| 
			
 
Cloud
 
		
	
		
	
	 | 
	
	
	
	
		
		
			
			
				 
				Cevap :  Ekonomi Sözlüğü
			 
			 
			
		
		
		
		
            R 
Reel Faiz Oranı (Real Interest Rate): Nominal faizin enflasyondan arındırılmış halidir  Teknik olarak, nominal faiz oranından, beklenen enflasyon oranının çıkarılması ile bulunur  Örneğin,İskonto edilmiş, diğer bir deyişle bir bedel karşılığı (iskonto) el değiştirmiş olan kıymetlerin yeniden bir bedel karşılığı (re-iskonto) el değiştirmesini ifade eder  Merkez bankalarının, şartlarını kendileri belirlemek şartı ile çeşitli senetleri iskontoya tabi tutarak (re-iskonto), reeskont penceresi adı altında para politikası uygulamalarında kullandıkları bir araçtır faiz oranı % 70, beklenen enflasyon oranı % 60 ise, reel faiz oranı % 10’ dur  
 
 
 
 
Reeskont: İskonto edilmiş, diğer bir deyişle bir bedel karşılığı (iskonto) el değiştirmiş olan kıymetlerin yeniden bir bedel karşılığı (re-iskonto) el değiştirmesini ifade eder  Merkez bankalarının, şartlarını kendileri belirlemek şartı ile çeşitli senetleri iskontoya tabi tutarak (re-iskonto), reeskont penceresi adı altında para politikası uygulamalarında kullandıkları bir araçtır  
 
 
 
 
Repo (Repurchase Agreement): Bir kıymetin belli bir tarihte, belli bir orandan geri satım vaadi ile alımını ifade eder  İşleme konu olan kıymet ödünç verilen para için teminat niteliğindedir  Merkez bankası açısından repo işlemi Açık Piyasa İşlemleri çerçevesinde, piyasaya, işlem vadesi süresince, repoya tabi kıymetler karşılığında geçici olarak para verilmesini ifade eder  
 
 
 
 
Resesyon: Ekonomik büyümenin belirli bir süre negatif ya da yavaş olmasıdır  Ekonomide atıl kapasitenin olması ya da ekonominin uzun vadeli büyüme oranından daha düşük bir oranda büyümesi olarak da tanımlanabilmektedir  
 
 
 
 
Revalüasyon: Ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerinin artmasını ifade eder  Örneğin, Türk Lirasının ABD doları karşısındaki değerininin 1,3 YTL’den 1,2 YTL’ ye yükselmesi (ABD dolarının değer kaybetmesi), YTL’ nin 0,1 Lira değer kazanması anlamındadır  
 
 
 
 
Rezerv Para (Hard Currency): Merkez bankaları ile uluslararası finans kuruluşlarının portföylerinde bulunan döviz ve altın cinsinden varlıkları ifade etmektedir  Buna göre, ödeme aracının rezerv para özelliği taşıyabilmesi için, diğer paralar karşısındaki değeri istikrarlı olmalı, dünya ticaretindeki payı büyük bir ülkeye ait olmalı, döviz piyasalarında rahatlıkla alınıp satılabilmelidir  
 
 
 
 
Risk-Getiri: Bir yatırımın öngörülen getirisi karşılığında mevcut riskini ifade eder  Risk genelde yatırımın geçmiş getirilerinin standart sapması (historical volatility) ile ifade edilir  Yatırımdan beklenen getiri ise (expected return), geçmiş getirilerinin ortalamasıdır  Belli bir risk karşılığında elde edilebilecek maksimum getirilerin oluşturduğu risk-getiri eğrisine “efficient frontier” adı verilip, özellikle karşılaştırma, ölçüt (benchmark) amaçlı kullanımı söz konusudur  Vadesine kadar elde tutulduğunda getirisi kesin olan tahvil-bono türü yatırımlar bu tür analizlerde genelde risksiz yatırım olarak kabul edilirler  Ancak bu tür kıymetler üzerinde vadesinden önce işlem yapılması söz konusu ise benzer piyasa riskleri (faiz, kur) söz konusudur  
 
 
 
 
Risk Primi: Bir yatırım aracının taşıdığı risklerin fiyatlara yansıması risk primidir  Riskli bir yatırım aracının beklenen getirisi ile risksiz bir aracın beklenen getirisi arasındaki fark olarak da hesaplanabilir   
 
 
 
 
Riske Maruz Değer (Value at Risk (VAR)): Döviz, menkul kıymet ve benzeri yatırım araçlarının ya da bunlardan oluşan bir portföyün içerdiği piyasa riskinin ölçülmesi amacı ile kullanılan istatistiksel bir yöntemdir  Bu tür bir ölçümle, piyasa riski olarak adlandırılan, kur ve faiz riskinin yatırımın mevcut değerini çeşitli olasılık değerlerine ve süreye bağlı olarak ne ölçüde etkileyebileceği bulunmaya çalışılmaktadır  Diğer bir deyişle bir yatırımın, yatırım değeri cinsinden karşı karşıya olduğu riski ölçer  Örneğin 10 000 000 ABD doları tutarında bir yatırım için 1 000 000 ABD dolarlık VaR değeri, belli bir dönemde, örneğin 1 haftada, bu yatırımın olasılık değerine, örneğin % 1 olasılık, bağlı olarak karşı karşıya olduğu risk’in parasal değerini ifade eder  Portföyde ortaya çıkabilecek kaybın tahminidir  Geçmiş veya örneğin opsiyon fiyatlarından ulaşılan “implied” volatilite üzerinden yapılan hesaplamalara dayanır  Dolayısıyla tahmin yöntemlerine ilişkin, geçmiş geleceği ne kadar tahmin eder gibi kısıtlar bu yöntem içinde geçerlidir  Yönteme ilişkin metodolojik, örneğin ölçüme konu olan değerin getirisinin normal dağıldığı varsayımı, kısıtlar da söz konusudur  Sermaye yeterliliklerinde, sermayenin piyasa koşulları nedeniyle risk altında olan kısmı ile ilgili olarak, BIS tarafından bankaların uyması gereken bir ölçüt olarak da kullanımı mevcuttur  
 
 
 
 
Riskten Kaçınma (Risk Averse), Risk Alma (Risk Lover), Risk Neutral: Bir yatırımcının risk karşısında takındığı tavırları ifade etmekte kullanılan kavramlardır  “Risk averse” bir yatırımcı riskli bir portföyü ancak riskini karşılayacak garanti bir prim karşılığı kabul eden, “risk lover” bir yatırımcı yüksek bir riske rağmen bir prim talep etmeksizin garanti bir düşük getiriye razı olan, “risk neutral” bir yatırımcı ise riskle değil yatırımın getirisi ile ilgili olan yatırımcı türünü ifade eder   
 
 
 
 
Riskten Korunma (Hedging): Yatırım riskine karşı korunmak amacıyla finansal pazarlardaki araçları etkin ve doğru bir biçimde kullanarak olası ters fiyat hareketlerine karşı yatırımcının yatırımını güvenceye almasıdır  Yatırımcı, karşılaşılabilecek riskleri belirli bir değere düşürmek amacıyla vadeli işlem sözleşmeleri yardımıyla uzun pozisyon alarak gelecekte fiyatların yükseleceği beklentisi ile vadeli işlem sözleşmesi satın alabilir ya da kısa pozisyon alarak gelecekte fiyatların düşeceği beklentisi ile vadeli işlem sözleşmesi satabilir 
         
		
	
		
		
		
        
		
		
		
			
		
		
		
		
		
	
	
	 |