Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Minyatür Sanatı

Eski 12-29-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Minyatür Sanatı




MİNYATÜR

Minyatür, Latince "kırmızı ile boyamak" anlamına gelen miniare kelimesinden türemiştir Bir kitapta konu başlıklarını minium, yani sülyen ile belirginleştirmeye miniare denirdi Zamanla metni süsleyen resimlere de minyatür dendi İranlılar ve Türkler bu tarz resme "Nakış resim" veya "Hurde nakış" demişlerdir En erken minyatür önreklerine III yy'da rastlanır Sasaniler döneminde Mani adlı bir sanatçı kendi yazdığı kitabını resimlemiş ve daha sonra onun yolunda giden bir çok öğrenci yetiştiriltilmiştir

Bu sanatçılar Orta Asya ve Ön Asya'ya doğru yayılarak öğrendikleri sanat akımını da gittikleri yörelere götürmüşlerdir İslam kültürünün, Türkler arasında yayılmasından sonra Selçuklu Türkleri minyatür sanatına önem vermeye başladılar Bu dönemde Tıp, Botanik, Astronomi ve mekanik buluşları içeren bilimsel konulu eserler minyatür-lendirilmiştir Bunlar arasında KİTAB AL-HAŞA'İŞ, MARİFAT AL-HIYAL AL-HANDASİYA, KİTAB EL, BAYTARA, VARKA ve GÜLŞAH, KELİLE VE DİMNE isimli yazma eserleri sayabiliriz

Erken Osmanlı dönemine ait yazma eserlere örnek olabilecek Edirne Sarayı nakışhanesinde yapıldığı tahmin edilen KÜLLİYAT-I KATİBİ, DİLSÜZNAME ve İSKENDERNAME isimli eserler sayılabilir Fatih Sultan Mehmet'in saltanat yıllarında İtalya'dan birçok sanatçıyı davet ederek portrelerini yaptırdığını bilmekteyiz Bu sanatçılardan PAVLİ'nin öğrencisi SİNAN BEY'in çalışmalarında batı sanatçılarının etkisi görülür Özellikle Fatih Sultan Mehmet'in gül koklarken yaptığı portresindeki elbisenin kıvrımları gerçekçi bir üslupla yapılmış gibidir

Yavuz Sultan Selim Tebriz seferinden dönüşte birçok sanatçıyı İstanbul'a getirmiştir Bu sanatçıların yaptığı minyatürlerde daha sonraki dönemlerde kendini kuvvetle hissettiren doğu ekollerinin ilk örneklerini görürüz Kanuni Sultan Süleyman'ın uzun saltanat yıllarında saray atölyesinde çeşitli minyatürlü yazmalar hazırlanmıştırBu dönemin ressamlarından Nigari Sinan Bey'den sonra portre ressamlığında en çok tanınan sanatçıdır Kanuni Sultan Süleyman'ın yaşlılık yıllarında iki muhafızıyla bahçede dolaşırken ve Barbaros Hayrettin Paşa portreleri en tanınan eserleridir

Kanuni Sultan Süleyman döneminin bir başka önemli sanatçısı olan Matrakçı Nasuhi, Osmanlı ordusunun seferlerindeki şehir, kale, liman tasvirlerini gerçeğe yakın bir şekilde resimlendirmiştir Özellikle Kanuni Sultan Süleyman'ın Bağdat seferini anlatan "sefer-i imkey-i" ve batı seferlerini anlatan "Süleymanname" isimli yazma eserlerdeki minyatürlerin bazıları plan veya harita gibi bazıları da Türk minyatür anlayışı çerçevesinde resimlendirilmiştir Bir başka "Süleymanname" TSMKH 1517'de kayıtlı olan Arifi tarafından yazılmış bir şahnamedir


Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatının büyük bir kısmını anlatan eser, Türk minyatür sanatının en önemli örneklerinden biridir 5 değişik sanatçı grubu tarafından hazırlanmıştır Türk minyatür sanatı II Selim ve III Murat arasındaki dönemde en verimli dönemini yaşamıştır Bu dönemde ordunun zaferlerini, elçi kabullerini, av sahnelerini ve bazı önemli olayların anlatıldığı "HÜNERNAME ve ŞEHİNŞAHNAME" gibi eserler saray nakışhanesinin yetenekli sanatçıları tarafından minyatürlendirilmiştir 16yy'ın önemli yazmalarından biride III Murat'ın oğlu Mehmet için yaptığı 52 gün süren sünnet düğünü şenliklerini anlatan "SÜRNAME" isimli yazmadır Bu eserde o günün sosyal hayatını ve Osmanlıların ekonomik gücünü gösteren yüzlerce minyatür vardır

III Murat'ın emriyle başlatılan ancak III Mehmet'in himayesinde tamamlanabilen Hz Muhammed'in hayatını anlatan "SİYER-NEBİ" isimli 6 ciltlik eser 16yy sonunun en önemli eseridir 17 yy'dan günümüze gelen önemli yazmaların başında Kalender Paşa'nın "FALNAME" isimli eseri, Tarihçi Nadiri'nin yazdığı "ŞAHNAME-İ NADİRİ" ve Taşkoprülüzade'nin "TERCÜME-İ ŞEKA'İK NU'MANİYE" isimli yazmalar gelir
18yy başının en güzel eserleri şüphesiz Levni'nin çalışmalarıdır Sultan lll Ahmet için hazırlanan "SURNAME" isimli yazmanın minyatürleri, o günün modasına göre giyinmiş çeşitli sosyal gruplara mensup kadın ve erkek portreleri ve Osmanlı Sultanlarının portrelerinin olduğu "SİLSİLENAME" isimli yazmanın minyatürleri Levni tarafından yapılmıştır Levni'den sonra tek çiçek ve figür çalışmalarıyla Abdullah Buharı vardır

Levni'nin çalışmalarında kendini göstermeye başlayan Batı sanatı etkisi giderek diğer sanat dallarında olduğu gibi kitap sanatında da etkin olmaya başlar Minyatür tarzı giderek yerini ışık ve gölgenin bir arada kullanıldığı çalışmalara bırakır Kitap resmi önemini kaybeder Batı sanatı etkisiyle yapılan yağlı ve sulu boyaların beğenilerek duvarlara asılması kitap resminin ömrünü tamamlamasına sebep olur Günümüzde Minyatür sanatı diğer geleneksel sanatlarımızda olduğu gibi rahmetli Hocamız Ord Prof Dr Süheyl ÜNVER'in büyük çabalarla yaptığı araştırmalar sonucu elde ettiği bilgileri öğrencilerine aktarmasıyla iyi yönde gelişme göstermeye başlamıştır Bu atölye de yetişen hocaların nezaretin de yeni atölyeler kurulmuştur Bu atölyeler de eski örneklerden esinlenerek yapılan çalışmalar olduğu gibi tamamiyle günümüz folkloründen, edebiyatımızdan ve klasik mimariden yola çıkılarak yapılan tasarımlar beğeni ile izlenir

Minyatürü yapılacak konu tespit edildikten sonra konunun içeriğine göre en önemli kişi veya objenin merkez olduğu bir sistem içinde diğer elemanlar hiyerarşik bir düzende yerleştirilir Işık gölge kaygısı olmadan anlatılmak istenen konudaki bütünlüğü bozmayacak şekilde tüm obje veya kişiler birbirini kapatmayacak düzende çizilir Yardımcı motiflerle (ağaç, çiçek, dağ, yer bitkisi gibi) zenginleştirilir Minyatür boyanırken eğer altın sürme olarak yapılacaksa parlatma sırasından boyaların bozulmaması için önce altın sürülür, parlatılır Ufuk hattı denilen dağ, tepe gibi gökyüzü ile sınır teşkil eden bölümden başlanarak tercih edilen renklerle boyanmaya devam edilir

Minyatür sanatıyla ilgilenen kişinin tezhib bilgisi, daha doğrusu tezhib tasarımı bilgisi mutlaka olmalıdır Osmanlı Minyatür sanatının bütün güzelliği minyatürde kullanılan elbiselerin, çadırların, halıların, hatta duvarların tezhib gibi boyanmasındandır Tezhibteki çarpıcı renklerin ve helezonik çizgilerin en kalıplaşmış minyatüre bile canlılık verdiğini görmemek mümkün değildir




Bugün kullanılan malzemeler eskiye oranla çok çeşitlidir Fakat kimyevi malzemelerden elde edilen boya ve kağıtların dayanma süresi sınırlıdır Eski yazmaların günümüze kadar bozulmadan gelmesinin sebebi tamamiyle doğal malzemelerden yapılmış olmalarındandır Bugün değişik Üniversite, özel kurumlar, kuruluşlar ve kişilerce minyatür dersleri verilmektedir Bu eğitim kurumlarında çok iyi yönde olan sanatçılar yetişmektedir Umudumuz bütün geleneksel sanatlarımızla birlikte çağdaş minyatür sanatımızın da dünya Kültür ve sanat platformunda gereken yeri almasıdır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla