Yalnız Mesajı Göster

İmam Buhari ölm. 256/869) - Ebû Abdullah Muhammed

Eski 07-01-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

İmam Buhari ölm. 256/869) - Ebû Abdullah Muhammed



İmam Buhari ölm 256/869) - Ebû Abdullah Muhammed
6 hadis kaynağı ve hazırlayıcıları önem sırasına göre şöyle verilebilir:
1 İMAM BUHÂRİ (ölm 256/869):


Kısaca Buhar i olarak bilinen Ebû Abdullah Muhammed
bİsmail Sünni Müslümanlarca, en büyük hadis bilgini olarak kabul edilir Sünni gelenek O'nun ana eseri el--Câmi es-Sahih'i Kur'an'dan sonra en muteber İslâm kaynağı ve hadis kitaplarının en büyüğü sayar Buhâri'nin, bu eserini 600000 hadis içinden seçtiği 7275 hadisten vücuda getirdiği biliniyor 16 yılda tamamlanan bu eser 97 kitaba ve 3730 baba ayrılmıştır

Buhâri, isminden de anlaşılacağı gibi, İslam ilimlerinin, özellikle hadis ve tasavvufun beşik kentlerinden biri olan Buhâra'da 13 Şevval 194 h(21 Temmuz 810 milâdi) doğdu Çok küçük yaşta babasını kaybettiği için yetim olarak büyümüştür Dedesi Bardizbah, gayrimüslimdi Ber-dizbah, çiftçi demektir Buhâri'nin henüz 10 yaşındayken hadisle meşgul olmaya başladığını biliyoruz Bu yaştan itibaren Mekke başta olmak üzere Hicaz bölgesi, Mısır, İran ve Irak gibi İslam kültürünün merkez sahalarını, ilmi tetkikleri için yıllarca dolaştıktan ve sayıları yirmiye varan büyük bilginlerden dersler aldıktan sonra tekrar Türkistan' a dönmüş, Buhara, Semerkant ve Hartank'ta eserlerini yazmaya devam etmiş ve nihayet Hartank'ta, ata binmek üzere olduğu bir sırada kriz geçirmiş ve ardından da ölmüştür

Buhâri, baş eseri Sahih'deki hadisleri, kendilerinden aldığı kişilerin biyografilerini tetkik için et—Târih el-—Kebir adlı bir eser yazmış, daha sonra bu eseri et-Târih es-Sagir adıyla özetlemiştir Kaynakların bildirdiğine göre Buhâri, et-Târih el-Kebir'ini Medine'de ikameti sırasında mehtaplı gecelerde Peygamber'in kabri yanında yazmıştır Buhâri'nin bugün elimizde bulunan diğer üç eseri es-Sülâsiyât, el-Edeb el-Müfred ve Halkı Ef'âli İbad adlarını taşımaktadır O'na izafe edilen Tefsir el—Kur'an ve Tenvir el—Ayneyn'in durumları tartışmalıdır

Hadis ilmine başlamasıyla ilgili bir soruya cevap verirken şunları söylüyor: "Onbir yaşına geldiğim sırada Abdullah bMübârek, vs gibi hadis bilginlerinin kitaplarını ve sözlerini ezberlemiştim Bunun ardından annem ve kardeşim Ahmet'le birlikte, hac maksadıyla Mekke'ye gittik Hacdan sonra ben, hadis tahsili için orada kaldım Onsekiz yaşına geldiğim sırada Sahabe (Hz Peygamber'in arkadaşları) ve Tâbiûn (Sahabileri tanıyan kuşak) bilginleriyle ilgili eserlerimi yazmaya başladım Tarih adlı eserimi de, yine o sıralarda Medine'de kaleme aldım Bu eseri, Hz Peygamber'in Ravzası yanında ve mehtaplı gecelerde yazmışımdır"


Büyük eseri Sahihi hazırlayışından bahsederken de şöyle diyor: "Bir gün, muhaddis İshak bRâhûye'nin meclisinde bulunuyorduk Dostlardan birisi 'ne olurdu, Hz Peygam-ber'in hadislerini bir araya toplayan özet bir kitap yazsaydınız' dedi Bu istek benim kalbimde yeretti ve topladığım 600000 hadisten seçmeler yaparak Sahih'imi vücuda getirdim Eserime aldığım her hadisi yerine koymadan önce boy abdesti alır iki rekât namaz kılardım"

En çok sevdiği şeylerden biri de, dostlarına, özellikle Ramazan geceleri, hatimle namaz kıldırmaktı
Diyor ki: "Allah'ın huzuruna vardığımda, bir kimsenin gıybetinde bulunmuş olmaktan hesaba çekilmek istemiyorum"
Dostlarından Muhammed bYusuf anlatıyor: "Kendisiyle birlikte kaldığım bir gece tam 18 defa kalkıp kandili yaktığını gördüm: Her seferinde aklına gelen, çözdüğü bir problemi kaydediyordu"

Bütün kaynaklar Buhâri'nin, ikamet ettiği her kentte ilmi sohbetlerinden binlerce kişinin yararlandığını yazmaktadırlar Bu çok genç ilim adamı zaman zaman da kıskançlıklara, maksatlı imtihanlara muhatab oluyordu Târihu Bağdad yazarı, Buhâri'nin, Bağdat'ta bulunduğu sırada şöyle bir olayla karşılaştığını bildiriyor: Bir grup hadisçi Buhâri'yi imtihan etmek maksadıyla yüzden fazla hadisin metinlerini ve rivayetlerinde yer alan kişileri, içinden çıkılamaz şekilde birbirine karıştırarak Buhâri'nin önüne getirirler Buhâri bunları okur ve karşısındakilere, bütün bunların doğru şekillerini hiç bocalamadan yazdırı-verir Bunu gören hadisçiler Buhâri'ye saygı ve bağlılıklarını arzederler Bağdat'lı hadisçilerden Musa bHârûn el-Hammâl duygularını şöyle dile getiriyor: "Bütün İslam milletleri, ikinci bir Buhâri vücuda getirmek için bir araya gelseler, yine de bir başka Buhâri meydana
getiremezler"

ir-JiDiyor ki Buhâri: "Bağdat'a her gittiğimde, büyük mezhep imamı Ahmet bHanbel ile sohbetlerimiz olmuştur"

Büyük hadis otoritelerinden bazılarının Buhâri'yle ilgili sözleri şöyle: "Şu gökkubbenin altında, Buhâri'den daha iyi hadis bilen bir insan görmedim" (Muhammed bİshâk) "Ey hadis ilmiyle uğraşanlar, Buhâra'lı şu gencin etrafında toplanın ve muhtaç olduğunuz her şeyi ondan öğrenin" (İshak bRâhûye) "Buhâri'nin göğsünde bir tüy olmayı isterdim" (Abdullah bHammad) "Hadis bilgini Müslim'i Buhâri'nin dizi dibinde, küçük bir çocuk gibi bir şeyler öğrenmeye çalışırken gördüm" (Hafız Muhammed bYâkup)

Buhâri'nin, doğduğu kenti terketmesi şu olay yüzünden olmuştu: Buhârâ Emiri Hâlid bAhmed O'ndan sarayına gelip ders okutmasını istedi Buhâri şu cevabı verdi: "Ben ilim adamıyım; şunun bunun kapısına ders vermeye giderek ilmi zelil edemem Eğer bir şey öğrenmeye niyet ve ihtiyacın varsa ders verdiğim yere veya evime gelirsin Bunun üzerine Emir'le araları açıldı ve Buhâri doğup büyüdüğü kenti terkedip Hartank'a gitmek zorunda kaldı Bu olay üzerine O, şöyle yakarmıştır: "Allahım! Artık yeryüzü bana dar gelmeye başladı, beni yanına al" Ve ;iiiJ aradan bir yıl geçmeden Buhâri bu haksızlıklar ve yolsuzluklar dünyasından ayrılıp Hakk'a yürüdü

Buhâri'nin mâruz kaldığı eziyet ve sıkıntıların bir sebebi de, kendisinin "Kur'an lafızlarının mahluk olduğu-"na inanmasıdır Tarihu Bağdad yazarının beyanlarına bakılırsa bu suçlama Buhâri'yi çekemeyenler tarafından, özellikle O'nu kendisine rakip gören Muhammed bYahyâ tarafından icat edilmiştir Bu iddianın, Kütüb-i Sitte'den ikincisini hazırlayan Müslim'i suçlamada da kullanıldığını görüyoruz (Buhâri için bk Hatib el-Bağdâdi; Tarihu Bağdâd, biyografi no: 424; İbn Hallikân; Vefeyât ilgili mad; Sübki, et-Tabakât, biyografi no:54)

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla