Şengül Şirin
|
Halk
HALK a (ar halk)
1 Toplum olarak aynı toprak üzerinde yaşayan ve kültürel bağlarla, politik kurumlarla birleşmiş insanlar bütünü: Türk halkı Fransız halkı Küba halkı
—2 Kökenleri, yaşama biçimleri, dilleri ya da kültürleriyle birbirlerine bağlanmış olan topluluk: Yahudi halkının dağılması Filistin halkının çektiği acılar Göçebe halk Müslüman, hıristiyan, bu-dist halk
—3 Yaşadıkları bölgeye göre tanımlanan insanlar bütünü: Köy halkı Kent halkı Mahalle halkı
—4 Bir yerdeki kalabalık insan topluluğu: Olay yerine toplanan halkı polis zorla dağıttı
—5 Yöneticilere göre, bir ülkede yaşayan vatandaşlar bütünü: Halk tarafından seçilmiş olmak Halktan güç alan bir politikacı Halk seçimlere büyük ilgi gösterdi
—6 Özellikle toplumsal, kültürel vb düzeyleriyle genelden ayrılan gruplara ya da yönetici sınıflara, kentsoylulara karşıt olarak toplumun büyük çoğunluğu: Halktan kopuk bir sanat Halk ağzı Halk çocuğu Halk arasından çıkmış biri
—7 Herkes; âlem: Halka açık plaj
—8 Halk adamı, halkın arasından çıkmış ya da halkı seven, halka kendini sevdirmiş kimseler için kullanılır
|| Halka dönük, halkın yararına olan; halka seslenen, halk için olan, halkın anlayacağı şeyler için kullanılır: Halka dönük girişimler
|| Halk günü, halk matinesi, sinema, tiyatro, gazino vb yerlerde ucuz tarife uygulanan gün
|| Halka inmek, halkın anlayış ve düşünüş düzeyine yaklaşmak
|| Halka verir talkını, kendi yutar salkımı, verdiği öğüdü tutmayan kimselerin bu yönünü vurgulamak için söylenir —Anayas huk Halk oylaması -> HALKOYLAMASI
—Dilbil Halk dili, konuşma dilinde kullanılan, ancak yazı diline ve daha biçimsel nitelikli sözlü bildirişime uygun olmayan sözcük, anlam ya da tümcelere yer veren dil (Argo terimlerle tabu sözcükler de bu dilin kapsamına girer )
|| Halk dili, halk ağzı, (yazılı ya da yazınsal bir biçime karşıt olarak) halkın bütünü tarafından kullanılan dil biçimi
|| Halk kullanımı ya da halk ağzı, tarihsel dilbilimde başka bir dilden yapılan alıntıyla değil de, ses değişimiyle oluşan sözcüklere verilen ad Bu biçimin karşıtı bilimsel biçimdir (Örneğin evlendirmek sözcüğü halk ağzında evermek biçimini alır )
|| Halk latincesi, Roma imparatorluğunu oluşturan ülkelerde konuşulan ve çeşitli roman dillerinin türediği latinee
—Ed Halk edebiyatı, halk arasında gelişen ve dil, vezin (hece vezni), nazım biçimi (dörtlükler), kafiye (çoğunlukla yarım kafiye) bakımlarından islamlıktan önceki türk edebiyatı geleneklerini sürdüren sözlü edebiyat
|| Halk hikâyesi, türk halk edebiyatında âşıkların anlattığı Köroğlu, Kerem ile Aslı gibi kahramanlık ya da aşk konularını ele alan ürünlere verilen ad (Bk ansikl böl )
|| Halk ozanı - OZAN || Halk romanı, sanat değeri taşımayan serüven, aşk konularına geniş yer veren, duygulara seslenen roman türü (Örn E M Kara-kurt, M Alevok, Kerime Nadir, Peride Celal vb 'nin yapıtları ) [Eşanl PİYASA ROMANI ]
—Eğit Halk eğitimi, yetişkin yurttaşların çalışma güçlerini artırmak, yaşayış düzeylerini yükseltmek, ulusal ve insancıl değerlerini geliştirmek amacıyla düzenlenip yürütülen planlı, örgütlü ve sürekli eğitim çalışmalarının bütünü (Bk ansikl böl )
—Esk Rom Halk meclisi, lat comitium (çoğl comitia), yasama gücüne, adli ve dinsel alanlarda çeşitli ayrıcalıklara ve yüksek memurları seçme hakkına sahip topluluk (Bk ansikl böl )
—Folk Halk oyunları, halk arasında günlük yaşamdan kaynaklanan kimi olaylara, dinsel inanışlara, doğal etkilenmelere, bir geleneğe ya da örgütlenme biçimine bağlı olarak oluşturulan ve eğlenme amacıyla ya da özel günlerde sergilenen danslar
—Halk arasında hoşça vakit geçirmek amacıyla düzenlenen eğlendirici ve şaşırtıcı seyirlik oyunlar (kukla, karagöz, ortaoyunu vb ), danslar (zeybek, halay, bar vb ), dikkat ve raslantıya dayanan yarışma oyunları (dama, fincan, yüzük vb ), çocuk oyunları ve sporların (cirit vb ) genel adı (Halk oyunları sözü günümüzde yalnızca halk dansları anlamında kullanılmaktadır ) [Bk ansikl bö\ ]\\Halksanatları, bir toplumsal grubun, egemen toplumsal sınıfların estetiğini açıkça benimsemeden gerçekleştirdiği yararcı ya da süsle-yici nesneler bütünü; etnik bir grup tarafından gerçekleştirilen günlük, yararcı, tö-rensel ya da dinsel maddi nesneler (Bk ansikl böl ) || Halk takvimi, özellikle geleneksel tür tarım ve hayvancılıkla uğraşan kırsal kesimde doğaya ilişkin gözlem ve deneyimler sonucu oluşturulmuş takvim; gün bilgisi (Çoban hesabı da denir ) [Bk ansikl böl ]
—Huk Ülke (toprak) ve siyasal örgütlenme unsurlarıyla birlikte, devleti oluşturan üç kurucu unsurdan biri olan nüfus öğesi (Demokrasilerde egemenlik hakkı, sosyolojik bir kavram olan "halk"a ya da bir hukuki soyutlama olarak "ulus"a [millet] aittir Böylece egemenlik yetkisi alanında başlıca iki kuram oluşmuştur Halk egemenliği kuramına göre, halkı oluşturan bireylerin her biri egemenlik hakkı ya da yetkisinin bir parçasının da sahibi sayılır Ulusal egemenlik kuramına göre ise bu yetki, "ulus" adı verilen toplumun oluşturduğu bölünmez ve soyut bütüne aittir )
—Kütüphanecilik Halk kütüphaneleri -> KÜTÜPHANE
—Telekom Halk bandı, özel ve tüzel kişilerin her tür iletişim gereksinimlerinde, can ve mal güvenliği sağlamada, model araçlarla her tür oyuncakların uzaktan kumandasında kullanılan 27 MHz dolayında frekans bandı
—Bu tür iletişimde kullanılan donanımın kendisi (Yaygın olarak CB simgesi [ing CİTİZEN BAND'ın kısaltması] kullanılır ) [Bk ansikl böl ]
—Tic Halka açık şirket, küçük tasarruf sahiplerinin, şirkete kattıkları fonları sermaye birikimine dönüştürmeye yönelik anonim ortaklık ("Halka açık şirket" kavramı, hisse senetleri piyasaya sürülmeyen, halkın tasarruflarını kullanmayan sınırlı ortaklı anonim şirketlerin karşıtı olarak ortaya atılmıştır )
—fiyat Halk tiyatrosu, genellikle seyirciyi eğlendirmeyi, güldürmeyi amaçlayan, içeriğe ve estetik niteliğe fazla önem vermeyen tiyatro türü (Bir başka anlamda, halkın büyük bölümünün beklentileri doğrultusunda günlük olayları, güncel sorunları ve tipleri ele alan, abartmalı kişileştirme ve davranışlarla sergilenen tiyatro Abdür-rezzak Abdi Efendi, Kavuklu Hamdi, Naşit Özcan, ismail Dümbüllü halk tiyatrosunun usta sanatçılarıdır ) || Halk tiyatrosu, Cumhuriyet dönemindeki bazı özel tiyatro topluluklarının adı (Bk ansikl böl )
—Topbil Toplumun gelir düzeyi en düşük sınıfından olanların tümü, özellikle de, dar gelirli ve hiçbir taşınır ya da taşınmaz mal varlığı olmayanlar
—ANSİKL Ed • Halk edebiyatı, ortak halk edebiyatı ürünleriyle âşıkların, tekke şairlerinin meydana getirdiği ürünleri kapsar Ortak halk edebiyatı kimin tarafından meydana getirildiği belli olmayan, halkın ortak malı bir edebiyattır Başlıca verimleri mani, türkü, destan, masal, halk hikâyesi, karagöz, ortaoyunu, vb 'dir Sanatçısı belli halk edebiyatı kimin tarafından meydana getirildiği bilinen bir edebiyattır "Âşık edebiyatı" ve "halk tasavvuf edebiyatı" diye iki koldan yürümüştür Âşık edebiyatı, dindışı konuları işleyen ve âşık denen saz şairleri tarafından söylenen edebiyattır Kasabalarda, şehirlerde ve yeniçeri ocaklarında gelişmiştir Bu edebiyatta XVI ve XVII yy 'lardan bu yana, islam uygarlığının etkisiyle, yabancı sözcüklere ve yabancı dil kurallarına da yer verilmiştir Bu edebiyatın başlıca şiir türleri güzelleme, taşlama, koçaklama, ağıt, vb 'dir (-> ÂŞIK EDEBİYATI ) Halk tasavvuf edebiyatı ise, tasavvuf konusunu işleyen bir edebiyattır; tekkelerde gelişmiştir Konu ve dil bakımından islam uygarlığı etkisi altındadır Bu edebiyatın başlıca şiir türleri ilahi, nefes, deme, vb 'dir (-> TEKKE EDEBİYATI )
• Halk hikâyesi Yeniçağ'da destanın yerini alan halk hikâyesi, Anadolu'da, XVI yy 'dan bu yana sözlü halk geleneğinde sürüp gelmektedir Hikâyeci - âşıkların kahvelerde, köy odalarında, düğün toplantılarında söylediği bu hikâyelerde dış düşmanla savaşlar değil; toplum içi ilişkiler ele alınır, bireylerin ya da toplum katlarının birbiriyle çatışmaları anlatılır Bunlarda olağanüstü öğeler azalmış; kişiler ve olaylar doğal boyutlara indirilmeye başlanmıştır Bu hikâyelerde olaylar nesirle anlatılır; aralara serpiştirilen türküler sazla çağrılır
Halk hikâyeleri, uzunlukları bakımından iki kümeye ayrılır:
a Bir tek olay çevresinde örülmüş, yapısı basit, kısa hikâyeler Bir oturumda, bir iki saatlik bir süre içinde anlatılır (Bunlar, hikâye niteliği göstermektedir )
b Kişilerin sayısı çok olan, çeşitli olayların birbirine örülmesiyle oluşan, kahramanların hayatlarından uzunca bir süreyi içeren uzun hikâyeler Birkaç saatlik oturumlarla, 5-7 gece sürebilir (Bunlar, roman niteliği göstermektedir )
Halk hikâyeleri, konuları bakımından da iki kümeye ayrılır:
a Aşk hikâyeleri; bunlarda, birbirlerini sevip de bir türlü kavuşamayan sevgililerin başlarından geçenler (Tahir ile Zühre, Arzu ile Karıber, Elif ile Mahmut, Asuman ile Zeycan, vb ); bir de, gerçekten yaşamış olan, ya da yaşamış olduklarına inanılan âşıkların (saz ozanlarının) aşk serüvenleri (Âşık Garip, Kerem ile Aslı, Emrah ile Selvi Han, Sümmanî ile Gülperi, vb ) anlatılır
b Kahramanlık hikâyeleri: bunlarda, kahramanlık konuları işlenir (Köroğlu, Kir-manşah, vb )

—Eğit Halk eğitimine, türk toplumlarında, hemen her dönemde yer verildi Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar'ın tanrıları ve ölüleri için düzenledikleri dinsel törenler, türk beylerinin verdikleri şölenler, av eğlenceleri temelde birer eğitim öğesidir Selçuklular ve Osmanlılar'da bu eğitimin ahi ve lonca kuruluşları içinde yürütüldüğü görülür Kavram, belirgin olarak Tanzimat'ta (1839) ortaya atıldı 1861'de yayımlanan "Cemiyet-i ilmiye-i Osmaniye nizamnamesi" ile halkın yayın yoluyla aydınlatılması, yetişkinlere dersler verilmesi örgörüldü 1865'te açılan İlk çırak okulunun amacı, çalışan halk kesimi arasında okuma yazma bilmeyenlere temel bilgiler vermekti, ikinci meşrutiyet döneminde (1908) istanbul'da başta ittihat ve Terakki fırkası olmak üzere, çeşitli okullar ve gönüllü kuruluşlarca verilen gece dersleri ve konferanslar halk eğitiminin bir başka uygulanış biçimi oldu 1911'de kurulan "Türkocakları" ile halk eğitimi istanbul sınırlarından Anadolu'nun öteki kentlerine de yayıldı 1913 tarihli ilköğretim yasası ile zorunlu öğrenim çağını aşmış olanlar için genel bir bilgi, tarım, sanat ve ticaret dersleri verilmesi öngörüldü
Cumhuriyet ile (1923) birlikte halk eğitimi çalışmaları yeniden ele alındı Milli eğitim bakanlığı yapısı içinde ilk halk eğitimi birimi, 1926'da "Halk terbiyesi şubesi" adıyla kuruldu Ertesi yıl halk dersaneleri ve halk konferansları ile ilgili yönetmelik çıkarıldı 1928'de harf devriminin gerçekleştirilmesinden sonra açılan Millet mektepleri bir buçuk milyon kişiye okuma yazma öğreterek halk eğitimi alanında büyük başarı sağladı Devrimlerin ilkelerini yaymak, kökleştirmek ve halkı toplumsal, kültürel açıdan geliştirmek amacıyla, Halkevleri 12 şubat 1932'de "Kültür ocakları" yerine kuruldu (-> HALKEVLERİ )
Milli eğitim bakanlığı yapısı içinde kurulan (1952) Halk eğitimi bürosu tarafından 1953'te köylerde halk okuma odaları, 1956'da ilçelerde halk eğitimi merkezleri açıldı 1957'de toplanan VI Milli eğitim şûrası'nda halk eğitimi konusu yeniden ele alındı Bu çalışmalar sonucu 1960'ta Milli eğitim bakanlığı'na bağlı bir "Halk eğitimi genel müdürlüğü" kuruldu Bu kuruluş, 1964'te, Köyişleri bakanlığı' na, 1967'de yeniden Milli eğitim bakanlığı'na bağlandı (-► HALK EĞİTİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ )
—Esk Rom Roma tarihinin ilk yüzyıllarında birbiri ardına değişik türde halk meclisleri ortaya çıktı, daha sonraları bunlar yetkileri aralarında paylaştılar ve varlıklarını bir arada sürdürdüler; curiatus meclisi (comitia curiatus), centuriatus meclisi, tributus meclisi Bir bölümü krallık döneminde oluşan, toplumun askeri ve mali dilimlere bölünmesi esasına dayanan bu meclisler - curiatus meclisi, yasama yetkisini elinde tutar ve yüksek yargı işlevini yerine getirirdi-, cumhuriyet döneminde önemli rol oynadılar Bileşimleri ve vatandaşları centuria ve tribus olarak ustaca gruplandırmalar bu meclislere, gitgide belirginleşen demokratik bir görünüm veriyordu İmparatorluk döneminde curiatus meclisi, III yy 'a kadar yürürlükte kalan lex de imperio'yı çıkardı
Augustus, tributus ve centuriatus meclislerinin ayrıcalıklarını ve önemlerini korumalarına izin verdi, yalnızca adli yetkilerini kaldırdı Fakat bu meclisler, magistratusları seçmeye ve yasaları oylamaya devam ettiler Tiberius, halk meclislerinin seçicilik yetkilerini senatoya devretti Bununla birlikte, halk meclislerinin yasama yetkileri kâğıt üzerinde sürdü ve I yy 'da bazı yasalar bu meclislerce oylandı Fakat bu süreç senatus consultum lehine son buldu, halk meclisleri de fiilen yok oldular
Halk meclislerinin oturumları belirli bir takvime bağlıydı: bunlar, toplantıya başkanlık edecek, imperium'a sahip magist-ratus tarafından 24 ya da en az 17 gün önceden toplantıya çağrılırlardı Kararlaştırılan gün güneşin doğuşuyla, forumda ya da campo Marzio'da toplanırlardı Toplantı, önceden hazırlanmış bir yerde yapılırdı Fal (auspicium) uygun çıkmazsa toplantı augur tarafından ertelenebilirdi
Bir duanın ardından görüşmeler başlar, daha sonra yasa tasarısı okunurdu; tasarı bir tribünüsün, vetosuyla engellenebilirdi Ardından oylamaya geçilirdi Oylama iki dereceliydi, her kişi, kendi kesimi (cu-ria, centuria, tribus) içinde oy kullanırdı ve her kesimin bir oyu vardı Yurttaşlar, etrafı çitle çevrili alanlara (saepta) kapatılırdı Oy kullanacak kesim sayısı kadar çevrili alan vardı, iki kez oy kullanmasını önlemek için oy kullanıldıktan sonra bir çeşit köprüden (pons suffragiorum) dışarı çıkılırdı III yy 'a kadar oy sözlü olarak kullanılırdı Bu tarihten sonra oylama yazılı ve gizli yapıldı Oy sandığına atılan tabletin üzerine (bir seçim yapılıyorsa) adayın adı yazılırdı; (bir oylama sözkonusu ise) tabletin üzerinde yazılı olan VR (Uti Rogas: evet) ya da A (Antiquo: hayır), (bir yargı sözkonusu ise) D (Damno: mahkûm ediyorum) ya da L (Libero: beraat ettiriyorum) işaretlerinden biri çizilirdi
Kesimler birbiri ardından oy kullanırlar, salt çoğunluk elde edilince oylama durdurulurdu Centuriatus meclislerinde sınıfların sırasına göre oylama yapıldığından sonraki sınıflar ile sınıflar dışında kalan centurialar hiç oy kullanmazdı Augustus, italya'daki askeri birliklerinin onbaşıları için mektupla oy kullanma yöntemini getirdi Başkan sonuçları (renuntiatio) ilan eder ve güneş batmadan meclisleri dağıtırdı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|