Konu: Ruhi Su
Yalnız Mesajı Göster

Ruhi Su -Türk Halk Müziği Sanatçısı

Eski 12-14-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Ruhi Su -Türk Halk Müziği Sanatçısı



Halk türkülerini özgün söyleyişiyle, kalın ve tok sesiyle, sazı değişik bir tavırla çalışıyla tanınan Ruhi Su (1912-1985), halk müziği geleneğinin yanı sıra batının şan tekniğinden de yararlanmıştır

Asıl adı Mehmet olan Ruhi Su Van'da doğdu i Dünya Savaşı'nın yıkımı içinde yitirdiği anne ve babasını hiç tanımadı Çok küçük yaşta Adana'ya giderek çok yoksul bir ailenin yanında yaşamaya başladı İngilizler ve Fransızlar Adana'yı işgal edince, birçok aile gibi Mehmet'in yanında bulunduğu aile de işgalin getirdiği sorunlara dayanamayarak Toroslar'a sığındı Uzun süre oradan oraya göçtüler Kurtuluş Savaşı bitince aile yeniden Adana'ya döndü Bu arada Mehmet, "amca" dediği aile reisinin gerçek amcası olmadığını öğrendi



Ailenin Adana'ya dönüşünden hemen sonra Adana Öksüzler Yurdu'na yazıldı Burada müzikle ilgilenmeye başladı, keman çalmayı öğrendi Öksüz yurtlarını bitiren tüm öğrencilerin zorunlu olarak askeri okullara gönderilmesi uygulaması uyarınca İstanbul'a askeri liseye gitti Bu arada, Adana'da onu muayene eden askeri hekim adının yanına bir ad daha almasını söylemişti Böylece adına Ru-hi'yi de ekledi


Ankara'ya gidip müzik öğrenimi görmeyi amaçlayan Ruhi Su askeri liseden ayrıldı, ama isteğini gerçekleştiremediği için Adana'ya dönerek ortaöğrenimini orada tamamladı Ardından Ankara Müzik Öğretmen Okulu'na girerek 1936'da mezun oldu Bir süre Riyaseticumhur Filarmoni Orkestrası'nda (bugün Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) kemancı olarak çalıştı, ama sonra şan çalışmaya başladı




Aynı yıl Ankara Devlet Konservatuvarı'nda yeni açılan opera bölümüne kabul edilen Ruhi Su 1942'de mezun olunca Ankara Devlet Operası'nda göreve başladı 1943-45 arasında radyoda türkü söyledi 1952'de siyasal nedenlerle yargılanarak beş yıl tutuklu kaldı Bu sırada evlendi Tutukluluğu bittik ten sonra uzun bir işsizlik dönemi geçirdi Yerleştiği İstanbul'da çeşitli gazino ve kulüplerde türküler söyleyerek yaşamını kazanmaya çalıştı Bir yandan da müzik çalışmalarını sürdürdü


Anadolu'nun çeşitli yörelerinden birçok türkü derledi; Nâzım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Orhan Veli gibi şairlerin şiirlerinden ve kendi şiirlerinden besteler yaptı 1962'den sonra türkülerle ilgili çalışmalarını plaklarda topladı Bu plaklarda Köroğlu'nu, Pir Sultan Abdal'ı, semahları ve zeybekleri dile getirdi Birkaç kez yurtdışına çıkarak Almanya, İngiltere, Hollanda, İsveç, Bulgaristan ve Avustralya'da konserler verdi 1980'lerin başında hastalarıdı Kendisine pasaport verilmediğinden tedavi için yurtdışına gidemedi

Geleneksel türküleri yerel üslup özellikleriyle söylemeyi taklitçilik olarak kabul eden Ruhi Su bunun ulusal düzeyde ortak bir müzik diline ulaşılmasını engelleyeceğini ileri sürmüştür Ruhi Su'ya göre halk müziği, yaşayan bir varlık gibi her an değişen, yeniden doğan bir sanattır Halk türkülerinin çağdaş bir yoruma ulaşması, bu türkülerin ancak batının şan tekniğinden yararlanarak söylenmesiyle gerçekleşebilirdi

Derlenip yayımlarımış kitap ve notaların, bir türkünün bütün incelik ve özelliklerini yansıtmada yeterli olamayacağını savunmuştur Bu nedenle Anadolu'yu dolaşarak o türküleri söyleyenleri bulmuş ve derlediği türküleri yorumlarken ezginin ana çizgisini korumuştur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla