01-28-2010
|
#1
|
GöKKuŞaĞı
|
Özgürlük Var Mı? Varsa, Nerede?
Reklam başlarken, her seferinde  
Felsefeye, psikanalize, siyasete meraklı bir yeniyetmenin heyecanıyla oturduğum yerde toparlanıyorum
Şefkatli bir erkek sesi "Doğduğumuz gün aslında özgürlüğümüzün son günüydü" diyor
Ekranda bir bebek görünüyor Suyun dibinden yüzeydeki parlak ışığa doğru yüzüyor
Doğuma, yani hayata doğru  
Belli ki, bu görüntünün bebeklerin annelerinin karnındayken içinde yüzdükleri "amniyos sıvı"yı çağrıştırması istenmiş
Hani eşsiz psikanalist J Lacan'ın "geçmişte kalan cennetimiz" olarak tanımladığı ve "okyanussal his" adını verdiği anne karnındaki bebeğin sınırsız ve neredeyse "mistik" hoşnutluk hali  
Anlayacağınız, bu reklam öylesine ince hesaplı ve entelektüel bir iş
***
Baştan alayım  
O şefkatli erkek sesi şunları diyor: "Doğduğumuz gün aslında özgürlüğümüzün son günüydü, sonra hayatımıza giren sınırlarla tanıştık, kalıplara girdik, engellendik, duvarlar arasına sıkıştık, kısıtlandık  "
Gel de ürperme!
Gel de bu sözlere takılıp kalma!
Bir Lacan semineri dinler gibi 
Spinoza felsefesi üzerine bir kısa film başlıyormuş gibi  
Hatta birazdan televizyondan sıkı bir anarşist manifesto ilan edilecekmiş gibi  
İster istemez kulak kesiliyor insan
Ve işte o kritik soru 
"Peki bütün bunlardan kurtulabileceğimizi bilseydik, sınırları aşar mıydık?"
Ekrandaki görüntüde genç bir adam çok yukarılardan bir yerden kendini denize (özgürlüğe) bırakıveriyor
***
Peki onca kalp çarpıntısının sonu ne?
Bir televizyon aygıtı
Çerçevesiz, şık, son teknoloji bir televizyon aygıtı!
Bütün bu derin sorgulamalar, bu entelektüel çağrışımlar, bu baştan çıkartıcı özgürlük çağrıları bir televizyonun insana vereceği hissin reklamını yapmak içinmiş!
Her seferinde reklamın son bölümünde yıkılıyorum Her seferinde kendi saflığıma kızıyorum
Öyle ya!
Şu modern dünyada  
Güzel ve mutlu hayat denilen şey yaşadıklarımız değil, "seyrettiğimiz" hayat!
Özgürlük denilen şey de  
Pırıl pırıl bir ekran görüntüsü ve çok kanal arasında zapping yapabilme imkânı!
Gerisi mecburen, mecburiyetten sanki!
Yani reklamın yalan söylediğini iddia etmek zor!
***
Ama ne yalan söyleyeyim  
Şu özgürlük meselesinin, "bizi doğduğumuz andan itibaren esir alan duvarlar" meselesinin; o duvarları yıkmanın ne anlama gelebileceği konusunun böyle çarçur edilmesi  
Ve hep böyle olması  
Ciddi felsefi kavramların, en güzel şiirlerin, en derin masalların, sinema tarihinin başyapıtlarının çorap, otomobil, makarna reklamlarına kurban edilmeleri  
Bazen tepemi fena attırıyor!
Haşmet Babaoğlu
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|
|