Yalnız Mesajı Göster

Avrupa Tarihi-Orta,Yeni ve Yakın Çağ

Eski 05-28-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Avrupa Tarihi-Orta,Yeni ve Yakın Çağ



Avrupa Tarihi-Orta,Yeni ve Yakın Çağ



AVRUPA TARİHİ
Haçlı Seferleri


Hıristiyanlık dininin peygamberi olan Hz İsa Kudüs’te yaşamıştır Bu yüzden Kudüs ve çevresi Hıristiyanlık için kutsal topraklardır Kudüs, aynı zamanda Müslümanlar ve Yahudiler için de kutsaldır Ancak, bu topraklar, 636 yılında Halife Hz Ömer döneminde, ünlü komutan Halid bin Velid tarafından İslam devleti topraklarına katıldı Avrupalı Hıristiyanlar, Müslümanların elinde bulunan bu kutsal yerleri almak için bir takım askeri seferler düzenlediler Bu seferlere katılanlar elbiselerinin ve kalkanlarının üzerinde bir haç işareti taşıdıkları için bu seferlere “Haçlı Seferleri” denmiştir

Şimdi Haçlı Seferlerinin nedenlerini sırasıyla inceleyelim

Siyasal Nedenler


Müslüman Araplar, Dört Halife ve Emeviler döneminde Suriye, Filistin ve İspanya’yı ele geçirmişlerdi Aynı zamanda, son derslerimizde gördüğümüz gibi, Selçuklu Türkleri Anadolu’nun büyük bölümünü Hıristiyanlık Bizans’ın elinden alarak devlet kurmuşlardı Bu durum Avrupalı Hıristiyanların sinirini bozuyordu

Ekonomik Nedenler


Avrupalılar çok eskiden beri doğudan gelen ipek, porselen ve baharat gibi mallara çok ilgi göstermişlerdir Ancak, o zaman dünyanın en büyük ticaret yolları sayılan “İpek” ve “Baharat” yollarının denetimi Müslümanların denetiminde bulunuyordu Bazı Avrupalılar, bu Müslüman ülkelerine giderek zengin olmak istiyorlardı

Dinsel Nedenler

Hıristiyanlar için Kudüs’e haç ziyareti yapmak kutsal bir görevdi Ancak, haç merkezinin Müslümanların elinde olması Hıristiyanların hoşuna gitmiyordu Haç görevini rahat yerine getiremediklerini düşünüyorlardı Avrupa’nın önde gelen Hıristiyanlık tarikatları önce devlet ve derebeyler arasında barışı sağladılar sonra onları, Müslümanlarla savaşmaya çağırdılar “Bu savaşı Hz İsa ve Tanrı istiyor; Müslümanlarla savaşmak en kutsal görevdir; bu savaşa katılanlar cennete gidecekler” diye propaganda yaptılar Ayrıca, Hıristiyanlık Bizans’ın Türk akınlarından kurtulmak için diğer Hıristiyanlık ülkelerden iki de bir yardım istemesi macera peşinde koşan Avrupalı prensleri ve şövalyeleri savaşa katılmaya yönlendiriyordu
Haçlı Seferleri toplam sekiz tanedir İlki 1096’da başlamış, en sonuncusu ise 1270 yılında yapılmıştır Bunlardan, şimdilik ilk dördü bizi ilgilendirdiği için aşağıda onlardan söz edeceğiz

Birinci Haçlı Seferi (1096-1099)

Haçlı kuvvetleri Papa II Urbanus’un tâlimatı uyarınca Ağustos 1096’da harekete geçtiler Sefere Batı Avrupa krallarının hiçbiri katılmadı Fransalı (Frank) şövalyelerinin ağırlıkta olduğu haçlı ordusu dört ayrı koldan yola çıktı Yaklaşık 4 bin atlı ve 25 bin piyadeden oluşan Haçlı kuvvetleri bir yıl içinde İstanbul’a (Konstantinopolis’e) vardı Bizans desteğini de alan haçlılar 1097’de İznik’i Anadolu Selçuklularının elinden aldılar ve Bizans’a bıraktılar

Anadolu Selçuklu Sultanı I Kılıç Arslan’ın direnişi yüzünden Anadolu’yu büyük zorluklar ve kayıplarla geçen Haçlılar, sekiz aylık kuşatma sonunda Haziran 1098’de Antakya’yı aldılar Burada ortaya çıkan veba salgını yüzünden aralarında papalık temsilcisi de olmak üzere yüzlerce Haçlı askeri öldü 7 Haziran’da Kudüs’e ulaşdılar Bir aylık bir kuşatma sonunda kenti Fatımîlerden alıp Müslüman ve Yahudi halkı kılıçtan geçirdiler (1099) Haçlılar Kudüs’te bir krallık, Urfa ve Antakya’da birer kontluk kurdular Böylece Haçlı seferleri Hıristiyanlar açısından başarı ile sonuçlandı Varlıklarını sürdüren bu devletlerden Urfa Kontluğunun daha sonra Musul Atabeyi Nureddin Zengi tarafından ele geçirilmesi Hıristiyan dünyasında büyük tepkilere yol açtı ve Papa 1145’de yeni bir Haçlı seferi çağrısında bulundu

İkinci Haçlı Seferi (1147-1149)

II Haçlı Seferi’nde Fransa kralı VII Louis ile Alman imparatoru III Konrad da vardı VII Louis’den bir ay önce yola çıkan III Konrad, 1147’nin sonlarında Anadolu Selçuklu sultanı I Mesud tarafından Eskişehir yakınlarında yenilgiye uğratıldı İznik’e geri dönen Konrad burada güçlerini VII Louis’ninkilerle birleştirerek Kudüs’e doğru tekrar ilerlediler 1148’de Antakya’ya ve oradan da Kudüs’e ulaştılar Burada Haçlı komutanlarının katıldığı bir toplantıda Şam’a saldırı kararı alındı ve 50 bin kişilik büyük bir ordu oluşturuldu Ancak bu sefer başarısızlıkla sonuçlandı ve yenileceklerini anlayan Haçlılar geri çekildiler Hıristiyan ahalinin çoğu kenti terk etmek zorunda kaldı

II Haçlı Seferini izleyen 25 yılboyunca Kudüs Krallığı varlığını sürdü Mısır’daki Eyyübi Kralı Salaheddin Eyyubî Kudüs’ün düştüğü haberi Avrupa’da geniş yankılar uyandırdı Papa VIII Gregorius bir ferman yayınlayarak yeni bir Haçlı Seferi çağrısında bulundu Mayıs 1189’da o zamana değin bir araya getirilen Haçlı kuvvetlerinin en büyüğünün başında yola çıktı Bu sefere Alman İmparatoru Frederik Barbaros, Fransa Kralı II Filip Ogüst ve İngiltere Kralı Arslan Yürekli Rişar katıldılar Selçukluları yenilgiye uğrattıktan sonra Mayıs 1190 Konya’ya ulaştı Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı II Kılıç Arslan Haçlıların transit geçişine izin verdi Ama bir ay sonra Alman İmparatoru Frederik Tarsus çayında yüzerken boğuldu ve öldü İmparatorun ölümü Alman ordusunun dağılmasına neden oldu Kalan Haçlı birlikleri Fransa ve İngiltere kralları önderliğinde Kudüs’e doğru ilerlemeyi sürdürdüler Önce Kudüs’ü sonra da Şam’ı almayı tasarlıyorlardı Ancak Selahaddin Eyyübi’yi yenemediler ve başarıla olamayarak ülkelerine geri döndüler Haçlıların bu seferdeki en büyük kazancı Kıbrıs’ın alınması olmuştu Ada, bundan sonraki Haçlı Seferlerinde üs olarak kullanıldı

Dördüncü Haçlı Seferi

Papa III Innocentius 1198’de IV Haçlı Seferi için bir ferman yayınladı Fransız soylusu katılmıştı Sefere katılacak birliklerin Venedik gemileriyle taşınması kararlaştırıldı Bunun için Venediklilere belirli bir para ödenecek ve fethedilecek topraklar Fransızlar ile Venedikliler arasında eşit olarak paylaşılacaktı Ama Haçlıların bir bölümü doğrudan Anadolu’ya gitmeyi yeğlediğinden 1202 yazında Venedik’e gelen Haçlı birlikleri beklenenden küçüktü Haçlılar Venediklere karşı borçlu durumuna düştü ve bu borcu kapatmak için Macaristan’ın Zara kentinin ele geçirilmesinde Venediklilere yardım etmeye karar verdiler Kasım 1202’de Zara kenti alınarak Venediklilere verildi Bundan sonra Venedikliler tarafından, aralarındaki ticarî rekabet yüzünden doğrudan Bizans üzerine yönlendirilen Haçlılar Nisan 1204’de Konstatinopolis’i ele geçirdiler ve yağmaladılar Bizans İmparatorluğunu yıkıp, yerine Latin İmparatorluğu’nu kurdular Bizans İmparatorluğu 1261 İznik’te sürdürmek zorunda kalacaktı Müslümanlara karşı başlatılmasına karşın amacından sapan IV Haçlı Seferi, Bizans İmparatorluğunun iyice zayıflamasına yol açtı
Avrupalılar, 1270 yılına kadar dört tane daha Haçlı Seferi düzenledilerse de yeterince başarılı olmadılar

Haçlı Seferlerinin Hıristiyan ve Müslüman dünyaları üzerinde büyük etkiler olmuştur Ayrıca şunu hatırlatmakta fayda var; 1999 yılı Birinci Haçlı Seferinin 900 yıl dönümü Yanlardaki resimler o dönemdeki haçlı askerlerini gösteriyor


Haçlı Seferlerinin sonuçları

1- Haçlı Seferleri yüz binlerce Müslüman ve Hıristiyanlık insanın ölümüne neden oldu
2- Hıristiyanlar başlangıçta başarı elde etseler de esas amaçlarına ulaşamadılar
3- Avrupa’da bir çok derebeylik Yıkıldı yerine küçük krallıklar kuruldu Yani Avrupa’nın siyasal görüntüsü değişti
4- Bizans İmparatorluğu Haçlı Seferlerinden büyük zarar gördü ve zayıfladı
5- Avrupalılar Haçlı Seferlerinden ekonomik bakımdan kazançlı çıktılar Deniz ticareti gelişti Marsilya, Venedik ve Cenova gibi liman kentleri zenginleşti
6- Avrupa’da gemi yapımcılığı gelişti
7- Doğu’dan pusula, kağıt ve barut gibi şeyleri alan Avrupa’nın bilim ve tekniği gelişti
8- Haçlı Seferleri sonundan papanın ve kilisenin prestiji azaldı
9- Haçlı Seferleri sayesinde Müslümanlar ve Hıristiyanlar birbirlerini daha yakından tanıma olanağı buldular

A YENİ BULUŞLAR ve SONUÇLARI
1 Barut'un Ateşli Silahlarda Kullanılması

Barut çok eskiden beri Çinliler tarafından biliniyordu Ancak Çinliler barutu yalnızca eğlencelerde havaî fişek olarak kullanıyorlardı Barut daha sonraki dönemlerde Türkler ve Müslüman Araplar tarafından kullanılmaya başlandı Haçlı Seferleri sırasında Avrupalılar tarafından öğrenilerek Batıya aktarıldı Barut ilk kez XIV yüzyılda ateşli silahlarda kullanılmaya başlanmıştır Bu yüzyılda ilk top örnekleri ve kurşun atan tüfekler icad olundu
Fakat topun en etkili şekilde kullanılması Osmanlılar tarafından İstanbul'un fethi sırasında gerçekleşmiştir Fatih'in yaptırdığı devasa toplar dünyanın en sağlam surları olan Bizans surlarını yıkmış ve İstanbul fethedilmiştir Fatih'in kullandığı topların surları yıkıcı etkisini gören Avrupalı krallar, bunları yerel idareciler olan derebeylere karşı kullandılar
Böylece Orta Çağ boyunca süre gelen feodalite rejimi toplar sayesinde ortadan kaldırılmış, krallar derebeylerin şatolarını toplar sayesinde yıkarak mutlak krallıklarını güçlendirmişlerdir


2 Kâğıt ve Matbaanın Kullanılması

Orta Çağ'ın başlarında Avrupa'da kâğıt üretilmiyordu Yazı genellikle tahta, taş ve kil gibi levhalar üzerine yazılıyordu Aynı dönemde Çinliler ve Türkler ipek ve pamuktan kâğıt yapmasını biliyorlardı Ancak Avrupa'da ipek ve pamuk az bulunduğundan kâğıt yapımı çok pahalıya mal oluyordu Daha sonraları Avrupalılar paçavra ve selülozdan kâğıt yapmayı başardılar Bu durum kâğıt imalâtını ucuzlatmıştır
Matbaaya benzeyen aletleri ilk olarak Çinliler ve Uygur Türkleri kullanmışlardır Ancak bugünkü anlamda modern matbaanın ilk mucidi Alman Jan Gutenberg'dir Jan Gutenberg antinom ile kurşunu karıştırarak yeni bir alaşım meydana getirdi ve bununla madenî harfler dökerek matbaayı buldu (1450) Avrupa'da matbaanın bulunması ve kâğıdın çok ucuza mal edilmesi önemli gelişmelere yol açmıştır

Bu gelişmeler şunlardır:


1 Daha önceleri elle yazılan ve pahalıya mal olan kitaplar, bu alandaki gelişmeler sonucunda ucuzladı Halk kitap okuma imkânını elde etti
2 Avrupa'da okuma ve yazma oranı yükseldi
3 Yazılı eserlerin çoğalmasıyla bilim ve kültür hızla yayıldı
4 İnsanların kültür seviyelerinin artması hayata bakış açılarını olumlu yönde değiştirdi
5 Bu olumlu gelişmeler bir süre sonra Avrupa'da büyük fikir hareketleri olan hümanizma, Rönesans ve Reformun doğmasına yol açmıştır

3 Pusulanın Kullanılması ve Geliştirilmesi

Pusula görünüşte çok basit bir alet olmasına rağmen, sebep olduğu gelişmeler bakımından çok önemli sonuçlar doğurmuştur Önceleri Çinliler tarafından kullanılan pusula, Araplar sayesinde Avrupa'ya taşınmıştır Önceleri yönlerini kaybetme korkusuyla okyanuslara açılamayan denizciler, pusulanın kullanılmasından sonra cesurca okyanuslara açılmaya başladılar Özellikle Kristof Kolomb'un, pusulanın sapma açısını düzeltmesiyle okyanuslarda seyahat daha güvenilir hâle gelmiştir

Pusulanın kullanılması gemicilik sanatının da ilerlemesine neden oldu Daha önceleri kullanılan küçük çaplı "Galer" ve "Nef" adı verilen gemiler geliştirilerek okyanuslara dayanıklı, 30 metre uzunluğunda, 3 direkli 5 yelkenli ve saatte 10 kilometre hız yapabilen "Karavel" adı verilen gemiler yapılmıştır Pusulanın kullanılması ve gemicilik sanatının ilerlemesinin en önemli sonucu XV yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşen Büyük Coğrafî Keşif Hareketleri olmuştur Coğrafî Keşifler sonucunda dünyanın daha önceleri bilinmeyen diğer yarısı da keşfedilmiştir (Amerika, Antartika, Avustralya, Afrika'nın güneyi vb)

B COĞRAFÎ KEŞİFLER ve SONUÇLARI

Doğudan başlayan ticaret yolları yüzyıllarca Avrupa'nın çeşitli ihtiyaçlarını karşılamada can damarı olmuştur Özellikle bunlardan en önemlileri olan İpek ve Baharat yollarının Osmanlı Devleti'nin eline geçmesi, Avrupalıları yeni yollar aramaya sevk etti Orta Çağ'ın sonuna kadar dünyanın pek çok yeri bilinmiyordu İşte bu yeni yollar arama girişimleri sırasında pek çok yer ilk kez keşfedildi ve yeni ticaret yollan bulundu Yeni Çağ'ın başlarında meydana gelen bu keşif olaylarına "Coğrafî Keşifler" adı verilir

a Ticaret yollarının Müslümanların eline geçmesi: Çin'den başlayan İpek Yolu, Hazar Denizi'nde iki kola ayrılıyor, kuzey kolu Kırım limanlarında son bulurken güney kolu Karadeniz kıyılarından İstanbul'a ulaşıyordu

Diğer önemli bir yol olan Baharat Yolu ise Hindistan'dan başlıyor ve kuzeyde Suriye limanlarında, güneyde ise İskenderiye'de son buluyordu Özellikle denizci İtalyan devletleri bu limanlardan aldıkları malları Avrupa'ya satıyorlardı Bu yolların tamamının Osmanlı denetimine girmesi ve bir kaç el değiştiren malların pahalıya mal olması Avrupalıları yeni yollar aramaya sevketmiştir

b Coğrafya bilgisinin ilerlemesi: Orta Çağ'da Avrupalıların dünya hakkındaki bilgileri çok azdı Avrupalılar, dünyayı tepsi gibi düz zannediyorlardı Ortasında Kudüs'ün bulunduğuna inandıkları dünyanın kuzeyi buzlarla, güneyi ise kaynar sularla kaplıydı Batıda sonsuz bir deniz, doğuda da Kaf dağları (Kafkas dağları) nın bulunduğuna ve onun ötesinde cinlerin yaşadığına inanırlardı Özellikle Haçlı Seferleri ve daha sonraki ilişkiler ve seyyahların gezi notlarının incelenmesi sonrasında, Avrupalıların dünya hakkındaki bilgileri artmış, boş inançlar yıkılmıştır

Özellikle Venedikli seyyah Marco Polo doğu üzerine Çin'e kadar büyük bir seyehat yaptı (1271 - 1295) Bu seyahati sırasında yazdığı, doğu ülkelerinin hem zenginliklerini, hem de coğrafyasını anlattığı "Garibeler Kitabı" adlı eseri, Avrupalılar üzerinde büyük etkiler meydana getirmiştir

c Pusulanın geliştirilmesi: İlk kez Çinliler tarafından icat edilen pusula, Haçlı Seferleri sırasında Avrupa'ya geçmiştir Kristof Kolomb'un pusulanın sapma açısını düzeltmesiyle artık yönlerini kaybetme korkusundan kurtulan Avrupalılar, okyanuslara daha rahat ve korkusuzca açılmaya başladılar

d Gemicilik sanatındaki ilerlemeler: Eskiden kullanılan kadırgaların geliştirilerek 30 metre uzunluğunda, üç direkli beş yelkenli ve okyanuslara daha dayanıklı Karavel tipi gemilerin yapılması okyanuslara açılmada insanların cesaretini artırdı

e Efsane ve hurafelere inanmayan cesur gemicilerin yetişmesi: Orta Çağ'da Avrupalılar, Atlas okyanusunun içinde gemileri çeken çok büyük girdapların olduğu ve bu sularda dolaşan gemicilerin zenciye dönüşecekleri gibi hurafelere inanırlardı Ancak doğu ile olan ilişkiler ve coğrafya bilgisinin ilerlemesi bu gibi inançların yıkılmasına neden olmuştur


2 Keşifler

• Portekizli Bartelmi Dias Afrika'nın güney ucuna ulaşarak Ümit Burnu'nu buldu (1487)
• İspanyol asıllı Kristof Kolomb, İspanya'nın Palas limanından hareket edip Atlas Okyanusu'nu aşarak Amerika Kıtası'nı buldu (1492) Ancak burasını Hindistan zannettiğinden batısındaki Bahama takımadalarına Batı Hint Adaları, halkına da Hintliler adını verdi Daha sonraları Amerika Kıtası'na üç sefer daha yaparak kıtanın orta ve güney kesimlerini de keşfetti Ancak yeni bir kıta keşfettiğini anlayamadan öldü
• Portekizli Vasko do Gama Ümit Burnu'nu dolaşarak Hindistan'a vardı (1498)
• Bu tarihten itibaren Portekizliler Hint Okyanusu'na hâkim olmaya başladılar Böylece Hindistan'dan gelerek Süveyş'te sona eren Baharat Yolu yön değiştirerek Ümit Burnu Yolu hâline geldi ve Portekiz egemenliğine girdi Bu gelişme Hint sularında Osmanlı - Portekiz mücadelesini başlatmıştır

• Kristof Kolomb'un ölümünden kısa bir süre sonra İtalyan gemici Ameriko Vespuçi, Amerika'nın Hindistan değil yeni bir kıta olduğunu dünyaya ilân etti ve kıtaya onun adı verildi "Amerika" (1507)
• 1519'da Portekiz asıllı Macellan tarafından başlatılan batıya seyahat Del Kano tarafından tamamlanarak (1522) dünyanın yuvarlak olduğu ilk kez ispatlanmıştır
• Başlangıçta Portekizliler ve İspanyollar tarafından başlatılan Coğrafî Keşifler, özellikle İngilizler, Fransızlar ve Hollandalılar tarafından tamamlanmıştır

Coğrafi Keşifler'in sonuçları

• Hristiyanlık yayıldı Buna karşılık dünyanın düz olduğu gibi pek çok yanlış bilgi aktaran din adamlarına olan güven azaldı
• Keşfedilen yerlerde yetişen domates, vanilya, patates, tütün, kakao gibi bitki türleri ile Avrupalılar ilk kez tanıştı
• Avrupalıların, keşfettikleri yerleri sömürgeleştirmesiyle Sömürgecilik Dönemi başladı
• Keşifler, ticaret yollarının değişmesine neden oldu Hint Deniz Yolu'nun bulunmasından ve Amerika'nın keşfinden sonra Akdeniz limanları ile Baharat ve İpek Yolu eski önemini kaybederken Hint Okyanusu kıyısındaki limanlar önem kazandı
• Yeni keşfedilen ülkelerde bol miktarda bulunan altın ve gümüş gibi değerli madenler Avrupa'ya getirildi Avrupa'da ticaretle uğraşan kişiler (Burjuva sınıfı) zenginleşti Tüccarların, soyluların ellerinde bulunan toprakları satın almalarıyla soylular eski güçlerini kaybettiler
• Keşfedilen yerlere, özellikle Amerika'ya Avrupa'dan pek çok insan göç etti Avrupa kültür ve uygarlığı yeni yayılma alanları buldu
• Amerika'nın eski bir medeniyet merkezi olduğu öğrenildi
• Zenginleşen Avrupalılar, kültür ve sanat hareketlerini desteklediler Böylece, Avrupa'da Rönesans'ın doğmasına ortam hazırlamış oldu
• Coğrafî Keşiflerle ticaret yollarının değişmesi sonucunda Osmanlı Devleti ekonomik yönden büyük gelir kaybına uğradı

C RÖNESANS

XV yüzyılın sonlarıyla XVI yüzyılın ilk yarısında önce İtalya'da başlayan ve ardından Fransa, Almanya, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde görülen edebiyat, güzel sanatlar (resim, mimarlık, heykeltraşlık vb), bilim ve teknik alanında görülen gelişmelere "Rönesans" adı verilir

Rönesans'ın Nedenleri

1 Matbaanın bulunması ve bu sayede yeni buluş ve düşüncelerin her tarafa kolayca yayılması,

2 Büyük Coğrafî Keşifler sayesinde Avrupa'nın zenginleşmesi ve Avrupa'da sanattan ve edebiyattan zevk alan zengin ve üstün bir sınıfın ortaya çıkması,

3 XV ve XVI yüzyıllarda pek çok dahî insanların yetişmesi ve bunların çalışmalarını birleştirmeleri,

4 Orta Çağ'dan beri gelişmekte olan güzel sanatların XV ve XVI yüzyıllarda Avrupa'da olgunlaşması etkili olmuştur

Rönesans'ın İtalya'da Başlamasının Nedenleri

a İtalya'nın coğrafî önemi: İtalya'nın, coğrafî konumu nedeniyle doğu ve batı ülkeleri arasında aracı olması ve doğunun ürünlerini batıya taşıyan başlıca devlet olması İtalya'yı ekonomik yönden zenginleştirirken kültürel bakımdan da geliştirmiştir
b Ekonomik durumun iyiliği: Özellikle Haçlı Seferleri'nden sonra Akdeniz ticareti İtalyan prensliklerinin eline geçmişti Doğudan İpek ve Baharat yollarıyla gelen mallar, İtalyan prensliklerince batıya taşınıyordu

Bu durum İtalya'nın diğer Avrupa ülkelerinden daha önce zenginleşmesini sağlamıştır

c İtalya'nın tarihsel önemi: İtalya tarihsel önemi itibariyle eski Yunan, Roma ve Hellen medeniyetinin merkezi durumundaydı Nitekim özellikle sanat ve düşüncede Rönesans, öncelikle bu eserlerin incelenmesiyle başlamıştır

Özellikle Dante, Makyavel, Leonardo da Vinci, Rafael, Mikelanj ve Petrark Rönesans'ın İtalya'daki öncülüğünü yaptılar

İtalya 'da Rönesans Hareketleri :

1 Edebiyat Alanında: İtalya'da Rönesans hareketleri, "Hümanizma" ile başlamıştır (Antikite edebiyatının incelenmesidir) Yunanca, Latince ve İbranice metinler, Eflatun, Napoli, Yeni,Roma Akademilerinde incelenmiştir Hümanizmanın öncüleri ; Dante, Petrark, Bokaçius' dur ( XIVyy)
XV ve XVI yyda, Makyavel, Gişarden, Ariyosto ve Tosso, Hümanizmanın önde gelen isimleridir

2 Güzel Sanatlar Alanında :

a Resim : Anatomi Biliminin gelişmesi, perspektifin incelenmesi, insan vücuduna ve güzelliğe değer verilmesiyle resimde Rönesans doğmuştur İtalya'da zamanla üç resim okulu oluşmuştur Venedik Okulu ; daha çok, manzara resmi yapmışlardır ( Paysagiste) en önemli temsilcisi Tisiyen' dir Floransa Okulu ; İnsan vücuduna, perspektif ve Anatomi'ye değer vermişlerdir Temsilcilerinden Ciyoto, İtalyan resmini, Bizans etkisinden kurtarmış ve resimde Rönesans'ın doğmasını sağlamıştır Önemli temsilcileri, Leonardo da Vinci , Mikel Anj ( Mikelancelo ) dır Roma Okulu ; Dini konuları işlemişlerdirEn önemli temsilcisi "Rafeal" ( Rafeal Sanzino ) dir

b Mimarlık ; Rönesans devrinin mimarları, ortaçağ mimarisi olan Gotik tarzını terk etmişler ve yeni bir mimari üslup oluşturmuşlardır En önemli temsilcileri " Bramant " ve " Mikel Anj " dır

c Heykeltıraşlık : Antik dönem heykellerinin incelenmesi ve kopya edilmesiyle heykeltıraşlık gelişmiştir En önemli temsilcileri ; Donatello, Giberti, Mikel Anj dır

Rönesans Hareketlerinin Diğer Avrupa Ülkelerine Yayılması :

İtalya' da başlayan Hümanizma ve Rönesans hareketleri; İtalya'nın Din ve Kültür merkezi oluşundan ve İtalya'nın Fransa,İspanya ve Almanya arasında paylaşılamaması nedeniyle çıkan İtalya Savaşlarının etkisiyle, batı Avrupa'ya yayılmıştır

Fransa'da Rönesans : Kralların etkisi ve çalışmalarıyla başlamıştır Önemli temsilcileri ; Rable ( Rabelais ), Ronsar ( Ronsard ), Montaigne Hümanizmada Piyer Lesko, Jan Bülan mimaride, Jan Gojon heykeltıraşlıkta, Fransuva Klue resimde

İngiltere' de : En önemli temsilcisi, Hamlet-Otello-Romeo ve Jülyet'in yazarı Şekspir ( Shakespeare) dir

İspanya' da : Don Kişot 'un yazarı " Cervantes "

Hollanda' da : Ressam " Rambrand "
Almanya'da : Erasmus, Röklen, Alber Dürer,
Rönesans'ın Sonuçları
o Orta Çağ'ın skolastik kilise düşüncesi yıkılırken yerine serbest ve bilimsel düşünce doğdu
o Hristiyanlığın sanat ve düşünce üzerindeki baskısı sona erdi
o Bilim sanat ve edebiyatta pek çok yeni eserler verildi
o Reform hareketine zemin hazırlandı
o Avrupa'da bilimsel gelişmelerin önü açıldı

D REFORM


Başlangıçta bütün Hristiyanlar bir tek merkeze yani Vatikan'a bağlıydılar Ancak Bizans Kilisesi'yle Vatikan arasında zamanla ayrılıklar çıktı ve 1054 tarihinde Hristiyanlar ikiye ayrıldılar
Vatikan'a (Papa'ya) bağlı olanlara ve büyük çoğunluğu oluşturanlara "Katolik" ler adı verilirken İstanbul Kilisesi'ne (Patrik'e) bağlı olanlara ise "Ortodoks" lar adı verilmiştir
Ancak XVI yüzyıla gelindiğinde Katolik Mezhebi kendi içerisinde tekrar parçalanmaya ve yeni mezhepler doğmaya başladı Avrupa'daki bu gelişmeye "Reform" adı verilir

Reform'un Nedenleri

a Rönesans'ın etkisi: Haçlı Seferleriyle ilk kez prestij kaybına yarayan Katolik Kilisesi, Coğrafî Keşifler ve özellikle de Rönesans hareketleri ile büyük darbeler yemiştir Pek çok düşünür (Luther, Melankton ve Röklen gibi), Rönesans ile gelişen bilimsel düşünce karşısında kilise öğretilerinin yanlışlığını görerek kiliseyi eleştirmeye başladılar

b Katolik Kilisesi'nin bozulması: Katolik Kilisesi (Papa) ve din adamları bu dönemde asıl vazifelerini unutarak siyasî ve ekonomik güç peşine düşmüştü Özellikle devlet yönetiminde gizli hükümdar gibiydiler Ayrıca halkı sömüren kilise, çok geniş toprakların ve büyük servetlerin sahibi olmuştu

c Endülijans sorunu: Papa, kendisini Hz isa'nın vekili olarak görüyor, insanların günahlarını çıkartıyor ve karşılığında Endülijans adı verilen günahlardan arınma belgesi veriyordu Bu durumun aydın din adamlarını kızdırmasına rağmen karşı çıkanlar kilise tarafından derhal aforoz (dinden çıkarma) cezasına çarptırılıyorlardı

d İncil'in değişik dillere çevrilmesi: Eskiden İncil yalnızca Lâtince yazılır ve bunu yalnızca din adamları anlarlardı Ancak matbaanın icadıyla birlikte İncilin değişik dillere de çevrilmesi ve maliyetinin ucuzlaması halkın da İncil'i alıp okumasına neden olmuştur
İncil'in aslını okuyan halk, İncil'de yazanlar ile din adamlarının uygulanılan arasında büyük farklar olduğunu gördüler Bu durum, halkın kiliseye olan güvenini nefrete dönüştürmüştür

Reform Hareketlerinin Başlaması

Reform hareketini ilk başlatan kişi, aslen bir din adamı olan Martin Luther olmuştur Luther, kilise uygulamalarına karşı gelerek, 1517 tarihinde Almanya'nın Wittenberg şehri kiliseninin kapısına astığı 95 maddelik bildiri ile başta endülijans satışı olmak üzere kilisenin diğer yanlışlıklarına itiraz etti

Luther, "Tanrı ile kul arasına kimse giremez Tanrı, kullarının günahlarını ancak kendisi bağışlar " diyordu
Papa'nın 1519 yılında Luther'i afaroz etmesine rağmen fikirleri kısa sürede yayıldı
Özellikle Saksonya, Brandenburg, Palatina gibi Almanya'nın büyük prensliklerinin Luther'i desteklemeleri ve doğuda başlayan Türk tehlikesi, Alman imparatoru Şarlken'i telaşa düşürdü

Luthercilerle başa çıkmayacağını anlayan Şarlken, Diyet Meclisi'ni toplayarak, Luther Mezhebi'nin nerelerde yayılmış ise ancak oralarda varlığını devam ettirmesine, ancak başka yerlere yayılmamasına karar verdi (1529) Şarlken'in bu kararını beş Alman prensi ve on dört şehir protesto etti Bu nedenle Luther'e taraftar olan Hristiyanlara "Protestan" denilmiştir
Bu durum üzerine Protestanlarla Şarlken arasında 25 yıl süren bir savaş başladı Bu savaşta yıpranan Şarlken, nihayet Protestan'larla Ousburg Antlaşması'nı imzaladı (1555)
Bu antlaşma ile Protestan Mezhebi ve kilisesi Almanya'da resmen kabul edilmiş ve Protestanlar özgürlüklerine kavuşmuşlardır
Protestanlık hareketi Amanya dışındaki diğer Avrupa ülkelerinde de yayılmıştır
Fransa, Hollanda, İsviçre ve İskoçya'da Kalvenizm, İngiltere'de ise Anglikanizm mezhepleri ortaya çıkmıştır
Özellikle Fransa'da Protestanlık Almanya'dakine benzer bir biçimde yayılmıştır Kalven'in savunduğu Protestan fikirlerin yayılması üzerine, Katolikler ile Kalvenistler arasında uzun süre devam eden mücadeleler başladı
Nihayet Fransa kralının yayınladığı Nant Fermanı ile Kalvenizm, Fransa'da resmen tanınmıştır (1598)
İngiltere'de ise Protestanlık, diğer ülkelerden farklı olarak bizzat devlet tarafından desteklenerek kabul edilmiştir

Reform'un sonuçları


o Katolik Mezhebi parçalandı ve yeni mezhepler ortaya çıktı
o Katolik Kilisesi'nin otoritesi büyük ölçüde sarsıldı
o Katolik Kilisesi kendisini düzeltmek zorunda kaldı
o Protestanlığı kabul eden ülkelerde kilise malları yağmalandı
o Avrupa'da ilk kez "lâik devlet" fikri ortaya çıktı
o Okullar, kilisenin elinden alınarak halka verildi Böylece Avrupa'da ilk kez lâik bir eğitim uygulaması başlamıştır

YÜZYIL SAVAŞLARI VE İKİ GÜL SAVAŞLARI


- Yüzyıl Savaşları (1337-1457) İngiltere Kralının Fransa tahtına ve topraklarına göz koyup saldırıya geçmesiyle başlamıştır Jan Dark adında bir kızın milli ruhu canlandırmasıyla Fransızlar galip geldi Derebeyliklerin güç kaybıyla da güçlü bir krallık kuruldu

- Ortaçağın sonunda Almanya hariç Avrupa'nın genelinde feodalite sona erdi Derebeyliğin yıkılmasında toplar etkili oldu

- İki Gül Savaşları (1455-1485) İngiltere'de iç savaş sonucu derebeylik zayıfladı Mutlak krallık güçlendi

OTUZYIL SAVAŞLARI (1618-1648)

Alman ve İspanya Krallarının yeni mezheplere karşı bayrak açması üzerine başlayan savaşlar Protestan yanlılarının galibiyetiyle sonuçlandı
Otuz yıl savaşları Almanya ve müttefiki olan ispanya ile Fransa ve müttefikleri (İsveç, Danimarka) arasında yapılmıştır Bu savaş tamamen mezhep çekişmesinden kaynaklanmıştır Almanya'da hemen hemen bağımsız yaşayan, ama sözde Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu içinde bulunan pek çok hükümdar Protestanlığı kabul etmişti Bunlarla Katolikler arasında büyük bir savaş çıktı

Savaşta taraflar
Almanya Fransa
İspanya İsveç
Danimarka

Almanlar birbirleriyle savaşırken savaşa Fransa, İsveç ve Danimarka da karıştı Mezhep farklılığı nedeniyle otuz yıl içinde yüz binlerce kişi öldü Savaş Westfalya (1648) Barışı ile sonuçlandı Bu antlaşma Avrupa tarihinde çok önemli bir adımdır Almanya Protestanlığı resmi din olarak tanıdı

Artık Avrupa'da mezhep çekişmeleri siyasetten çekilmiş, devletlerin arasında bir sorun olmaktan çıkmıştır Böylece Avrupa bazı konularda birlikte hareket etme imkanı kazanmıştır

Antlaşmanın bazı önemli maddeleri:

1 Almanya, içindeki prenslerin dini ve siyasi özgürlüklerini kabul etti
2 Hollanda'nın bağımsızlığı tanındı
3 Fransa, Almanya'dan Alsas'ı aldı
4 İsveç Kralı, Baltık denizi kıyılarına sahip oldu
5 Almanya'nın küçük prensliklerinden Brandenburg Prensliği Prusya dukalığı adını aldı Bu suretle bugünkü Almanya'nın temelleri atılmış oldu
Yorum : Westfalya barışını İspanya tanımadı Bu yüzden Orta Avrupa'da savaş bittiği halde Fransa ile İspanya arasında savaş on yıl daha devam etti Yapılan Pirene Antlaşmasıyla (1659), İspanya Fransa'nın üstünlüğünü kabul etmiştir

17 ve 18 Yüzyıllarda Avrupa Devletleri


1 Almanya: Kutsal Roma-Germen adını taşıyan Almanya'da yüzlerce prenslik vardı Aralarında siyasi birlik yoktu Otuz Yıl savaşlarında Almanya yenilmiş ve ülkedeki prensliklere mezhep özgürlüğü tanımıştı 18 yüzyıl başlarında Prusya en güçlü prenslik olarak krallık haline geldi ve lider durumuna yükseldi

2 İngiltere: 17 yüzyıl sonlarında ingiltere'de meşruti krallık kuruldu (1688) 18 yüzyıla güçlü bir şekilde giren İngiltere her alanda gelişme gösterdi Yedi yıl savaşları'nda Fransa'dan büyük sömürgeler elde etti Amerika'da 13 koloni kurdular Amerika'nın bağımsızlığını Versay (1783) Antlaşmasıyla tanıdılar

3 Fransa: 17 yüzyılda Avrupa'nın en güçlü devleti durumuna geldi, ispanya Veraset Savaşlarında Almanya ve İngiltere ile mücadele etti Bu savaşlar Fransa'yı olumsuz yönde etkiledi

4 Lehistan: 17 yüzyılın sonlarına doğru Kutsal İttifaka katılarak Osmanlı Devleti'yle mücadeleye girişti, iç ve dış nedenler siyasi alanda etkili olmasına engel oldu 18 yüzyılda iyice güçsüzle-şen Lehistan; Rusya, Prusya ve Avusturya tartından üç kez bölüşülerek ortadan kaldırıldı (1772, 1793, 1795)

18 yüzyılın sonlarına doğru Lehistan'ın ortadan kalkması ile Rusya hem İsveç hem de Osmanlı Devleti için çok büyük bir tehlike durumuna geldi
5 Hollanda: İspanya’dan bağımsızlığını kazanan Hollanda'da krallık kuruldu Kısa zamanda sömürgecilikte ilerledi ve zengin bir duruma geldi

6 Rusya: Rusya, 17 yüzyılın sonlarında (1682) Çar ı Petro'nun yönetimine girdi Petro'nun iki amacı vardı: Karadeniz'e ve Ballık kıyılarına ulaşmak Petro, Rusya'yı bir Avrupa devleti haline getirmeye çalıştı İstanbul Antlaşmasıyla Karadeniz'e inen Rusya, Küçük Kaynarca'yla da Kırım'ı alarak kuvvetli bir devlet haline gelmiştir

7 Avusturya: Otuzyıl savaşlarında Avusturya Alman siyasi birliğini kuramamıştı Fakat güçlü devletler arasındaydı Zaten Karlofça Antlaşmasıyla Macaristan'ı ve Erdel'i alarak büyümüştü Fransız ihtilâli Avusturya'nın büyümesinde büyük bir engel olmuştur

8 İsveç: Otuz yıl savaşlarından başarı ile çıkmıştır Paltova savaşıyla İsveç’in genişlemesi durdu

9 İtalya: İtalya’da siyasi birlik yoktu 18 yüzyılda da bu özelliğini devam ettiren İtalya'da en büyük cumhuriyet Sardunya Krallığı idi Venedik eski önemini yitirmeye başlamıştı 19 yüzyılda Sardunya İtalyan birliğini kurmuştur


__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla