Şengül Şirin
|
Cevap : Psikanaliz ve Folklor
Sanırım folklorda çalışılan olayların çoğu zaman daha basit ve hatta düşük mevzulara bağlandığını söylemek adil olur Bundan dolayı aynı şey bilinçaltı zihin için de doğrudur Folklorda insanların basit dilekleri ve korkuları ile, ve çok nadir olarak da ayrıntılı felsefi, ruhsal, veya sanatsal uğraşıları ele alıyoruz Sağlığın korunması, tehlikenin ve ölümün uzak tutulması, talih umutları, mutlu evlilik dilekleri ve çocukların kutsanması gibi meselelerle ilgili insanlarla karşılaşırız Bilinç altı da benzer şekilde bu gibi konuları ve hatta daha ilkel terimleri içine almaktadır Bu durumu, bilinç altının içeriği hakkında iki geniş genellemeyi önünüze koyarak göstereceğim
Birincisi, bunun esas olarak doğum, aşk ve ölüm mevzuları ile ilgili olmasıdır Bunlar hayatın pınarlarıdır ve psikanaliz türlü türlü bütün hayal gücü ilgilerimizin kaynağının ora*da olduğunu ve yalnızca belli tehlikelere karşı savunma tepkileri (ahlaki süper ego”) ve dış gerçeklikle kurulan temas gibi başka iki tane faktörün etkisinde değişen bu mevzuların ayrıldığı kollardan oluştu*ğunu söyleyecek kadar öteye gider Çıplak halleriyle ifadeye kavuşmaya çalışan ilkel dürtüler üzerinde, bu ikisi sürekli şekil*lendirici bir etki yaparlar Onları kontrol ederler, engellerler, onların içinden seçim yaparlar, ve onları öyle bir dereceye kadar değiştirirler ki, ortaya çıktıkları son hallerinde çoğunlukla dönüşmüş veya bozulmuş, tanınmayacak bir halde olurlar
Tabii ki zaman zaman, çeşitli bağlamlar içinde daha kaba bir halde ortaya çıkabilirler Örneğin, eğer mitler ve çocuk masalları ciddi oldukları ve eğlence amacı taşımadıkları düşünülerek ele alınsaydı, şüphesiz bunların tekrar tekrar bize sunduğu barbarca ve kaba dürtülerin kanıtlarından dehşete düşerdik Sör Laurence Gomme “Halk masallarında karşılaştığımız kazara olan değil, ısrarcı bir vahşiliktir” demekte elbette haklıdır Ayrıca beklendiği gibi, bu dürtülerin yerleşimi planlı bir
şekilde ben merkezcidir; yardımseverlik gibi bilinçaltı, evde başlar
Bilinç altı ile ilgili ikinci genelleme ise şöyledir, esas olarak kan bağı bulu*nan akrabalar, ebeveynler, yeğenler ve çocuklardan başka hiçbir insan tanımaz Diğer insanlara ilişkin bütün yaklaşımlar ve duygular, ya bu sahip olunan şeylerin dönüştürülmesi, ya da doğrudan akraba*lara nakledilmesi ile geliştirilir Bu bulgu çok büyük bir önem taşımaktadır, ama öncelikle size şu sıradan gerçeği hatırlatarak bunu biraz daha anlaşılır kılmak istiyorum, bir çocuğun duyguları ve tepkileri ilk olarak, en yakın çevresindeki insanlara göre ortaya konmak zorundadır
Biraz önce bildirdiğim genelleme bu sı*radan gerçek ile pek çok ortak şeye sahip olmasına rağmen, hiçbir şekilde bununla benzerlik taşımamaktadır Bilinç altının genetik yönlerini gösterir ve bunun çocuğa ne kadar yakın olduğunu belirtir Bunun gerçekten önemli olan özelliği ise, bilinç altı bizim en ilkel dürtülerimizden oluştuğu için zihnin o bölgesinde ailenin diğer fertleri ile olan ilişkinin Tanrı ile ve sevilme ile olan ilişkiden çok daha üstün olduğu sonucuyla yüzleşmek zorunda ol*mamızdır
Bunu her iki yönde de yapar, yani bir kişinin bilinçli tezahürlerden çıkardıklarından hem daha az, hem de daha çok sevgi doludur Daha az sevgi dolu diyerek, düzenli bir şekilde ölüm dilekleri ile sonuçlanan, aile ilişkilerindeki kıskanç ve düşmanca yaklaşımı kastediyorum Daha çok sevgi dolu diyerek cinsel, ve bunu söyleyerek de psikanalizin çocuk cinselliği konusu üzerindeki hayli mücadeleci öğretisine ulaşıyorum Burası bu öğretinin izah edileceği veya savunulacağı yer değildir, ve ben sadece bunun doğruluğu hakkında kendi şahsi kanaatimi dile getirebilirim
Olasılık dahilinde bulunan alternatifler sadece psikanalizcilerin çocuk cinselliğinin varlığını ele almada tamamen yanıldıkları, veya diğer taraftan, bunların ileri sürdüğü gibi bastırmanın kuvvetli güdülerinin, insanlara tüm çevrelerinde bulunan bu bastırmanın göstergelerini abartmada veya hafife almada genellikle iş başında olduklarıdır Gösterilen bu deliller yığınını ciddi bir şekilde inceleyenler, sanırım bu iki alternatif arasında daha fazla kararsızlık içinde kalamazlar
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|