Konu
:
Cemile Binti Übey İbni Selül (r.a)
Yalnız Mesajı Göster
Cemile Binti Übey İbni Selül (r.a)
01-09-2010
#
1
b@ron
Cemile Binti Übey İbni Selül (r.a)
Cemile binti Übey İbni Selül radıyallahu anhâ İman ve İslâm adına olumsuzluklarıyla tanınan bir âile ortamında büyüyen bir hanım
Hiç bir menfî tesir altında kalmayan
cehalet ve şirkten kendini kurtaran bir mücâhide
Müslümanların aleyhinde tuzaklar kurulan
plân ve toplantılar yapılan bir evde yaşamasına rağmen gönlünü İslâm’ın nûrûna açan bahtiyar bir hanım
İslâm’la şereflenen
iman saâdet ve selâmetine eren
ilâhî huzur ve mutluluğa kavuşan bir hanım sahâbî
Hazreti Hanzala (r
a)’ın hanımı
O
Medine’li olup Hazrec kabîlesine mensuptur
Babası münafıkların reisi
Abdullah İbni Ubey İbni Selül
’dür
Hazrec kabilesinin reisidir
Bedir Savaşından hemen sonra müslüman olmuş görünmesine rağmen İslâm’a beslediği kin ve düşmanlık duygularından kurtulamamıştır
Annesi
Havle binti Münzer
’dir
Cemile binti Übey İbni Selül
müslümanları aldatan münafık bir babanın kızı olmasına rağmen
babasının tesiri altında kalmayan zekî bir hanımdır
Babasının yaptıklarını hiçbir zaman tasvib etmedi
İslâm’a düşmanlığını hiç tasdik etmedi
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize karşı davranışlarını hiç kabullenemedi
Gizli hıyanetlerini gönlüne sindiremedi
O başından beri İslâm’a sempati ile yaklaştı
İki Cihan Güneşi efendimizin davâsına saygı duydu
Gönlünü yeni dine hep açık tuttu
İslâm’ın nûrûyla aydınlanmak için fırsat kolladı
Çok gecikmeden Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimize biat etti
Daha sonra İslâm’la şereflendiğini ilan etti
Teâlâ her şeye kadirdi
Habîbine düşman olan bir evden İslâm’ın nurûyla gönülleri aydınlanan iki yiğit çıkardı
Biri Cemile (r
anhâ) diğeri ağabeyi Bedir ashâbından olan Abdullah (r
a) idi
Hazreti Abdullah da babasının tam zıddına hareket ediyordu
Son din ve peygamberi seviyordu
Gönlünü İslâm’ın güzelliklerine açmak istiyordu
Vaktini bekliyordu
Nihayet
hicretten önce İslâm’ın nûru kalbine yerleşti
Kelime-i şehadet getirerek İslâm’la şereflendi
Cemile (r
anhâ) akıllı
zekî
firasetli bir hanımdı
Çevresinde olan biten hâdiseleri değerlendirme konusunda da basîret sahibiydi
Onun firaset ve basîreti şu hâdisede çok açık olarak görülmekteydi
Cemile (r
anhâ) ashabtan Hanzala İbni Âmir (r
a) ile evlenmişti
Düğünlerinin yapıldığı gecenin ertesi gününde Uhud Savaşı yapılacaktı
Savaş yerine geceden gidilmesi kararlaştırıldı
İki Cihan Güneşi efendimiz ashâbıyla Uhud’a doğru hareket etti
Hanzala (r
a)’ın evinin önünden geçerken:
“Ey Hanzala! Haydi harbe!”
diye seslendi
Resûl-i Ekrem (s
a) efendimizin sesini uyku arasında duyan Hanzala (r
a) hemen fırlayıp dışarı çıktı
İslâm askeri arasına katılıp Uhud’un yolunu tuttu
Uhud savaşı zorlu geçmişti
Ashâbtan çok şehid verilmişti
O gün savaş meydanında büyük kahramanlıklar gösteren Hanzala (r
a) da şehadet şerbetini içenler arasındaydı
Savaşın bittiği ve İslâm askerlerinin Medine’ye dönmeye başladığı haberi duyulunca halk karşılamak üzere yollara çıktı
Hanımlar arasında eşini savaşa uğurlayan Cemile (r
anhâ) da vardı
Resûl-i Ekrem (s
a) efendimiz ordunun önünde geliyordu
Hüzünlü bir vaziyette görünüyordu
Karşılaştıkları ashabına selâm veriyordu
Yakınlarını göremeyenler Efendimiz’den durumları hakkında haber soruyordu
Cemile (r
anhâ) da kocasından sual edip:
“ – Ya Rasûlallah! Hanzala nerededir?” dedi
Fahr-i Kâinat (s
a) efendimiz hüzünlü bir şekilde:
“ – O şehid oldu
”
buyurdu
Cemile (r
anhâ) bu cevap karşısında basîretli davranıp hemen kocasının cenazesinin yıkanmasını istedi
Hanzala (r
a)’ın durumunu Efendimize arz etti:
“ – Ya Rasûlallah! Hanzala sizin sesinizi duyunca hemen fırlayıp dışarı çıktı
Bir daha geri dönmedi
O gece gusletmeye de fırsat bulamadı
” diyerek cenâzesinin yıkanmasını taleb etti
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s
a) efendimiz Cemile (r
anhâ)’nın gönlünü hoş edecek şu sevindirici haberi verdi:
“ – Ben
meleklerin
gümüş kaplar içinde bulunan su ile
gökle yer arasında Hanzala’yı yıkadığını gördüm
”
buyurdu
Fahr-i Kâinat (s
a) efendimizden bu müjdeli haberi alan Cemile (r
anhâ) üzüntülerini gönlüne gömdü
Bu haberden sonra Hanzala İbni Âmir (r
a)’ya:
“Gasîlü’l-melâike
= Meleklerin yıkadığı kimse”
ünvanı verildi
Cemile (r
anhâ) Hz
Hanzala (r
a)’dan hâmile kaldı
Bir oğlu dünyaya geldi
Adını Abdullah koydu
O
daha sonra kendisine tâlib olan Ensar’ın hatibi Sabit İbni Kays İbni Şemmas ile evlendi
Bu izdivacdan da Muhammed adında bir oğlu oldu
İki oğlu da Harre olayında şehid düştü
Cemile binti Übey İbni Selül (r
anhâ) kendine güvenli
bilgili
zekî bir hanımdı
Her şeyi Efendimiz (s
a)’e sorardı
Birgün kocası Sabit İbni Kays (r
a) ile imtizaç edemediğini ileri sürerek Resûl-i Ekrem (s
a) efendimize müracaat eyledi
Boşanmak istediğini söyledi
Efendimiz de mehir olarak aldığı bahçeyi geri vermek sûretiyle Sabit’e karısını boşamasını tavsiye etti
İslâm’da ilk boşanma hadisesi muhalaa (bir kadının mehrini kocasına bağışlaması
geri vermesi) suretiyle bu şekilde gerçekleşmiş oldu
Cemile binti Übey İbni Selül (r
anhâ) ömrünü İslâmî esaslara riayet ederek geçirmeye gayret etmiştir
İslâmî vazifelerini yerine getirme konusunda titizdi
Bu duygu ve düşünceler içerisinde ebedî âleme intikal etmiştir
Ölüm tarihi bilinmemektedir
Teâlâ kendisinden razı olsun
Bizleri şefaatlerine nâil eylesin
Amin
Mustafa Eriş
Altınoluk Dergisi
__________________
b@ron
Kullanıcının Profilini Göster
b@ron tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul