Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Amerika Birleşik Devletleri (ABD)

Eski 06-02-2010   #6
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Amerika Birleşik Devletleri (ABD)



Günden güne artan bir askeri güce dayanan ABD diplomasisi, "barış içinde bir arada yaşama" ilkesini (Kennedy ile Hruşçev'in haziran 1961'de Viyana buluşmasında gerçekten anlaşma sağladıkları tek nokta) zedelemeden, uluslararası komünizmin gelişmesini durdurmaya çalıştı Gerçi hükümetin onayıyla Fidel Castro rejimini devirmeye kalkışan (Domuzlar körfezi çıkarması, 17 nisan 1961) 2 000 kübalı mültecinin kurtarılamaması Demokrat yönetim için büyük bir darbe oldu Ancak bu hükümet Hruşçev'in nükleer deneme tehdidini artırmasına karşın (3 ağustos 1961 'de Sovyet, mayıs 1962' de amerikan denemeleri yeniden başladı) dünya güçler dengesinin ne biçimde olursa olsun yeniden gözden geçirilmesine, Kennedy'nin etkisiyle karşı çıktı SSCB'nin Doğu Almanya'ya sınırlarını kapatmak (13 ağustos 1961) ve hemen ardından Berlin duvarı'nı yapmak için izin verdiği sırada Kennedy, patlama noktasına gelmiş bu gergin ortamda batılıların, Reichin eski başkentine serbestçe girip çıkma özgürlüğünü korumayı başardı Ekim 1962'de ise SSCB'yi daha büyük bir yenilgiye uğrattı Küba'ya ABD topraklarına yönelik nükleer başlıklı sovyet füzeleri yerleştirilmesinin (temmuz-ekim 1962) yol açtığı bunalım sonucunda, Hruşçev'i toplu imha silahlarını adadan çekmeye zorladı (28 ekim)

ABD'nin dünya iktisat siyasetinin ikinci önemli etkeni, ülkenin aşırı üretim ve işsizlik tehlikesinden kaçınabilmesi için kendine dış pazarlar bulmak zorunluluğuydu Bu siyaset üç temele dayandırıldı: yabancı ülkelere yardım, dışsatımın geliştirilmesi ve yabanc ülkelerdeki yatırımların artırılması

Ne var ki, dünyada yaygınlaşan ABD düşmanlığı Japonya'da 1960'ta güvenlik antlaşmasının yenilenmesi sırasında kendini göstermiş, hemen Latin Amerika' ya (başkan yardımcısı Nixonin 1958'de yaptığı olaylı gezi), sonra da Avrupa'ya (başkan yardımcısı Humphrey'nın 1967 nisanındaki gezisinde aleyhte gösterilerle karşılanması) sıçramıştı Bu düşmanlığın temel nedenlerinden biri, ABD'nin giderek artan sayıda asker bulundurduğu Vietnam'dı Bu ülkedeki savaşta tam anlamıyla kapana sıkışan ve sonuçta kamuoyu ikiye bölünen (güvercinler ve şahinler karşıtlığı) ABD, Çinin yayılmasını önleyebilmek için, Güney-doğu Asya'daki tüm ülkelere (Tayland, Laos), giderek daha açık biçimde müdahale etmeye başladı Bu yüzden Avrupa'daki güçlerini azaltmak zorunda kaldı (160 askeri üssün kapatılması); 1967'deki üçüncü Arap-is-rail savaşı'ndan sonra SSCB'nin Yakındoğu'ya yerleşmesini engelleyemedi; batı dünyası ve NATO'daki liderliği tartışma konusu edilmeye başladı; Vietnam savaşına karşı hoşnutsuzluğun yaygınlaşması ve zenci ayaklanmasıyla ülke bütünlüğünün sarsılması tehlikesi doğdu; ülke, iktisadi ödemeler dengesindeki açıktan ötürü sıkıntıya düştü Böylece ABD, ulaştığı olağanüstü iktisadi refaha karşın, çok ciddi sorunlarla karşılaştı 31 mart 1968'de cumhurbaşkanı Johnson yeniden adaylığını koymayacağını ve Kuzey Vietnam ile, savaşın hızını azaltma amacıyla görüşmelere girişmek istediğini açıkladı: öngö-rüşmeler gerçekten de mayıs ayında Paris'te başladı

Başkanlık seçimlerinde aday olabilmek için Demokrat parti'de Eugen McCarthy, Robert Kennedy ve H H Humphrey, Cumhuriyetçi parti'de de Richard Nixon ile Nelson Rockefeller çekişiyorlardı, ama R Kennedy'nin 6 haziran 1968'de öldürülmesi, başkanlık seçimi tahminlerini altüst etti • Richard Nixon'ın başkanlık dönemleri (1968-1972, 1972-1974) 5 kasım 1968'de yapılan seçimleri, Cumhuriyetçi parti'den Richard Nixon, 73 milyon oy üzerinden, Demokrat parti adayı H Humphrey'den ancak 500 000 kadar fazla oy alarak kazandı Cumhuriyetçilerin seçimleri, oyların % 43,40'ını alarak kazanmalarına karşın, Demokratlar her iki mecliste de çoğunluğu korudular Yeni başkanın karşısına hemen zenci sorunu çıktı Black Panthers örgütünün çıkardığı karışıklıklara karşı koymakla birlikte, mart 1969'da azınlıkların ticari etkinliklerini desteklemeyi amaçlayan Office of Mi-nority Business Enterprise'\ da kurdurdu ABD halkı içinde yoksul kesimlerin günden güne büyümesi karşısında, en yoksul Amerikalılara bedava besin yardımı programını yaygın biçimde uyguladı

Ama, ekonomik güçlükler bu siyasetin başarıyla uygulanmasını engelledi Nixon, başkan seçilir seçilmez, enflasyonla mücadele etmek zorunda kaldı Enflasyondan doğacak bir bunalımı engellemek için, işçilere karşı bir güç denemesine girişti Bunun sonucunda işsizlik oranı arttı; 1970 eylülünde % 5,5 iken 1971 mayısında °/o 6,2'ye yükseldi Başkan, bu sorunlara bir çözüm bulabilmek için, 1971 ' de iktisadi genişlemeye yönelik bir bütçe önerdi Her türlü fiyat ve ücret sınırlandırmasına ve uluslararası ticarete zararlı olabilecek her türlü devlet korumacılığına, Kongre'nin ısrarına rağmen karşı çıktı
Vietnam savaşı'nın gerektirdiği askeri bütçe, ABD'nin iktisadi sıkıntılarını daha da artırıyorduVietnam savaşı na kısa sürede son vereceği umuduyla seçilmiş olan Nixon, 1969 mayısında, iki temel İlkeye dayalı tutumunu açıkladı: Güney Vietnam'da savaşa katılan tüm yabancı birliklerin ülkeden çekilmeleri ve Güney Vietnam halkının kendi geleceğini belirleme hakkının tanınması Aslında başkan Nixon, çatışmanın "vietnamlaştırılmasına", yani Güney Vietnam ordusunun, savunmasını tek başına ve amerikan hava kuvvetlerinin stratejik yardımıyla yapması için güçlendirilmesine bel bağlamıştı

1972 martında Hanoi ve Ulusal Kurtuluş cephesi kuvvetlerinin büyük bir saldırıya geçerek Güney Vietnam kuvvetlerini ağır bir yenilgiye uğratmaları, Nixonin ö-nerdiği " vietnamlaştırma" ilkesinin iflas ettiğini açıkça ortaya koydu Nixon Haip-hong limanının mayınlanması ve mayıs ayında Kuzey Vietnam'ın ablukaya alınmasıyla buna karşılık verdi Başkan, seçimlere birkaç ay kala, çıkmazdan kurtulmayı başardı Vietnam'daki yedek güçlerin çekileceğini açıkladı ve 1968 aralığında ulusal güvenlik özel danışmanlığına atanan Henry Kissingerin aracılığıyla, Kuzey Vietnam ile görüşmeleri yeniden başlattı 1972 ekiminde ateşkes antlaşması imzalanmak üzereyken, 18 aralıkta ABD bombardıman uçaklarının saldırıları yeniden başladı Görüşmelerin kesilmesinden ve 30 aralıkta hava saldırılarının durdurulmasından sonra, 8 ocak 1973'te yeniden başlatılan görüşmeler, 27 ocakta Paris'te bir ateşkes antlaşmasının İmzalanmasıyla sonuçlandı 15 ağustos 1973'te ABD Kamboçya'ya hava saldırılarını durdurdu

Nixonin dış siyasetinin en gösterişli olayı, Çin ile yakınlaşma oldu 1969 şubatında, iki ülke arasındaki diyalog yeniden kuruldu Aynı yılın aralık ayında, ABD 1950'den beri Çin Halk Cumhuriyeti ile ticareti güçleştiren bazı önlemleri yumuşattı 1971 martında, dışişleri bakanlığı, ABD yurttaşlarının Çin'e seyahatleriyle ilgili kısıtlamaların kaldırıldığını açıkladı Ağustos ayında, dışişleri bakanı William Rogers, ABD'nin Çin Halk Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler'e alınmasına karşı çıkmayacağını bildirdi 1972 şubatında Pe-kin'de, Nixon ile Mao Zidong (Mao Zedong) arasında bir zirve toplantısı yapıldı
ABD siyasetindeki bu yeni yönelim, ABD'nin öteki devletlerle, özellikte de SSCB İle olan ilişkilerine de yansıdı Nixon, 1972 mayısında Moskova'ya gitti, iki ülke arasında uzay araştırmaları ve bilimsel - teknik araştırmalar konusunda işbirliğini öngören birer antlaşma İmzalandı Brejnev'in ABD'ye seyahati (haziran1973), nükleer savaşın önlenmesi konusunda anlaşmaya varılmasıyla sonuçlandı 1974 eylülünde, ABD ile Alman Demokratik Cumhuriyeti arasında diplomatik ilişkiler kuruldu

15 mayıs 1972'de, yirmi yedi yıllık ABD işgalinden sonra, Okinava ile Ryukyu adaları Japonya'ya geri verildi (Japonya 1969'dan beri bu adaların geri verilmesini istemekteydi) Ama Japonya - ABD ilişkilerini olumsuz yönde etkileyen iktisadi uyuşmazlıklar 1971 'de imparator Hiro-hito ile Nixonin Alaska'da buluşmalarına rağmen ortadan kalkmadı
1972 başkanlık seçimlerinde, cumhuriyetçilerin adayı R Nixon, 7 kasım 1972 günü, senatör George McGovern'a karşı, oyların °/o 60'tan çoğunu alarak yeniden seçildi Ama Cumhuriyetçi parti, her iki mecliste de azınlıkta kalmaktan kurtulamadı ve hatta Senato'da iki sandalye daha kaybetti


Fakat 1973 mayısında, Beyaz saray ile yakından ilişkili önemli hükümet görevlilerinin de bulaştığı Watergate skandali patlak verdi 1973 ekiminde de nüfuz suiistimali ve rüşvetçilikle suçlanan Spiro Ag-new istifa etmek zorunda kaldı Yerine, Temsilciler meclisi'nde cumhuriyetçilerin grup başkanı olan Gerald Ford getirildi
Watergate soruşturması, olaydan başkanın sorumlu olduğunu ortaya koyunca, Nixon görevinden ayrıldı (8 ağustos 1974) Yerine geçen Gerald Ford, başkan yardımcılığına Nelson Rockefeller'i atadı • Gerald Ford'un başkanlık dönemi (1974-1977) Ancak bir ara yönetim özelliği taşıyan bu dönemde, yeni başkan, Nixonin göreve atamış olduğu dış siyasetten sorumlu kişileri, özellikle de dışişleri bakanı ve başkanın ulusal güvenlik danışmanı Henry Klssinger'i bu görevlerinde bıraktı Başkan, SSCB ile barış içinde bir arada yaşama siyasetini tehlikeli bularak kaygıya düşen sağ kanat tarafından eleştirildi (1975 nisanında, Güney Vietnam komünistlerin eline düştü, aynı tarihte Kamboçya Kızıl Khmerler yönetimine girdi; Angola ise Sovyetler tarafından desteklenmekteydi) Öte yandan sol kanat, Watergate sorumluları bir davayla kesin olarak saptanmamışken,Ford'un Nix-oni bağışlamış olmasını eleştiriyordu Birçok amerikan yurttaşı da devletin en yüksek makamına,hatta başkan yardımcılığına bile seçimle gelmemiş bir kişinin başkanlığını kabul etmek istemiyordu Aslında cumhuriyetçilerin geriledikleri apaçık görülüyordu,nitekim 1974 kasımındaki temsilciler meclisi seçimleri demokratların zaferiyle sonuçlandı

Jimmy Carter'irı başkanlık dönemi (1977-1981) Bununla birlikte 1976 başkanlık seçimlerini Ford küçük bir farkla kaybetti: kendisi oyların °/o 48'lni alırken, partisi Meclis'te 240 temsilcilik elde etti Ford'un rakibi Jimmy Carter, siyaset sahnesinde yeni bir addı; seçim kampanyasında Washington'daki yolsuzluklar üzerinde durarak ve liberal bir programı savunarak oyların °/o 50'sini topladı ve 297 temsilciyi meclise soktu Carter'ın zaferi, kesin bir değişiklik isteğinin belirtisiydi Ne var ki, Carter'in başkanlık dönemi başarısız sayıldı ve yapılan kamuoyu yoklamalarında halkın güvenini sürekli yitirdiği görüldü Federal hükümetin iktisadi ve toplumsal alanlara el atmasına karşı çıkan, ama temel sorunlarının Washington ya da eyalet hükümetleri tarafından çözülmesini isteyen amerikan yurttaşlarının sayısı günden güne artıyordu

Siyasal partiler bir gerileme dönemine girdiler Etkileri giderek azaldı; bunda televizyonun parti programlarından çok, belirli kişileri yüceltmek için kullanılmasının da bir ölçüde payı vardı Dahası, tek amaçlı dernekler (single-issue groups), adaylara karşıt yönlerde baskı yapıyor ve geleneksel partilerden daha çok ilgi topluyordu Kongre, partilere hiçbir şey borçlu olmayan ya da çok az şey borçlu olan siyasetçilerden oluşmuştu: onlarda kitle haberleşme araçları sayesinde seçilmişlerdi; bu nedenle de kendilerini üyesi oldukları partinin (başkanınki bile olsa) geleneksel çizgisine bağlı hissetmiyorlardı Dolayısıyla yürütme gücü ile yasama gücü arasında bitmek bilmez çekişmeler sürüp gidiyor ve başkanın yasama programı meclisten, ya büyük ölçüde değişmiş olarak çıkıyor ya da bütünüyle ortadan kaldırılıyordu Üstelik başkan, kararsız ve etkisiz bir kişi izlenimi uyandırmaktaydı

Bütün bunlara karşın, Carter, dış siyaset alanında büsbütün de başarısız sayılamazdı Verdiği sözü tutan bir insandı: onun başkanlığı sırasında hiçbir amerikan askeri herhangi bir cepheye gönderilmedi Mısır cumhurbaşkanı Enver Sedat ile israil başbakanı Begin'e Ortadoğu'da barışın yeniden sağlanmasını amaçlayan Camp David antlaşmalarını imzalatmayı (eylül 1978) başardı Ama, öbür arap ülkelerinin görüşmelere katılmasını sağlayamadı Öte yandan, önerdiği yumuşama siyaseti inandırıcı sonuçlar vermedi; insan haklarını dünyanın her yanında savunma konusunda gösterdiği isteğin hiçbir etkisi olmadı Kuşkusuz SSCB ile stratejik silahları sınırlandırma konusundaki görüşmeyi başarıyla yürütmüş ve 1979'da SALT 2 antlaşmasını imzalamıştı Ama bu antlaşma, SSCB'nin Afganistan'a müdahale etmesi (aralık 1979) üzerine onaylanmak İçin Kongre'ye sunulmadı Ayrıca, Tahran'daki ABD büyükelçiliğinde çalışanların rehin alınması olayı (4 kasım 1979), başkanın siyasetindeki zayıf noktaları açıkça ortaya koyuyordu

iç siyasette Carter, 1980 başında, enflasyona karşı gerçek bir mücadele planı önerdiyse de Kongre'de çoğunluk buna karşı çıktı Carter ayrıca, bir vergi reformu yapma, asgari ücreti yeniden ayarlama ve bütçe açığını azaltma konularında verdiği sözleri de tutamadı Enflasyon sürdü ve işsizlik kaygılandırıcı bir düzeye geldi (%7,7 dolaylarında) Bundan en çok etkilenenler zenciler, gençler, kadınlar ve niteliksiz işçiler oldu ABD İktisadının tipik sektörlerinden biri olan otomobil sanayisi, japon ve Avrupa otomobillerinin rekabetiyle karşılaştı; bu sanayi, benzin tasarrufundan ve gelirlerin azalmasından zarar gördü Bununla birlikte, Carter'in başarılı uygulamaları da oldu Petrol tüketimini kısıtlayabildi; çevre koruma konusunda olumlu kararlar aldı; kara ve demiryolu işletmeciliğinde reform yaptı
Her yandan saldırıya uğrayan, kendi partisinden bile beklediği desteği göremeyen Carter, kasım 1980 seçimlerinde, başkanlığı cumhuriyetçi aday Ronald Wilson Reagan'a kaptırdı: başkanlık seçiminde oyların °/o 41 'ini aldı; partisi de ancak 49 temsilcilik kazanabiidi Başkan Reagan ise oyların %51 'ini almış ve meclise 489 temsilci sokmuştu Ayrıca Temsilciler meclisi'nde azınlıkta kalmalarına rağmen Cumhuriyetçiler Senato'da çoğunluğu ele geçirmişlerdi • Başkan Ronald W Reagan George Bush'u yardımcılığına getiren Ronald WReagan, özellikle İktisadi diplomasi alanında, Carter'inkinin tam tersi bir tutum benimsedi

18 şubat 1981'de Kongre'ye sunduğu iktisat programı, vergilerin azaltılmasını (aileler yararına 44,2 milyar dolar, kurumlar yararına 9,7 milyar dolar) ve federal giderlerin kısıtlanmasını (1981-82 bütçe yılı için 41,4 milyar dolar) İçeriyordu Federal giderlerin kısıtlanmasından, savunma bakanlığı dışında bütün bakanlıklar ve yönetim mekanizması etkilendi Ayrıca, en yoksul yurttaşlarla ilgili yedi toplumsal programa da bir kısıtlama yapılmadı Başkan, bu önlemlerin işsizlik oranını düşüreceğine, fiyatların yükselmesini frenleyeceğine ve ABD'yi yeniden yeterli bir büyüme oranına kavuşturacağına inanıyordu
Dışişleri bakanlığına Beyaz saray'ın eski askeri danışmanı ve NATO'nun Avrupa kuvvetleri eski başkomutanı Alexander Haig atandı Haig'in atanması RW Rea-gan'ın SSCB'ye ve müttefiklerine karşı siyasetini sertleştirmek kararında olduğunu gösteriyordu Varşova paktı üyelerinin aşırı silahlanmasından kaygı duyan Reagan, ABD ve müttefikleri için, özellikle Avrupa' daki askeri güçlerini artırma ve SSCB'nin desteklediği (Küba, Nikaragua, Angola, vb) hükümetlere karşı, muhafazakâr hükümetlerin açıkça desteklenmesine dayanan bir siyaset önerdi, israil'in Lübnan'ı işgali (haziran 1982), ABD diplomasisinin Yakındoğu'da etkinliğini artırdı Haig'in istifasından sonra (25 haziran 1982) yerine George Shultz getirildi Bu dönemde ABD, israil'e geleneksel desteğini bir ölçüde azalttı

ingiltere ile Arjantin arasındaki Falkland (Malvlnas) savaşı'nda (2 nisan - 14 haziran 1982) ingiltere'yi destekleyen ABD' nin tutumu tüm Latin Amerika'da tepkiyle karşılandı Orta Amerika'da barış ve güvenliğin tehdit altında olduğunu ileri süren ABD yöneticileri, bu tehdidin odaklarından biri saydıkları Nikaragua'dakl San-dlnista yönetimine karşı, doğrudan savaş dışında, her türlü baskıyı sürdürdüler Ülke içinde yönetime karşı direnen gerillalara (contra'lar) silah yardımı yapıldı; komşu ülke Honduras'ta eğitim kampları kuruldu Antlller'deki Grenada adasında devrimci bir yönetimin hükümeti ele geçirmesine karşı adaya askeri birlikler gönderildi (25 ekim 1983) Afganistan'da yönetime ve sovyet birliklerine karşı savaşan mücahitlere de silah yardımı ulaştırıldı

ABD ile SSCB arasındaki ilişkilerde nükleer başlıklı füzeler ana tartışma konusuydu Füze sayısının iki taraflı olarak sınırlandırılması için görüşmeler sürdürülürken, başkan Reagan, stratejik nükleer başlıklı füzelerin tehdidini ortadan kaldıracak uzun vadeli bir araştırma programı hazırlandığından söz etti (23 mart 1983) "Yıldız* savaşları" ya da "stratejik savunma girişimi" olarak adlandırılan bu program, silahsızlanma tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı Kongre, aynı yıl, her biri on nükleer başlık taşıyabilen kıtalararası MX füzelerinin yapımına İzin verdi (21 temmuz 1983) Yıl sonunda ABD'nin batı Avrupa'ya Pershing ve Cruise füzeleri yerleştirmeye başlaması üzerine SSCB, füze sayılarının azaltılması için yürütülen görüşmelerden çekildi

1984'te yapılan seçimlerde oyların % 59'unu alan Reagan başkanlıkta kaldı Reagan, seçiciler kurulundan 525 oy alırken (°/o 96), Demokrat parti adayı Walter Mondale'e oy veren seçicilerin sayısı 13 oldu Mondale'in yardımcısı olarak aday gösterilen Geraldine Anne Ferraro' nun ilk kadın başkan yardımcısı adayı olması da Demokrat parti'nin oylarını artı-ramadı Reagan'ın başarısı iktisadi durumun düzelmesinden kaynaklanıyordu "Reaganomi" diye adlandırılan iktisat siyaseti, yoksulların sayısını artırmış, işsizlerin oranını yükseltmişti ama Carter'e oy kaybettiren enflasyon gerilemişti ABD seçmeni, dört yıl öncesine oranla durumunu daha iyi buluyordu Yeni seçim döneminde İktisat siyaseti iki temel amaca yöneldi: vergi reformu ve denk bütçe "Çalışan kesimin sırtındaki vergi yükünü azaltmak, ayrıcalıklı azınlığa çıkar sağlayan yasal boşlukları ortadan kaldırmak, vergi yasalarını basitleştirmek" vergi reformunun temeli olacaktı (Reagan'ın 28 mayıs 1985'teki konuşması) İkinci kez başkan seçilmesi dolayısıyla yaptığı konuşmada başkan, açık bütçelerle gelecek kuşakları borç yükümlülüğü altına sokmaya hakları olmadığını, açık bütçe uygulamasının yasalarla engellenmesi gerektiğini söyledi Onun uyarısı doğrultusunda Kongre'den geçirilen Gramm-Rudman yasa değişikliğiyle, bütçe açığının 1991 yılına kadar tümüyle ortadan kaldırılması öngörülüyordu

Orta Amerika'da düzeni koruma girişimleri sürdürüldü Düzeni korumada ABD'nin yanında yer alan ülkelere iktisadi ve askeri yardımlar artırılırken Nikaragua düşman ülke gibi dışlandı Nikaragua'ya yöneltilen saldırıları önlemek için Orta Amerika ülkelerinin kurduğu Conda-dora grubu'nun barışçı girişimleri olumlu bir sonuç getirmedi Nikaragua'daki gerillalara silah yardımını sürdüren ABD, Nikaragua'ya karşı ambargo uygulanması, CIA aracılığıyla limanların mayınlanması gibi girişimleri sürdürdü Sandinlsta yönetimi, ABD'yi Birleşmiş milletler güvenlik konseyi'ne şikâyet etti Uluslararası Adalet divanı'na başvurdu ABD, Güvenlik konseyi'nde vetosunu kullanırken (4 nisan 1985), Adalet divanı kararını da tanımayacağını önceden açıkladı (7 ekim 1985)

ABD, uluslararası terörü desteklediği savıyla Libya'ya karşı da girişimlerde bulundu Nimitzuçak gemisi, Libya'nın kendi karasuları içinde saydığı Sirte körfezinde güç gösterisi yaptı(şubat 1983) Dışişleri bakanı Shultz, ABD'nin Libya'ya karşı askeri harekâta girişmeye hakkı olduğunu ileri sürdü (16 ocak 1985) Sirte körfezinde manevra yapan ABD altıncı filosu gemilerine füzelerle saldırılması üzerine ABD uçakları Llbya'daki radar merkezlerini bombaladılar; iki Libya gemisi batırıldı (24-25 mart 1986) 15 nisan 1986'da ingiltere'deki ABD üslerinden ve Akdeniz'deki uçak gemilerinden kalkan uçaklar Trablusgarp ve Blngazi'ye saldırdılar

Başkan Reagan ikinci kez seçilişi dolayısıyla yaptığı konuşmada (21 ocak 1985), "nükleer bir yıkımın önlenmesi için Sovyetler ile konuşmak umudunda olduğunu" belirtmişti Bu buluşma Cenevre' de gerçekleşti (19-20 kasım 1985) Başkan Reagan ve Sovyet önderi Mikail Gor-baçov silahlanma yarışını durdurmaya kararlı olduklarını, uluslararası ilişkilerin gelişmesini istediklerini açıkladılar Nükleer silahların sınırlandırılması, füze sayısının azaltılmasıyla ilgili olarak iki ülke temsilcileri arasında görüşmeler yeniden başladı iki önder izlanda'nın başkenti Reykjavik'te İkinci kez bir araya geldiler (11-12 ekim 1986) Gorbaçov'un "Yıldız savaşları" programından vazgeçilmesi önerisi, başkan Reagan tarafından kabul edilmedi, iki taraf yalnız orta menzilli nükleer başlıklı füzelerin sayısının sınırlandırılması konusunda anlaştıklarını açıkladılar Demokrat parti sözcüleri Reykjavik zirve toplantısının başarısızlığından Rea-gan'ı sorumlu tuttular

ABD'nin iran ile ilişkileri gelişme gösterdi Gizli yürütülen konuşmalarla anlaşma sağlandığı, iran'a silah yardımı yapıldığı açıklandı (kasım 1986) Başkan Rea-gan silah yardımının, amerikalı rehinelerin serbest bırakılması için yapıldığını ileri sürdü
ABD ile Türkiye arasında siyasal ilişkiler 17 şubat 1927 tarihinde kuruldu Lozan antlaşması'nın imzalanmasından sonra konferansta gözlemci olarak bulunan ABD delegeleri ile Lozan antlaşması ilkelerine uygun olarak yapılan antlaşma ABD Senatosu'nca onaylanmamıştı ABD ile ilişkiler ikinci Dünya savaşı'ndan sonra yoğunluk kazandı Savaş sonunda batının en güçlü ülkesi durumuna gelen ABD, kendine rakip gördüğü Sovyetler Blrliği'nin yayılmasını engelleme gerekçesiyle Türkiye'ye de yardım önerdi Sovyetlerin, Boğazlarin statüsünü değiştirme, boğazda üs edinme girişimleri yanında Doğu Anadolu'da toprak isteminde bulunmaları Türkiye'nin, batının önderi durumundaki ABD'ye yakınlaşmasını kolaylaştırdı Truman doktrini (22 mayıs 1947) ve Marshall yardımı çerçevesinde ABD'den iktisadi ve askeri yardım almaya başlandı Türkiye'nin NATO'ya girmesiyle (17 ekim 1951) iki ülke arasındaki ilişkiler daha da gelişti; ABD ile birçok ikili antlaşma imzalandıKüba bunalımı sırasında (ekim 1962) ABD ile SSCB arasında yapılan füze pazarlığında Küba'da ABD'ye yönelik sovyet füzelerine karşılık Türkiye'deki ABD üslerinde bulunan Sov-yetler'e yönelik Jüpiter füzelerinin karşılıklı sökülmesi kabul edildi Türkiye'nin, çıkacak bir savaş durumunda, toprağındaki füze üsleri nedeniyle ilk hedeflerden biri olabileceğinin anlaşılması kamuoyunda yankılara yol açtı Yine de ABD ile Türkiye arasında, dış politika alanındaki tam uyum, Kıbrıs bunalımına kadar sürdü Kıbrıs'ta Türkleri sindirme ve hatta yok etme amacıyla Rumlarin başlattıkları saldırıların bir soykırıma dönüşmesini önlemek için Türkiye'nin adaya çıkarma girişimi, ABD başkanı Johnson'un, başbakan inönü'ye bir mektubuyla, engellendi

Başkan Johnson bu mektubunda, Türkiye'nin Kıbrıs'a yapacağı bir müdahalede Amerika tarafından temin edilmiş olan askeri malzemenin kullanılmasına ABD' nin muvafakat edemeyeceğini anımsatıyordu (5 haziran 1964) Kamuoyunda tepkiyle karşılanan mektup, ABD ile ilişkileri daha gerçekçi biçimde değerlendirme gereğini gündeme getirdi ABD'nin NATO çerçevesinde kurulmasını önerdiği "Çok taraflı nükleer kuvvet" projesine, Türkiye, katılmayacağını bildirdi Sovyetler ile de ilişkilerin normalleştirilmesi zo-runluğu duyuldu ABD ile yapılmış ikili anlaşmalar yeniden gözden geçirildi ve bir "Ortak savunmayla ilgili işbirliği anlaşması" imzalandı (3 temmuz 1969)


1974 yılında girişilen Kıbrıs barış hare-kâtı'na karşı ABD, Türkiye'nin Kıbrıs'tan çekilmesi için silah ambargosu uyguladı (18 ekim 1974) Türkiye de, ülkedeki ABD üsleriyle ilgili ikili anlaşmaların uygulamasını durdurdu Üslerin yeniden kullanılması için girişimler, pazarlıklar sürdürüldü Ambargo koşullu olarak kaldırılınca (26 eylül 1978), üsler de açıldı Ancak, askeri yardımda Yunanistan ile Türkiye arasında 7/10 oranı korunacaktı ABD ile sıcak ilişkiler, 1980'den sonra, yeniden kuruldu

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla