Beyaz Açlık...

AÇ güvercinler otomobillerin önüne adeta ölümüne atlıyorlar
Belki kamyonların kasasından dökülmüş birkaç buğday tanesi
Belki camdan atılan sigara izmaritine bağlanan umut
Serçeler tellere dizildiler
Kumru sabah camın önündeydi, ıslak, yorgun ve aç
Sığırcıklar, alttan geçen müsteşarın jöleli kafasına kakalarını yaptıkları için, belediye tarafından kovulmalarından bu yana ilk kez döndüler, bakanlıklardaki ulu ağaçlara
Ama bizler böyle karlı-soğuk zamanlarda, doğadaki yaşam kavgasını görmeyiz
Hamamboğazı köylüleri, kınalı keklikleri kayaların dibinde birbirlerine sokulmuş ve ölmüş buldular
Aksaray‘da yiyecek bulmak için köye inen kurt yavrularını vurdular
Kara saplanmış yaralı bir geyiğin korku dolu gözleri vardı gazetelerde
Su kaynaklarına oturan köylüler, beyaz dışında her renge yiyecek bulma umuduyla koşan ceylanları avladılar
Oysa böyle günlerde, dünyanın uygar ülkelerinde, insanları doğadaki canlılara yardım etmeye çağırır hükümetler
Av yasakları getirilir
Doğaya yiyecekler bırakılır
Çevre bakanlıkları, çiftçiler, üniversiteler, sivil örgütler, sıradan merhametli iyi insanlar
Bir anda Nuh’un Gemisi‘ne döner, büyükleri izleyen çocukların yüreği
()
Onun için oralarda 2500 köyün yolu kapanmıyor
Onun için kızakla hastaneye yetiştirilemeyen anneler yolda can vermiyor
Ya da onun için sokak çocuklarını telefon kulübelerinde donmuş bulmuyorlar
Sıra doğadaki canlıları korumaya gelmişse; onun için oralarda yaşlı emekliler evlerinde donarak ölmüyorlar
Serçeler tellere dizildiler
Güvercinler tekerleklerin önüne atıyorlar kendilerini
Kumru şaşkın
Sığırcıklar dönüp, bakanlıklardaki ulu ağaçlara tünediler
Alttan geçmesini bekliyorlar müsteşarın
BEKİR COŞKUN