Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Depresyonda Sosyal ve Kültürel Etmenler

Eski 07-19-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Depresyonda Sosyal ve Kültürel Etmenler



DEPRESYON KAVRAMI

Depresyon sözcüğü Batı dillerinde bir duyguyu, bir belirti kümesini ya da tanı ölçütleri belirlenmiş bir klinik tabloyu tanımlamak amacıyla kullanılabilmektedir (Favazza 1985) Depresif bozukluklar farklı tanı sistemlerinde farklı adlarla sınıflandırılmaktadır Farklı tarihlerde farklı tanı kategorileri kullanılarak yapılmış birçok çalışmayı gözden geçiren bu yazıda kavramın anlamına bir sınırlama getirilmemiş, bu kategorilerin tümünü kapsayacak biçimde sözcüğün geniş anlamıyla kullanılmıştır Depresyonun kültürel yönlerine ilişkin yayınları tarihsellikleri içinde gözden geçirmeden önce kavramın etimolojik kökenine değinmek yararlı olacaktır

Tıp literatüründe depresyonu ilk tanımlayan Antik Yunan hekimi Hippokrates olmuştur Hippokrates bu tabloyu kara safra fazlalığıyla açıkladığı için "melaine chole" olarak adlandırmıştır (Jadhav 2000) Batı dillerine "melancholy" olarak geçen bu sözcük günümüzde depresyonun bir alt tipini tanımlamak için kullanılmaktadır 1750'lerden itibaren İngilizce "depression" sözcüğü melankolinin eşanlamlısı olarak kullanılmaya başlamıştır Latince "de primere" (=aşağıya bastırmak) sözcüğünden köken alan Fransızca "depression" sözcüğü İngilizceye de aynı biçimiyle geçmiştir (Jadhav 2000) Türkçeye "çöküntü" olarak tercüme edilebilecek olan sözcük bu dillerde birçok olguyu tanımlamakta kullanılmıştır (örneğin; ekonomik kriz, deniz düzeyinin altında kalan alanlar) (Jadhav 2000) Bir duygudurumu tanımlamak üzere melankoli sözcüğünün eşanlamlısı olarak kullanılmaya başlandıktan sonra giderek bu duygudurumun egemen olduğu bir klinik tablonun adı olmuştur Batılılar günlük yaşamda da benzer anlamda kullandıkları sözcüğü bir klinik tablonun adı olarak kavramsallaştırmakta güçlük çekmemişlerdir

Depresyon tüm dünyada en sık görülen ve fizyopa-tolojisi konusunda en fazla görüş birliği sağlanmış olan psikiyatrik bozukluktur Etiyolojide çoğul etmenler söz konusu olmakla birlikte, ortak fiz-yopatolojinin merkezi sinir sistemi nörotransmit-terlerinde işlev bozukluğu olduğu biçimindeki kuram genel kabul görmektedir Buna karşılık kliniğinin bireyler ve toplumlar arasında gösterdiği çeşitlilik nedeniyle aynı zamanda kültürel yönleri hakkında en fazla yayın yapılan ve kültürel geçerliliği en fazla sorgulanan tanılardan biri olmuştur Klinik tabloda kültürel etmenlerden kaynaklanan çeşitlilik nedeniyle Westermeyer (1989) depresyonu "patoplastik ve kültüre bağlı bozukluklar" başlığı altında sınıflandırmıştır Sosyal ve kültürel etmenlerin depresyonu çeşitli yönlerden etkilediği ileri sürülmüştür

Etiyolojide, tanımlanma ve kavramsallaştırılmasında, belirti seçiminde, çare arama davranışı ve tedavi işbirliğinde, klinik seyirde rol oynayabilirler (Engelsmann 1982, Tseng 1996) Kültür, en kısa biçimiyle "çevrenin insan tarafından yaratılan yönleri" olarak tanımlanabilir Maddi ve manevi pek çok ögeden oluşmaktadır Bu nedenle kültür-depresyon ilişkisinin sınırları da kolaylıkla çizilemez Kültürdepresyon ilişkisini konu edinen bu yazıda depresyonun farklı kültürlerdeki farklı görünümlerine ilişkin yayınlar tanıtıldıktan sonra depresyonun gelenekler ve din, cinsiyet, sosyo-ekonomik durumla ilişkileri gözden geçirilecektir Diğer bölümlerde ise dünyada depresyonun artışının nedenleri irdelenecek, depresyon psikodinamiğinin kültürel yönleri ve depresyonun kültürel bir boyutunu oluşturan çare arama davranışı gözden geçirilecektir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla