07-09-2010
|
#8
|
Şengül Şirin
|
İslāmiyet Öncesi Dönem: Cahilliye Dönemi (MÖ.1000 – MS.622)
İslāmiyet Öncesi Dönem: Cahilliye Dönemi (MÖ 1000 – MS 622) 1 İslāmiyet Öncesi Dönem: Cahilliye Dönemi (MÖ 1000 – MS 622)
İslamiyet Öncesi Arap Müziği hakkında günümüze çok az bir bilgi ulaşmıştır Arap Yarımadası, Mezopotamya Medeniyeti'nin etkisi altında gelişerek Sāmi Kültürü'nün merkezi konumuna gelmiştir
Cahilliye Dönemi'nde Araplar, Arabistan Çölleri'nde göçebe hayatı yaşamaktaydılar Araplar, monoton geçen yaşamlarını renklendirmek ve deve kervanlarını yürütmek amacıyla, basit ezgilerden oluşan şarkılar söylerlerdi Arap Kültürü'nün içinde yer alan toplumların san'at ve edebiyata olan meraklı oldukları görülür Özellikle müzik, sosyal yaşamın önemli bir parçasıdır
Başlangıçta vokal (sözlü müzik) müzik gelişmiş ve müziğin icrāsı şiirle yakın bir paralellik içermiştir Bu bakımdan Arap Dünyası'nda şarkıcıya önem verilmiş ve el üstünde tutulmuşlardır Cahilliye Dönemi'nde "Kayne" adı verilen kadın şarkıcılar, sosyal yaşam içerisinde önemli bir yer tutmuşlardır Müzik, "Kâinātın Kabîleleri" olarak bilinen kadın şarkıcılar ile nādiren "Mugannî" adı verilen erkek müzisyenler tarafından icrā edilmiştir
Bu dönemde Araplar henüz İslāmiyet'i kabul etmedikleri için, kadınların sosyal yaşamda etkin oldukları ve kadın şarkıcıların müzikte etkin bir rolü olduğu görülür İçkili toplantı ve eğlencelerde kadın şarkıcılar, hem Arap Şarkılarını hem de Arapça söz yazılmış başka toplumlara (milletlere) ait şarkıları seslendirmişlerdir İslāmiyet sonrası dönemde ise; müzik daha çok erkek şarkıcılar tarafından icrā edilmiş ve kadın şarkıcıların önemi azalmıştır İslāmiyet'in kabulünden sonra kadınlar müzik geleneğini, toplum içinde değil aile içerisinde sürdürmüşlerdir
En eski vokal müzik formu "Hûda (Allah)"'tır Bu geleneksel form, develerin adımlarından çıkan seslerin oluşturduğu ritmik bir yapıya sahiptir Hayatlarının her bölümünde çöl yaşantısının etkin bir yer tutması, bu formun gelişme nedenidir Yaz-Kış her dāim deve kervanları ile yapılan uzun çöl yolculuklarına şarkıcılar da eşlik ederek; Hû da formundaki ezgileri seslendirmişlerdir Bir devenin adımlarının çıkardığı seslerin oluşumuna "Ritim", bir şiirin ezgiyle söylenmesine ise; "Gınci" adı verilmiştir
Cahilliye Dönemi'nde Arap Şarkılarının makamsal yapısı ve besteler çok sādedir Her beyit veya mısrāda bir satırı aşmayan bir müzik cümlesi yer alır Hâttā bazen iki, dört ya da beş nota, sesin genel melodisini oluşturur
Cahilliye Dönemi sırasında Araplar, İslām öncesinde Sasani İran'ı olarak bilinen bölge ile Kuzey Hint ve Kuzey Afrika bölgelerinden etkilenmişlerdir VI yüzyılda, Kâbe'nin onarımında çalışan İranlı ustalar ve işçiler aracılığıyla İran Müziği ile tanışmışlardır Tahmin edileceği üzere bu tanışma sadece folklorik düzeyde olmuştur
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|