02-08-2010
|
#1
|
Şengül Şirin
|
İktidâ
İktidâ
İktidâ:
Tâbi olmak, uymak Taklid etmek
Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
İşte o peygamberler Allahü teâlânın hidâyet ettiği kimselerdir Sen de onlara iktidâ et De ki: "Ben buna (peygamberlik vazîfemin îfâsına) karşılık sizden bir ücret istemiyorum O Kur'ân-ı kerîm âlemler için öğütten başka bir şey değildir (En'âm sûresi: 90)
Benden sonra, Ebû Bekr'e ve Ömer'e iktidâ ediniz (Hadîs-i şerîf-Tirmizî, Hâkim)
Benden önce Allahü teâlânın bir ümmete gönderdiği bir peygamber yoktur ki, o peygamberin ümmetinden Havârîleri ve sünnetine tâbi olan, emrine iktidâ eden eshâbı, arkadaşları olmasın (Hadîs-i şerîf-Müslim)
Bizim büyüklerimizin yolunun esâsı ikidir: Birincisi; Resûl-i ekremin sallallahü aleyhi ve sellem sünnetine yâni bildirdiği İslâm dîninin îmân ve amel ile ilgili hükümlerine iktidâ, ikincisi tâbi olduğu âlim ve velîyi çok sevmek (İmâm-ı Rabbânî)
Kendisinde imâmlık şartları bulunmadığı hâlde imâmlık yapan kimseye iktidâ etmemelidir (İbn-i Âbidîn)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|