06-14-2010
|
#3
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Uyuşturucuların İnsan ve Çevreye Etkisi
ALKOLÜN ÇEVREYE ETKİSİ
Alkolün yol açtığı felaketlerin başında sosyal felaketler gelmektedir Bunun sebebi ise, alkol alan şahısta kontrol kaybolduğundan kişi uygunsuz davranışlarda bulunur; bunalıma girer ve ailede çekişmelere,anlaşmazlıklara, tartışmalara yol açar Bu durumda etkileşim çocuklara olur Çocuk aile dışına itilir İstenilmeyen duruma düşer Ailede dengesizlik başlar Netice olarak ailede boşanmaya kadar giden durumlar mtaya çıkar
Alkol, insanda ahlâk, iffet, sadakat duygularını uyuşturur ve aileye ağır darbe vurur İlmî literatürlere göre ırza tecavüzlerin, çevreye saldıran insanların sebebi, alkollü olmalarıdır ABD'de yılda 250 bin kadına zorla tecavüz edilmektedir Refah ülkesi diye adlandırılan batı ülkelerinde fahişeler ve fuhuşa sürüklenenler üstünde yapılan araştırmalarda bu gibi kişilerin ebeveynlerinin de alkol bağımlısı olduğu tespit edilmiştir
Alkol iş hayatında da olumsuz etkilere sahiptir İnsan gücü kaybı, iş verimi düşüklüğü sıralanabilir ABD'de endüstriyel hayatta alkol alanların iki kat daha fazla hata yaptıkları, Fransa sanayiinde ise oluşan kazaların 1/5'inin alkollü iken meydana geldiği belirtilmiştir Dolayısıyla ekonomik verimin düşüklüğü ve maliyeti arttırıcı olarak mütalaa edilen alkol kullanımı neticesinde ekonomik çevrenin de zarar gördüğü ispatlanmıştır Alkolik suçluların işlediği cezalar sebebiyle hastanelerin meşgul edilmesi düşünüldüğünde üretim olmadığı gibi tüketici bir toplum oluşarak ekonomiye zarar verdiği belirlenmiştir
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) World Health Organization 30 ülkeyi kapsayan araştırmasında 1991 yılı içinde cinayetlerin % 85'i, ırza tecavüzlerin % 50'si şiddet olaylarının % 50'si, trafik kazalarının % 50'si, eşlerini dövenlerin % 85'i, işe gitmeyenlerin % 60'ının bütün bu suçları alkolün etkisi ile işlediklerini ortaya koymuştur Aynı araştırmada dünyada alkol almak için eşyalarını satanların % 9 olduğu, alkol harcamalarının her yıl % 60 arttığı, alkol bağımlılarının son 10 yılda % 4'ten % 10"a çıktığı ifade edilmiştir
Türkiye'mizdeki durumsa, yine WHO'nun tespiti ile pek içaçıcı gözükmeyip 1991 yılı içinde "bira dahil her türlü alkollü içki içmeyi miktarı ne olursa olsun alışkanlık haline getiren kimselerin tümü birden alkolik kabul edilir" (WHO Rapor 1991) izahından sonra Türkiye'deki bu rakamın 4 milyon kişi olduğu, dünya içki tüketiminde son yılda % 10,5 artışla 3 olduğumuzu, 13 milyon kişininde alkol dostu olduğu raporda belirtilmiştir Buradan çıkan sonuç; ülkemizdeki 15 kişiden birinin alkolik, 4 kişiden birininde alkol kullanabilme alışkanlığına sahip olduğu ve bu kişilerin heran çevreye zarar verebileceği gözardı edilmemelidir
Türkiye'de yapılan araştırmada;1991 yılı içerisinde; trafik kazalarının % 61'i, ırza tecavüzlerin % 50'si, cinayetlerin %85'i, şiddet olaylarının % 50'si, eşlerinin dövenlerin% 70'i, akıl hastalarının % 51'i, boşanmaların % 80, genel suçların (adi) % 66'sının, alkol kullanmanın etkisi ile oluştuğu devletin resmî organlarınca açıklanmıştır (Yeşilay-1992)
Ülkemizdeki 5 milyonu aşan sakatlar ve özürlülerin oluşumundaki en büyük etkenin alkol kullanılması olduğuda açıklanmıştır
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye'de alınması gereken tedbirlerin yanında karşımıza çıkan tablo dahada korkutucudur Ülkemizde ağır alkollü
içkilerin imalatı son yıllarda % 50 artmış, bu oran bira tüketiminde % 400'e ulaşarak tehlike sınırını aşmış ve içkiye 1991 yılı içinde 5,5 trilyon para harcanmıştır (Rapor-1992)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|
|