Konu: Babil
Yalnız Mesajı Göster

Babil, Babilu

Eski 06-08-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Babil, Babilu



BABİL, akkadca Babilu, Akkad ülkesinde kent ve çeşitli krallıkların başkenti Fırat'ın bir kolu üstünde bulunuşu Babil'de zengin bir tarımın gelişmesini sağladığı gibi, onu Mezopotamya'nın başlıca ticaret yolu üzerinde bir konak durumuna da getirdi

• TARİH Babil, tarihte görece olarak geç -Akkad döneminde (i 0 XXIII yy) - ortaya çıktı ve Ur'un düşüşüne değin (2003)


ikincil bir kent olarak kaldı Aşağı Mezopotamya'da isin ve Larsa üstünlüğü elde etmek için çekişirlerken, Sumu-abum adlı amurrulu bir önder Babil'de bir krallık kurdu (1 Babil hanedanı, 1894-1595); bu devlet akkadcanın yerel bir değişkesi olan babil dilini resmi dil olarak benimsedi ilk beş kralı komşularıyla savaştılarsa da, bir yüzyılın sonunda, ele geçirdikleri yerler yalnız Akkad ülkesinin K-D'sunda-ki yarım düzine kadar ikincil kentle sınırlı kaldı Bununla birlikte, Babil belki de bu dönemde hükümdarına eşine az rastlanır gelir kaynakları sağlayan büyük bir kent oldu Bu kralların altıncısı olan Hammurabi (1793-1750), iki Nehir ülkesi'nin öteki krallıklarını yıktı

Hammurabi'nin kurduğu imparatorluk kendisinden sonra yaşamadı; ama Babil, bundan sonra, binyıldan uzun bir süre aşağı yukarı bütünüyle Babil ülkesi (Babylonia) ya da Mezopotamya'yı kapsayan bir ülkenin başkenti oldu Bununla birlikte, kendine özgü bir yazgısı da oldu

Babil, İÛ XVIII yy'a doğru, Doğu' nun başta gelen kültür merkezi oldu Yazıcıları, sümerli komşularının izinden giderek, sümer ya da akkad dilinde ilahiler, efsaneler, destanlar ve sihir, fal, tıp ve matematik kitapları yazdılar Böylece bütün Batı Asya'daki meslektaşlarını bilgilendirdiler Babii'in büyük dinsel yapıları (Marduk-kentin tanrısı tapınak ve ziggu-ratı) ilk olarak bu dönemde yapıldı

Bu büyük kentin ünü, Hitit Mursilis l'in gözü pekçe bir saldırıyla onu yağmalamasına neden oldu (1595) Bunu iki yüzyıllık bir karanlık dönem izledi Bundan sonra da yeni bir edebi etkinlik dönemi geldi Nabukodonosor l'in Elam'a karşı kazandığı zafer, bu etkinliği o sırada Ba-bil tanrılar tapınağında ilk yeri alan Mar-duk'un yüeeltilmesine yöneltti Aşağı Fırat kentinin dini, bilimi ve edebiyatı, ASLlr" lular'ın gözlerini kamaştırdı Asurlular i Û XIV yy'dan başlayarak ondan çok şey aldılar Fakat, Aramiler'in istilasından ötürü (XI yy'dan başlayarak) siyasal üstünlük Babil'den Asur'a geçti i O IX yy'dan başlayarak, Asur kralları birbiri ardından Babylonia'yı cezalandırıcı seferler ve kutsal akkad kentlerine hac yolculukları düzenlediler Fakat Teglatfalasar lll'ün ardından bu asurlu krallar, 728'de, kendilerini Babil kralı ilan ederek büyük kent halkının ulusal gururunu incittiler Birçok kez bu yabancılara başkaldıran Babil, 689 ve 648'de yağma edildi Ama Asur'dan sonra da varlığını sürdürdü ve en görkemli dönemini "kaide" sülalesinin egemenliğinde (626-539) yaşadı Nabu-polassar ve Nabukodonosor II, anıtlarını onarıp ilk durumlarına getirdikleri kenti, üzerinde kutsal hayvan resimleri bulunan mine kaplı tuğlalarla süslediler



Babil krallığı Keyhüsrev'in fethinden (i Ö 539) sonra ortadan kalktı; ama Babil, 476-475'e kadar, kendilerine Babil kralı diyen pers hükümdarlarının kışlık oturma yeri olarak seçildi Babil, 522'de ve 482'de, gene de bu yabancı egemenliğine başkaldırdı, iskender'in başkenti (331-323) olan Babil, Seleukos I kentin yakınlarında Dicle Seleukeia'sını kurunca (301 'e doğr), tüm siyasal işlevini yitirdi Seleukos I, değerden düşen kentin nüfusunun bir bölümünü bu yeni kente yerleştirdi Babil'in yönetici çevreleri hellen-leşerek kentlerinde bir tiyatroyla bir spor, okulu yaptırttılar Her ne kadar İSI yy'da hâlâ Marduk ibadeti sürmekle birlikte, çivi yazısı bırakıldı ve çöküşü hızlanan Babil, ilkçağ'ın sonlarında, artık yalnız Nabukodonosor'un tutsak edip buraya sürdüğü Yahudiyeliler'in torunları olan Yahudiler'in dinsel etkinlikleriyle tanınıyordu ( - talmud)

• ARKEOLOJİ Dikdörtgen planlı kent, 16,5 km'lik içiçe iki surla korunuyor, bunları geniş bir su hendeği kuşatıyordu Fırat nehri de müstahkem bir rıhtımın koruması altına alınmıştı Kent, ancak ihanet sonucu,''muharebesiz ve savaşsız'', alınabilmiştir Büyük yollar, sekiz ana kapıya ulaşıyordu Kuzeyde tanrıça iştar'a (Doğurganlık tanrıçası) adanan kapı, aslanlarla süslü 30 m'lik bir tür geçit aracılığıyla tanrı Marduk'un büyük tapınağı Esagila'ya giden Tören yolu'na açılıyordu Yüksekliği 20 m'yi aşan bu tapınak, 550x450 m'lik bir alanı kaplıyordu Az ötedeyse yüksekliği 90 m'yi bulan çok-katlı kule (ziggurat) ya da Babil kulesi yer alıyordu Bu yapılar "Esagil" denilen tablette kayıtlı kutsal sayı kurallarına kesinlikle uygun boyutlardaydı, iştar kapısından resmi binaların bulunduğu mahalleye de gidilirdi Nabukodonosor'un büyük sarayının kral dairelerinden Asma bahçe-

ler'e geçilirdi Bu mahalle, Fırat'a bağlı olan ve kentin çevresindeki su hendeğini besleyen kanallar ağıyla kaplıydı İki bulvarı, yirmi dört büyük caddesi, elli üç büyük ve altı yüz küçük tapınağı bulunan kentin içinden iki büyük su kanalı geçiyordu
Yatağı değişen Fırat'ın karşı kıyısında yapılan yeni mahalleler, kente bir köprüyle bağlandı; bu köprünün 21x9 m boyutlarında yedi kemer ayağı ortaya çıkarıldı

i Ö III yy'dan kalma çivi yazısı bir tablet, Herodotos'un anlatıları ve Almanlar' ın R Koldewey yönetiminde düzenli biçimde sürdürdükleri kazılar (1899-1917) yıkıntı alanının büyük bir bölümünü kaplayan Nabukodonosor'un görkemli kentini düşlememize olanak sağlar Bu yıkıntı alanında iştar kapısı kalıntıları hemen dikkati çeker; bu kapının sonradan yapılmış bir örneği Berlin müzesi'nde bulunmaktadır; üzerinde tanrı Marduk ve tanrı Adad'ı simgeleyen boğa ve griffon betimlemelerinin sıralandığı bu kapı, çokrenk-li, sırlı ve özgün tuğlalardan yapılmıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla