Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Şizofreni: Damga, Mitler ve Gerçekler

Eski 07-19-2010   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Şizofreni: Damga, Mitler ve Gerçekler



Damgayı azaltmak nasıl mümkün olacaktır?

Şu anki olanaklarımızla bu hastalığı yok etmek mümkün görünmediğine göre şizofreni hastalarını etkileyen damga nasıl silinebilir? Şizofren bireylerin dış görünümlerindeki bazı özellikler bu kişilerin hasta olarak tanınmalarını kolaylaştırmaktadır Örneğin antipsikotiklerin yan etkileri olarak ortaya çıkan maske yüz, parkinsonizme özgü hareket biçimi gibi özellikler doğrudan şizofreniye bağlı olmasalar bile bu kişilerin hasta olarak tanınmalarına neden olur Hastalar için "robot gibi", "zombi gibi" yakıştırmasına neden olan bu tür yan etkiler damgayı kolaylaştırmaktadır Son on yılda kullanıma sunulan atipik antipsikotik ilaçların bu tür yan etkilerinin daha hafif olduğunu biliyoruz

Damgalayıcı yan etkilerin azaltılması "stigma"yı da azaltacaktır
Hastalığa ve hastalara yönelik tutumun değişmesi ise toplumun eğitilmesiyle mümkündür Ülkemizde de öğretmenlerin, basın mensuplarının bilgilendirilmesi, öğrencilerin eğitilmesi gibi çok yönlü bir kampanyanın hazırlıkları sürmektedir Yazının başında belirtildiği gibi, gerek ruh sağlığı gerekse diğer alanlarda çalışan hekimlerin takındığı olumsuz tutumlar toplumun geri kalanını da bu yönde koşullandırmaktadır Dolayısıyla herkesten önce hekimlerin şizofreni ile ilgili zihinlerinde oluşturduğu şablonları gözden geçirerek bunların bilimsel verilere ne kadar uyduğunu test etmeleri gerekmektedir
Yazıda sözü edilen "mit"lere ilişkin doğrulardan söz edilecek olursa;

ŞİZOFRENİYE İLİŞKİN BAZI GERÇEKLER

• Şizofreni sürekli olumsuz bir seyir izleyen bir hastalık değildir Şizofreninin tedavisi mümkün olmayan bir hastalık olduğu şeklindeki hatalı görüş ümitsizlik ve çaresizliğe yol açmaktadır Sonuçta hasta ihmal edilmekte, kaderine terk edilmektedir Oysa hekimlerin ve özellikle ailelerin tükenmişlik duygusundan kurtulabilmek için umuda ihtiyacı vardır

• Şizofreninin erken bunama diye tanınması ya da hastaların çift kişilikli olduğunun düşünülmesi bu yüzyılın başlarında kullanılmış olan "demans prae-cox" ve schizophrenia" terimlerinin kelime anlamından kaynaklanmaktadır Gerçekte şizofrenler Kraepelin'in sandığı gibi erken bunamaya uğramadığı gibi, çift ya da çoğul kişilikli diye bilinen hastalar da Çoğul Kişilik Bozukluğu denen ayrı bir ruhsal hastalık grubunu oluşturmaktadır

• Şizofrenlerin saldırgan ve tehlikeli olduğu düşüncesi yanlış bir genellemedir Özellikle tedavi gören şizofreni hastaları için bu tür bir risk çok düşüktür Şizofreni hastalığı olan bir birey şiddet içeren bir tepkide bulunmaya kışkırtıldığı zaman bile ortaya çıkan durum, kabul edilebilir bir tepki olarak değerlendirilmeyip hatalı biçimde hastalığın bir belirtisi olarak yorumlanmaktadır

Genel olarak, şizofreni hastalığı olan bireylerin suç oluşturacak davranışlarda bulunma riski bir miktar yüksek olmakla beraber, ruhsal rahatsızlığı olmayan kişilerce işlenen suçlarla karşılaştırıldığında çok düşük bir oran tutacaktır Örneğin, ne kural ihlalinden doğan trafik kazalarından, ne gazetelerin üçüncü sayfalarını dolduran aile facialarından ne de savaşlardan şizofreni hastalarının değil "sağlıklı" bireylerin sorumlu olduğunu hatırlamamızda fayda var

• 1950'li yıllarda, dönemin bütün ruhsal bozuklukları dinamik nedenlerle açıklama modasına uygun olarak, anne babaların hatalı tutumu şizofreni gelişmesinden sorumlu tutulmuştur "Şizofrenojen" anne, "çifte mesaj" gibi kavramlar bir dönem yaygın kabul görmekle beraber daha sonraki araştırmalar bu tür aile özelliklerinin sadece şizofren kişilerin ailelerine özgü olmadığını göstermiştir Basında da yaygın biçimde kabul gören bu tür görüşlerin en belirgin sonucu yüzbinlerce anne babanın suçluluk ve utanç duyması olmuştur Anne babalar çocuklarının kişiliğindeki değişmeyi izleyip geleceği ile ilgili hayallerinin hastalık tarafından nasıl yıkıldığına şahit olurken bir yandan da kendilerini bu durumdan sorumlu tutmak durumunda kalmıştır Oysa ki bu aileler çevrenin söz ve davranışlarını yadırgadığı biriyle beraber yaşamanın yükünü taşımaktadır Hasta ailelerinin eleştirilmeye, damgalanmaya değil anlayış ve desteğe gereksinmeleri vardır

• Hastalık belirtileri devam etse bile şizofren hastaların çoğu çalışabilir Araştırmalar psikotik bozukluğu olan kişilerin çalıştıkları sürece daha iyi uyum gösterdiklerini saptamıştır Ancak maalesef şizofreni hastalığı olanların iş bulmakta zorlanması hastalıklarının şiddetinden kaynaklanmamaktadır

• Biyolojik çalışmalar şizofreni etiyolojisinde genetik geçişin de rolü olduğunu göstermektedir Ancak şizofreni tanısı almış kişilerin ancak %10'unun ailelerinde şizofreni öyküsüne rastlanmaktadır Buna karşın hastalığın bulaşıcı olduğu inancı sadece hastaların çalışmasına, topluma girmesine engel olmakla kalmayıp aile üyelerinin ve hatta tedavi kurumlarının da damgalanmasına katkıda bulunmaktadır
Şizofreninin üzerindeki damga sadece eğitim ya da bilgi eksikliğiyle açıklanamayacak kadar karmaşık bir sosyal olgudur Ancak gerek toplumun, gerekse toplumdaki anahtar kişilerin doğru bilgilendirilmesi, hastaların damgalanmasını ve buna dayalı ayırımcılığı hafifletmede en etkili yöntem olarak görünmektedir

Doç Dr Alp Üçok
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, İSTANBUL

Yararlanılan ve Önerilen Kaynaklar
PI Gabbard G, Gabbard K (1992) Cinematic stereotypes 4 contributing to the stigmatization of psychiatrists Stigma and Mental Illness, 1 baskı, P| Fink, A Tasman 5 (Ed), Washington DC, American Psychiatric Press, s 113-126
2 GerbnerG, Gross L, Morgan M et al (1981) Health and 6 medicine on television N Engl J Med, 305:901-904
3 Penn DL, Guynan K, Daily T et al (1994) Dispelling the
stigma of schizophrenia: What sort of information is 7 best? Schizophr Bull, 20: 567-578
Sartorius N (1997) Fighting schizophrenia and its stigma Community Mental Health, 33(4): 373-378 Sartorius N (1997) Fighting schizophrenia and its stigma: A new World Psychiatric Association educational programme Br I Psychiatry, 170:297 World Psychiatric Association (1998) The WPA global programme against stigma and discrimination because of schizophrenia 2 cilt
Walter G, Rosen A (1997) Psychiatric stigma and the role of the psychiatrist Australasian Psychiatry, 2:72-74

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla