Yalnız Mesajı Göster

Tulumbacılar-Tulumbacı Ocağı-Tarihçesi

Eski 01-08-2010   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Tulumbacılar-Tulumbacı Ocağı-Tarihçesi



Tulumbacılar-Tulumbacı Ocağı-Tarihçesi




Osmanlı döneminde İstanbul'da yangın söndürme işinde çalışırlardı Tulumba 17 yüzyılda yalnızca gemilere dolan suyu boşaltmak için kullanılan bir araçtı Bunun yangın söndürmek için geliştirilmiş biçimi 18 yüzyılın başında İstanbul'a getirildi Tulumbayı İstanbul'a getiren kişi, 1715'te Tslamivet'i kabul ederek Gerçek Davud adını alan bir Fransız'dı O sırada Lale Devri'ni yaşamakta olan Osmanlı Devleti'nin yeniliklere açık sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Gerçek Davud'un önerisine uyarak Yeniçeri Ocağı'na bağlı bir Tulumbacı Ocağı kurulmasını kararlaştırdı


1720'de etkinliğe başlayan ocakta 50 tulumbacı görevlendirilmişti Gerçek Davud 1734'te ölene kadar tulumbacıbaşı olarak kaldı Bu süre içinde ocakta görevli tulumbacı sayısı 150'ye çıktı Ayrıca yangın sırasında tulumbalara su yetiştirecek sakalar da görevlendirildi Sonraları Topçu Ocağı, Top Arabacıları Ocağı ve Cebeci Ocağı ile Tersane'de ayrı ayrı tulumbacı ocakları kuruldu Topkapı Sarayı'nda da bostancıbaşıya bağlı ayrı bir Tulumbacı Ocağı vardı 18 yüzyılın ikinci yarısında İstanbul'un her semtinde küçük bir tulumbacı grubu görev yapıyordu

Bunlar küçük yangınlara hemen koşuyorlar, yangının büyümesi durumunda çevredeki öbür tulumbacılardan ve Tulumbacı Ocağı'ndan yardım istiyorlardı Yangınları haber vermek için de Beyazıt'taki Ağa Kapısı kulesi ile Galata Kulesi'nden yararlanılıyordu Tulumbacı Ocağı 1826'da, Yeniçeri Ocağı ile birlikte kaldırıldı Ama yangın söndürme işi örgütlü bir çabayı gerektirdiğinden, 1827'de Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıvla kurulan veni ordu içinde tulumbacı taburları oluşturuldu

Merkezi Beyazıt'taki Seraskerlik'te bulunan bu örgüt mahalle tulumbacılarına yardımcı olacak, büyük yangınlara da doğrudan müdahale edecekti Tulumbacı örgütü 1846'da İstanbul'un güvenliğini sağlamak amacıyla kurulan Zaptiye Müşiriyeti'ne bağlandı 1868'de de belediye örgütünün yaygınlaşmasıyla bu görev Şehremaneti'ne devredildi Ama belediye tulumbacıları pek başarılı olamadıklarından 1874'te yangın söndürme işi yeniden askeri biçimde örgütlenerek ilk modern itfaiye örgütü kuruldu

Üç taburluk bir alay durumuna getirilen tulumbacılar Beyazıt, Taksim, Tersane ve Selimiye kışlalarına yerleştirildi 1923'te ise bu örgütün yerine, belediyeye bağlı İtfaiye Müdürlüğü kuruldu Mahalle tulumbacıları 19 yüzyılda da gönüllü olarak varlıklarını sürdürdüler ve İstanbul'un yaşamında canlı izler bıraktılar Tulumbacılığın 1868'de belediyeye geçmesiyle mahalle sandığı adıyla yeniden örgütlenen bu tulumbacılar arasında her yaştan, her sınıftan insan vardı

Mahalle halkının parasal yardımıyla yaşayan bu örgüt için belirli bir yer de ayrılmıştı Bekâr tulumbacıların geceleri de kaldığı bu yer bazen bir kahvehaneyle iç içe olurdu Bu kahvehanelerde sazla birlikte destanlar, mâniler, muammalar, beyitler okunur, eğlenilirdi Tulumbacılık bir çeşit spor sayıldığından mahalleler ve semtler arasında yarışlar da düzenlenmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla