Şengül Şirin
|
Cevap : Güneydoğu Anadolu Bölgesi
7 500 YILLIK BİR GECMİŞ  DİYARBAKIR

Isının 40-50 dereceye vardığı yaz günlerinin bunaltıcı sıcaklığından kurtulmak amacıyla gelişen düz damlı evleri ile tipik yöre mimarisinin günümüzde de yaşatıldığı Diyarbakır, uzun surları, Malabadi Köprüsüyle görülmesi gereken bir illerimizden biridir
Diyarbakır tarihinin, önceleri M Ö 3000 yılına kadar uzandığı bilinirken, son zamanlarda Çayönü kazıları ile yapılan araştırmalar sonucunda uygarlık geçmişinin M Ö 7500 yıllarına kadar uzandığı belirlenmiştir Diyarbakır ve çevresinde Hurriler, Mitanniler, Hititler, Asurlar, Medler, Persler, Büyük İskender, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar hüküm sürmüştür
Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin orta kısmında, Elcezire'nin (Mezopotamya) kuzeyinde yer almaktadır Doğuda Siirt ve Muş batıda Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya kuzeyde Elazığ ve Bingöl güneyde ise Mardin illeri bulunmaktadır
Diyarbakır, yeryüzü şekilleri açısından genelde dağlarla çevrili, ortası hafif çukurlaşmış görünümündedir İl, Güneydoğu Torosların kollarıyla çevrilidir İlin en yüksek dağı Muş sınırı yakınındaki Anduk Dağıdır (2830 m )
Diyarbakır ilinde sert ve kurak bir yayla iklimi hakimdir
GEZİLECEK YERLERİ :
Diyarbakır Surları:
Çin Seddi'nden sonra en uzun sur olması ile ünlenen Diyarbakır Surları 5 5 km uzunluğunda ve 7-8m yüksekliğindedir 16 kalesi ve 5 çıkış kapısı olan siyah bazalt surlar, kentin en ilgi çekici yeridir Ortaçağ askeri mimarisinin muhteşem örneğini oluşturan bu surlar yazıtlar ve kabartmalarla dekore edilmiştir
M Ö 349 yılında Bizans İmparatoru Costantinus tarafından yenilenen surların yapılış tarihi tam olarak bilinmemektedir
Çayönü buluntuları:
Diyarbakır'ın 65km kuzeybatısında Elazığ karayolu üzerinde Ergani ilçesinde bulunan Çayönü antik kenti cilalı taş devrine yani günümüzden yaklaşık 9000 yıl öncesine dayanmaktadır Bu yerleşim yerinin ilk yerleşik hayata geçilen yerlerden biri olduğu saptanmıştır Çayönü İlkel yerleşmesinde çıkartılan öğütme taşları, çakmak taşı, kemikten ve bakırdan yapılan çeşitli aletler Diyarbakır Arkeolojik Müzesi'nde sergilenmektedir
Köprüler :
Malabadi Köprüsü:
Silvan ilçesi yakınlarında Batman çayı üzerindedir Dünyadaki taş köprüler içinde kemeri en geniş olanıdır
Cami ve Kiliseler :
Tarihi ve mimari özellikleri ile muhteşem olan Ulu Cami, Nebi Cami ve Safa Cami Diyarbakır'ın en ünlü camilerdir Selçuklu Sultanı Melik Şah tarafından yaptırılan Ulu Cami, orijinal dizaynı ve hem Bizans hem de daha eski mimari malzemeleri kullanması ile ilginç olup Türkiye'nin en eski camilerindendir
Diyarbakır'ın 77 km doğusunda, Silvan'da 1185 yılında yapılmış, zarif görünümlü Ulu Cami, kemer kapıları ifade eden ince taş kabartmaları ile görülmeye değerdir
Diyarbakır Cami ve Kiliseleri :
Diyarbakır'ın önemli kiliseleri arasında Mart Thoma, Meryem Ana, Kırklar Kilisesi ve Mart Pityon Kilisesi sayılabilir Meryem Ana Kilisesi, şehirde kalan az sayıdaki Süryani cemaati tarafından halen kullanılmaktadır
Ulu Cami (Merkez):
İslam dünyasında beşinci Harem-i Şerif olarak bilinmektedir Diyarbakır İslam ordularınca fethedildikten sonra, ildeki en büyük Hıristiyan tapınağı Mar-Tama kilisesi, M S 639 yılında camiye çevrilmiştir 1091'de Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah zamanında tamir ettirilmiştir 1115 tarihinde meydana gelen deprem ve yangında büyük hasar gören cami, 1240 yılında halkın yardımıyla onarılmıştır Avlusundaki şadırvanları, çeşitli devirlere ait kitabeleri yönünden büyük değer taşıyan bu ilk İslam yapısı, kara taşlarla inşa edilmiştir
Anadolu'nun en eski camisi olan Ulu Cami, çevresindeki iki medrese ve diğer yapılarla anıtsal yapılar topluluğu olarak günümüzde de dikkat çekmektedir Plan olarak 705-715 yıllarında inşa edilen Şam'daki Ümmiye ve Emevi camilerine benzemektedir
Behram Paşa Cami (Merkez):
13 Osmanlı Valisi Behram Paşa tarafından yaptırılan cami, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerindendir Caminin çok süslü minberi bir sanat harikasıdır
Şeyh Matar Cami (Merkez):
Dört ayaklı minare ve cami, Akkoyunlu eseri olup 1500 yılında Sultan Kasım tarafından yaptırılmıştır Minare yekpare taş sütun üzerinde dört köşeli olarak inşa edilmiştir Sütunların üzerinde fırınlanmış ağaç kullanılması da minarenin özelliklerinden biridir Bir inanışa göre yedi defa sütunların arasından geçenin dileği kabul edilirmiş
Safa Cami (Merkez):
1532 yılında yapılan cami, Akkoyunlu eseridir Eskiden bir kılıf içinde muhafaza edildiği söylenen minaresi oldukça zariftir
Meryem Ana Kilisesi (Merkez):
VI yy dan kalma olup, zamanla birçok onarım görmüştür Bizans devrinden kalma mihrabı, Roma biçimi kapısı ilgi çekicidir Kilisede bazı azizlerin türbesi bulunmaktadır Süryani Kadim Yakubi mezhebine ait olan kilisede bazı azizlerin tasvirleri bulunmaktadır
Hanlar, Kervansaraylar :
Diyarbakır, Tarihi İpek Yolu'nun merkezlerinden olması sebebi ile önemli hanlara sahiptir Deliller Hanı, Hasan Paşa, Çiftehan ve Yeni Han'da geçmişte olduğu gibi günümüzde de halı, kilim ve gümüş işleme satan dükkanlar bulunmaktadır
Kervansaray :
Mimarisi ve iç yapısı ile görülmesi gereken yerlerden biri olan Kervansaray, bugün restore edilerek otel haline getirilmiştir
NE ALINIR?
El sanatları, hasır bilezik, kiniş gerdanlık, gümüş işlemeli nalın ve çekmeceler kuyumcuların beğenilen ürünleridir Köylerden el dokuması halı ve kilim üretimi yapılmaktadır
Ne Yenir ?
Devasa boyutlardaki karpuzu ile tanınan Diyarbakır, yemek kültürü açısından da oldukça zengindir Akşamın geç saatlerinde, tezgahlarda satılan cartlak kebabı olarak bilinen ciğer kebabı geleneksel yemekleri arasındadır
Diyarbakır'ın en ağır yemeklerinden olan kibebumbar, işkembe ve bağırsakların et, pirinç, nane, biber ve tuz karışımı ile pişirilir Bunların yanında içli köfte, çiğ köfte, bulgur pilavı, kaburga, keşkek, Kibukudur, lebeni, tatlılardan ise burma kadayıf ve Nuriye tatlısı ünlüdür Üzümden yapılan pestil ve sucuk, otlu peynir, örgü peynir, sumak çokça yenen diğer yiyeceklerdir
Yapmadan Ayrılma :
Diyarbakır Surlarını gezmeden,Malabadi Köprüsünü görmeden,
Eski Diyarbakır Evlerini görmeden,Cahit Sıtkı Tarancı ve Arkeoloji Müzelerini görmeden, Selim Amca'da kaburga yemeden, meyankökü içmeden,Diyarbakır hasırı almadan
Dönmeyin
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|