06-30-2010
|
#11
|
Şengül Şirin
|
Şivlilik
Şivlilik
Şivlilik kelimesinin anlamına dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte eskiden Konya'da çocuklar yırtıcı, göçmen bir kuş olan ve yerel ağızda "Cüllülük" adıyla bilinen kuşa çıkardığı ses dolayısıyla şivlilik derlerdi Prof Dr Mustafa Kafalı şivlilik eğlencesini leylek, kartal, çaylak gibi göçmen kuşların dönüşünü kutlamaya yönelik bir Nevruz eğlencesi olarak yorumlamaktadır (1995: 27) Ancak araştırmalar sadece Konya'da yaşanan bu tür bir eğlencenin Nevruzdan ziyade İslâm inanç ve gelenekleriyle bağlantılı olduğunu ortaya koymaktadır
Buna göre, üç aylar olarak bilinen "Recep" "Şaban" ve "Ramazan"ın Müslüman Türkler arasında özel bir yeri vardır Bunlardan ilk ikisi "İlk Namaz" ve "Orta Namaz" olarak da bilinir Şivlilik, "İlk Namaz" ayının ilk Perşembe günü, çocukların ellerindeki torbalarla kapı kapı dolaşarak kuru ve kabuklu yiyecek toplamalarının adıdır Bu tür bir eğlence yalnız Konya'da yaşanmaktadır Ancak, şivlilik sadece kuru yemiş toplamaktan ibaret değildir Günlerden beri devam eden bir sürecin son noktasıdır (Sakaoğlu, 1985b: 137; 2000: 86)
"İlk Namaz" (Recep) ayına bir aydan daha fazla bir süre önce gençler ve çocuklar arasında hazırlıklar başlar Bir ay boyunca her gece artan bir heyecanla devam eden eğlencelerde trampetler çalınır, kavallar öttürülür Bu gecelerin en belirgin özelliğini de rengarenk fenerler teşkil eder Bu fenerler evvelce mahallenin gençleri tarafından yapılır, yarım veya bir tabaka "eser-i cedid" kağıdı üzerine rengarenk boyalarla çeşitli resimler ve şekiller çizilirdi Bilhassa at, ata binmiş bir kahraman, örneğin Şah İsmail, Âşık Kerem resimleri en çok kullanılanlardandı Daha sonraki yıllarda İstanbul'dan hazır olarak gelen fenerler Attarlar Çarşısı'nda satılmaya başlanmıştır Fenerlerde kullanılan mumlar ise önceleri iç yağından yapılır, dipleri de kırmızı veya yeşile boyanırdı Sonraları ise, ispermeçet mumu kullanılmaya başlanmıştır
Haftalar boyunca devam eden gece eğlenceleri, akşam yemeğinin alelacele yenilip dışarıya çıkılmasıyla başlar ve gece geç saatlere kadar sürerdi Fenerler, sokağın iki duvarı arasına gerilmiş iplere asılır, kandil yaklaştıkça fenerlerin sayısı, kaval ve trampetlerin gürültüleri de artardı 5 Geceler eğlenceleri bu minval üzere devam ederken, "Recep" ayının ilk perşembe gecesine gelinirdi O gece "Regaib Kandili" olduğu için mahalle camiinde Mevlid-i Şerif kıraat edilir, o günün sabahında da çocukların haftalardan beri beklediği "şivlilik" toplanırdı Çocuklar kalabalık gruplar hâlinde ellerinde torbalarla kapı kapı dolaşır ve torbalarını doldururlardı Çocuklara daha çok kuru üzüm, leblebi, incir, iğde, şeker, vs verilirdi Kapı kapı dolaşırken de şu sözler söylenirdi (Sakaoğlu, 1985b: 137; 2000: 86):
"Şivli şivli şişirmiş, Ergen oğlan bişirmiş, İki çörek bir börek, Bize namazlık gerek Şivlilik  "
Çocukların şivlilik toplamaları öğleye kadar devam eder, dolaşmaya yakın komşulardan başlanır, uzak semtlere kadar gidilirdi Toplanan yiyeceklerin bir kısmı dolaşma esnasında yenildiği için acıkma söz konusu olmazdı O sabahın büyükler açısından taşıdığı değer ise daha başka olurdu Hemen her evde "bişi" adı verilen bir hamur yiyeceği yapılır, pekmezle yapılan un helvası ile akraba ve komşuların bilhassa fakir olanlarına dağıtılırdı "Bişi" yapılırken pek alışık olunmadığı için zeytin yağı yerine şırlan/şırlağan (susam yağı) kullanılır ve mutlaka perşembe günü pişirilip dağıtılırdı Yapılması ve dağıtılması geciktirilmezdi Bunun için Konya'da şöyle bir atasözü bile vardır "Namaz geçtikten sonra şırlağan yağını başına dök " Bu söz zamanında yapılmayıp geciktirilmiş işler için kullanılır (Sakaoğlu, 1985b: 137-138; 2000: 83-89; Kafalı, 1995: 2728; And, 1974: 96)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|