Konu
:
HZ. FÂTIMA: Peygamberin Kızı Olmak
Yalnız Mesajı Göster
HZ. FÂTIMA: Peygamberin Kızı Olmak
12-06-2009
#
1
b@ron
HZ. FÂTIMA: Peygamberin Kızı Olmak
Güneş
yakın yıldızlarını biraz daha yaklaşmaya çağırdı kendine
Sonra abasının kanatlarını açıp şefkatle sardı onları
Olacak gibi değil ama oldu
güneş sisteminin en parlak yıldızları bir örtünün altında toplandılar
Dudakları kilitlendi heyecandan
Nefesleri kalp çekicinin altında şekilden şekle girdi
Işıklarını aldıkları kaynağa bu kadar yakın olmamışlardı hiç
Aynı abanın altında olmak
evrendeki değerlerini yeniden belirlemişti
Yalnız onlar değil
bütün kâinat nefesini tutmuş güneşin dudaklarının kımıldamasını bekliyordu
Ve güneşin dudakları kıpırdadı : "
ım! Bunlar benim Ehl-i beytimdir; onları kötülüklerden koru ve kendilerini tertemiz kıl!" Bu duayı işiten yıldızlar sevinçle sokuldular güneşlerine
Hz
Fâtıma
Hz
Ali
Hz
Hasan ve Hz
Hüseyin
Peygamberin abasının altında gülümsediler
Bu âile fotoğrafı
albümlerinin ilk sayfasını süsledi inananların
Zira bu sayfaya bakmadan öteki sayfaları anlamak imkânsızdı
Bu fotoğrafta Son Peygamber; hem baba
hem dede
hem kayınpederdi
Bu fotoğrafta Ali; hem eş
hem baba
hem damattı
Bu fotoğrafta Hasan ve Hüseyin; hem oğul
hem torundular
Bu fotoğrafta Fâtıma; hem anne
hem eş
hem çocuktu
Çocuktu ve yapılanları anlayamıyordu
Koşuyor ve küçük elleriyle babasının sırtına atılan pislikleri temizlemeye çalışıyordu
Nasıl yaparlardı bunu! Hem de Kâbe'nin karşısında secdedeyken! Ondan daha temizi yokken nasıl yaparlardı! Fâtıma
babasının mübarek sırtına konulan deve işkembesini tuttuğu gibi fırlattı müşriklere
Son Peygamber namazını bitirip ellerini göğe kaldırdı
"
'ım Kureyş'i sana havale ediyorum!"dedi üç kez
Sonra sarıldı Fâtıma'ya
" Babasının Anası" diye sevdiği cana
Öptü yanaklarından
başını okşadı
Fâtıma ne kadar başkaydı! Peygamberlik gelmeden bir sene önce vermişti Yaradan onu
En küçük kızıydı Nebî'nin
Aydınlık yüzlü bir kız! Bu yüzden "Zehrâ" dendi ona
Sonra büyüdü
genç kız oldu
İffetli bir kız! Bu yüzden "Betül" dendi ona
Betül'ü eş olarak istediler Son Peygamber'den
O Ali'ye layık gördü
Hz
Ali
Bedir Savaşı'nda ganimetten payına düşen zırhı satarak mehrini verebildi Hz
Fâtıma'nın
Çeyize gelince
hiçbir gelin onun kadar kanaatkâr olmadı; içi hurma lifi doldurulmuş deri bir yastık
iki el değirmeni
deriden yapılma iki su kabı
Bu kaplarla su verecekti birer yıl arayla dünyaya gelen Hz
Hasan ve Hz
Hüseyin'e
bu kaplarla Uhud'ta gazilere su taşıyacaktı
Ne müthiş bir gündü o! Yalnız beraberindeki on hanımla beraber su ve yiyecek taşımıyor
hemşirelik de yapıyordu o büyük sınavda
Bir zamanlar babasının sırtını temizlemeye çalışan küçük eller büyümüş
bu kez babasının kanını dindirmeye çalışıyordu külle
Rasûlullah'ın göz bebeğiydi o
Kendisini her bakımdan örnek alan
konuşmasıyla
hayasıyla
yürüyüşüyle bir peygamber kızı olduğunu gösteren Fâtıma'nın üzerine titrerdi
'ın elçisi
Yolculuğa çıkarken biraz daha fazla görebilmek için en son onunla vedalaşır
yolculuktan döndüğünde ise özlemle ilk olarak ona koşardı
Fâtıma'yı görmek "sevinç" demekti Son Peygamber için
Evine geldiğinde ayakta karşılardı onu
Can parçasının yanaklarından öper
sonra elinden tutup kendi yerine oturturdu
Fâtıma'nın evini ziyaret etmek ise ayrı bir sevinçti O'nun için
Çünkü o evde damadı Ali
torunları Hasan ve Hüseyin de vardı
Hepsi yarışırdı Muhammed (sav) muhabbetinde
Her seferinde damadıyla kızının arasına oturur
yalnız kaldıklarında "Beni daha çok seviyor!" diye tatlı tatlı çekiştiklerinden haberdar dengeyi sağlardı aralarında
Hz
Peygamber her işte bir orta yol
bir denge gözetirdi
Sevgisi hiçbir zaman adaletine gölge düşürmemişti
"Kızım Fâtıma bile yapmış olsa uygularım
" diyerek sosyal statüsü ne olursa olsun insanlar arasında ayrım yapılmasına karşı çıkar
hukukun üstünlüğünü savunurdu
Sevgili kızı ve damadının bir hizmetçiye ihtiyaç duyduklarını söylemeleri üzerine
bu isteklerinden kendilerinden daha yoksul olan "Ehl-i Suffe" adına feragat etmelerini talep etmiş
bunun yerine yatmadan önce her gece otuz üçer defa "Sübhanallah"
"Elhamdulillah" ve "
uekber" demelerini salık vererek
bunun bir hizmetçiden daha çok kendilerine yardım edeceğini hatırlatmıştı
Ah ayrılık vaktinin geldiğini can parçasına nasıl da hatırlatmıştı! Kur'ân-ı Kerîm'i Cebrâil (a
s
)'la yılda bir kez karşılıklı okuyorlardı ama son sene iki kere bir araya gelmişlerdi
Ayrılığa bir işaret sayılabilirdi bu
Hz
Fâtıma bu sözleri duyar duymaz gözyaşlarına boğulmuş
bunun üzerine Hz
Peygamber
kendisine ailesinden ilk olarak onun kavuşacağını söyleyerek teselli etmişti onu
Ölümle teselli olur mu! Kavuşulacak olan Son Peygamberse olur elbette
Ah nasıl üzülmüştü ayrılık vaktine Fâtıma! Ah nasıl sevinmişti adı "ölüm" olsa bile buluşma vaktine
"Fâtıma benim parçamdır
" demişti Hz
Peygamber
Hastalığı ağırlaşıp parçasından ayrılma vakti yaklaştığında Fâtıma "Ah babacığım! Vay babamın başına gelenler!"diyerek gözyaşı dökmeye başlamış
Kâinatın Efendisi
"Bugünden sonra baban hiç dert çekmeyecek güzel yavrum!" diye son kez teselli etmişti onu
Sonunda vakit gelmiş
gözler yeniden yaşlarıyla birleşmiş can parçasının dilinden şu sözler dökülmüştü: "Babacığım Rab Teâlâ çağırdı ve hemen koştun! Firdevs cenneti senin yurdundur şimdi! Cebrâil'e teslim ettik seni!"
Ah sevgi! Neler söyletiyor Fâtıma anamıza definden sonra: " Rasûlullah'ın üzerine çarçabuk toprak atmaya eliniz nasıl vardı! Nasıl razı oldu gönlünüz!" Hz
Fâtıma'nın gönlü uzun bir ayrılığa razı olmadı
Babasının müjdesi bu sözleri söyledikten beş buçuk ay sonra gerçekleşti
"Fâtıma benim bir parçamdır
Onu sevindiren beni sevindirmiş
onu üzen beni üzmüş olur
" demişti Nebî
Aylar binek olup taşımıştı Fâtıma'yı Ramazan'a
Ve Ramazan'da parça aslıyla bütünleşmişti
A
ALİ URAL
__________________
b@ron
Kullanıcının Profilini Göster
b@ron tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul