| 
Şengül Şirin  | 
				  İleri 
 
            ileri  a (esk  türkç  il-gerü)   
 1
  Herhangi bir yere göre daha önde olan yer:  Sehpayı biraz ileriye al  Çiti on metre ileriye çekmek   
 —2
  Bir şeyin  devamı: Yol ilerde düzeliyor  Caddenin ilerisi trafiğe kapatılmış   
 —3
  Gelecek: Yatırım yaparken ileriyi düşünmek   
 —4
  ileride, ilerde, bir  yarışmada, bir gelişme sürecinde vb  normal kabul edilen zamandan önde:  Yaşıtlarından iki yıl ilerde olan bir öğrenci   
 —5
  Çağın, dönemin  ilerisinde, zamanını, çağını, öncü düşünceleri, yaşam biçimi vb  ile  aşmış olan: Çağının ilerisinde bir insan   
 —6
  İleri gelenler, bir  toplulukta saygınlığı olan, sözü dinlenir kimseler: Akşamları köyün  ileri gelenleri bu odada toplanırdı  | (Bir şeyin) ilerisine gitmek, o  şeyin inceliklerine, ayrıntılarına yönelmek  
 || (Bir işin) ilerisine gitmek, o işi  sonuna kadar götürmek
  
 || ilerisini gerisini (önünü ardını)  hesaplamamak, düşünmemek, bir girişiminde, sözün ya da davranışın nereye  varacağını, nasıl sonuçlanacağını, nelere yol açacağını, düşünmeden  sakınım-sız davranmak
  
 || ileriyi görmek -
 
 —Reklamc
  ileriye dönük, geleceğe yönelik olan, geleceği önceden  tasarlayabi-len İçin denir: ileriye dönük piyasa araştırması  
 || ileriye  dönük denek, bir sondaj soruşturması çerçevesinde soru sorulmak üzere  seçilmiş belirli kişi
  
 Saatç ileri alma bir bir pandülün frekansını artırmak için raketin  yerini belirli bir yönde değiştirme
   
 —Bir zaman aygıtının daha hızlı  çalışması için düzenleyici organın (balans, sarkaç, kuvars) frekansını  artırma
  
 —Geri kalmış bir zaman aygıtını ayarlamak için rezonatörün  frekansını düzenleyen organa uygulanacak her tür işlem
   
 —Spor
  İleri  oyuncusu - FORVET  
 || ileri üçlü, FORVET HATTI'nın eşanlamlısı
  
 
 ♦    sıf
  1  Belli bir sürede gerçekleşmesi gereken gelişmeden daha  fazlasını gösteren: Yaşıtlarına göre oldukça ileri  Programa göre epey  ileriyiz  
 —2
  Herhangi bir alanda bir başkasından üstün, önde olan: O  yabancı dilde benden ileridir  Ben babamdan ileriyim, çocuklarım da  benden ileri olacak   
 —3
  Düşünceleri, yaşam biçimi vb  ile benzerlerinin  ya da zamanının ilerisinde olan kimsenin kafa yapısı İçin kullanılır:  ileri düşünceli bir genç  
 —4
  (Bir şeyde) ileri, herhangi bir alanda  gelişmiş, önde gelen ülke, toplum, topluluk vb  için kullanılır:  Endüstride ileri ülkeler  Demokraside ileri uluslar   
 —5
  Daha sonraki  bir dönemi, aşamayı belirtir: ileri bir yaştaydı  Düğün ileri bir tarihe  ertelendi  O benden ileri sınıftaydı   
 —6
  Gerçek zamandan sonraki  zamanı gösteren saat için kullanılır: Saatin on dakika ileri   
 —7
  Önde  bulunan şey için kullanılır: ileri karakol, ileri hat  —Ask
  ileri direnek noktası -> DİRENEK  || ileri karakol, bir harekât  sırasında, uzun süre durmak zorunda kalan birliklerin yerleştiği  ordugâhın düşmanın baskınına, keşif ve gözetlemesine karşı güvenliğini  sağlamak amacıyla belirli bir uzaklığa kadar çıkartılan birliklere  verilen ad  || İleri mevziler, savunma mevzisinde yaklaşan düşmanı  mevzinin ilerisinde yayılmaya zorlamak ve kayıp vermesini sağlamak  amacıyla asıl muharebe hattının ilerisine çıkartılan emniyet kuvveti  (Bk  ansikl  böl  )|| ileri savunma bölgesi, asıl savunma bölgesinden  önde, İleride görevli birliklerin bulunduğu bölgeye verilen ad  || ileri  savunma mevzisi, oynak savunma harekâtında görevli birliklerin, düşman  saldırısını bildirmek, onların ileri hareketine engel olmak amacıyla  yararlanılan, direnme adacıkları ve gözetleme noktalarından oluşan özel  mevzi düzenine verilen ad  || Muharebe ileri karakolu, bir savunma  bölgesinde asıl muharebe hattı ilerisine çıkarılan emniyet kuvvetleri  (Bu kuvvetlerden düşman hakkında bilgi elde etmek, dost kuvvetleri  baskından korumak, düşmanı yanıltmak İçin yararlanılır  ) 
 —Soğut
  san  İleri soğutma, besin maddesini donma noktasına yakın bir sıcaklığa değin soğutma  (Eşanl  SÜPERSOĞUT-MA  ) be
   
 1
  ileriye doğru: Üç adım ileri gel   
 —2
  ileri almak, sözkonusu bir klmseyse, öne almak, daha İyi bir yere  geçirmek; sa-atse, bulunulan saate göre daha sonraki bir saati  göstermesini sağlamak   || ileri atılmak, çıkmak, öne doğru fırlamak
   
 || ileri geçmek, öne  geçmek; üstün bir makama gelmek
   
 || (Bir şeyden) ileri gelmek, bir şeyin  etkisiyle oluşmak, o şeyden kaynaklanmak, ona bağlı olmak: İşsizlikten  ileri gelen sorunlar çok yönlüdür
   
 || ileri geri konuşmak, ileri geri  laf etmek, söylemek, uygunsuz, kırıcı ve incitici biçimde konuşmak
   
 ||  ileri gitmek, bir iş ya da girişimde ölçüyü kaçırmak, söz ve davranışta  alışılmışın dışına çıkmak: İleri gittiğinizin farkında mısınız?; saat  sözkonusuysa, daha sonraki bir zamanı göstermek: Saatim ileri gidiyor
  Bu saat dakikada on saniye ileri gidiyor  
 || ileri götürmek, bir durumda  ya da davranışta ölçüyü aşmak: Şakayı ileri götürdün mü sonu böyle olur  işte
   
 || Bir şeyi ileri sürmek, onu bulunduğu yerden öne doğru  yürütmek: Taşını iki hane ileri sürmek
  
 || Bir düşünce, bir görüş, bir  varsayım vb
  ileri sürmek, onu kanıt olarak göstermek, önermek, öne  sürmek, iddia etmek: Toplantıda birtakım görüşler ileri sürülür, sonra  bunlar tartışılırdı  Yakında savaş (jikacağını ileri sürdü  ♦ ün)
  Kararlı bir biçimde ilerlemeyi buyuran söz: ileri, marş! 
 —ansikl
  Ask  ileri mevziler  Düşmanı asıl savunma mevzisinin yeri  hakkında yanıltmak, gerideki kuvvetlerin hazırlanabllmeleri İçin zaman  kazandırmak amacıyla oluşturulur  Ayrıca, daha ileri çıkartılan örtme  birliklerinin çekilmelerini desteklemek de bunların görevleri  arasındadır  İleri mevzilerin kuvvet miktarı ve yerleşecekleri yer (asıl  muharebe hattına 5-10 km uzaklıktadır) ilgili komutanlıkça belirlenir  Görevlerini çoğu kez oyalama muharebesi biçiminde yapacaklarından  mekanize piyade ve zırhlı birliklerle istihkâm birliklerinden  oluşturulurlar ve topçu ateşiyle desteklenirler   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   |