|  12-03-2009 | #1 | 
	| 
Şengül Şirin  | 
				  Antheus 
 
            Antheus
 
 
   
 Antheus, Halikarnassos'un (Bodrum) kral soyundan bir gençmiş, Miletos zorbası Phobios'un sarayında yaşıyormuş ki, Phobios'un karısı, ona gönül vermiş, ama de-likankyı kandırarriamış bir türlü
  Yakalanacaklarından korktuğunu, ya da konukluk kurallarına karşı gelmekten çekindiğini İleri sürerek kraliçeyi oyalıyor, buluşmalarını ertell-yorrnuş  Günün birinde kraliçenin sabrı tükenmiş öç almaya karaı vermiş  Bir altın tası derin bir kuyunun içine atarak,  Antheus'a inip tası çıkarmasını buyurmuş, delikanlı kuyunun dibine varınca üstüne kocaman bir taş atıp onu ezmiş  Sonra da ne büyük bir suç işlediğini  anlamış ve pişmanlık duyarak kendini asmış   
			
			
			
			 
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
	|  |   |