07-09-2010
|
#3
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Psikanaliz ve Folklor
Burada başka bir düşünce oyuna dahil olmaktadır Psikolojinin kendisi, tek başına folklor gibi yardımcı bilimler için geçmişte faydasız olmuştur Akademik psikoloji olarak bilinen şey felsefeyi burada hiç hesaba katmıyorum kendini bu güne kadar eşi görülmemiş, doğası da genel olarak takdir edilmeyen bir durum içinde bulmuştur Konu edindiği şeye yaklaşırken, neredeyse daha girişte aşılması güç engellerle karşılaşmaktadır Herhangi bir zihinsel sürecin oluşumunu araştırırken, doğası gereği ifşa edilmek için çok mahrem olan düşüncelere yaklaşıldığında, veya deneğin kendisi daha fazla veri sağlayamayacak duruma geldiğinde şu anda bildiğimiz kadarıyla bilinç ve bilinç altı arasındaki sınıra varılmasından dolayı oluşan durum durulması gerekir
Psikologlar kendilerini duyu fizyolojisinin verileri veya hafızaya çeşitli nesnelerin işlenme hızı ve bunun gibi bağıl yüzeysel zihinsel süreçlerle zorunlu olarak tatmin etmek durumundadırlar Zihinsel acı gibi bir güdünün, kişinin kendi ruhsal sırlarını açığa vurmamak için doğal olarak yaptığı itirazlara baskın çıkması için yeterince güçlü görülmesi ancak klinik psikoloji biliminin doğmasından sonra mümkün olmuştur, ve herhangi bir zihinsel süreci en son kaynağına kadar takip edebilmek de ancak Freud’un bilinç altının araştırılması için geliştirdiği özel psikanaliz tekniği sayesinde mümkün hale gelmiştir Bunun ardından yapılan keşifler, çok iyi bilindiği üzere, şaşırtıcı derecede devrimsel bir nitelikte olmuş, ve temelden yeni bir zihin anlayışına yol açmıştır
Bu da folklor dahil, zihinsel aktivitenin ürünleri ile ilgi*enen bütün bilim dallarında yansımalar yaratmıştır Bu bakış açısından, antropoloji, mitoloji, filoloji, pedagoji, ve en son olan ama en az olmayan folklor gibi böyle bir dizi bilime katkılar yapılmıştır Şu anda üzerinde konuştuğumuz bu yazının amacı, sorudaki bakış açısının bazı noktalarını göstermek, ve bunların folklor malzemeleri çalışmaları üzerindeki bazı meyvelerini sunmaktır
Belki de psikanaliz çalışmanın ulaştığı en önemli sonuç zihin diye adlandırdığımız şeydir, yani bilinç tarafından idrak edilen zihinsel süreçler, zihnin daha derin ve tamamen bilinçaltı katmanlarından elde edilip dış dünyanın uyarıcıları tara*fından değiştirilen zihnin tamamından yapılan dönüştürülmüş bir seçimdir
Organik içgüdülerimizden gelen daha derin bilinçaltı katman, aktif olarak ifade çabasında olan dileklerden oluşmaktadır Bunlar, özellikle korku ve suçluluk ile alakalı olan rakip güçlerle çatışma içine girerler, ve bunun çekirdeği de daha sonra ahlaki vicdan olacaktır Bilinçli hale gelme yoluyla nelerin ifade etme iznine sahip olduğu, iki grup arasında bir uzlaşma olduğunu göstermektedir; dilekler sadece değiştirilmiş ve gizlenmiş bir şekilde yerine getirilir Dış dünya ile alakalı yargı ve inançlarımızda, zihnin daha karanlık iç dünyasının katkıları, sanıldığından çok fazla bir şekilde bulunmaktadır, ve folklorun ilgili olduğu da daha çok düşünceye ve iletime yapılan bu öznel ve daha az makul katkılardır Bunlar belirgin olduğunda, sıklıkla tuhaf ve hatta komik bir etki yaparlar, ve halk bilimcilerin kendi işlerinin malzemesi ile alakalı olarak alışkın bulundukları hor görmeyi ortaya çıkarırlar, fakat bunların kökenine inildiğinde, sadece kendilerine has mükemmel bir anlaşılabilirliğe sahip oldukları değil, aynı zamanda bizim var oluşumuzun en temel kaynaklarından elde edildikleri de meydana çıkar __________________
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|