsuz etkiledi Dışişleri bakanı Numan Menemen-cioğlu istifa etmek durumunda kaldı Müttefiklerin eleştirilerine konu olan Almanya'ya krom satışı, ticaret anlaşmasının süresinin dolmasıyla, sona erdi Müttefikler' in Normandiya çıkarmasıyla "ikinci cep-he"yi açmalarından sonra, 2 ağustos 1944'te Almanya ile ilişkiler kesildi

Bunu 6 ocak 1945'te Japonya ile ticari ve siyasi ilişkilerin kesilmesi izledi Şubat 1945'te toplanan Yalta Konferansı'nda Sovyetler Birliği, Montreux sözleşmesi'nin değiştirilmesini istediğini belirtti; ancak nasıl bir değişiklik istediğini savaştan sonra toplanan Potsdam konferansı'nda açıklayacaktı Yalta konferansı'nda, yeni kurulacak bir uluslararası örgüt için San Francisco'da bir toplantı yapılması ve bu kurucular toplantısına yalnız Almanya'ya savaş ilan etmiş ülkelerin katılması kararı alındı Bunun üzerine Türkiye 23 şubat 1945'te, teslimin olmasından (7 mayıs) kırk üç gün önce Almanya'ya savaş ilan etti ve San Francisco konferansı'na resmen çağrıldı; Birleşmiş Milletler örgütü kurucu üyeleri arasında yer aldı Türkiye böylece, altı yıl süren ve İnsanlığa çok pahalıya mal olan yıkıcı bir savaşın dışında kalmayı başarmış oldu

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla