Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Truva Savaşı

Eski 12-21-2009   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Truva Savaşı



TRUVA SAVAŞI - 3 (MİTOLOJİK HİKAYE)




85 Nestor'a danışılıyor

Akhilleus ve Aias kaybedilince Akhalı komutanlar aralarında Truva'nın artık hiç düşmeyeceğini konuşmaya başladılar Bunu işiten Nestor'a akıl danıştılar Nestor, Akhilleus'un kızıl saçlı oğlu olan Neoptolemos (Pyrrhus) getirildiği taktirde aynı işi göreceğini söylemesi üzerine, Agamemnon, yarası iyileşen Odysseus ve Diomedes'e Akhilleus'un oğlunun bir an önce getirilmesi emrini verdi Kalkhas'ın tavsiyesine uyarak Philoktetes'in de getirilmesine karar verildi Çünkü, Herakles ölürken oklarını Philoktetes'e bırakmıştı Herakles vaktiyle bu okları kullanarak Telamon'la birlikte yıllar önce, Priamos daha çocukken, Truva surlarını aşıp şehri bir günde ele geçirmişlerdi Truva'nın düşmesi için aynı oklar neden bir kez daha kullanılmasındı? Odysseus ve Diomedes, ikisini getirmek üzere yola çıktılar Poseidon'un sağladığı uygun rüzgârlarla ilk önce Skyros'a giderek Akhilleus'un 9 yaşına gelmiş olan oğluna ulaştılar Oğlana babasının zırhlarını ve silâhlarını gösterdiler Neoptolemos 9 yaşında olsa da Skyros adasında savaş eğitimi almış güçlü bir çocuktu Odysseus, Hephaistos'un işçiliğiyle pırıl pırıl parlayan babasının silâhlarıyla oğlanı ikna ederek, öcünü almasını tavsiye edince, oğlan teklifi kabul etti Daha sonra, Philoktetes'i almak üzere Lemnos'a doğru yelken açtılar


86 Neoptolemos'un ve Philoktetes'in getirilmesi

Odysseus, Diomedes ve Neoptolemos, yıllardır terkedildiği Lemnos adasında bir mağarada yaşam savaşı veren Herakles'in arkadaşı Philoktetes'i buldular Yarasından gelen iğrenç kokuya rağmen onunla konuştular Philoktetes, kendisinin adada bırakılma fikrinin Odysseus'tan çıktığını bildiğinden, ikisine pek ilgi göstermediyse de, geçen süre boyunca olan biteni aktarmalarına ses etmedi ve ilgiyle dinledi Philoktetes hasta olduğundan ara sıra nöbet geçirip bayılıyordu Yine böyle bir nöbetin yaklaştığını hissedip okları ve yayı kendisine gelince geri almak üzere güvenip Akhilleus'un daha çocuk yaştaki oğlu Neoptolemos'a emanet ettiler Odysseus ise Philoktetes baygınken okları ve yayı ele geçirmişken derhal kaçmaları gerektiğini Neoptolemos'a söylediyse de, delikanlının insanlık duygusu ağır bastı ve Odysseus'a karşı çıktı Philoktetes kendine gelince Neoptolemos normalden büyük olan bu devasa yayı ve okları ona geri verdi Bu arada Herakles, Philoktetes'e görünüp onunla konuştu Böylece Philoktetes kendisinde onlarla birlikte Truva'ya gidecek gücü bulabildi İkisi Philoktetes'i alıp Truva'ya doğru yola koyuldular Poseidon yine onlara yardım etti ve sorunsuz bir yolculukla sabahın ilk ışıklarıyla Bozcaada'ya kadar geldiler Bozcaada'yı geçip Truva'ya doğru yaklaşırlarken İda Dağı (Kaz Dağı) önlerinde belirdi Daha sonra güzel Khryseis'in tutsak olarak ele geçirildiği Khrysa kentini (Kheyse, Killa, Smintheus), Sigeon tepelerini (Çanakkale'ye 34 km mesafedeki bugünkü Yeniköy) ve sonra da Akhilleus'la Patroklos'un kemiklerinin gömüldüğü yüksek tepeyi gördüler Odysseus oğlana bunun kimin mezar tepesi olduğunu söylemedi Çok geçmeden yunan kampına geldiler



87 Ayağının tozuyla Neoptolemos çatışmaya katılıyor

O an kamp yerinde şiddetli bir savaş vardı Eurypylus'un öncülüğünde Truvalılar yunan kampına saldırmışlardı Diomedes önden, Odysseus'un içinde pekçok silâh ve zırh olan çadırına koştular Neoptolemos'a babasının kalan silahlarını da verdiler Hepsi iyice silahlandıktan sonra askerlerine destek olmak için çatışmanın olduğu yere koştular Truvalılar yunan kampının etrafındaki savunma duvarını zorlarken yetiştiler ve Neoptolemos'un ataklarıyla geri çekilip kahraman Telephos'un oğlu Eurypylus'un etrafında toplandılar Eurypylus, Mysia bölgesinin kralı Telephos'un oğluydu ve çok güçlü bir savaşçıydı Bu arada Truvalılar Akhilleus'un zırhını giymiş Neoptolemos'u Akhilleus sanmışlardı Akhilleus'un dirilip geri geldiğini sanıp geri çekilmeye başladılar Akhilleus'un babası Peleus'un arkadaşı ve Akhilleus'un öğretmeni yaşlı Phoenix bile bu benzerliğe şaşırıp oğlanın yanına gelip oturdu Yaşlı eğitmen oğlana babasından bahsederken sabah oldu Tekrar çatışma başladı Yunanlılar Eurypylos'un arkadaşlarını öldürmeye başlayınca Eurypylus'un öfkesi iyice arttı Bu sefer Eurypylus, yunanlı askerleri biçmeye başladı Sonunda Eurypylus'un karşısına Neoptolemos çıktı Eurypylus, Akhilleus sandığı savaşçıyı görünce şaşırdı ve ona seslenerek kim olduğunu sordu Neoptolemos, Akhilleus'un oğlu olduğunu söyleyince Eurypylus yerden büyük bir kayayı alıp ona fırlattı Kaya Neoptolemos'un kalkanına çarptıysa da oğlan hiç sarsılmadı Sonra ikisi herkesin şaşkın bakışları altında kudurmuş gibi birbirlerine saldırdılar Neoptolemos fazla zorlanmadan Eurypylus'un boğazını keserek onu öldürdü


88 Philoktetes iyileşiyor

Podaleirios (bazı kaynaklara göre Pylios) ismindeki ünlü bir hekim Philoktetes'i Kheiron'dan aldığı şifalı bir otla iyileştirdi Agamemnon Philoktetes'in gönlünü almak için ona türlü hediyeler verdi ve güzel bir yemek tertipledi Neoptolemos'a babasının kahramanlıklarını anlattı Ertesi gün Philoktetes savaşa katıldı ve oklarıyla etrafa ölüm yağdırdı



89 Paris'in ölümü

Paris, Philoktetes'in Herakles'in oklarıyla gösterdiği başarıyı ve yunan ordusuna kazandırdığı canlanmayı görünce onu okla vurmak istedi Attığı ok Philoktetes'e gelmedi Philoktetes ise oku kendisine atanın Paris olduğunu görünce öfkeyle yayına yeni bir ok koydu ve Paris'e yöneltti Herakles'in bir zamanlar Lerne ejderinin kanında zehirlediği okla Paris'i kasığından yaraladı Truvalı hekimler Paris'i iyileştirmek için her yolu denediler ama nafile Sonunda Paris öleceğini anlayınca terkettiği karısı Oinone'yi yardıma çağırdı Oinone önce Paris'e gitmedi, daha sonra pişman olup koşarak yanına vardığında çok geç oldu, onu iyileştirmeye çalıştı ama elinden bir şey gelmedi ve Paris öldü Bunun üzerine Oinone üzüntüsünden kendini Paris'in cesedini yakan ateşe attı ve külleri birbirine karıştı Durumu uzaktan izleyen Helena da Paris'in durumuna üzüldü ve ağladı


90 Kahraman Aeneias şehri savuyor

Savaş bir süre daha devam etti ama iki taraf yine birbirine üstünlük sağlayamadı Yunanlılar bir ara ellerindeki baltalarla kale kapılarını kırıp içeriye girmeye kalkıştılar Truvalı kahraman Aeneias büyük kaya parçalarını kapıları kırmak isteyenlerin üzerine atmaya başlayınca başarısız oldular Alkimedon isimli yunanlı bir yiğit uzun bir merdiveni surlara dayadı Tam en tepeye çıkıp Truva şehrinin binalarını gördüğünde ise Aeneias'ın fırlattığı bir taş kafasını ezdi Yunanlılar pek çok başarısızlık yaşadı ve büyük kayıp verdiler Neoptolemos bile Myrmidonlarıyla birlikte pek birşey yapamadı Gece kamplarına çekildiklerinde durumları ümitsizdi Kalkhas şefleri bir araya getirdi ve kurnaz bir plan yapmaları gerektiğini, aksi halde daha uzun yıllar burada zaman ve insan kaybedeceklerini söyledi En büyük sorun, kalenin açamadıkları kapısıydı


91 Tahta at fikri nereden geldi?

Truva şehrindeki bir mabed içinde Palladium isminde tahtadan bir heykel vardı Bu heykel, elinde mızrak tutan bir Athena heykelinden başka bir şey değildi Heykelin önemi ise bizzat Athena tarafından çok güçlü bir şekilde büyülenmiş olmasıydı Heykel hangi şehrin içinde tutulursa, heykel doğaüstü güçleri sayesinde şehri böcek, akrep, yılan ve türlü hastalıktan koruyordu Heykele sahip olan şehir asla zaptedilemiyor, söylentiye göre kaleleri düşmüyordu Priamos'un oğullarından Helenus, kardeşi Deiphobos'la rekabet içinde Helena'yı paylaşmıyorlardı Deiphobos, kardeşine büyüklük taslayınca, kalbi kırılan Helenus şehirden dilenci kılığında kaçarak, Kaz Dağları'na inzivaya çekildi Bu durumu bilen kâhin Kalkhas, Truva'nın düşmesine sebep olacak ilk adım olarak, Helenus'un bulunup getirilmesini Agamemnon'a söyleyince, Kalkhas'ın tavsiyelerine uyularak, Helenus'un peşine düşüldü, bulundu ve tutsak edilerek kampa getirildi Helenus'u sorgulayan Odysseus, ondan Pallaidum'u ve önemini öğrendi Ayrıca, kâhin Helenus'a göre, Truva'nın düşmesini sağlamak için Palladium'u çalmak yetmiyordu Pelops'un kemikleri de çalınmalı, ayrıca Akhilleus'un oğlu Neoptolemos da getirilmeliydi Oğlanın söylediğine göre Palladium şehirde muhafaza edildikçe şehir düşmeyecekti



92 Helena şehre giren Odysseus'u farkediyor

Heykelin önemini ve yerini öğrenen Odysseus dilenci kılığında Diomedes'le birlikte şehre girdiler Diğer bir ekip, Pelops'un kemiklerini bulmaya gönderildi Odysseus şehirde Helena'ya denk geldi ve Helena onu tanıdı Helena, Odysseus'a Menelaos'u ve yurdunu çok özlediğini söyledi Daha sonra, Helenus'un tarif ettiği gizli geçitlerden Helena'nın yardımıyla geçerek kutsal mabede girerek heykeli çaldılar Amaçları, düşmek bilmeyen şehri koruyan etkiyi ortadan kaldırmaktı İkisi, heykeli Agamemnon'a götürüp verdiler Odysseus, şehrin koruyuculuğunu üstlenen heykelin Truvalıların ellerinden alınmasıyla, Truvalıların yeni bir koruyucuya ihtiyaç duyacaklarını hesaplamıştı Bu yüzden, planın ikinci yarısı için Odysseus tahta bir at fikrini verdi Helena ise Odysseus'u gördüğünden hiçkimseye bahsetmedi


93 Tahta at yapılıyor

Onun planına göre Truvalılar onların savaştan vazgeçtiğini sanacak şekilde gemilerine binip gideceklerdi Orduyu Tenodos (Bozcaada) arkasındaki büyük koyda saklayacaklardı Atın içine en yiğit savaşçıları koyacaklar, atın başına ise gönüllü bir asker bırakacaklardı Güya bu dev tahta at yunanlılara sorunsuz bir yuvaya dönüşü sağlamak için Athena şerefine yapılmış bir sunaktı At, Athena tarafından sözde büyülenmişti ve eğer şehre sokulursa Athena şehri koruyacaktı Odysseus'un hesabına göre Truvalılar, çalınan Palladium'un yerine bu atı mutlaka şehre sokmak isteyeceklerdi Kalan tek asker ise bir kurban olarak seçilmişti fakat her nasılsa kaçıp kurtulmuştu At kasten büyük yapılmıştı ki Truvalılar onu surların içine alamasınlar ve Athena'nın kızgınlığını Truvalı'lara yönelsin At içeri alınınca birisi surlardan ateşle beklemekte olan orduya işaret gönderecekti Atın karnından çıkan savaşçılar içeriden kapıyı gelen orduya açacak ve savaş bitecekti Odysseus'un sözlerini komutanlar ilgiyle dinlediler ve bu iş için Epeos (Epeius) ismindeki ünlü ustaya bu işi verdiler Yüzlerce yunanlı ertesi gün İda Dağlarına çıkarak en uzun boylu çamları bir bir devirmeye başladılar Epeos bu muazzam atın ilk önce ayaklarını, bacaklarını yaptı Boynuna yeleler, gözlerine ışık saçan iki kıymetli taş yerleştirdi Athena, bizzat atın yapımında bulundu Epeos, ata güzel bir kuyruk yerleştirmeyi de ihmal etmedi Atın yapımı bitince gönüllünün kim olacağı merak konusu oldu Sinon isminde bir asker bu işe gönüllü oldu Böylece herşey tamamlanmış oldu


94 Truvalıların şaşkınlığı

Akhilleus'un oğlu Neoptolemos, Menelaos, Odysseus, Diomedes, Philoktetes, küçük Aias başta olmak üzere pek çok yiğit atın karnına doldu Kapının nasıl açılıp kapanacağını bilen hünerli usta Epeos ata en son girdi ve kapıyı içeriden kapadı Dışarıda kalanlar kapının yerinin hiç belli olmadığını söylediler ve Epeos ustanın hünerini tasdik ettiler Yunanlılar, karanlık çökünce kamp yerini ateşe verdiler ve daha sonra Agamemnon ve Nestor komutasında yelken açtılar Tenedos adasının dik yamacının arkasına geçtiler Yunanlılar o gece yunan kampından alevlerin yükseldiğini görünce savaşın sona erdiğini, ordunun geri döndüğünü sanıp sevindiler Ertesi sabah surlardan terkedilmiş kamp yerine ilgiyle baktılar Kapıları açıp sahile koştular ve dev atı görünce şaşkına düştüler Kimse bu atın ne olduğunu ne işe yaradığını önce anlamadı Atın bacağının arasına saklanmış Sinon'u buldular ve ona hakaret ederek dövdüler Kulaklarını ve burnunu kesip türlü işkenceler yaptılar Sonunda Sinon konuşmaya karar verdi: Savaştan bıkıp geri dönmeye karar verdiler Kalkhas'ın tavsiyesiyle Athena için bu atı yaptılar Athena'ya kurban olarak beni seçtiler Gece kaçtım ve saklandım Yunanlılar bu dev atı kasten burada bıraktılar Bu kadar büyük bir atı içeriye sokamayacağınızı düşünüyorlar Böylece Athena'nın öfkesini çekeceksiniz Hele bir de bu atı yakıp yoketmeye falan kalkasanız o zaman Athena gerçekten kızacakmış Ama bu atı içeriye sokarsanız Athena sizi eskisi gibi koruyacaktır Sinon böyle konuşunca Truvalılar ikiye bölündü Bir kısmı atın denize atılıp içinin boş mu dolu mu olduğunun anlaşılmasını istedi



95 Poseidon'un yolladığı iki deniz canavarı

Truvalı rahiplerden Laokoon atın içeriye alınmasının büyük felaket getireceğini söyledi Yunanlıların hileci olduğunu, atın yakılması gerektiği konusunda ısrar etti Laokoon tam bir boğayı Poseidon adına kesecekken ufukta Tenedos'tan Truva'ya doğru iki büyük deniz canavarının geldiğini gördüler Typhon'un çocuklarından ikisi olan bu deniz yılanları Truvalılara saldırdılar Truvalılar canavarlarla savaşırken Laokoon 2 çocuğuna onlara katılmamalarını tembihlediyse de çocuklar babalarını dinlemediler ve canavarlara saldırdılar Yılanlar 2 önce çocuğu sonra da Laokoon'u öldürdüler Daha sonra da Libya tuz gölü tanrıçası Tritonis'in kalkanının arkasına yerleşip gözden kayboldular Tritonis gözden kaybolduktan sonra, bu mucizevi olay üzerine Truvalılar son kararı Priamos'a bıraktılar Priamos, şehrin Athena'nın korumasına ihtiyacı olduklarını belirterek atın içeri alınmasını emretti Çalınan Palladium yüzünden böyle bir karar almıştı


96 Atın içeriye sokuluşu

Daha sonra binbir güçlükle atın Truva'ya çekilmesi işlemi başladı Kale kapılarından seçtiklerinin birinin önüne atı getirebildiler Atı içeriye sokabilmek için surların ve girişin üst bölümünün bir kısmını yıktılar 10 yıllık kuşatmanın sona ermesi yüzünden zafer şarkıları söyleyerek atı sokaklardan geçirdiler ve şehrin ortasındaki meydana çekerek bıraktılar Kalenin tüm kapılarını kapayıp Athena'yı mutlu etmek için çelenkler ve süslerle atı süslediler, kurbanlar kestiler Priamos'un Apollon'dan eğitim aldığı kâhin kızı Kassandra, bir felaketin yaklaştığını hissederek saçı başı darmadağınık halde ağlayarak gördüğü herkese uyarılarda bulundu Helena'nın getirilişindeki gibi her türlü girişiminin sonuçsuz kaldığını görünce, ağlayarak odasına gitti Gece geç saatlere kadar Truva halkı sarhoş olup eğlendi Daha sonra şehre bir sessizlik çöktü


97 Helena atın yanına geliyor

Helena uyuyamayıp atın bulunduğu yere geldi Acayip atın etrafında birkaç kez dolaştı Kendi vatandaşlarının eserini hayranlıkla seyredip şaşırdı Kuşkulandığından, yunan şeflerinin eşlerinin seslerini taklit ederek seslendi Menelaos içerinden onun sesini duyunca çok etkilendi ve kendini zor tuttu Odysseus, karısı Penelope'nin sesini duyunca gözleri yaşlandı Yunanlılar sessiz duruyorlar ve yakalanacaklarından dolayı korkuyorlardı Antiklos kendi eşinin sesini duyunca cevap vermek için ağzını açmak istedi ama Odysseus bunu farkedip onun ağzını kapadı Düşüncesiz davranışıyla hem kendilerinin hem bekleyen ordunun, tüm emeğin boşa harcanmasına seyirci kalamazdı Ama Antiklos'un ağzını o kadar kuvvetli sıktı ki zavallı nefessiz kalıp boğuldu Helena daha sonra saraya döndü Yaralı Sinon acılar içerisinde geç saatlerde atın yanına geldi ve işaret verdi Epeos kapıyı açtı, merdiveni aşağı sarkıttı Hepsi birer birer aşağı inip önlerine gelenleri sessizce katlettiler Uyuyan nöbetçileri ses çıkarmadan öldürerek kapıları sonuna kadar açtılar Sinon ise şahsen surların tepesine çıkarak bir ateş yaktı Bu işaret kapılar açıldı anlamına geliyordu Tenedos adasındaki gözcü sevinçle haberi Agamemnon'a verdi Tüm ordu büyük bir kararlılıkla Truva'ya doğru harekete geçtiler Helena, ilave olarak, herhangi bir direnişi engellemek amacıyla yeni kocası Deiphobos'un odasındaki bütün silahları uzak bir yere naklettirip saklattı
98 Helena Paris'in kardeşiyle birlikte
Helena odasına dönüp Paris'in kardeşi Deiphobos'un yanına gitti Helena, Paris öldükten sonra Deiphobos ile evlenmişti Onun koynuna girerek uyuyor gibi yaptı


99 Şehir yakılıyor

Tenedos'tan yola çıkan ordu dalgaları yara yara Truva'ya yaklaşırken, şehirde atın karnından çıkan yunanlılar şehri yağmalamaya ve eli silah tutan herkesi kılıçtan geçirmeye başlamıştı Yunanlılar o karanlıkta birbirlerini öldürmesinler diye ellerinde meşaleler taşıyorlar, bunlarla evleri ateşe veriyorlardı Akhilleus'un oğlu Neoptolemos Priamos'un sarayına girdi ve karşısına Priamos'un en genç oğlu Polites çıktı Neoptolemos kaçan Polites'i mızrağı ile sırtından vurdu Yaralanan Polites babasına koştu ve önünde öldü Priamos kendi sonunun geldiğini anladı ve yakınlarını korumak için eline bir mızrak alarak Neoptolemos'a fırlattı Mızrak onun zırhına çarparak yere düştü Kendisi de zayıflıktan yere yıkıldı Hekabe onu sürükleyerek kaçırdı ve sarayın içlerinde defne dallarıyla taçlandırılmış Zeus sunağın yanına getirdi Niyeti, onu ve kendisini tanrıların korumasına almaktı Akhilleus'un oğlu geldi ve kızgınlıkla yaşlı Priamos'u sunağın önüne getirip mızrağını karnına sapladı, sonra da kafasını kesti Yunanlıların ordusu Truva önlerine geldiğinde, gemilerin içinden savaşçılar büyük bir zafer çılgınlığıyla kıyıya çıktılar ve koşarak açık kapılardan girdiler Ordunun şehre girmesiyle katliam, talan ve yağmanın boyutları daha da büyüdü Artık bütün şehir yanıyordu Yunanlılar daha sonra Hektor'un eşi Andromakhe'yi buldular Kucağında Hektor'un oğlu Astynaks vardı Yunanlılar onu kendini öldürmeden yakaladılar Odysseus hiç utanmadan bebeği alıp surlardan aşağı atıverdi Sırf bu yaptığı çılgınlık yüzden dönüş yolunda Odysseus'un başına türlü felaketler gelecek ve bir on yıl daha karısını göremeyecekti Daha sonra Andromakhe'yi bağlayıp esir yaptılar Kızgın Menelaos ise heryerde Helena'yı aramaktaydı Deiphobos'un odasına girdiğinde onu Helena'yla yakaladı Deiphobos'u hemen mızrağı ile delik deşik etti Helena korkuyla kendini yataktan yere attı Menelaos onu saçlarından yakaladı ve güzel başını kesmek üzere salonun ortasına çekti Ama Helena'nın güzelliği ve yalvaran gözleri Menelaos'un hiddetini yatıştırdı İstediğini elde etmişti, karısını geri kazanmış, Truva düşmüştü Oileus'un oğlu Aias o kargaşada Athena tapınağına sığınmış Kassandra'yı buldu Aias onu tanrıçanın heykeline sımsıkı sarılmış buldu Onu çekip aldı ve tecavüz etti Bu yapılan aşağılayıcı hareket yüzünden Aias'ın başına daha sonra dönüş yolunda bir felaket gelecekti Truva bu şekilde yakıldı, yıkıldı ve harap edildi Kutsal tapınakların da yakılıp yokedilmesi tanrıları çok kızdırdı Yunanlıların dönüşünde türlü engeller çıkarmak için hazırlık yaptılar


100 Ertesi sabah

Yunanlılar sabaha kadar adam öldürmekten yoruldular Yükte hafif pahada ağır ne varsa aldılar ve kararlaştırdıkları bir yere yığdılar Bu zenginliği paylaştılar ve uzun kafileler halinde gemilerine döndüler Agamemnon köle olarak Kassandra'yı almıştı, Neoptolemos Andromakhe'yi sürüklüyordu Odysseus ise beyaz saçlı Hekabe'nin ardından yürüyordu Esir kadınların hepsi ağlıyordu bir kadın hariç, Helena Yunanlı askerler, Helena'nın felaketten sağ salim kurtulduğunu görünce, önce onu taşlayarak öldürmek istediler Ama o olağanüstü güzelliği sayesinde bir kez daha kurtuldu Taşlar, o ana kadar sadece adını duydukları, hiç görmedikleri Helena'yı ilk kez gören şaşkın cellatların elinden dökülüverdi Uzun yürüyüş sırasında askerler tüm bu felaketlere sebep olan kadına bakıp bakıp hiç birşey söyleyemediler Menelaos onu çadırına götürdü ve Helena hemen ona sarıldı Eski günleri hatırlayarak ağladılar, yatıp uyudular Daha sonraki gün Sinon'un şerefine büyük bir ziyafet düzenlediler Sinon sevincinden yaralarının acısını unuttu Herkes sarhoş olup uyudu



101 Neoptolemos'un rüyası

O gece Neoptolemos rüyasında babasını gördü Akhilleus gelmiş ona sesleniyordu Priamos'un güzel kızı Polyksene eğer kurban edilmezse dönüş yolunda türlü felaketler başlarına gelecekti Sabah Neoptolemos rüyasını etrafındaki komutanlara anlatınca herkes ona bir tanrıya itaat eder gibi itaat ettiler Polyksene'yi esir kraliçe Hekabe'nin kollarının arasından zorla alıp Akhilleus'un mezarının başına götürdüler


102 Polyksene'nin kurban edilmesi

Neoptolemos, Priamos'un kederli kızının narin omuzundan yakalayıp kılıcının keskin ucunu babasının mezarına dokundurarak Gönlünün arzu ettiği bakireyi sana takdim ediyoruz Bizim yurdumuza sağsalim dönmemizi sağla deyip kılıcını ona sapladı Masum kan, Truva'nın kana doymayan topraklarına bir kere daha akarak ıslattı Daha sonra yunanlılar dönüş hazırlıklarına başladılar Esirleri gemilere doldurdular, kesik başlarla gemilerinin önünü süslediler, kıç tarafına da ele geçirdikleri değerli kılıç, mızrak, kalkanları astılar Zafer çığlıkları ile denize açıldılar


103 Dönüş

Athena'ya saygısızlık yapan Oileus'un oğlu küçük Aias'ın gemisi yolda battı ve herkes sulara gömüldü Apollon'un rahibesi Kassandra'ya tecavüz ettiğinden dolayı Apollon bu fırtınayı göndermişti Kendisi zorlukla yüzerek Gyra adasına çıktı Tek başına kurtulduğuna böbürlenince de bu sefer Poseidon üç dişli yabasını Gyra adasına vurdu Ada kökünden söküldü ve Aias'la birlikte denizin derinliklerine gömüldü Akhilleus'un annesi Thetis, Aias'ın cesedi Mykonos adasına götürdü ve orada tertiplenen bir törende yaktırdı


104 Nauplius'un tuzağı

Oğlu Palamedes'in intikamını almak için babası Nauplius, Euboea kıyılarındaki (Negroponte) Caphereus burnunda büyücek bir ateş yaktırdı Etrafında sığlıklar ve kayalıklar olan Kaparus dağlarının önündeki bu yer, gelip geçen tekneler için çok tehlikeli bir yerdi Cavo D'Oro da denen bu yerdeki ateşi gören Agamemnon'un ordusuna ait gemilerin yüzlercesi, buradaki kayalara çarparak battılar, içindekiler boğuldular


105 Nestor

Adamlarıyla hiçbir yağmaya savaşın başından beri katılmayan Nestor, evine sağsalim dönebildi Ömrünün kalan zamanında savaşı anlatadurdu Daha sonra güney İtalya'ya giderek oraya yerleşti


106 Aeneias'ın kaçışı

107 Eurypylus'un başına gelenler

Aeneias'ın yanında Zeus'un Truvalılara hediye ettiği ve sonradan Eurypylus'un sahiplendiği bir hazine sandığı vardı Sandık Hephaistos tarafından yapılmıştı ve içinde Dionysos'un bir resmi vardı Kassandra vaktiyle Eurypylus'un hazine sandığının açılmasını lânetlediğinden Aeneias Altınoluk'tan denize açılırken sandığı yanına almadı ve Eurypylus'a verdi O da sandığı açınca delirdi ve iyileşsin diye Delphi Tapınağı'na götürüldü Oradaki kâhin, ancak insan kurban edilen bir yere yerleşirse orada iyileşeceğini söyleyince, Yunanistan'daki Aroe bölgesine gitti Orada insan kurban eden bir topluluk vardı Oradaki Artemis tapınağında sürekli olarak genç erkek ve bakire kızlar kurban ediliyordu Eurypylus iyileşince oranın halkı Eurypylus'u bir lider olarak benimsedi ve onu kendilerine kral yaptılar Eurypylus ilk iş olarak insan kurban etme geleneğine bir son verdi Daha sonra kurban törenleri geleneksel Dionysos festivallerine dönüştü


108 Menelaos ve Helena

Sparta'ya dönüşleri 8 yıl sürdü Önce Mısır'a geldiler Böylece Helena, Mısır'a ikinci kez gelmiş oldu Daha sonra zorlu bir yolculukla Argos'a gelebildiler Ele geçirdiği Helena ile birlikte Sparta'da mutlu bir yaşam sürdü Truva savaşı çıkmadan önce doğan kızları Hermione'yi büyüttüler Daha sonra Helena, Menelaos'a bir erkek çocuk dünyaya getirdi, ismini Lysander koydular İlerleyen yıllarda ise Helena, Zeus tarafından kaçırılarak diriltilen Akhilleus'la evlendirildi İkisi Leuke adasında uzun bir hayat sürdüler Mitologların belirttiği üzere Helena, yaşamı boyunca beş erkekle birlikte oldu (Birlikte olduğu sırayla: İlki, savaşçı Theseus (kendisine örnek olarak Herakles'i almıştır), Kral Menelaos, Prens Paris, Prens Deiphobos ve Akhilleus)



109 Zeus'un Akhilleus'un annesine tanıdığı ayrıcalık

Akhilleus'un ruhu önce diğer ölülerin gittiği yere, Hades'e gitti ve ama orada fazla kalmadı Çünkü, bazı mitologlara göre Akhilleus, Hades'teki durumundan çok sıkılmıştı Bu durumu annesine anlattı ve Thetis Zeus'a giderek oğlunu diriltme izni istedi Zeus, titanlarla olan savaşında kendisini koruyan deniz perisi Thetis'i kırmadı Yeraltı tanrısı Hades'ten izin alma işini bizzat Zeus halletti Akhilleus, Hades'ten çıkarıldı ve annesi tarafından ruhu ete ve kemiğe dönüştürülerek, Akhilleus eski haliyle yeniden meydana getirildi Zeus, Thetis'e sağladığı bu ayrıcalık için bir tek şart koşmuştu Akhilleus, Karadeniz'deki, Romanya açıklarında, Tuna Nehri'nin karşısındaki Beyaz Ada'dan (Bugün Ukrayna'ya ait olan Leuke adası, diğer ismiyle Yılan Adası) hiçbir yere ayrılmayacaktı Akhilleus ise Zeus'un isteğini bir tek şartla kabul edebileceğini söyledi Helena'yla evlenmeliydi Thetis bu isteği de Zeus'a iletti ve Zeus, bizzat Sparta'ya giderek Helena'yı kaçırdı Menelaos bu sefer karısının peşine yeniden düşmeyi göze alamadı Çünkü, tanrılara karşı gelmek istemedi Akhilleus, Zeus'un Leuke adasından asla ayrılmama şartına uydu ve annesini üzmemek için buradan hiç ayrılmadı ve itaat etti Helena'yla büyük bir törenle adada evlendi ve orada başka bir boyutta uzun bir hayat yaşadılar Bazı mitologlarca Akhilleus'un eşiyle orada esrarengiz bir hayat yaşamaya devam ettiği yazılmaktadır Denizciler, bu adanın yakınından geçerlerken gündüzleri sürekli silah şakırtıları, geceleri ise kadeh tokuşturma sesleri ve hiç bitmeyen bir şölenden yükselen şarkıları duyuyorlardı Büyük İskender çocukluğundan itibaren hep kendisine örnek olarak Akhilleus'u almış, yastığının altından İliada'yı hiç eksik etmemiştir



110 Agamemnonun ölümü

Agamemnon'un gemisi dönüş yolunda çıkan fırtınadan en az etkilenen gemiydi Kendisini Mykenai'de bekleyen kraliçe Klytaimnestra, öldürülen kızı İphigenia yüzünden içi kin doluydu Agamemnon, Priamos'un kızı Kassandra ile birlikte çıkıp gelince kini daha da arttı Kocasını güleryüzle karşıladı ve adet olduğu üzere onu banyoya götürdü Ona kol ağızları dikili bir gömlek verdi Agamemnon banyodan çıkışta gömleği giymeye çalışırken savunmasız kaldı ve Klytaimnestra sakladığı hançerle onu yaraladı Yaralı Agamemnon'u bir baltayla öldürdü Klytaimnestra ve sevgilisi Aegisthus (Aigisthos), 7 yıl sonra babası Agamemnon'un öcünü alan oğlu Orestes tarafından öldürüldü Aigisthos'un askerleri ise olay sırasında Agamemnon'un oğluna el kaldırmadılar Orestes daha sonra aklını yitirdi Menelaos ile Helena'nın kızı Hermione ile nişanlandı Menelaos sonra sözünden döndü ve kızını Akhilleus'un oğlu Neoptolemos ile nişanladı Orestes kızı kaçırdı ve bir ayaklanma sırasında Neoptolemos'u öldürdü Orestes'in Hermione'den Tisamenos isminde bir oğlu oldu Orestes çocuksuz ölen Kylarabes'in ardından tahta çıkarak Menelaos'un halefi oldu Sparta'yı kırıp geçiren veba salgınının nedenini öğrenmek için bir kâhine danıştı Kâhin ona Truva savaşı sırasında yıkılan şehirlerin yeniden kurulmasını öğütledi Orestes, yıkılan şehirleri yeniden yapmak üzere Anadolu'ya koloniler halinde insan gönderdi 90 yaşında öldüğünde Tegea'ya gömüldü



111 Andromakhe ve Neoptolemos

Andromakhe, Akhilleus'un oğlu Neoptolemos, Helenus ve Akhilleus'un öğretmeni Phoenix'le birlikte Epirot Adaları'na yerleşerek Epir Krallığını kurdu Daha sonra Andromakhe'den Molossus isminde bir oğlu oldu Neoptolemos'un Orestes tarafından öldürülmesinden sonra Helenus, Epir krallığının bir kısmına el koydu Andromakhe, Epir krallığında Smosis adını verdiği ırmağın kenarında Truva'ya çok benzeyen küçük bir Truva şehri kurdu Şehrin ismi de Molossia oldu Efsaneye göre Neoptolemos'un Andromakhe'den olma oğlu Molossus sayesinde kan bağı Büyük İskender'e kadar ulaşmaktadır


112 Diomedes

Diomedes, Palladium'un başka bir kopyasıyla ve adamlarıyla denize açıldığında çıkan fırtına onları Likya kıyılarına kadar götürdü Burada onu tutsak eden kral Lycus, onu Ares'e kurban etmek üzereyken, kralın kızı Callirrhoe, Diomedes'e acıyarak bağışlanmasını rica etti Diomedes onunla aşk yaşadı ve kız sayesinde bir tekne bularak kaçabildi Atina'nın 8 km güneybatısındaki Faliro (Phaliron) bölgesindeki Attika'ya geldi Yunanlılar onu düşman sanarak saldırdılar Yunanlılardan Demophon isminde birisi, teknedeki Palladium'u eline geçirdi Diomedes, kendisini zor olarak bunların elinden kurtardı ve karısının bulunduğu Argos limanında karaya çıktı Eşinin başkasıyla aşk yaşadığını görünce Argos'u terkederek güney Yunanistan'ın Korint boğazına bakan, oldukça dağlık bölgesi, Aetolia'ya gitti Sonra burayı da terkederek, İtalya'nın güneyindeki Canosa di Puglia bölgesine giderek, Canusium (Canosa) şehrini kurdu


113 Philoktetes

İtalya'ya giderek Bruttium körfezinde Petelia şehrini kurdu Şehrine saldıran Leucaniyalıları yendi ve zaferini ebedileştirmek adına, Apollon için bir tapınak inşa ettirdi Arkadaşı Herakles'in dev boyutlardaki yayını da bu tapınağa astı
114 Telamon'un Teukros'u kovması
Akhilleus'un babası Peleus'un kardeşi Telamon, çok güçlü bir savaşçıydı Telamon'un kendisi gibi güçlü bir savaşçı olan oğlu Teukros, ayrıca savaşçı Aias'ın da kardeşi sayılırdı Teukros, ülkesine döndüğünde, kardeşine yapılan haksızlığın öcünü yunanlılardan almadı diye babası Telamon, Teukros'a çok kızdı Telamon onu ülkesinden kovdu Teukros, Kıbrıs'a giderek orada Salamis şehrini kurdu


115 İphigenia

Rüzgârlar çıksın diye kurban edilecekken Artemis tarafından bir geyikle değiştirilerek kurtarılan İphigenia, denizin üzerinden aşırtılarak Tauria'ya getirilmişti O bölgenin barbar kralı Thoas kızı buldu ve onu Artemis tapınağına rahibe olsun diye gönderdi İphigenia oradayken, çoğu kendi ırkına pekçok günahsız insanın Artemis adına kurban edilişine tanık oldu Elinden birşey gelmediğinden, Agamemnon'un kızı kurbanları kutsamaktan başka birşey yapamıyordu Kendisini etkileyen bu huzur edici ortamda uzun süre hizmet etti Bir gece gördüğü bir kabus yüzünden uyuyamadı Ertesi gün sabah erkenden bir haberci geldi İki yabancı yakalamışlardı Yakalananlar kardeşi Orestes ve Pylades'ti İphigenia esirlerle yalnız kaldığında onlarla konuştu Truvanın yıkıldığını, Helena'nın Sparta'ya döndüğünü söylediler Orestes ona babalarını öldürdüğünü söyleyemedi İphigenia bir mektup hazırladı ve bunu Orestes'e verdi Orestes mektubu Agamemnon'a götürecek ve gelip kayıp sandığı kızını kurtaracaktı Orestes mektubu okuyunca İphigenia'nın öz kardeşi olduğunu anladı ve sonuçta üçü bir olup kaçtılar Mykenai'ye döndüklerinde Orestes kral oldu İphigenia da Yunanistan'daki Brauron'da bulunan Artemis tapınağında rahibeliğine devam etti


116 Ve Odysseus

İthaka adasında kendisini bekleyen sevgili eşi kraliçe Penelope'ye dönmesi için bir on yıl daha bekleyecekti Başından türlü maceralar geçti Sonunda döndüğünde ülkesinin başına geçti ve yaşlanarak öldü

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla