Konu: Almanya
Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Almanya

Eski 07-12-2010   #11
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Almanya



MÜNİH


Münih rahat yaşam tarzıyla neredeyse bir Akdeniz kenti gibidir Çoğu Avrupalı turistin Alp Dağları’na geçmeden önceki son durağı olan bu kent, İtalya’nın başlangıç noktasıdır Bavyera’nın başkenti olan Münih, Gotik’ten çok Barok, griden çok yeşildir




Kentin ayırt edici özelliği, Almanlara özgü iş disiplini ile Bavyeralıların bir işi keyifle yapma ihtiyacının birleşimidir Burada iş yemekleri sanki biraz daha uzun, çalışma saatleriyse biraz kısa gibidir Yine de kentin zenginliğini, dinamik araba sanayisini ve muhteşem metro sistemini gören hiç kimse Münihlilerdeki bu keyifli rahatlığın tembellik anlamına geldiğini söyleyemez



Münihlilerin diğer Almanlardan böylesine farklı olmalarının sebebi, kendilerinin de sıkça belirttikleri gibi, buranın Almanya değil, Bavyera olmasıdır Katolik ve oldukça tutucu olan Bavyera Bağımsız Eyaleti’nin başkenti olarak Münih, Bavyera ruhunun özeti gibidir Burada iyi huylu şovenizmin haddi hesabı yoktur; örneğin, inatçı Prusyalı fıkraları çok yaygındır Kentin meşhur bira festivali olan Oktoberfest’te turistler “Warum ist es ** Rhein so schön?” (“Ren kıyıları neden böyle hoştur?”) şarkısını söylerken keyiften dört köşe olan yöre halkı, Bavyera’nın neden bu kadar güzel olduğunu sormaya bile gerek duymadıklarını belirtirler



Belki de Oktoberfest, insanların Münih’le ilgili akıllarında en çok yer eden şeydir Gerçekten de, yılda 6 milyon ziyaretçinin toplam 5 milyon litre bira tükettiği Oktoberfest, Bavyeralıların kendi başkentlerine verdikleri biraz abartılmış değere de uygun bir şekilde, büyük bir etkinliktir Bu aynı zamanda Almancada Gemütlichkeit diye bilinen ve kolayca açıklanamayan sıcak yoldaşlık duygusunun da abartılı bir ifadesidir




Ancak Münih’teki yaşamı sadece uzun bir Oktoberfest gibi görmek yanlış olur Savaş sonrasında Berlin’in ikiye bölünmesiyle Münih, (Hamburg, Frankfurt ve Köln’ün çabalarına başarıyla karşılık vererek) Almanya Federal Cumhuriyeti’nin tartışmasız kültür başkenti olmuştur Opera ve konser salonları, özellikle Richard Strauss, Mozart ve Wagner’in eserlerinin temsilleriyle, kenti müziğin anayurdu haline getirmiştir



Ressamlar da kentin sanatsal ikliminden hoşnut kalacaklardır, özellikle de bohem Schwabing bölgesinden Bu bölge, 20 yüzyılda Der Blaue Reiter okuluyla ve bu okulun Vasily Kandinsky, Paul Klee ve Franz Marc gibi başarılı temsilcileriyle, uluslararası sanat camiasına bomba gibi düşmüştür Münih hâlâ dünyanın en yenilikçi galerilerinin bazılarının yanı sıra muhteşem klasik ve çağdaş koleksiyonlarıyla Alte Pinakothek ve Neue Pinakothek müzelerine ev sahipliği yapmaktadır Bir başka muhteşem müze olan Pinakothek der Moderne de 2002 yılında açılmıştır



Münih bir endüstri ve yayıncılık merkezi olmanın yanı sıra çok beğenilen Yeni Alman Sineması’nın da merkezidir Bu akımın temsilcileri olan Volker Schlöndorff, Werner Herzog ve Edgar Reitz gibi dünyaca ünlü yönetmenler, çalışmalarına Münih’te başlamışlardır



Tabii şehrin bir de karanlık yüzü vardır: Adolf Hitler’in Münih’le başlangıçtaki bağlantısı ve Nazi Partisi’nin burada kurulması gibi… Ancak, 1918 ile 1945 arasındaki fırtınalı yıllar Münih için politikanın ağır bastığı bir araydı; artık, Almanya’nın politik merkezi Münih değil, Bonn ve Berlin’dir



Münih yine de tarihsel kimliğini korumaya çalışmıştır II Dünya Savaşı’nda yaşanan tahribattan sonra pek çok Alman kenti geçmişle bağlarını koparıp, tamamen modern bir üslupla yapılanma kararı almıştır Ama Bavyera’nın başkenti, tarihinin önemli bir parçası olan büyük kiliseleri ve sarayları özenle restore etmeyi veya yeniden inşa etmeyi tercih etmiştir Münih’te pek çok gökdelen vardır ama eski kentin kalbinin otantik Barok cazibesi korunmuştur Bazıları bu yeniden yapılanmayı çok derinlemesine ve fazla “temiz” bulmuşlarsa da, günümüze kadar aradan geçen yıllar boyunca hava kirliliğinin oluşturduğu kararma, bu yeni binalara, yüzyılların veremeyeceği eski bir görüntü bahşetmiştir Aslında, kentin yeniden yapılanması öylesine eksiksiz ve ikna edici olmuştur ki, Siegestor (Zafer Takı) gibi yapılar tarihsel önemlerinden dolayı bombalanmış haliyle bırakılmıştır



Mükemmel bir toplu taşıma şebekesi ve trafiğin çoğunu kent merkezinin içinden değil de (alt geçitler haricinde), çevresinden dolaştıran akıllıca bir yol sistemi sayesinde Münih’in iç kesimleri yayalar için büyük bir keyiftir Bavyera’nın son kralı tarafından tasarlanan, ağaçlarla çevrili caddeler ve bulvarlar kent merkezinden ötelere açılır ve kente zarafet katar



Coşkun Isar Irmağı’nın manzarasıyla daha da güzelleşen Englisher Garten (İngiliz Bahçesi), Avrupa’nın önemli parkları arasında bir mücevher gibidir Irmağın hızla akan suları, kaynağı olan Alp Dağları’nın yakınlığına işaret eder Havanın açık olduğu günlerde Alp Dağları sanki kentin güney varoşlarının hemen ötesindeymiş gibi görünür Böyle günlerde Föhn eser; bu meşhur rüzgâr kimilerinin başını ağrıtır, kimilerine ise sıradışı bir yaratıcılık esinler – bu zıtlık, karmaşık ve belirsiz Münih karakterinin göstergesidir



Kentin eşiğinde beliren dağlar, yöre halkına, kendilerinin ya da ana-babalarının asıl memleketi olan kırları hatırlar Her hafta sonu çevredeki köylere ve göllere kitle göçleri yaşanır: Güneyde Chiemsee’ye, batı ve güneyde Ammersee, Starnberger See ve Tegernsee’ye, kuzeyde ise Schleissheim ve Freising’e… Buralarda Münihliler yürüyüşlerin, yelkenlilerin, avcılığın ve balıkçılığın keyfini çıkarırlar ya da kahve içip kek yemek için akrabalarını ziyaret ederler



Kış aylarında ise Münihliler, biraz daha da güneye gidip dağlarda kayak yaparlar (kayak, Münih’teki yaşam tarzının ayrılmaz bir parçasıdır) Münih pek çok yönüyle sofistike bir metropol olsa bile, kentin hinterlandında, buranın kökenlerine ait taşra havası ve görünümü korunmuştur Buraya gelen turistler, Münih’in taşra ve kent karışımı atmosferine kolaylıkla dahil olabilirler



Berlin



Birleşik Almanya’nın 1999’dan beri başkenti olan Berlin, ülkenin Paris’e ve Londra’ya denk sadece tek uluslararası metropolü olma yolunda bir gelişme yaşadı Berlin federal hükümetiyle Almanya’nın dışarıya bakan yüzü olarak tüm iş sahaları, sanatçıları ve Dünya’nın her tarafından gelen ziyaretçileri çekmeyi başarmaktadır

15 yy’da Berlin, Kral 2 Frederick (1712-86) -Büyük Frederick-in başa geçmesiyle liberal reformların ve sanatsal himayenin kalkmasıyla rönesans dönemine geçişini hızlandırmıştır Örneğin Sanat Akademisi ve Bilim Akademisi onun döneminde kurulmuştur

19yy sonlarında Purusya lideri “Demir Şansölye” olarak geçen Count Otto von Bismarck, Almanya’nın bir hakimiyet altında bağımsız eyaletlerden oluşmasını istedi Berlin, Alman imparatorluğu döneminde (1871-1918), 1 Dünya Savaşı sonrasında Weimar cumhuriyeti döneminde (1919-33) ve Hitler döneminde (1933-45) de başkent olarak kalmayı başardı

Berlin’i Berlin yapan şeyler anlaşılamaz olsa da güç ve aklın kusursuz birleşimiyle şehrin ve sakinlerinin ruhu ve yansıttıklarıdır

Görülecek Yerler

Mimari


Berlin, uluslararası mimarlar tarafından tasarlanan diğer bütün Avrupa şehirlerinden çok daha fazla yeni binalara sahip olmasıyla övünür Son yüzyılda, kurulmasından bu yana modern kosmopolitan bir başkentin yeniden yapılandırılmasının eşsiz bir fırsat olduğu belirtilmiştir Michael Wise’ın “Başkent İkilemi” kitabı eşliğinde mimari bir tur hazırlayabilirsiniz: “Başkent İkilemi: Almanya’nın Demokratik Yeni Mimari Arayışı”nda tarihsel bilinçlilik ve ulusal kimliğin yeni sembollerini inşa etmesini içeren siyasi hesaplaşmayı derinlemesine tartışır Bir çok şirket, şehrin mimari başyapıtlarını içeren turlar düzenlemektedir; Peter Eisenman’ın 2005’te tamamlanan “Katliam Hatırası”, Norman Foster\'ın Reichstag, Renzo Piano\'nun Potsdamer Platz ve Frank Gehry\'nin DG Bankası Kendi rehberliğinizde yapacağınız bir yürüyüşte iyi bir seçenektir Berlin Turizm Pazarlama GmbH (11 ** Karlsbad, 49-30-250-025; Berlin für Reiseveranstalter) de aynı zamanda 36 sayfalık, iki dilde, ucuz bir “Berlin’deki Mimari” adlı bir rehber yayımlamıştır; şehirdeki BTM turist bilgi merkezlerinde bulabilirsiniz ya da internet yoluyla ısmarlayabilirsiniz

Sanat

“Kraut Art” denilen yeni bir akım uluslararası anlamda ün kazanmaya ve Berlin galerilerinde boy göstermeye başlamıştır Bazı sanat yayımcıları ünsüz “Genç İngliz Sanatçıları”nın “Genç Alman Sanatçıları” tarafından bir köşeye atıldıklarını bile bahsetmişlerdir Bunun doğru olup olmadığını siz Mitte bölgesindeki en revaçta galerileri, Linienstrasse ve Auguststrasse caddelerini ve güneyde Zimmerstrasse’de Kreuzberg’i gezerek karar verebilirsiniz Ayrıca Çağdaş Güzel Sanatlar (21 Sophienstrasse; 49-30-288-7870; Contemporary Fine Arts), Eigen + Art (26 Auguststrasse; 49-30-280-6605; EIGEN+ART: EIGEN+ART), Arndt & Partner (90-91 Zimmerstrasse; 49-30-280-8123; Arndt & Partner, Galerie für zeitgenössische Kunst, Berlin/Zürich), and Barbara Weiss (88-91 Zimmerstrasse; 49-30-262-4284; Homepage) seçenekleri de görülmeye değer Gözünüz Jonathan Meese, Tatjana Doll ve Tim Eitel gibi sanatçılarda olsun Charlottenburg‘da da Berlin Duvarı’nın yıkılmasından önceye giden galeriler vardır ve özellikle Michael Schultz (34 Mommsenstrasse; 49-30-319-9130; Home| Galerie Michael Schultz Berlin) tavsiye edilir

Charlottenburg

Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra Charlottenburg batı Berlin, bugün olduğu gibi ticaret merkezi haline geldi Lehrter Bahnhof ise ilk kez ziyaret edenlerin uğraması gereken bir noktadır Arkasında fotoğrafçı Helmut Newton tarafından şehre bağışlanmış ve ilginç eserlerin olduğu Helmut Newton Stiftung müzesi vardır (2 Jebensstrasse; 49-30-3186-4856; wwwhelmut-newton-stiftungorg) Esas alışveriş merkezi olan Kurfürstendamm’ın büyük bir çoğu 2 Dünya savaşında harap olmuş ve 1950’lerde vasat şekilde tekrar yapılmış şimdi ise ticari bir bölge olmuştur Avrupa’daki en geniş mağaza olan KaDeWe bir tüketici anıtı olarak durmaktadır Çok hoş kafe ve barların yer aldığı batıdaki Savignyplatz savaş öncesi Berlin’e göz atma şansını verir Breitscheidplatz’daki hayvanat bahçesinin olduğu güneydoğu bölgesi savaş sırasında bombalanan ve yeniden yapılmayan Kaiser-Wilhelm-Gedächtniskirche kalıntıları totaliter devletin kötü kaderini hatırlatır

Friedrichshain


Gerçek bohem hayatı yaşayanlar, 1990 sonlarında özelikle pahalı Mitte ve Prenzlauer Berg bölgelerinde sıkışıp gitmekten kurtulup doğuda Friedrichshain’a göç ettiler Eskiden kasvetli kominist kesimin, şimdi yüsek binaların olduğu Plattenbau ile yakınlarındaki yeni yapılmış bölgeler arasında kalan alternatif yer grafitilerle ayrılmış komşular gibidirler Doğu Almanya’da hayatın nasıl olduğu tahmin edilebilir fakat komünizmin yasakları şuanki punk, öğrenci ya da diğer tipler için sadece uzak birer hatıradır Alexanderplatz’ın doğusunda sosyalist tipi evlerin olduğu Karl-Marx-Allee Şanzelize’ye komünist bir cevaptı Spree nehri kıyısı boyunca Mühlenstrasse’deki “Doğu Yakası Galeri”si Berlin Duvarın’dan kalanların en yoğun olduğu yerdir Orada daha önce yaşamış olan işçilerin yerini genç modern nüfusun almasıyla Boxhagener Platz bölgesindeki sosyal yapı değişti ve özellikle Simon-Dach-Strasse’de çoğu artık kafelerde, barlarda ve restoranlarda zamanlarını geçirmeye başladı

FRANKFURT

Frankfurt Almanya’nın beşinci en büyük şehridir ve Frankfurt ** Main uluslararası fuarları ve diğer iş etkinliklerinin yapıldığı merkez olması ve nakliye alanında da bir numara olması sebiyle hem Almanya’da hem de yurt dışında çok büyük bir ekonomik güç kazanmıştır Oldukça verimli olan Rhine-Main bölgesinde ve Avrupa’nın göbeğinde yer alan şehir hem Dünya ekonomisine euro’ları basan Avrupa Birliği’nin hem de Almanya’nin finansal belkemiği olmuştur

MÖ 3000 yılında kurulan Frankfurt’un uzun ve başarılı ticaret tarihi, Frankfurt Messe Fuarı ve Main nehrindeki merkezi coğrafi konumundan kaynaklanmaktadır Messe 12yy’dan beri süre gelmektedir (1160 yılında yazılan yahudi bir el yazmasında belirtilmiştir) ve şehir resmen imparatorluk ayrıcalığını 1240’da düzenlenen bir fuar ile kazanmıştır Frankfurt ismini MS 500’de almıştır; o dönem bölgeyi Franklar yönetiyordu ve merkez ön nakliye rotası bölgesi yerleşim yerinin adı “Franconovurd”du

Frankfurt’un güçlü politik ve kültürel prestiji kati olayların şanslı tarihiyle temellendirilir 1562’de Alman İmparatorlarının taç giyme törenleri şehrin St Bartholomew kilisesinde yapılmıştır Frankfurt menkul değerler borsası 1585’de ticaret yapmaya başladı ve 1879’da şimdiki yeri olan Börsenplatz’a taşındı 1815’de Frankfurt’un, burada yer alan birliğin en yüksek komitesi Budestag ile Alman Birliğinin bir parçası ve bağımsız bir şehir olduğu açıklandı Frankfurt Üniversitesi, Almanya’nın ve hatta Avrupa’nın yüzünü değiştiren savaştan biraz önce 1914’de açıldı ve 1932’de şehrin en meşhur kişisi Johann Wolfgang Goethe’nin adını almıştır

Şehrin politik şevki, 1949’da Federal Almanya’nın başkenti Bonn tarafından ortadan kaldırıldı ve savaş sonrası tüm enerji de böylece şehrin finansal rolüne kaydırıldı Bankaların ve merkezdeki kurumların modern gökdelenleri Frankfurt’un ekonomik gücünün yeterliliğinin sembolleridir ve Avrupalı havasından daha çok Kuzey Amerika’nın siluetini yaratır \'Bankfurt\' ve \'Mainhatten\', Commerzbank kulesinin 300 metrelik yüksekliği de dahil olmak üzere Avrupa’nın en yüksek binalarına ev sahipliği yapar Bu modern binalar 2 Dünya Savaşı sonunda müttefiklerin bombalarıyla yok edilen Eski Şehir’in yerini almışlardır Savaş sonrası Frankfurt örnekleri, katedral ve 1405’den beri vilayet binası olan Römer’in de olduğu Römerberg bölgesinde yeniden yapılandırılan binalar sayesinde hala görülebilir

Lonra Heathrow Havaalanından sonra Avrupa’nın ikinci en yoğun havaalanı ile ve ulusal yolların ve tren rayları ağı kavşakları ile Frankfurt uluslararası taşımacılık ve iletişim adına çok önemli bir düzlemdedir Avrupa Merkez Bankasına ve diğer bankalara olduğu kadar Alman basım yayım edüstrilerinde çalışanlar dahil olmak üzere binlerce şirkete ve halkla ilişkiler, medya, pazarlama ve telekominikasyon sektörlerine de ev sahipliği yapar Arthur Schopenhauer (1788-1860) 1843’de şöyle bir yorum yapmıştır; “Burada, Dünya’da nerler olup bittiğini görebilir ve duyabilirsiniz

Frankfurt’a gelen ziyaretçiler genellikle sayısız fuarlar, segiler ve kongreler için gelirler Uluslararası anlamda en büyükleri Kitap Fuarı (Buchmesse Frankfurt) ve ACHEMA (Kimya mühendisliği, çevre koruması ve bioteknoloji) vardır Bunların yanında şaşırtıcı özellikleri de vardır; örneğin, ünlü Alman yazar Johann Wolfgang von Goethe (1749-1832)’nin doğum yeridir Muhteşem müzeleri, iyi kalite preformans grupları ve yerel festivalleri ile fuar ve sergiler için gelen ziyaretçilerini kandırabilmektedir


Şehrin iklimi ılımandır Yazın yağmurlarla beraber ısı dengesini korur ve 30 derceye çıktığı olur Kışın ise hava -10 ila +10 arasında seyreder

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla