05-23-2010
|
#7
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Hindistan
Tarih
Çin'den başka hiçbir ülkenin, Hindistan halkı gibi kesintisiz bir tarih yaşadığı söylenemez Ne var ki, bu tarih barış içinde değil, dışarıdan gelenlerin sürekli saldırısı altında yaşanmıştır En eskiden yerleşmiş olanların nasıl geldikleri pek aydınlık değildir Bunların Vin-diya Dağlan'nın ulaşılmaz yörelerinde yaşayan ilkel insanlara benzedikleri düşünülmektedir Sonra İÖ 2500 yıllarında Hindistan'a tenleri çok koyu renkli olan Dravidler geldi Yakın zamanda, arkeologlar onlara ait iki kent ortaya çıkardılar: İndus vadisinde Ha-rappa ve Mohenco-daro Bu buluntular Dra-vidler'in gelişkin bir uygarlığa sahip olduklarını gösteriyordu Yazı yazmasını biliyorlardı
Çok iyi planlanmış kentleri ve içlerinde günü-müzdekine benzer banyoları bulunan geniş odalı evleri vardı Ne var ki, İÖ 1500 yıllarında kendilerine Ariler ya da soylular diyen daha açık tenli insanlar, Hayber Geçidi'nden ovalara indiler Dravidler gibi uygar değillerdi, ama dövüşmekte ustaydılar ve onları yenilgiye uğrattılar Ariler çok geçmeden kast sistemini yürürlüğe koydu Böylece tutsak ettikleri halkla aralarına bir set çekmiş oldular Ariler Hindu dinini de geliştirdi Bu dinde, tanrıların nasıl hoşnut edileceğini yalnızca Brahman adı verilen rahipler bildiği için, onlara büyük ayrıcalıklar ve yetkiler tanınıyordu
İÖ 6 yüzyılda büyük din reformcusu Buda, yeni bir inanç geliştirdi
Ona göre, ruhun ölümsüzlüğünü karmaşık dinsel törenler ve kurbanlarla sağlamak mümkün değildi Tek yol, karşılık beklemeden iyilik etmek, temiz yürekli olmak ve maddi tutkulardan uzak durmaktı Budacılık, Hindistan'da hızla yayıldı; birçok bey ve kral tarafından benimsendi Bunlardan en önemlisi, Patna'yı İÖ 274-232 yılları arasında yöneten Kral Aşoka'ydı Oris-sa'yı işgal ederken insanlara verdiği acıdan duyduğu vicdan azabından dolayı Budacı oldu Dağa taşa Budacılık'ı öven yazılar yazdırdı; krallığındaki herkesi Budacı yapmaya çalıştı Budacılık Hindistan'ın güneyinde tutunamadı İS 4 yüzyılda kuzeydeki etkisini de yitirdi Sri Lanka (Seylan), Birmanya, Tayland (eski Siyam), Tibet ve Çin'e ise misyonerler aracılığıyla yayıldı
Eski Hint uygarlığı İS 320'den 5 yüzyıla kadar egemen olan Gupta kralları zamanında doruğuna ulaştı Bu dönemde Hindistan'a gitmiş olan Çinli gezginler, Gupta krallarının yönetimdeki başarılarını anlatan belgeler bırakmışlardır Krallar yazarlara ve ozanlara destek olmuş, tiyatroya önem vermişlerdi Müzikte büyük bir gelişme gözlendi Manastırların duvarları taş üstüne yapılmış resimlerle bezendi
6 yüzyılda Hindistan, Orta Asya'dan gelen Hunlar'ın saldırısına uğradı Bir süre her şey altüst oldu Bu kargaşa içinde kendine Rac-put adını veren "kralların oğulları" yönetimi ele geçirdiler O gün bu gün, onların yönetiminde olan Batı Hindistan, Racastan olarak bilinir Nereden geldiklerine ilişkin bir bilgi yoktur Sanata ve edebiyata önem verdiler, altın ve gümüşten tanrı heykelleri ve çok değerli taşlarla bezeli tapınaklar, büyük saraylar ve kaleler yaptırdılar
Ne var ki, Racputlar kendi aralarında sürekli kavga ediyorlardı Bu yüzden Kuzey Hindistan dışarıdan gelen saldırılara karşı kendini koruyamadı Bu kez Müslümanlar gelerek Hayber'in kuzeyine yerleştiler 10 yüzyılın ikinci yarısında Gazneli (Afganistan) Müslüman Kral Sebüktigin Hindistan'ın kuzeyine girdi Oğlu Mahmud, batıda Ganj Ir-mağı'ndan güneyde Racputana'ya kadar ilerleyerek bir imparatorluk kurdu Delhi'yi başkent yapan Müslümanlar, giderek neredeyse Hindistan'ın tamamını ele geçirdiler
Afgan krallarının egemenliği 1526'ya Ba-bür Şah'ın Hindistan'a gelişine kadar sürdü Babür Şah, Delhi Sultanı İbrahim'i yenerek, Delhi'yi işgal etti
Daha sonra Kandehar'dan Bengal sınırına kadar olan topraklan ele geçirdi Böylece Hindistan'da Moğol egemenliği başlamış oldu Moğol imparatorlarının en ünlüsü Ekber'dir Uyruğundaki halkları Müslüman, Hindu demeden kaynaştırmaya çalıştı Müslümanlar'ın geçmişten kalma ayrıcalıklarını ve haklarını kaldırdı {bak Ekber) Torunu Cihan Şah zamanında, Agra'da Tac Mahal ve İncili Cami'den başka Delhi'de de eşsiz güzellikte saraylar ve camiler yapıldı Ne var ki, Moğol imparatorlarının hiçbiri Ekber çapında değildi Hindular ile Müslümanlar arasındaki karşıtlıklar sürüp gitti ve sonunda imparatorluk parçalandı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|