Şengül Şirin
|
Bulgaristan Güzel Sanatlar
Güzel Sanatlar
Bizans dünyasının sınırlarında bulunan Bulgarlar, önce bozkır sanatını buralara getirdiler; daha sonra ise, hıristiyanlığı kabul etmeleriyle birlikte (IX yy ) temelde süslemeciliğe ağırlık veren bu sanatla, kesin olarak yerleştikleri ülkenin sanatını bağdaştırdılar En eski yapıtlar şunlardır: kayalara oyulu Madara süvarisi; Nagy-Szent-Miklos hazinesi (Viyana müzesi); başkentleri olan Pliska Aboba'da iki saray kalıntısı Bizans etkileri (Nesebır kiliseleri), günümüzde ancak temelleri ayakta kalan Pliska Aboba bazilikası'nda (IX yy ), Preslav sarayı'nda ve yuvarlak plan şeması mozaikleri ve kakma mermerleri ile ilgi çeken saray kilisesinde göze çarpar Aziz Pantaleimon manastın'nın kalıntılarında, çok sayıda renkli seramik ortaya çıkarılmıştır
ikinci Bulgar imparatorluğu döneminden (1197-1396) kalma yapılar daha küçük boyutlardadır En çok Tırnova'da ve bu kentin yakın çevresinde rastlanan bu yapılarda göze çarpan sadelik Bogomiller hareketinden kaynaklanır (Tırnova'da Kırk Mıçenitsi kilisesi [1230]) Cephelerde çok renkli malzeme kullanılır, taş ve tuğla sıraları almaşık olarak birbirini izler; mineli levhalara çok az rastlanır, fresklerde bizans katılığının yerini belli bir gerçekçilik alır (özellikle Sofya yakınında Boyana'daki küçük kilise [1259]; absidadaki İyilikçi isa betisi, bizans sanatının Balkanlardaki en yetkin örneklerinden biri sayılır)
İkinci Bulgar imparatorluğu döneminde, duvar resminde büyük bir gelişme görüldü; bu gelişme Makedonya ile aynı zamanda, daha genel olarak da, bizans resmi ile aynı ritimde oldu Zemen kilisesi'nde (XII-XIII yy ) ikona kırıcılık döneminden önceki konular işlendi; buradaki resimler, eskiyi anımsatan ve halka özgü bir görünüm taşırlar Buna karşılık, Boyana kilisesi, kendine özgü gerçekçi özelliklerini korumakla birlikte, Konstantinopo-lis örneklerinebağlı katan son derece gelişmiş bir resim anlayışını sergiler XIV yy 'da, konular ay m kalsa da, güzellik anlayışı değişir: Baçkovo'da, Berenda'dave Spasovica'da yalın bir betimleme tarzı kullanılır; ancak, gerçekçi öğelerin zenginliği, resme yerel ve güncel bir renk katar
Gerçekçi eğilim Osmanlı döneminde de sürdü: Kremikovtsi (1493) ve Poganovo (Yugoslavya) [1500] manastırlarının, Tırnova'daki Aziz Petır ve Aziz Pavel kilisesi'nin (XVI yy ) duvar resimleri Gerçekçi eğilim XVII yy 'da, bizans etkilerine boyun eğdiyse de, XVIII yy sonlarında, Hristo Dimitrov ve okulu (Plevne, Pazarcık kiliseleri, Baçkovo ve Rila manastırları) ile yeniden ortaya çıktı, ikonalar (bunlar geleneksel üsluptaydı) uzun bir süre Aynaroz dağından getirtildi; bu durum, XIX yy 'da, Trevna, Samokov, Bausko ve Debar gibi daha canlı bir üslupla çalışan yerel okulların ortaya çıkmasına kadar sürdü
Bulgar minyatür sanatı da, bizans katılığı (giysilerde) ile gerçekçilik (insan yüzlerinde) arasında gidip geldi: Çar İvan Aleksandır'ın dua kitabı (1356; British Museum), halkın günlük yaşamından sahnelerin sergilendiği Manasses Konstanti-nos'un kronikleri (1360, Vatikan kütüphanesi)
Taş heykelciliğinin izine rastlanmaz; buna karşılık, tahta işçiliği alanında çok sayıda başyapıt vardır: Rila manastın'nda (XIV yy ) Hrelu kapısı ve tahtı, Lutacovo kilisesi'nin (XVIII yy ) Sofya müzesi'nde korunan frizleri
Siyasetteki yenilikler, 1830'dan başlayarak sanatta, büyük Ortodoks mimarisiyle simgelenen bir uyanışı da birlikte getirdi; Rila manastın'nın yeniden inşası, Sofya'da Aleksandr Nevski katedrali'nin yapımı İkonadan portre resmine geçiş, Hristo Dimitrov'un oğlu ressam Zahari Zograf'ın (1810-1853) yapıtlarında izlenir
Çek asıllı ressamlar, Jan (ya da ivan) Mrkviçka (1856-1938) ve Yaroslav Vışin, 1878'den başlayarak ülkedeki yaşamdan esinlendiler; bu açıdan ilk çağdaş bulgar ressamları sayılırlar, ivan Angelov, Anton Mitov ve başka sanatçılar da onları izleyerek köy yaşamını, folkloru işlediler 1880'lerde doğan genç ressamlar ise, portre resmi ve insan figürüyle (Tseno Todorov ve Aleksandır Boyinov) ya da izlenimci renk ve manzaralarla (Vladimir Dimitrov-Maystora ve Boris Denev) ilgilendiler Sirak Skitnik, İvan Milev ve Veselin Stoykov'un egemen olduğu iki savaş arasındaki artizlenimci kuşak, kozmopolitliğe karşı tümüyle bulgar bir sanat anlayışını ortaya koydu Gerçeküstücü Georgi Papazov ve anlatımcı Jules Pascin, Paris okuluna bağlıdır Deçko Uzunov, İliya Beşkov, iliya Petrov, Nikola Balkanski gibi 1900 dolaylarında doğan ressamlar, ustalarından aldıkları renkçiliği geliştirdiler, toplumsal sorunları işleyen yapıtlar verdiler Bu akım, Hristo Neykov (doğm 1929) ve Stefan Gaçev (doğm 1935) gibi çağdaş sanatçılar tarafından sürdürüldü
Heykel sanatı köklü bir geleneğe dayanmaz Bu alanda, Ivan Lazarov (1884 -1952), Vladimir Ginovski (doğm 1927) ve Veliçko Minekov (doğm 1928) gibi sanatçılar dikkati çekti
Çağdaş mimarlık, İkinci Dünya savaşı'ndan sonra Lyuben Tonev ile ortaya çıktı Mimar ve kuramcı olan Tonev, ilk bulgar şehircisidir; Sofya, Plevne, Loveç ve Burgaz'ın yeniden düzenlenmesi için planlar yapmıştır Aleksandır Barov'un da çağdaş bulgar mimarlar arasında önemli bir yeri vardır Sofya'daki Ludmila Zhivkova Ulusal kültür sarayı, Barov'un en ünlü yapısıdır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|