Yalnız Mesajı Göster

80'lerde Diziler

Eski 12-12-2009   #8
Gözyaşı
Varsayılan

80'lerde Diziler



Yorumun için teşekkürler devamı
geliyor

KAPTANLAR VE KRALLAR (Captains and the Kings)

Taylor Caldwell'in romanından uyarlanmış bu mini dizi, İrlandalı göçmen çocuğu Joseph Francis Xavier Armagh'ın hırs ve acıyla dolu hayatını anlatırdı Acıların çocuğu Joseph tutkularının peşinde koşarak fırsatlar ülkesi Amerika'da yükseliyor ancak sonunda çok feci bedeller ödüyordu Mantık evliliği yaparak sevmediği bir kızla evlenmiş, Amerika başkanı yapmaya çalıştığı biricik oğlu Rory babasının kaderini paylaşmayı reddedip trajik sona doğru ilerlerken , kızı da aslında dayısı olan bir adama aşık olup sonunda fıttırmıştı Dramatik ve çarpıcı Joseph'i canlandıran Richard Jordan o dönemin en sevilen artistlerinden olmuştu Gencecik ve güzeller güzeli Jane Seymour da Rory'nin aşık olduğu kızdı


AŞAĞIDAKİLER & YUKARDAKİLER (Upstairs & Downstairs)

Bol çeneli bir İngiliz dizisiydi, annemler kaçırmadan izlerdi Bu dizide kocaman bir malikhanede yaşayan Belami ailesi ve bunların çalışanlarının maceraları anlatılırdı Yukardakiler efendi, aşağıdakiler de hizmetçiydi Profesyoneller'de CI5'in patronunu oynayan Gordon Jackson bu dizide evin uşağını oynamıştı



ATLANTİS'TEN GELEN ADAM (The Man From Atlantis)



Dallas'ın Bobi'sinin başrolde oynadığı bir diziydi Bobi'nin parmaklarının arasında bize o zamanlar çok tuhaf, çok marjinal gelen perdeler vardı çünkü o Atlantis'ten gelen , su altında soluk alan bir balıksıadam idi Denizde böyle dalgalanarak tuhaf bir stilde yüzerdi



KAVANOZDAKİ ADAM



Kabus gibi bir TRT diziydi Başroldeki Ahmet Mekin'e Türk doktorlar dünyada bir ilki gerçekleştirip beyin nakli yapıyorlardı O sahneyi de hiç unutmamışımdır, doktor elinde bulaşık eldivenleriyle bir kavanozdaki beyini alıyor, löp diye kafatasının içine koyuyordu!!!!! Çok dalga geçmiştik bu sahneyle zamanında Neyse nakilden sonra eleman fıttırıp beynin eski sahibi olduğunu sanmış, herifin evini basıp karısına hamle etmişti falan filan




PAZAR KONSERİ



Türk müziğinin büyük maestrosu rahmetli Hikmet Şimşek'in yıllarca sunduğu unutulmaz bir programdı Pazar günleri yayınlanırdı Babam klasik müzik çok sevdiği için bize de bu program izlettirirdi Bu programda en güzel bölümler Viyana Senfoni Orkestrası'nın yeniyıl konserleriyle Danny Kaye'in yaptığı özel programlardı Strauss valsleri ile kendimizden geçtiğimiz unutulmaz bir yeniyıl konserinde büyük maestro Herbert Von Karajan konserin finalini Raditski Marşı ile yapmış ve ara kısımlarda tüm salona alkış tutturmuştu Ondan sonra bu bir gelenek haline geldi ve tüm dünyada Raditski Marşı'nın finalinde alkış tutmak adet oldu konserlerde


BİZİM EV (Our House)



Vallahi bunu da pazar akşamları izlediğimi anımsıyorum Bu dizide anne ve çocukları baba öldüğü için dedenin evine taşınıyorlar ve beraberce şenlikli bir hayat yaşamaya başlıyorlardı Babam çok severdi bu diziyi En büyük kızı doksanlarda Evimiz Hollywood'da dizisiyle patlama yapacak Shannen Doherty oynuyordu Her hafta bir iyilik, dürüstlük, erdem dersi verilirdi bu dizide

Alıntıdır


MARTI ADASI (L'Isola del gabbiano)




İnsanın kanını donduran bir dizi idi Barbara'nın kör kızkardeşi Marianne İtalya'da bir yerlerde kaybolmuştu Barbara kızkardeşinin izini sürmeye karar verip yola koyuldu amma, bu arada ardı arkasına kör kızların cesetleri ortaya çıkmaya başlamıştı İpuçlarını takip eden Barbara Martı Adası'na geldi, tabii çeşitli badireleri atlattıktan sonra! Adada sürekli cıyak cıyak bağıran korkunç martılar Barbara'ya saldırmış, başına çorap örmüşlerdi Fakat martılardan kurtulmayı başaran kahramanımız adanın altında denize dalarak gidilebilecek bir yer bulup kızkardeşini kurtarmıştı Kötü adam da belasını buldu

Bu dizideki martı sesi seksenlerde çocuk olan büyük bir kitleyi hasta edip martı fobisine sebebiyet vermişti



ALTIN KIZLAR (The Golden Girls)



Altın Kızlar beraber yaşayan 3 tane menopoz teyzeydi, Dorothy entelektüel olan, Rose düpedüz salak, Blanche ise fındık kıran folloş ablaydı Bir süre sonra Dorothy'nin annesi 200 yaşındaki Sophia da bunların yanına taşınmış ve kahramanlarımız coşmaya başlamışlardı Seslendirme de bir TRT klasiği olarak mükemmeldi Olaylar bu ablamların oturma odasında geçer, muhabbetleri ve Sophia'nın bunlara yapıştırdığı cevaplar gülmekten kırar geçerdi bizi




İşte şeytanın kıçına anahtar uyduran arkadaş bu idi Bu da diğer kahramanlar gibi her bölüm kötülerin peşinden koşardı ama asla silah taşımazdı, onun yerine ortamda mevcut ıvır zıvırdan bin türlü mekanik, silah, makine yapıverirdi Mesela manavda hapis kalırsa pırasadan bazuka yapar, tuvalette kaldıysa peçete ve sabunla bomba imal edebilirdi Sokaktaki hiç bir çocuk bu diziyi kaçırmazdı, ağzımız açık seyrederdik Bir de bunun adının nasıl telaffuz edildiğine dair kavga ederdik durmadam, "makgayvır" mı yoksa "mekgeyvır" mı diye



MCMILLAN VE KARISI (McMillan & Wife)



Unutulmaz büyük yıldız Rock Hudson'ın başrolde oynadığı çok sevilen bir diziydi McMillan, San Fransisko'lu bir polis memuruydu, ama karısıyla kocaman bir evde yaşardı Bunların bir de evlere şenlik cadoloz bir hizmetçileri vardı McMillan her bölümde olayları çözer, karısının başını dertten kurtarırdı Fakat kadın rahat durmaz, sonraki bölümde hemen başını yine derde sokardı



KARA ŞİMŞEK (Knight Rider)



Çocukluğumuzun efsane dizisiydi Bir olayda kurşunlanan polis Maykıl'a plastik cerrahi ile yeni bir yüz yapılıyor ve kahramanımız David Hasselhof formatında Maykıl Nayt olarak coşuyor, kötülerle mücadeleye başlıyordu Bunun patronu Devon, asistanı da kumral güzeli Bonnie idi Her bölümde güzel bir kadının başı belaya girer ve şövalyemiz onu kurtarmak için süper akıllı ve konuşan arabası Kit ile olay yerine giderdi Bu araba siyahtı, kendine kendine hareket eden yarım direksiyonu, bir de önünde dillere destan bir kırmızı ışığı vardı ki memleketimizde binlerce araba bu sebepten modifiye edilmiştir (Kit aslında bir Transam Pontiac idi) Bir de bu Kit'in kötü kalpli kardeşi Kar vardı ki en korkunç bölümlerden birinde kumların altına gömülerek ışşığı sönmüştü kendisinin hiç unutmam Resmen ağzımız açık izlerdik Kara Şimşek'i



AŞK-I MEMNU



TRT'nin ilk ve en meşhur dizisi idi, yönetmeni Halit Refiğ, başrol oyuncusu ise gencecik Müjde Ar idi, Müjde Ar yasak aşkına karşı koyamayan bahtsız Bihter rolü ile bir anda parlamıştı Bihter'in yasak aşkını da mavi gözleriyle meşhur Salih Güney oynamıştı (ama dizi siyah beyazdı tabii)



--------------------------------------------------------------------------------

KOMİSER KOLOMBO (Columbo)

Dağınık saçları, buruş buruş pis pardesüsü ile pejmürde detektif Kolumbo, TRT'nin unutulmaz dizilerindedi En çapraşık davaları sabırla çözebilen, gayet geniş, rahat bir dayıydı Suçlulara öyle sorular sorardı ki, katil bunun salak olduğuna inanıp gevşer, fakat Kolumbo tam kapıdan çıkarken cart diye tuzaklı soruyu sorup herifi faka bastırırdı


__________________
Alıntı Yaparak Cevapla