Şengül Şirin
|
Cevap : Halk
Batı'da ilk şarkı, anlatı ve efsane derlemeleri, XVIII yy 'da, daha sonra Grlmm kardeşler tarafından XIX yy 'ın başında yapıldı XIX yy 'ın büyük ulusal uyanış hareketinin çağdaşları olan romantikler, halk sanatlarının keşfedilmesinde ve değerlendirilmesinde etkin bir rol oynadılar Bilimdeki gelişmelerin ve sanayileşmenin, zanaat ve imalat ürünlerini olumsuz yönde etkilediği bu dönemde, ilk tarihçiler ve folklorcular sayılan araştırmacılar, kimi zaman kamu güçlerinin de desteğiyle, geçmişin anlatım ve uygulamalarını korumaya ve halk sanatları ürünlerini yeniden değerlendirmeye çalıştılar XIX yy 'ın ikinci yarısı boyunca, çeşitli ülkelerde yürütülen derlemeler, büyük eşya koleksiyonlarını bir araya getirme olanağı sağladı
Tarihin değişik dönemlerinde yaşamış çeşitli halkların yaşama biçimlerini olabildiğince doğru yansıtan ilk etnografya ve halk sanatı müzeleri, böylece oluştu Danimarka' da 1881'de kurulan Dansk Folkemuseum' dan sonra isveç'te açılan Skansen açık-hava müzesi (1891) ve Norveç Norsk Folkemuseum (1894) bu anlayışın ürünüydü, ilk Halk sanatları uluslararası kongresi 1928'de Prag'da toplandı 1937'de Paris' te Halk sanatları ve gelenekleri ulusal müzesi kuruldu Daha sonraki yıllarda halk sanatları, önceden kurulmuş müzelerdeki uzmanlaşmış bölümlerin ya da özerk kuruluşların konusu oldu Böylece çağımız müzeleri, XVIII yy 'da, özellikle de XIX yy başında gelişip serpilen kırsal kültürün tanıklarını barındıran kurumlar oldular

Batı'da halk sanatlarına ilginin XVIII yy sonundan başlayıp XIX yy 'da yoğunlaşmasına ve bu alanda çeşitli araştırma ve derleme çalışmalarının yapılmasına karşın Türkiye'de bu konudaki ilk sistemli çalışmalar Cumhuriyet döneminden sonra başladı Bundan önceki dönemlerde yerli ve yabancı bazı yazar ve araştırmacıların yaptığı çalışmalar, daha çok birer dil araştırması ve sözlü halk edebiyatı derlemesi niteliğindeydi Dağınık ve kişisel olan bu çalışmalar, Cumhuriyet döneminden sonra daha sistemli bir biçimde ele alındı ve değerlendirildi
Türkiye'de halk sanatlarına ilişkin ilk derleme halk müziği alanında yapıldı (1926) istanbul Belediye kon-servatuvarı tarafından başlatılan ve 1929'a değin süren bu ilk derleme gezilerinde Anadolu'nun çeşitli yörelerinden alınan çok sayıda türkü notaya geçirildi Birkaç yıl aradan sonra 1932'de Halkbilgisi der-neği'nin de katılımıyla geziler tekrar başlatıldı 1936'da Adnan Saygun ve Bela Bartok istanbul, Ankara ve Adana yöresi türkülerini notaya geçirdiler
Bundan sonra derleme çalışmaları 1936'da kurulan Ankara Devlet konservatuvarı'nca yürütülmeye başlandı 1937-1952 yılları arasında düzenlenen derleme gezilerinde 10 000'i aşkın türkü notaya geçirildi, halk müziği araçları araştırıldı ve toplandı, halk oyunları giysilerine ilişkin zengin bir görsel malzeme oluşturuldu Derleme çalışmaları 1957-1968 yılları arasında Milli kütüphane müzik bölümü'nce yürütüldü ve arşiv-lendi Bunun yanı sıra 1961, 1967 ve 1971 yıllarında TRT adına da derleme gezileri yapıldı
Türk halk sanatlarının araştırılması ve tanıtılmasında en etkili kuruluşlardan biri de 1932'de kurulan Halkevleri oldu Halkevleri'nin köycülük kolları aracılığıyla düzenlenen gezilerden elde edilen etnog-rafik malzeme, çeşitli zamanlarda sergilendi ve yayımlandı Halkevleri'nin giderek artan şubeleri sayesinde bu çalışmalar yurt çapında yaygınlaştı 1950'den sonra köye yönelik bir akım başladı ve ilkin edebiyatta dikkati çeken bu eğilim giderek yaygınlaştı 1955'te Türk halk sanatları ve ananelerini tetkik cemiyeti kuruldu Daha sonra Türk folklor araştırmaları kurumu adını alan kuruluş, halk sanatlarının araştırılması, tanıtılması ve derlenmesi amacıyla çalışmalar yaptı Bu dönemde sayıları giderek artan halkbilim dernekleri, daha çok halk dansları ve türküleri alanında çalışmalarını yoğunlaştırdılar Bugün Kültür ve turizm bakanlığı'na bağlı olan Milli folklor araştırmaları dairesi ile üniversitelerin ilgili bölümlerinin yaptığı yerinde derlemeler, yayımlar ve düzenlenen seminerler, halk sanatlarının tanıtımına katkıda bulundu, ilki 1930'da kurulan Etnografya müzeleri de halk sanatlarına ilginin artmasında önemli bir etken oldu
Bugün Anadolu'nun birçok ilinde bulunan etnografya ve arkeoloji müzeleri, türk halkının Anadolu öncesi ve sonrası yaşamına, ürettiği ve kullandığı araç gerece ilişkin pek çok malzeme içermektedir Top-kapı sarayı müzesi'nde türk el dokumacılığı, yazmacılık, işlemecilik, kuyumculuk, minyatür sanatı, çömlekçilik, saatçilik, cam işçiliği vb halk sanatlarına ilişkin birçok konuda zengin malzeme bulunmaktadır istanbul Belediye müzesi'nde eski türk seyirlik oyunlarına ilişkin çeşitli görsel malzeme, araç gereç, karagöz ve kukla oyunu figürleri sergilenmektedir
Aynı müzede bir de çalgı koleksiyonu vardır, istanbul'da Türk ve islam eserleri müzesi olarak düzenlenen ibrahim Paşa sarayı'n-da islamlık öncesi ve sonrası dönemlere ilişkin çeşitli etnografik malzeme bulunmakta, çeşitli müzelerde türk halk sanatlarının önemli bir kolunu oluşturan halı ve kilimler sergilenmektedir Sayıları giderek artan etnografya müzelerinde, her türden halk sanatları ürünlerinin yanı sıra geleneksel giyim biçimleri ve çeşitli etnografik malzeme yer almaktadır Ayrıca birçok yerde geleneksel türk evleri müze olarak düzenlenmekte ve geleneksel yaşama biçimi, yerleşme düzeni ve çeşitli halk sanatları konusunda fikir vermektedir Bunların yanı sıra çeşitli geleneksel halk sanatları ürünlerinden oluşan birçok özel koleksiyon da vardır
Birçok batılı ülkede XIX yy sonlarında başlayan sanayi devrimi ve kırdan kente göç olgusu, halk kültürü ve dolayısıyla halk sanatları üzerinde etkili oldu ve halk sanatı ürünlerinin özgünlüklerini yitirmesi sonucunu doğurdu Türkiye'de özellikle 1950'den sonra yoğunlaşan kırdan kente göç, halk sanatları üzerinde aynı olumsuz etkiyi yaptıysa da gelenekselliğini koruyan yörelerde halk sanatı ürünleri günümüzde de yaşatılmaktadır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|