02-07-2010
|
#1
|
delishhhh
|
Bakkal...
EVET  Dünya değişiyor elbet
Düşünceler, şartlar, kavramlar, kurumlar, gereklilikler, alışkanlıklar  
Kimi yok oluyor, kimi dönüşüyor
Bakkalın başına gelen de bu
Evet  
“Bakkal”ı savunmak, tek kanallı televizyona methiye düzmek, yahut şehirlerarası konuşabilmek için üç gün beklemek zorunda kalındığı günlere geri dönmeyi istemek gibi olabilir
Evet  
“Toplumsal barış” gibi parlak lafların da gereği yoktur
Ama bendeki nedeni farklı bunun
“Parlak laf” aynı zamanda “içi boş laf” oluyor çoğu zaman Parlak lafı gören okur, amacın tersine, içine çekilmesi istenen konudan bucak bucak kaçabiliyor
Zaten ben parlak laf edemem
“Gerçek bir köşe yazarı” değilim çünkü
“Aklımdan geçenler”le “içimden gelenler”i yazıya dökerken, bunlara bir de “toplumsal boyut” katma becerim yok
İşte şimdi de siyasetten, ekonomiden, toplumdan bağımsız, sadece kendim için bakkallar üzerine bir şeyler karalamak istiyorum
Bakın, sırf bakkaldan alışveriş edebilmek için yıllardır bir sürü avantajına rağmen bir siteye taşınmamakta direniyorum ben
Biliyorum çünkü  O duvarların arkasına girersem, bir süre sonra istemesem de değişirim
Belki bir zaman yakındaki bir bakkala uğrayıp dönerim eve ama sonra bir gün ben de yoğurdu internetten sipariş edebilirim
Hayır, bunu istemiyorum!
Bakkalıma alıştığım için semt bile değiştirmiyorum, ne diyorsunuz siz!
Derdimin ne olduğunu biliyorum
Ben “yüzde yüz değişmiş bir hayat”ın içinde olmayı istemiyorum
Yürüyüp giderken, yanımda tanıdığım, bildiğim bir şeyler olsun istiyorum Tıpkı işyerine evden ufak tefek birkaç eşya götüren, masasına yakınlarının fotoğraflarını koyan biri gibi
Sanki bakkal da yok olursa, babasından kalan her şeyi satıp savan değer bilmez evlada dönüşeceğim
Hem bakkal benim için sadece “bakkal” değil ki!
İstediğim an kapısını çalabileceğim komşum o aynı zamanda
Çayını içtiğim, siyasetten ekonomiye geniş bir yelpazede laflayabildiğim, mahallemdeki haberleri aldığım “nöbetçi arkadaş”ım o benim
“Emanetçi”m hem de
Evde olmadığım zamanlarda “teslimatçı”m
Marketteki, raflara durmadan mal takviyesi yapan çocuk kesmez beni Ne konuşacağım onunla?
Deterjanların “adres”ini soracağım, o da eliyle ötede bir yeri işaret edip “Şu tarafta hanımefendi” diyecek, hepsi bu!
Biliyorum, bu satırlar çoğu insan için benim bir “nostalji budalası” olduğumdan başka bir şey ifade etmiyor
Umurumda değil
Ben de herkes kadar biliyorum, her devrin “gerekliler”, “gereksizler” listeleriyle geldiğini  Ama yok oluşlar karşısında içimin sızlamasına mâni değil bu Çünkü “ihtiyar” ölümlerine de ağlayanlardanım ben  “Sıralı” diyemeyenlerden  
PAKİZE SUDA
|
|
|