Şengül Şirin
|
Gıncırak veya Cıngırak Oyunu - Harmanbiş Oyunu - Depiş Depiş Oyunu - Yerim Kurtlandı
Gıncırak veya Cıngırak Oyunu
Gıncırağa genellikle uzun süren dinî bayramlarda binilirdi Adını, iki ağacın birbirine sürterek gıcırdamasından almış olmalı ki o sesi yansıtırdı Malzeme, biri uzun 3-4 m , diğeri kısa 1,5 m boyundaki iki ağaçtan oluşurdu Uzun olan ağacın ortasında, küçük yuvarlak bir oyuk oluşturulur, kısa olanın ucu küt bir şekilde sivriltilirdi Yere sağlamca gömülen mil şeklindeki ağacın üstüne uzun ağaç konur, iki tarafa birer kişi geçerek tahterevalli gibi binerlerdi
Yalnız tahterevalliden farkı, uçlara binenlerin dört metre çapında bir daire oluşturacak şekilde ine-kalka dönmeleridir Oyunun kuralı, hızlı dönmek ama düşmemektir Delikanlılar gıncırağa, ata ya da eşeğe biner gibi binip dönerlerken, genç kızlar karın üstü binerlerdi Tabi delikanlılar da genç kızlar da iyi giyimlidirler Ayaklar kundura veya iskarpinli, yeni şalvar ve entariler üstünde rengarenk başörtüleri bulunmaktadır Gıncırağın sürtünmesini azaltmak için, sürtünme noktaları yağlanırsa gıcırtı sesi azalmakta, binme hızına göre de kendine has bir ahenkle artmaktadır Artık çocukluğumuzun bir hoş sedası gibi, gıncırak da kültürel hazinemizin hafızalarında yerini almış bulunmaktadır (Arabacı, 2003:17)
Harmanbiş Oyunu
Harmanbiş oyunu toprak ve su ile oynanır Oyunu oynamak üzere birkaç çocuk ev dışında topraklı bir alanda daire şeklinde otururlar Oturmadan önce dairenin tam ortasına kümbet yapmak için toz ve toprak yığarlar Yığılan toprağın üzerine bir yandan su serperken bir yandan kuru toprak dökerek elleri ile kümbet yapmaya çalışırlar Bu esnada hep bir ağızdan şu tekerlemeyi söylerler:
"Harman biş, Gurban biş, Keloğlanın başı biş "
Kümbetin üzeri su ile sulandırılırken bir yandan da avuç içi ile toprak sıkıştırılır Güneş altında kurumaya yüz tutan kümbet âdeta taş gibi sertleşmeye başlar Oyuncular bir yandan kuruyan kümbetin kendi tarafına kalan kısımlarını ellerindeki çöp veya dal parçası gibi sivri ve sert nesnelerle delerken, bir yandan da açtıkları bu deliklerden kümbetin içindeki toprağı boşaltır Kümbet kaplumbağa kabuğu şeklini aldığında ise, tepeden bir delik açılarak su akıtılır Bu arada oyuncular daha önce delik açtıkları dal parçaları ile açmış oldukları delikleri kapamaya ve suyun kendi deldikleri delikten akıtmamaya gayret ederler Nihayet kimin deliğinden su sızarsa, ona sızan suyu dili ile yalattırmak gibi çeşitli cezalar verilir (Caferoğlu, 1994: 14; Kabadayı, 2003: 266) Oyunun farklı bir oynanış şeklinde ise, kümbetin açılan deliklerinden su yerine kağıt, saman vs yanıcı maddeler doldurulur ve dikkatlice yakılarak deliklerden süzülen alevler zevkle seyredilir (Sakaoğlu, 2000: 150-151)
Depiş Depiş Oyunu
Ev ortamında geceleri oynanan bu oyunda yedi, sekiz ya da daha fazla kız veya erkek çocuk yüzlerini birbirine dönerek, daire şeklinde ve ayaklarını ortaya uzatmış bir şekilde otururlar Oyunculardan biri, yerinden kalkmadan ortaya uzatılmış ayaklara bir bir değerek şu tekerlemeyi söyler:
"Edin nene, Bedin nene, Suya düşmüş, Gadın nene, Al çıh, Bal çıh, Aradan, Önçül, Sen çıh "
Tekerlemeyi söyleyen oyuncu bu "sen çıh" sözü söylerken eli hangi oyuncunun ayağına değerse, o oyuncu bacağını bükerek ayağını altına alır Bu sırada diğer oyuncuların hepsi birden sol ellerini avuçları yukarıya gelecek şekilde açarak sağ ellerinin şahadet parmaklarını açılan avuçlarının içerisine dikerek "govalan, govalan" diye bağrışırlar Bu sırada da avuçlarının içindeki parmaklarıyla daireler çizerler Oyunu yönlendirenin "diş, diş" diye bağırarak parmağı ile dişine vurması üzerine de hepsi dişlerine vurmaya başlar Bunun üzerine oyunu yönlendiren "pardı, pardı" diyerek tavanı gösterir Oyuncular tavana bakarken de "depiş, depiş" diyerek ortadakilerin ayaklarına tekmeyi basar Ötekiler de aynısını yaptıkları için tekme yemedik kimse kalmaz (Caferoğlu, 1994: 2122)
Yerim Kurtlandı Oyunu
Erkek ve kız çocukların birlikte oynadıkları bu oyunda çocuklar halka şeklinde çömelerek otururken ebe ayakta şu tekerlemeyi söyler:
"Ğulü ğulü gubbe, Eğsesi zuppa (züppe), Gel bizim dama, Çulları yama, Ahçı başı, Yağçı başı, Gel bizim dama, Gaygana bişir, Ben yiyim "
Ebe bu tekerlemeyi söylerken yerde çömelmiş vaziyette oturan çocukların başlarına dokunarak dolaşır Tekerleme bitince oyuncular hep bir ağızdan "yerim kurtlandı" diye bağrışarak sağa sola kaçışırlar Ebe de onları kovalayarak kaçanlardan birine elini değmek suretiyle ebelemeye çalışır Ebelenen oyuncu ebenin yerine geçer, ebe de diğer oyuncuların yanına ve oyun yeniden başlar Oyunun bir diğer adı da tekerlemede olduğu gibi "Ğulü ğulü gubbe" oyunudur (Caferoğlu, 1994: 5-6)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|