Şengül Şirin
|
Cevap : Beypazarı’nın Geleneksel Evlerinde Kapılar
V- SONUÇ
Coğrafya, mimariyi etkileyen en önemli faktörlerden birisidir Türkiye’deki evlerde farklı coğrafyalardan kaynaklanan değişiklikler vardır Ancak planlamada, oda - sofa ilişkisinde, odanın iç düzenlemesinde Türk evi kavramını kullanmamızı sağlayan ortak noktalar daha çoktur Ahşap karkas - kerpiç, taş, ahşap dolgu tekniği ile yapılan evlerde bile şehirden şehire değişen özellikler bulunabilmektedir
Kapılarda da aynı gelişimi görebilmek mümkündür Kapıların bölüntüsüz, üç, dört, beş bölmeli düzenlemeleri erken Osmanlı anıtsal yapılarının kapılarına kadar inebilmektedir[1] Ev kapıları, zaman zaman çok ince işçilikli olanları bulunabilmekle birlikte, anıtsal yapıların kapılarına göre daha basittirler
Kapılarda, anıtsal örneklere göre yeni düzenlemelerden çok, mevcut tiplerin şehirden şehire, bölgeden bölgeye değişebilen kompozisyon tercihleri söz konusudur Beypazarı’ndaki yangından sonra Safranbolu’lu ustaların gelip burada çalıştığı biliniyor[2] Bu yüzden evler gibi kapılarda da Safranbolu ile benzerlikler çoktur Buna karşılık en yakın merkez olan Ayaş evlerinin kapılarında D 5 ve E grubu tiplerine rastlanmaz[3] Yine E tipi kapı, Malatya ve Uşak’ta, yığma taş mimari ile yapılan Ormana evlerinde bulunabilmektedir
Osmanlı anıtsal yapılarındaki kapılarda ise daha çok üç bölmeli tip (üst ve altta kare birer göğüs ile ortada düşey dikdörtgen göbek) tercih edilmiştir Orijinal taç kapıları günümüze ulaşabilen 1445 tarihli Edirne Üç Şerefeli Cami avlu kuzey taç kapısı, harim kuzey doğu ve kuzey batı kapılarında[4], 1586 tarihli Manisa Muradiye Camisi kapısında[5] kündekari tekniğinde aynı şema görülmektedir Diyarbakır’da Şeyhoğulları Evi adıyla bilinen ancak Özdemiroğlu Osman Paşa’nın (1571-1575 tarihlerinde Diyarbakır Beylerbeyi) Konağı olduğu ileri sürülen evin[6] harem kısmındaki kapı ilginç örneklerden biridir Hatayi üslubunda vazodan çıkan çiçek kompozisyonuyla 16 belki de 17 yy özellikleri taşımaktadır Ancak 1889 ve 1903 tarihlerinin ahşap binisinde yazılı olduğu söylenen bir başka evin kapısında[7] aynı nitelikte bezemeye sahip bir kapının bulunması, bir geleneğe bağlılığı da akla getiriyor 17 yy sonuna tarihlenen Bursa Namazgah Evi kapısı[8], yine Diyarbakır’da 1863 tarihli evdeki, 1880 tarihli evdeki kapı[9], 19 yy a tarihlenen Bursa Muradiye Abdülvahab Evi[10] kapısı, bu tipin 15-20 yy larda kullanıldığını göstermektedir
Minyatürlerde de bunların çok sayıda örneğini bulmak mümkündür : Benzer olanlar ilgili başlık altında gösterilmiştir 16 yüzyıldan Hünername, Terceme-i Miftah-i Cifrü’l-Cami, Hadikatü’s Süeda, 1581 tarihli Şehname-i Selim Han, aynı tarihten Nusretname, Surname-i Hümayun’dan Süleymaniye Camisi maketi, 18 yy dan Surname-i Vehbi minyatürlerinde kapılar hep bu tiptedir[11] Anlaşıldığı kadarıyla bu tip geleneksel şemayı oluşturmaktadır 1782 yılına tarihlendirilen Birgi Karaoğlu Camisi[12] kapısında görülmesi, bu tipin sonraki yüzyıllarda da tercih edildiğini göstermektedir
Evler hakkındaki yayımlardan belirlenebildiği kadarıyla konak gibi nitelikli evlerin kapıları, anıtsal yapılardaki kapılara yakın ince işçiliklidir Ortalama evlerdeki kapılar daha sadedirler Şehirlerin ekonomik gelişmişliklerine göre, geleneğe bağlılık veya çeşitlenme ortaya çıkmaktadır Bu alandaki değişimin ağırlıklı olarak 19 yüzyılda başladığını söyleyebiliriz Beypazarı kapıları, bölüm sayısı bakımından nispeten geleneği sürdürmesine karşılık daha sadedirler Bu geleneğe bağlılık, Beypazarı evlerindeki kapı tokmaklarında da görülmektedir[13] Tipolojisi verilen Kastamonu ve Eskişehir evleri kapıları ise daha çeşitli ve süslüdürler
Kapılar konusunda iki temel sorun vardır Birincisi daha önce de ifade ettiğimiz gibi, kapılar hakkında yayımların çok az oluşudur Bu durum sağlıklı bir sonuca varmayı zorlaştırmaktadır İkincisi ise tarihlemede karşımıza çıkmaktadır Evlerin kapılarında bir iki istisna dışında tarih yoktur 13-17 yy anıtsal mimarideki kapıların bezeme ve teknikleri farklı olduğu için, bu dönemlerden tarihi bilinen bir yapıdaki kapıyı daha rahat bir şekilde orijinal veya değil diye ayırabiliyoruz Ancak 18 yy dan itibaren bezemeler ve teknikleri değiştiği için bu ayırım kolayca yapılamamaktadır Örneğin 17 yy a tarihlenen veya 18 yy dan olduğu tarihiyle belli bir evin kapısının evle aynı tarihten mi olduğu, yoksa 19 yy da mı değiştirildiği anlaşılamamaktadır Kapılardan parçalar alıp laboratuar incelemeleriyle bir sonuca varmak mümkündür, ancak bugün için böyle bir imkanımız da yoktur
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|